Türkiye-Japonya Ekonomik İşbirliği Konferansı yapıldı

By Fortune Türkiye

Nikkei BP ile Nikkei Mutlu Dergi Grubu ve Nihon Keizai Shimbun, tarafından İstanbul Conrad Otel’de düzenlenen ‘Türkiye’nin Ekonomik Gelişimine Japonya’nın Katkısı’ adlı konferansın ‘Kaliteli Altyapı Ortaklığı’ başlıklı oturumunda organizatör olarak konuşma yapan Nikkei Mutlu Dergi Grubu CEO’su Zafer Mutlu, Nikkei Mutlu Dergi Grubu’nun  “Fortune Türkiye”, “InStyle Türkiye” gibi her biri kendi alanın pazarda önemli yeri olan dergileri ve dijital yayınları bünyesinde bulunduran medya grubu olduğunu söylerek konuşmasına başladı.

Nikkei Grubu’nun, ekonomi medyasında Japonya’nın lider kuruluşu olduğunu ve 2015 yılı Temmuz ayında İngiliz Financial Times’ı bünyesine katarak dünya çapında bir satın almaya imza attığını hatırlatan Mutlu, 2014 yılı Haziran ayından itibaren Nikkei Grubu’nun bir parçası olarak Türkiye’de yayıncılığı yanı sıra bugün gerçekleştirilen seminer, iş forumlarıyla da okuyuculara ve katılımcılara değer katacak faaliyetlerin altına imza attıklarını söyledi.

Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin İstanbul ziyareti vesilesi ile Türkiye ile Japonya arasında ekonomik işbirliğini geliştirmeye katkı sunmak için bu semineri düzenlemeye karar verdiklerini ifade eden Mutlu, Türkiye’nin, dünyanın en büyük 20 ülkesinin devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı G-20 zirvesine ev sahipliği yaptığını ve böyle bir ortamla, potansiyeli yüksek, Doğu ile Batı arasında geçiş noktasında bulunan Türkiye’nin, Asya’nın lider ülkelerinden Japonya’nın deneyimlerinden yararlanarak ekonomik hedeflerine daha kolay ulaşabileceğine inandığını sözlerine ekledi. 

“KAZAN-KAZAN İLİŞKİSİ”
Türkiye-Japonya Ekonomik İşbirliği Konferansı’nın açılış konuşmasını ise Japonya İstanbul Başkonsolosu Norio Ehara yaptı. Sözlerine Fransa’daki saldırıda hayatını kaybedenlere taziyelerini ileterek başlayan Ehara, ‘Türkiye’nin ekonomik gelişimine Japonya’nın katkısı’ başlığının tam zamanında atıldığını düşünüyorum. Yarından itibaren türkiye G20 toplantılarına ev sahipliği yapacak.  Başbakan Davutoğlu ve Başbakan Abe Türkiye’ye altyapı yatırımları konusunda görüşüyor. Bu toplantının neticeleri G20’de aktarılacak.

Kazan-kazan ilişkisinin mümkün olduğu düşünüldüğünde Türkiye’ye vermek istediğimiz mesaj temalarımızdan biri de deprem ülkesi olarak Japonya depreme dayanıklılık sismik izolasyon projelerini geliştirmektedir. Depreme yönelik önlemler Japonyanın geliştirdiği çalışmalarla zenginleşmektedir. Yüzde 70 ihtimalle İstanbul çevresinde büyük deprem ihtimali olduğu söylenmektedir.

Depreme yönelik önlemler bu toplantının konusu olacaktır. Bu bakımdan önemli bir çok sorunla karşılaşılacaktır. Türkiye’nin en önemli konuları biraraya geldiği düşünüldüğünde bu seminerde tartışılan konuların çok faydalı olacağını düşünüyoruz, iki ülkenin ilişkilerinin gelişmesini temenmi ediyorum.” diye konuştu.

DEPREME YENİLMEYECEK KENTLER KURMAK ZORUNDAYIZ’
Japonya  Sismik İzolasyon Yapısı Derneği Başkanı ve Tokyo Teknik Üniversitesi Emeritus Profesörü Akira Wada, “En Yeni Sismik İzolasyon Teknolojisi ‘Dirençli Toplumu’ Hayata Geçiriyor” başlıklı konuşmasında, “Dünyada her yıl bir yerlerde deprem meydana geliyor. Biz karşılıklı olarak bilgi ve tecrübe alışverişi yaparak depreme yenilmeyecek kentler kurmak zorundayız” dedi.
 
Deprem araştırmalarının başlangıç noktası kabul edilen 1891 yılında meydana gelen Nobi depremi, sonrasında 1923 yılında Kanto afeti  ve 1995 yılında uzun zamandır deprem olmadığı için yapılara özen gösterilmemesinin ardından büyük kayıplar verilen Kobe depremi, deprem için ülkede önlemlerin artırılmasını sağlayan felaketler olduğunu söyleyen Wada, 2011 yılında Yeni Zelanda Christchurch’te meydana gelen ve kentin 3’te 2’sinin yeniden yapılmasına neden olan depremi de hatırlattı.

