Müşteriler Puratos’u üç ayda bir test ediyor

By Fortune Türkiye

Türkiye’de sayıları hızla artan otel, restoran ve kafelerin etkisiyle yeme-içme sektöründe pasta ve tatlı grupları da hızlı büyüyor. Eskiden sadece doğum günlerinde alınan pasta, daha küçük boyutlu seçeneklerin sunulması, dilim olarak satılıyor olması ve çeşitlerinin artmasıyla daha fazla tüketilir oldu. Ayrıca, müşteriye hem lezzetli hem hızlı ürün sunma ihtiyacı arttı. İşte bu noktada “gıdanın gizli kahramanları” devreye giriyor. Türkiye’de otel, pastane, kafe ve restoranlara pasta, çikolata ve ekmek hammaddesi sağlayan çok sayıdaki lokal firmanın yanı sıra yaklaşık 10-15 büyük firma faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerden biri de Belçikalı Puratos.

Şirketin kuruluş hikayesi de günümüz teknoloji şirketlerinin ortaya çıkışı gibi… Yani, Puratos da bir “garaj” şirketi. Belçikalı bir aile 1919 yılında evlerinin garajında fırınlara ekmek hammaddesi satarak bu işe başlıyor. Amaç ekmeklerde hep aynı lezzeti sunabilmek. Daha sonra ise ürün gamı pasta malzemeleri ve pastada kullanılan çikolatayla genişliyor. Şu anda 60 ülkede üretim, 120 ülkede satışı bulunan şirket, 1987 yılından bu yana Türkiye’de de faaliyet gösteriyor. Puratos’un Türkiye Genel Müdürü Başar Kılıç, yaptıkları işi “Dr. Oetker’ın endüstriyel tarafındayız” şeklinde tanımlıyor. Puratos, pasta, ekmek malzemeleri ve çikolata olmak üzere üç kategoride yaklaşık 317 çeşit ürün sunuyor müşterilerine. Başar Kılıç, Puratos’un pazar payının bu üç kategorinin toplamında yüzde 11-12 oranında olduğunu belirtiyor. Kılıç, üç kategorinin tamamında faaliyet gösteren tek şirket olduklarına dikkat çekiyor.
 
TUZLA’DAKİ TESİS MUTFAKTAN FARKSIZ
Binlerce otel, restoran-kafe ve pastanelere hizmet veren bu “gizli şirketler” arasında çok yoğun bir rekabet söz konusu. Bu kadar çok şirketin faaliyet gösterdiği sektörde Puratos’un farkı ne? Bu konuda Başar Kılıç, “pratiklik ve kalite” yanıtını veriyor ve şöyle devam ediyor: “Ayrıca, bizdeki kalite anlayışı sadece ürünlerimizin kaliteli olmasıyla sınırlı değil. Biz sattığımız her ürünü piyasadaki rakip ürünlerle son tüketiciye üç ayda bir test ettiriyoruz.”

Şirketin bu uygulaması pek alışılageldik değil. Şirketin ürününe güven duyduğu ve kendini müşteri beklentilerine göre yenilediği izlenimi veriyor.

Puratos’un Tuzla’da bulunan üretim tesisindeki laboratuvar da bir mutfaktan farksız. Aşçılar, burada pasta ve ekmek denemeleri yapıyor. Amaç, en iyiye ulaşmak. Şirketin tat eksperleri pasta ve ekmekleri tadıyor, kontrolden geçen ürünler piyasaya sunuluyor. Şirket ayrıca, restoran, kafe veya pastanelerde de ürünlerini testlerden geçiriyor. Kılıç bu testle ilgili şunları anlatıyor: “Bir ürünümüzü alıyoruz, rakip ürün kullanan bir pastanede kör teste tabi tutuyoruz. Onun müşterileri hangisini daha çok tercih ediyor diye. Veya onun ustası kimin ürününü daha çok beğeniyor diye. Pastaneyle veya restoranla açıkça konuşuyoruz ve testi oradaki herhangi bir müşteriye yaptırıyoruz. Yani, o restoran veya pastanenin ustası, hem bizim hem de rakip firmanın ürünüyle bir pasta yapıyor. Müşteriye şu iki ürünü tadar mısınız diye soruyoruz. Müşteri ikisini de tadıyor. Sözle ikna etmek yerine, gösteriyoruz mekan sahibine.”
 
