TİM Başkanı İsmail Gülle İzmir’de Konuştu

By Fortune Türkiye

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle’nin İzmir’de düzenlenen “TİM Ege Meclisi’nde Konuştu.

Sayın Bakanım, Sayın İzmir Valim, Sayın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanım, Kıymetli İhracatçı Birlik Başkanlarım, Kıymetli Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Sivil Toplum Kuruluşlarının Değerli Temsilcileri, Değerli Bürokratlar, Kıymetli Basın Mensupları, Sizleri şahsım ve Türkiye İhracatçılar Meclisi adına saygıyla selamlıyorum. “TİM Ege Meclisi”mize hoş geldiniz. Sayın Bakanım, Değerli Konuklar, İzmir’in ticari hayatının serencamı, Türkiye’nin ticaret ve sanayi tarihinin çarpıcı bir özeti gibidir.  Cumhuriyetimizin ekonomi alanındaki tarihi adımlarından, girişimlerinden birisi olan İktisat Kongresi’nin İzmir’de toplanmış olması, rastgele bir karar değildir.  Henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken, 17 Şubat 1923’te düzenlenen İzmir İktisat Kongresi’nde fuarcılık alanındaki ilk örneğimiz olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nın da temelleri atılmıştır.  İzmir, sadece askeri zaferle taçlanmış mücadelemizin değil, aynı zamanda ekonomik bağımsızlığımızın da sembolü olan bir şehirdir. İhracat tarihimizin başından itibaren, dünyaya açılan kapımız, ve ülkemizin en çok ihracat yapan şehirlerinden olan İzmir, ihracat geleneğimizin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Ayrıca, Dış Ticaret ve özellikle ihracat; 1920 yılının Mayıs ayından itibaren, giderek artan bir yoğunlukta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de gündeminde olmuştur.  Bakınız, Milli Mücadelemizin en yoğun günlerinde Bakanlar Kurulumuzun aldığı 4 numaralı karar ile “ihracatın kayıtsız şartsız serbest olması” kararlaştırılmıştır. Vefatından sadece bir buçuk yıl önce, 4 Mart 1937’de bugün 83 binden fazla üyesi olan ihracatçı birliklerimiz ve TİM’in atası “Doğu Vilayetleri Tacir Birlikleri”, yine Ulu Önderimizin imzası ve öncülüğü ile kurulmuştur.  Gördüğünüz üzere, 10. Yıl Nutku’nda geçen “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık” cümlesi beyhude bir cümle değil, aksine imkansızın nasıl hayata geçirildiğinin gururlu haykırışıdır. Üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen, bizleri bugün bir araya getiren, tam da bu gurur ve mücadele ruhudur! Her zaman akademik çalışmalara, bilimsel analizlere ve elbette saha eğitimlerine yer vererek, her zaman sağlam kökleri ile zorluklara karşı dik duran bu yapıyı, korumamız ve geliştirmemiz boynumuzun borcudur. Bu sebeple, ülke ekonomimizin her dönemde en önemli sac ayaklarından birisi olan ihracatımızın geleceği adına yorulmadan, umutsuzluğa kapılmadan daha çok üretip, daha çok geliştirip, daha çok çalışmalıyız. Çünkü ihracat milli motivasyondur.  Ülkemizin dünya arenasındaki yüz akıdır.  Türkiye’ye dünya ekonomisinde saygınlık kazandırmaktır. 

Sayın Bakanım, Egemizin Değerli İhracatçıları, Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen seçimli genel kurulumuzda, TİM Başkanlığı sorumluluğunu sizlerin destekleri ile üstlenirken, bir söz vermiştik. “Makam küçülecek, hizmet büyüyecek.” “İhracatımız için bir kişi ile değil topyekûn bir hizmet anlayışı geliştireceğiz” demiştik. Gaziantep’te meşalesini yaktığımız, sonrasında Erzurum ve Ordu’ya, bugün de İzmir’e taşıdığımız TİM Anadolu Meclisleri, birliklerimizle olan dayanışmamızın, söz verdiğimiz topyekûn hizmet anlayışının, en güzel örneğidir.  Çünkü TİM; bir yapı ya da bir otorite değil; 83 bin ihracatçının birleştiği bir ağ; ihracat denildiğinde de Türkiye’nin akla ilk gelen tek çatı kuruluşudur.  Bugün ülkemiz; bölgemizde ve dünyada kalkınma için pusula arayan pek çok gelişmekte olan ülke için, bir referans noktasıdır.  Göreve geldiğimizden bu yana, Türkiye’nin ihracattaki başarılarıyla da oyun kurucu bir ülke olması adına, hedeflerimize, Hükümetimizin de destekleri ile, bir bir ulaşmaya, sözlerimizi tutmaya devam ediyoruz.  Halen daha, söyleyecek çok sözümüz, yapacak çok işimiz, ulaşacak da çok hedefimiz var! Ama en büyük hedefimiz ve asıl misyonumuz; Dış Ticaret Fazlası Veren Bir Türkiye’dir.  Bu hedefe doğru da, > Güçlü Türkiye > Güçlü Ekonomi > Güçlü İhracat > Güçlü İnsan Kıymetleri > Güçlü Altyapı ve İhracat Ekosistemi’nden oluşan 5G vizyonumuz ile hareket ediyoruz. Türkiye’nin ihracatı için 360 derece iletişim ve farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz. Verdiğimiz sözün gereği, sizlerin düşünce, öneri ve taleplerinizi bizzat alarak, o doğrultuda yeni stratejiler oluşturmak üzere bugün de sizlerin huzurundayız.  Bilhassa bölgemizin ihracatını konuşmak üzere, “TİM Ege Meclisi”mizi gerçekleştiriyoruz.  Sayın Bakanımız Ruhsar Pekcan’a da; her zaman olduğu gibi, değerli vaktini bizler için ayırarak, Meclisimize teşriflerinden dolayı; sonsuz şükranlarımızı sunarım. 