Bu depremler sonucu ortaya çıkan manzaralara göre yapı mühendislerinin sorumluluğunu yerine getirdiğini söyleyebilir miyiz bunları sorgulamamız gerekiyor diyen Wada, “Yeni sismik mevzuat ile sismik izolasyon ve hasar zarar kontrolü ile yapılaşma gittikçe ilerledi. Sismik izolasyon depremin sanki bir gemideymiş  gibi geniş ve küçük dalgalanmalar ile hisedilmesini sağlar ve normal yapıdaki binalara göre daha ince kolonlar kullanılabilir bundan elde edilen taarrufla sismik izolasyon daha ucuza getirilebilir. Pahalı olan herşey iyi derler ama önemli olan bunu daha ucuza getirebilmek.

Sismik izolasyonlu yapılar 1995 depreminde iyi olduklarını ispatladılar. Depremden sonra yapılması azalan sismik izolasyon yönteminin 2012 depreminden sonra kullanımı arttı. Türkiyede de hastanelerin sismik izolayonlu yapılması kanuna bağlanmış bu çok önemli. Japonya’da artık binaların yüzde 80-90’ı bu sistemle yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

‘SAĞLIK ALANINDA İŞBİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRMEK İSTİYORUZ’
JBIC Temsilci Direktörü ve Kıdemli Genel Müdür Tadashi Mayada “ Kamu-özel sektör işbirliği (PPP) Hastane Modeli için Japon Uluslararası İşbirliği Bankası (JBIC)’in Çabaları” başlıklı konuşmasına, Japonya-Türkiye Ekonomik İşbirliği Konferansı’na katılabildiğikleri için çok memnun olduklarını belirterek başladı.
 
Japon Jükümeti’nin Asya Kalkınma Bankası’yla birlikte 110 milyar dolarlık kaliteli altyapı yatırımını Asyada gerçekleştirmeyi planladığını belirten Mayada, “Yüksek kaliteli altyapı dediğimiz pahalı altyapı anlamına gelmiyor. Altyapı uzun yıllar boyunca bakımı yapılması gereken bir unsur. Toplam olarak bakıldığında tüm maliyetin de ucuz olması önemli. Somut olarak açıklarsak; operasyon, bakım teknoloji kuvveti ve transfer, teknik personelin ve insan kaynaklarının geliştirilmesi bir paket halinde yatırım yapılması gereken unsurlar” dedi.

Japonya Hükümeti’nin Mayıs 2015 tarihinde duyurduğu “Yüksek Nitelikli Altyapı Ortaklığı”nın dört unsura bağlı olduğunu tekrarlayan Mayada bu unsurları şöyle açıkladı;

1. Japonya’nın ekonomik işbirliği araçları seferber edilerek destek miktarlarının artırılması ve faaliyetlerin hızlandırıması,

2. Japonya ile Asya Kalkınma Bankası arasında işbirliği,

3. JBIC’in işlevlerinin güçlendirilmesi,

4.Yüksek kaliteli altyapı yatırımlarını uluslararsı standart haline getirilmesi.

Sağlık alanında Japonya ve Türkiye ilişkilerini geliştirmek istediklerini belirten Tadashi Mayada, bu konudaki altyapı yatırımlarıyla ilgili ise; “Japonya’nın gurur duyduğu tedavi ağır parçacık radyoterapisi. Bu tedavi proton ışın tedavisine göre daha etkili. Tüm kanser türleri değil ama bazı türlerde kesin tedavi yöntemi olduğunu söyleyebiliriz.  Vücudu kesmeden kanser tedavisi yapılabiliyor. Proton radyolojisine göre yan etkileri de düşük.

Bu yüksek tıp ve sağlık teknolojilerinin yaygınlaşması için büyük bir başlangıç maliyeti olduğunu görüyoruz ama sadece bir satıcı gibi ürünlerin satılması buradaki amaç değil.  Kullanacak mühendislerin yetiştirilmesi ve insan kaynaklarının geliştirlmesi gerekiyor. Yerel izinlerin alınması gerekli. Birçok farklı tedavi arasından bu yüksek ileri teknolojik tedavi cihazlarının hastalar tarafından tercih edilmesi gerekiyor. Bunun iyi bir tedavi yöntemi olduğunu anlatabilmek gerek.  Japonyadaki tedavi neticelerini ululararası alanda paylaşmak düşüncesindeyiz.

Türkiye de kamu-özel işbirliği (PPP) yönteminin kullanıldığı hastane projeleri  bulunuyor. JBIC olarak Japon firmalarının Türkiye’de işletmeci olarak yatırımlarına destek vermeye niyetliyiz ve çok boyutlu destekler göstermek yönünde çalışmalarımız bulunuyor. Başlangıc maliyetlerinin yüksekliği finansman açısıdan ciddi sorun teşkil ediyor. JBIC olarak başlangıctan itibaren işe dahil olursak durumun daha iyi olacağını düşünüyoruz.

Türk hükümetinin ihraç ettiği Samuray tahvillerine güvence sağlaması veriyoruz. Böylece Japon yatırımcılara geniş yatırım imkanı sunarak, Japonya Sermaye piyasasının uluslararası rekabet gücünün korunması  ver artırılmasına yarar sağlarken, aynı zamanda Türkiye hükümeti açısından finansman çeşitliliği sağlanmasına da katkıda bulunuyoruz.

 Ağır parçacık tedavisi gibi tedavilerin de Japonya dışında kullanılmasında katkıda bulunmak gibi fırsatımız olursa bu konuları teşvik etmek temennisindeyiz” açıklamasını yaptı.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...