AVRUPA’DA GEZİCİ OTOBÜSLER
Kılıç, Puratos’un Avrupa ve ABD pazarında tüketici tercihlerini belirlemede yardımcı olan gezici otobüsleri

Dağılmayan hamburger ekmeği olsun…
Puratos’un kaliteye önem vermesi ve müşterilerini çok sık ziyaret ederek onların beklentilerini karşılamaya yönelik çabası ortaya ilginç istekler de çıkarıyor. Başar Kılıç, “Örneğin, bir müşterimiz, hamburgerin ortalama beş defa ısırılarak tüketildiğini ve bu nedenle elde sıkılırken dağılmayan ekmek istediğini bize iletti. Biz de ona göre bir ekmek ürettik” diyor. Puratos Türkiye ekibi, bu tür durumlarda gerektiğinde şirketin merkezi Belçika’dan da destek alıyor.
Ekmek, pasta ve çikolatada sürekli yenilik peşinde olan Puratos, aynı zamanda yerel tatları da öne çıkarıyor. Avrupa’da Türk nüfusunun fazla olması nedeniyle Puratos, dünya ekmekleri konseptinde simit ve poğaçayı da sunuyor. Ramazan pidesi de Pan Turco olarak satılıyor. Başar Kılıç, bazı ürünlere “Türk yorumu” kattıklarını vurguluyor. Örneğin, “tahinli cheesecake” şirket içinde yapılan bir yarışmada dünya birincisi olmuş. Bu tür hazırladıkları reçeteler ihraç da ediliyor. Yani, Puratos’un faaliyet gösterdiği diğer ülkelerde de raflardaki yerini alıyor. Bu arada, Belçika’da Puratos Ekşi Hamur Merkezi’nde şirketin uzmanlarıyla müşteriler bilgi alışverişinde bulunabiliyor. Ayrıca, ekşi hamurlar yıllarca canlı tutularak saklanabiliyor.

olduğunu söylüyor. “Sensobus”ta günde 300’e yakın tüketiciyle duyusal analizler yapılıyor. Onlardan elde edilen verilerle, müşterilere en uygun ürünlerin sunulması amaçlanıyor” diyen Kılıç, “Sensobus”ları Türkiye’ye getiremeyince, ürün verdikleri restoranın veya pastanenin müşterisine gitmeyi tercih ettiklerini belirtiyor. Böylece, bağımsız ve tarafsız bir şekilde “müşteri” hangi ürünü tercih ederse, o restoran veya kafe de o ürünü kullanıyor. Eğer, Puratos’un ürünü beğenilmezse Ar-Ge çalışmalarına geri dönülüyor ve beğenilinceye kadar denemeler sürüyor. Ürünlerini tüketicinin beğenmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Kılıç, “Amacımız, restoranın ve kafenin en beğenilen ürünü olması” diyor.
 
YENİ YATIRIM YOLDA…
Puratos’un Tuzla’da bulunan fabrikasında ayda ortalama 700 ton üretim yapılıyor. Satışları ise bin 400 – bin 500 ton civarında. Ürünlerin yüzde 50’sini ithalat oluşturuyor. Üretimi mümkün olduğu kadar Türkiye’ye kaydırmak istediklerini belirten Kılıç, bir yatırım hazırlığı içinde oldukları bilgisini veriyor. İlk önce mevcut bir tesis satın almayı istemiş Puratos, bunun için de birkaç görüşme yapmış ancak, kendi tesislerini kurmaya karar vermişler. Bu yatırım tamamlandığında, ürünler iç piyasaya sunulurken Türkiye’den de Ortadoğu’ya ihracat yapılacak. Puratos’un ürünleri şu anda Ortadoğu’ya Avrupa üzerinden gidiyor. Şirketin 110 olan çalışan sayısının da yeni tesisle 200’e çıkarılması planlanıyor.

Geçen yıl 93 milyon TL ciro elde eden şirketin hedefi bu yıl sonunda 120 milyon TL’ye ulaşmak. Son beş yıldır ortalama yüzde 15 büyüdüklerini kaydeden Kılıç, ürün kalitesine ağırlık vermelerinin büyümeye büyük katkı sağladığını vurguluyor.

Bu arada, Türkiye günde 1,5 ekmek tüketimi ile dünyada ilk sırada. Avrupalılar yılda sekiz kilo çikolata, 9,5 kilo pasta tüketirken, Türkler yılda iki kilo çikolata, iki kilo pasta tüketiyor. Türklerin özellikle pasta ve çikolata tüketiminin Avrupa ülkeleri seviyesine ulaşma potansiyeli Puratos ve rakip şirketlerin iştahını kabartıyor.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...