Sayın Bakanım, Değerli Egeli Dostlarım, Bildiğiniz üzere, 2018’de 168 milyar dolar ihracatla Cumhuriyet tarihi rekoruna imza attık. İller, ülkeler, sektörler bazında nice rekorlar beraberinde geldi. Bu rekorlar bizi son derece memnun ve mutlu etti, onur ve kıvanç duyduk.  2019 yılında da bu başarımızı sürdürmeye, aylık bazda rekorlar kırmaya devam ediyoruz.  Nitekim bugün Sayın Bakanımızla birlikte açıkladığımız, aylık ve 7 aylık dış ticaret verilerimiz de; bu başarımızın en büyük kanıtıdır.  Ancak, aynı zamanda bu başarı, daha iyi yarınlar için bizlere çok büyük sorumluluklar da yüklüyor.  Bu sorumluluklara istinaden bizler de, ihracatımızın geleceğine yönelik kritik başlıkları belirledik. 1. İhracatımızı değer olarak artıracağız 2. İhracatçı firma sayısını artıracağız 3. Sattığımız ürün çeşitliliğini ve kalitesini artıracağız 4. İhracat pazarlarımız arttıracağız Bu 4 olgu beraber gerçekleşirse, küresel ticaretten aldığımız payı, deyim yerindeyse katlayabileceğimiz çok açık.

Değerli Konuklar, 83 bini aşkın ihracatçımızla, ülkemizin bayrağını tüm dünyada dalgalandırmaya devam ediyoruz. Dünyanın en doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine, ürünlerimiz her yerde beğeni ile kullanılıyor. Bununla birlikte, ihracatta belirli sayıda firma üzerinde yoğunlaştığımız bir gerçek. 2018 yılında en çok ihracat yapan ilk 1000 firma, ihracatımızın %63’ünü ilk 5000 firma, ihracatımızın %84’ünü gerçekleştiriyor. Diğer taraftan, 2018’de yıllık 10 bin doların altında ihracat yapan 11 bine yakın firmamızın gelecek sene tekrar ihracat yapıp yapamayacağını kestirmemiz güç. Zira, 2017’ye kıyasla 2018’de 15 bin firma ihracata başlarken, 9 bin firmamızın ise ihracat dünyamızdan ayrıldığını görüyoruz. Tüm bu veriler, bizleri bu seferberliğe başlamamızın ne kadar elzem, ne kadar gerekli, ve en önemlisi, ne kadar acil olduğunu ortaya koyuyor.  Ortaya çıkan tablonun özeti şudur: Ülke bazında makro planların yanında, iller bazında, birliklerimiz ve illerimizin kanaat önderlerinin de desteği ile, daha mikro ölçekte, daha isabetli çalışmalar, bizleri başarıya götürebilme potansiyeli taşıyor. Bu heyecanı, bugün İzmir’de sizlerle devam ettirerek, TİM Anadolu Meclisleri programı kapsamında 83 bin ihracatçımıza ulaşarak, bu potansiyeli anlatacağız. Gittiğimiz her yerde, o ilin, o bölgenin ihracatını konuşacak, yeni firmalarımızın, girişimcilerimizin ihracat ailesine katılması için çalışacak, mevcut ihracatçılarımızın ihracatlarını artırmaları için gayret göstereceğiz.

