Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, küresel yatırımcıların Türkiye ile ilgilenmeyi sürdürdüğünü belirterek, “Türkiye’ye güçlü ilginin devam ettiğini söylemek mümkün.” dedi.
Şimşek, Washington’da düzenlenen IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları kapsamındaki JP Morgan Chase Yatırımcı Semineri’nde, Türkiye ekonomisine ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) bu yıl yüzde 3,1 genişlemesinin beklendiğini kaydeden Şimşek, büyümedeki yavaşlamada Rusya ile yaşanan gerilimler nedeniyle düşen turizm gelirlerinin önemli rol oynadığını dile getirdi.
Şimşek, cari açığın GSYH’ye oranının bu yıl yine turizm sektöründeki zayıflama nedeniyle yüzde 3 hedefinin üstüne çıkmasına karşın yönetilebilir seviyelerde kalacağını anlattı.
Büyüme ve cari açık üzerindeki olumsuz etkilerin bir bölümünün Rusya ile ilişkilerin düzelmesiyle gelecek yıl kaybolacağına işaret eden Şimşek, “Rusya ile ilişkilerin düzelmesi sadece turizmi değil, diğer sektörleri de olumlu etkileyecek. Tarımsal ihracatımızın önemli bir bölümü Rusya’ya yapıldığı için ambargoların kalkması, tarım sektörünün iyileşmesine yardım edecek. Özetle, Rusya ile ilişkilerin düzelmesinin net etkisi pozitif ve oldukça büyük olacak.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin diğer ülkeleri Rusya’nın alternatifi olarak görmediğini vurgulayan Şimşek, Orta Doğu ve Avrupa ülkeleriyle yakın ilişkilerin devam edeceğini bildirdi.
“Mali pozisyonumuz çok güçlü”
Şimşek, Türkiye ekonomisini etkileyen bir başka faktörün sığınmacı sorunu olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Türkiye, dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke. 3 milyonun üzerinde Suriyeli ve Iraklı sığınmacı Türkiye’de yaşıyor. Bu insanlar hayatlarını kurtarmak için kaçıyorlar ve çok büyük bir insani trajedi yaşanıyor. Bu trajediye çözüm bulmak bizim sorumluluğumuz ve biz bunu yerine getiriyoruz fakat Türkiye bu konuda hak ettiği itibarı görmüyor. Oysa ki mülteci krizi sadece Türkiye’nin değil, küresel bir sorun.”
Mehmet Şimşek, ayrıca Türkiye’nin sığınmacıların ülkeye adaptasyonu bakımından başarılı olması durumda, kısa vadeli ekonomik etkisi negatif olan bu sorunun, uzun vadede pozitif bir faktöre dönüşebileceğini ifade etti.
Avrupalıların aksine sığınmacılar konusunda çok endişeli olmadıklarına değinen Şimşek, “Biz sığınmacıların sadece bir yük değil, bir değer olduğuna inanıyoruz çünkü her şeyden önce demografi önemli bir etken ve hayatları için kaçmak zorunda olan bu insanların çoğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. Biz onlara iyi bir okul eğitimi, iş başı eğitimi veriyoruz ve çalışma izni tanıyoruz.” diye konuştu.
Sığınmacıların ana dilinin Arapça olmasının Türkiye’nin bölge ülkeleriyle ilişkilerine olumlu yansıyacağına işaret eden Şimşek, Türkiye’nin tüm komşularıyla görüş ayrılıkları yaşansa bile iyi ilişkiler kurmak istediğini belirtti.
Şimşek, bir başka soru üzerine, Türkiye ekonomisinin tüm siyasi, ekonomik ve jeopolitik sorunlara rağmen direncini koruduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
“Mali pozisyonumuz çok güçlü, yatırımcılar için cömert teşviklerimiz var. Ayrıca, ağustos ayında tasarrufları destekleyecek çok önemli bir reformu Meclis’ten geçirmeyi başardık. Çok güçlü bir Bireysel Emeklilik Sistemimiz var ve yaklaşık 6,5 milyon yeni müşteri kayıt oldu. Ayrıca, araştırma ve geliştirme reformunu Ekim 2015’te geçirdik. Bu mayıs ayında da iş gücü piyasasına yönelik reform programımızın en az yarısını tamamladık.”
Yapısal sorunlara yapısal çözümler
Seminerin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şimşek, ABD’de buluştuğu yatırımcılarla Türkiye ile ilgili birçok konuyu görüştüklerini aktardı.
Türkiye’nin, yapısal sorunlarına yapısal çözümler üreterek, yapısal reformlarla çözümü noktasındaki iradesi, göç ve terör meselesinin zaman zaman gündeme gelen konular olduğunu söyleyen Şimşek, “Türkiye’nin orta vadeli hedefleri, bu hedeflerin nasıl gerçekleştirileceği hususu da konuştuğumuz konular.” ifadesini kullandı.
Şimşek, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin önünün açık olduğunu yatırımcılara anlattıklarını bildirdi.
Türkiye’nin yakın dönemde zor bir süreçten geçtiğini hatırlatan Şimşek, “Yatırımcıların temkinli yaklaşımını kısmen anlıyorum ancak bizim işimiz tabii ki Türkiye’nin temellerini daha da sağlamlaştırmak ve Türkiye’ye yatırımcı ilgisini daha da güçlü kılmak. Bu toplantıya katılan yatırımcıların sayısından ve sorularından, Türkiye’ye güçlü ilginin devam ettiğini söylemek mümkün.” değerlendirmesinde bulundu.
Terör örgütleriyle mücadelede sağlanan başarı
Mehmet Şimşek, Türkiye’nin Rusya ve İsrail ile ilişkilerini yoluna koymasının yatırımcıları etkileyen faktörlerden biri olduğunu anlatarak, DAEŞ, PKK gibi terör örgütleriyle mücadelede sağlanan başarının da Türkiye’nin risk primini düşüreceğini vurguladı.
IMF’nin büyüme beklentilerine de değinen Şimşek, bu sene için açıklanan yüzde 3,3 büyüme tahminini gerçekçi bulduğunu belirtti. Buna karşın gelecek seneye ilişkin yüzde 3,2’lik büyüme tahmine katılmadığını kaydeden Şimşek, şöyle konuştu:
“Gelecek sene için biz IMF’den daha iyimseriz. Tabii gelecek sene bizim öngörümüz, özel sektör yatırımlarının biraz toparlanacağı, turizmin Rusya’yla düzelen ilişkiler çerçevesinde yeniden toparlanacağı varsayımı üzerine dayanıyor. Biraz da reform tabii. IMF’nin rakamlarının arka planını onlara sormak lazım. Bizim 2017’ye ilişkin büyüme beklentilerimiz, genel makro beklentilerimiz IMF’ye göre daha iyimser çünkü biz yapacağımız reformlarla, yakın coğrafyamızdaki ülkelerle geliştireceğimiz ilişkilerle ekonomiye yansımalarının daha iyi olacağını düşünüyoruz.”