2007 yılında patlak veren mali kriz kime yaradı? Paradoksal bir biçimde, tam da etkilediği kesime yani ABD bankalarına…
Fransız “Les Echos” gazetesinde yer alan habere göre, Amerikalı rakiplerinin gittikçe artan hakimiyeti karşısında ciddi bir endişeye kapılan Avrupalı bankalar, yasal düzenlemelerin daha rahat hareket etmelerinin önünde engel oluşturduğuna dikkat çekiyorlar.
Avrupa Bankacılık Federasyonu Başkanı ve Société Générale Genel Müdürü Frédéric Oudéa, uluslararası çaptaki Amerikan bankalarının hem dünyada hem de kendi iç pazarlarında güçlerini pekiştirirken, Avrupalı bankaların ise Yaşlı Kıta’nın kısıtlayıcı yasal düzenlemeleri nedeniyle ABD pazarında serbestçe hareket edemediğini kaydediyor.
Nitekim beş büyük Amerikan bankası 2014 yılında belli başlı finansal operasyonlarda yüzde 59’luk bir paya sahip oldu; 2009 yılında bu oran yüzde 48’di. Aynı süreçte, beş büyük Avrupalı yatırım bankasının payı ise yüzde 35’ten yüzde 31’e geriledi.
KBW’nin raporuna göre, 2010 yılından beri Amerikalı bankalar Avrupalı rakiplerine kıyasla provizyonlarını aktiflerine göre iki kat daha hızlı bir şekilde azalttılar. Öte yandan, Morgan Stanley’in raporuna göre de, gelecek cezaların büyük bir kısmı Avrupalı bankalara yönelik olacak (Avrupalı bankalar için 50 milyar dolarlık bir ceza öngörülürken, Amerikalı bankalar için bu miktar 15 milyar dolar).
Avrupalı bankacılık çevrelerine göre, bu gerilemenin nedeni de Avrupalı yetkililerin sektöre yönelik olağanüstü kuralcılığı, bankacılık sektörünün fazla regüle olması. Nitekim Frédéric Oudéa, bu yaklaşımın Avrupalı şirketleri yatırım için Amerikalı bankalara muhtaç bırakacağına dikkat çekiyor. Ouéda, son mali krizde Amerikalı bankaların Avrupa bankalarındaki pozisyonlarını azaltmaları için büyük bir baskı altına alındığına işaret ederek, Avrupalı regülatörlerin bu tablo karşısında daha dikkatli davranmaları gerektiği mesajını veriyor.