Sayın Bakanım, Çok Değerli İhracatçı Dostlarım, Konuşmamın bu bölümünde İzmir’in ihracatına ilişkin bazı önemli verilere değineceğim. İZMİR’İN İHRACATI 2002’de İzmir ilimizin ihracatı 2,8 milyar dolar iken, 2018 itibari ile 10,2 milyar seviyesine yükseldi. Bugün İstanbul ve Bursa’dan sonra en çok ihracat gerçekleştiren 3. ilimiz konumunda.  İlimizin 2018 yılında eriştiği bu rakam, aynı zamanda tüm zamanların en yüksek yıllık ihracat rakamı.  İHRACATTAN ALDIĞI PAY İzmir’in 2018 yılında toplam ihracatımızdan aldığı pay ise, %6,1 olarak karşımıza çıkıyor. Ancak 2002’de bu oran %7,7 seviyesindeydi. Dolayısıyla, ilimizden beklentimiz, ülkemizin ihracat artış oranını da aşan bir tempoda performans göstermesi.  Bu sayede, önce bölgemiz, ardından ülkemizin ihracatını sırtlamak, ilimizin hedefleri arasında olmalı. İHRACATTA TEKNOLOJİ SINIFLARI Özenle takip ettiğimiz, ve çok sıkı çalışmalar yürüttüğümüz başka bir husus, ihracatımızın teknolojik düzeyi. Bakınız, 2018 yılında ülkemiz ihracatının %3,3’ü ileri teknoloji sınıflarında gerçekleşti. Yüzde 34’i aşkın bir oranda da orta-ileri teknoloji ürünleri ihraç ediyoruz. İzmir’de ise Yüksek teknolojili ürün ihracatımız, 134 milyon dolar ile %1,3 Orta – Yüksek Teknolojili ürün ihracatımız da 3 milyar dolar ile %29,3 seviyesinde gerçekleşti. Dolayısıyla, sahip olduğu tabi kaynaklara ilaveten, ilimizin sanayisinin ileri teknolojiye doğru yönelmesi, ülkemizde, ve hatta dünyada üretilmeyeni üretmesi, bunu ihraç etmesi son derece önemli. Eminim ki, ilimizdeki çok kıymetli üniversitelerimiz, teknokentlerimiz, bu potansiyeli açığa çıkarmak adına sanayi ile iş birliği içerisinde pek çok proje yürütüyorlardır.  Firmalarımız, araştırma ve ürün geliştirme konularında akademik bilgiye daha fazla başvurmalı. Ancak bu sayede, sofistike ürün üretim ve ihracatını daha etkili bir seviyeye çekebiliriz. İHRAÇ PAZARLARINDA YOĞUNLAŞMA Önemli bir konu olarak, “İhracatta Pazar Çeşitliliğine” dedeğinmek istiyorum.  Pazar yoğunlaşması bölgesel ve ülkesel anlamda, bünyesinde belirli riskleri de beraberinde getirebiliyor.  Bu konuda geçmişte yaşanan çok önemli örnekler var: Yaş meyve-sebze sektörümüz, yıllardır sadece Rusya pazarına yoğunlaştı. Yaşanan ilk sıkıntıda ihracatçı firmalarımız çok önemli sorunlar yaşadı. Keza son dönemde hayvansal mamuller sektörümüzün Irak’ta aynı sıkıntıyı yaşadığına hep birlikte şahit olduk. Ancak, pazar yoğunlaşması anlamında; İzmir’imizin karnesi gerçekten çok iyi.  En çok ihracat gerçekleştirilen ülke olan Almanya’nın, tüm İzmir’in ihracatındaki payının %12,3 olması, ihracatın muhtelif ülkelere yayılması, bu anlamda çok değerli. Türkiye’nin ihracat yaptığı 228 ülke ve bölgenin 193’üne İzmir’den ihracat gerçekleşiyoruz. Bu anlamda, Sayın Bakanımızın da huzurunda EİB bünyesindeki tüm ihracatçılarımızı yürekten tebrik ediyorum.  Sizlerin bu dinamizmi, İhracatımızın bölgesel krizlere karşı, ne kadar hızlı alternatif geliştirebildiğini, ve sağlıklı stratejiler uygulayabildiğini gösteriyor.  RCA (AÇIKLANMIŞ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK) Son olarak, hepinizin takip ettiği üzere, Ocak ayında yayınladığımız “İhracat 2019 Raporu”ndan bahsetmek istiyorum. Raporda, dünyada en çok ithalatı yapılan 200 ürünü ele aldık. Ve “açıklanmış karşılaştırmalı üstünlük” modeline göre, bu 200 ürünün 47’sinde, rekabet avantajına sahip olduğumuzu gördük. 