‘Merkez Bankası faiz artırır, kur yıl sonunda 2,95 olur’

By Fortune Türkiye

TD Securities, Merkez Bankası’nın liradaki hızlı değer kaybına karşı faizleri artırmasını ve şu anda 3’ün üzerinde seyreden kurun yıl sonunda 2,95 seviyesinde olmasını beklediklerini söyledi.

BusinessHT’nin sorularını yanıtlayan TD Securities Gelişen Piyasalar Strateji Birimi Başkanı Christian Maggio, gelişemekte olan ülkelerin ciddi risklerle karşı karşıya olduklarını, ve artan siyasi belirsizlikle Türkiye’nin bu ülkelerde arasında negatif ayrıştığını belirtti.

İşte Maggio’nun Türkiye ve gelişmekte olan ülkeler üzerine detaylı değerlendirmeleri:

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK RİSKLER NELER?
En büyük üç risk: Çin, ABD faizleri ve Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) parasal genişlemesinin uzaması.

Gelişmekte olan ülkeler için en büyük risk muhtemelen Çin ekonomisinin daha da yavaşlaması veya sert iniş kaydetmesi. Ancak pek çok gelişen ülkede özel sektörün dolar cinsinden borcunun yüksek olduğu düşünülürse, ABD faiz artışı da bir dizi soruna yol açacaktır.

AMB’nin görünümü bu faktörlere göre daha az rol oynuyor. AMB’nin parasal genişlemesinin artması gelişen piyasa varlıkları için olumlu olurken, statükonun korunması sınırlı da olsa zararlı olabilir, çünkü piyasa şimdiden QE’nin uzatılması ihtimalini fiyatladı. Bu beklentilerin karşılanmaması risk iştahı için olumsuz olur.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER MERKEZLİ YENİ BİR KRİZ BEKLENTİSİNİN ABARTILI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?
Bunun abartı olduğunu düşünmüyorum, ancak benim baz senaryom da bu değil. Gelişmekte olan ülkelerin büyük problemleri var. Tabi ki hepsi değil, ancak sistemsel olrak önemli birçok ekonomi büyüme ve özel sektör konusunda büyük sorunlar yaşıyor. Bu durum, faiz artışı ve kur devalüasyonlarının aynı anda gerçekleşmesi halinde makrofinansal istikrar açısından çok ciddi sorun teşkil eder. Tüm bunlar özellikle Türkiye, Brezilya ve Asya ekonomilerinin çoğu için geçerli. Tek istisna Hindistan.

TÜRKİYE DİĞER GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDEN NASIL AYRIŞIYOR?
Türkiye’nin düşük mali açık ve sağlıklı kamu borcu oranlarına sahip olmak gibi avantajları var, ancak sermaye akımlarıyla finanse edilen çok büyük bir cari açığı da var. Eğer bu akımlar uzun bir süre boyunca kesintiye uğrarsa, dış açığı yeniden dengelemek için ithalatın düşmesi gerekir, yoksa bir kur krizi oluşma riski var. Eğer bu yeniden dengeleme süreci yarı-işlenmiş ve semaye malları ile dayanıksız malları etkilerse, ekonomik faaliyetlerin yavaşlamasına yol açma ihtimali yüksek.

Türkiye bir emtia ithalatçısı ve temel trendin yanında düşük emtia fiyatları ekonomiye destek oluyor. Ancak aynı zamanda ticaret dengesinin Rusya ve Irak’taki sorunlardan olumsuz etkilendiğini de gördük (her iki ülke de Türkiye’nin önemli ticaret ortakları).

Ayrıca, daha önce söylediğim gibi, Türkiye önemli miktarda yarı işlenmiş ve dayanıksız ürün ithal ediyor ve liranın değer kaybıyla beraber bunların maliyeti de artıyor.

Son olarak, Türkiye risk birimini yükselten siyasi belirsizlik tarafında dramatik bir artışla karşı karşıya. Siyaset ve güvenlik siyasi olarak daha istikrarlı gözüken gelişmekte olan ülkelerden ayrışan Türkiye için gittikçe daha önemli bir sorun haline geliyor.

Sizce Türk varlıklarındaki satışı tetikleyen en önemli faktörler neler ve satış trendinin devam etmesini bekliyor musunuz?

Artan siyasi riskler ve kötüleşen temel göstergeler (enflasyon, işsizlik ve büyüme), ve piyasalardaki genel olumsuz hava satışı tetikliyor.

Bu trendin devam etmesini bekliyorum, ancak bu doğrusal bir süreç olmayacak. Türkiye’nin sorunlarının seçim tarihi yaklaştıkça yoğunlaşmasını bekliyorum; özellikle eğer anketler seçimden sonra yine hiçbir partinin tek başına iktidar olamayacağını gösterirse.

DOLAR/TL İÇİN YIL SONU BEKLENTİLERİNİZ NELER?
Merkez Bankası’nın kuru dengelemek için faizleri artıracağı varsayımıyla dolar/TL’nin yıl sonunda 2,95 olacağını öngörüyoruz. Yani her ne kadar birkaç hafta önce 3 seviyesine ulaşabileceğini söylediysek de kurun şu anki aşırı zayıf durumundan bir şekilde gerilemesini bekliyorum. Ancak önümüzdeki yıl tekrar yükselmesini ve yıl sonunda 3,35 olacağını öngörüyorum. Bu noktada da varsayımımız, Merkez Bankası’nın liradaki zayıflamayı durdurmak için 2015’in dördüncü çeyreğiyle, 2016’nın ilk yarısı arasında 300 baz puanlık sıkılaşmaya gideceği yönünde.

ŞU ANKİ KOŞULLARDAN KİMLER KAZANÇLI ÇIKABİLİR?
Bazı piyasaların fayda sağlaması muhtemel. Ancak Türkiye’yi bunların arasında görmüyorum. Kazanç sağlayabilecek olanlar reformları artan, siyasi istikrar sahip olan ve daha sağlıklı temel göstergelere sahip olanlar. Ayrıca Fed’den ziyade AMB’yle ilişkili olanlar kazanç sağlayabilir. Yani grubu daraltmak gerekirse, bence Hindistan, Macaristan, Polonya ve belki Endonezya ve Meksika gelişmekte olan ülkelere arasında biraz daha önde.

BENZER MAKALELER

SON MAKALELER

Loading...