2018 yılında İzmir bu 47 ürünün 42’sinde, toplam 1,6 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi, bu İzmir’in toplam ihracatının 5’te birine yakın. Ancak, bu ürünlerin küresel ticaret hacminin 1,3 trilyon dolar olması, bu pastadan çok daha fazla pay almamız gerektiğini ortaya koyuyor. Bu potansiyele örnek vermek gerekirse; (1) “Plastikten levhalarda 2018 yılında dünyadan 228 milyon dolar ithalatı olan Endonezya pazarında hem İzmir olarak, hem de Türkiye olarak hiç payımız bulunmamakta. (2) Diğer taraftan, İzmir’in en güçlü olduğu ürünlerden birisi olan, “Pamuktan tişört ve fanilada” 1 milyar dolardan fazla ithalat yapan İtalya pazarındaki payımız yüzde 7. İzmir’in payı ise binde birden az. (3) Aynı şekilde, “Kara taşıtları için tekerlek, aksam ve parçalarda” 1,1 milyar dolar ithalatı olan Kanada pazarında da, ülke olarak 6,1 milyon dolar ihracat ile %1’in altında bir pazar payımız bulunuyor.  Bu pazara 400 bin dolar seviyesinde ihracat yapan İzmir firmalarımız için Kanada pazarında daha çok potansiyel bulunduğu aşikar.  (4) Bir diğer örnek olarak da, “Pompa aksam ve parçalarında” 584 milyon dolar ithalatı olan Çekya pazarında; Türkiye olarak sadece 78 bin dolar ihracatımız var.  Bu ürünün üreticisi ve ihracatçısı olan İzmir’in ise, neredeyse hiç payı bulunmuyor.  Avantajlı olduğumuz bir ürün; ve hali hazırda düşük de olsa ihracatımızın olduğu bir pazarda, İzmirli firmalarımızın buraya yönelerek, pazar payımızı arttırabilmesi gayet mümkün. Demek istediğim şudur ki: Avantajlı olduğumuz ürünlerdeki pozisyonumuzu daha etkin kullanıp, pazar payımız olmayan ya da düşük olan ülkelerde daha proaktif bir ihracat stratejisi izleyebiliriz. Ayrıca, Bir yandan rekabette avantajlı olduğumuz ürünlere yoğunlaşırken, diğer taraftan da ihracatımızın kalitesinin sürdürülebilirliğine ve standardizasyonuna da ayrı önem göstermemiz gerekiyor.  Küresel ticaretteki tüm rakiplerimizin, gümrüklerde ürünleri dikkatle inceleyip takip ettikleri bir dönemde, kimi ürünlerimizin ihraç edildikleri ülkelerden, standartlar mazeret gösterilerek geri gönderilmeleri tahammül edilemez bir husustur.  Bilhassa rekabetin sertleştiği günümüzde, ürünlerimizin sevk edildikleri ülkelere o ülkelerin standartlarını karşılayacak şekilde gönderilmeleri, özel bir hassasiyet göstermemiz gereken konuların başında gelmektedir. TİM olarak, hem düzenlediğimiz toplantılarda, hem de bünyemizdeki dijital mecralarda ihracatçılarımıza potansiyel pazarlar hakkında bilgi sağlarken, aynı zamanda da bu konunun önemine vurgu yapmaktayız.  Bizler; İhracatçı Birliğimiz ile beraber, bu süreçlerde sizlerin yanında olmak, ülkemizin ve ürünlerimizin marka değerini korumak için, yeni ürün gelişimine de, katkı vermek için varız.  Sorun kapasite ise kapasiteye, eğitim ise eğitime, altyapı ise altyapıya eğilerek, yeni yatırımları bölgemize çekmek üzere çalışalım. Sayın Bakanımızın desteği her zaman bizimle. Özellikle hedef pazarlarımızda yaşanan sorunlarda, yatırım, kapasite geliştirme ve teşvik konularında, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemimizin tanıdığı dinamizm ile, hızlı ve net sonuçlara proaktif bir şekilde ulaşabiliyoruz. El ele vererek, çok daha başarılı ihracat rakamlarını hep birlikte yakalayacağımıza yürekten inanıyorum.  Sözlerime son verirken, başta EİB Yönetimi olmak üzere, bugün bu toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu gibi ortak akıl toplantıları, bizleri çok daha ileri götürecek adımları hep birlikte, el ele atmamızı sağlayacak. Bugün üretimden ihracata, yatırımdan istihdama, kamu kurumlarından özel sektöre, STK’lara, ilimizin kanaat önderlerinin tamamı burada bizlerle. Ve hatta Sayın Bakanımız Ruhsar Pekcan Hanım bizler ile.  Kendilerine bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bugün bu seferberliğe destek veren Sayın Valilerimize, Büyükşehir Belediye Başkanlarımıza, İhracatçı Birlik Başkanlarımıza ve Delegelerimize, KOSGEB, Eximbank gibi ihracatımıza destek veren kurum yöneticilerimize, Bakanlıklarımız İl Müdürlerimize, Kalkınma ajansımıza, OSB yöneticilerimize de şükranlarımı sunuyorum. “TİM Ege Meclisi”mizde bugün ele alacağımız konular ve ulaşacağımız çözümlerin, tekrar hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...