Uluslararası satın alma ve birleşmeler konusunda danışmanlık hizmeti sunan, 4.5 milyar dolarlık birleşme ve satın almalara imza atan bir network olan M&A Worldwide Konferansı 38 ülkeden 44 üye şirketin üst düzey yöneticinin katılımıyla İstanbul Hilton Otel’de gerçekleşti.
Konferans kapsamında üst düzey yöneticilerden bir bölümü, network’ün Türkiye temsilcisi Crossborder Kurucu Ortağı Çiğdem Bicik’in de katılımıyla sınırlı sayıda basın mensubuyla bir araya geldi. Toplantıda hem Türkiye’nin yabancı yatırımcılar için sunduğu fırsatlar hem de Türk iş dünyasının yabancı ülkelerde değerlendirebileceği potansiyeller gündeme gelirken, kritik bir seçim atmosferi yaşayan Türkiye’nin bu durumunun yabancılar tarafından nasıl algılandığı da tartışıldı. Toplantıda yer alan isimler Çiğdem Bicik dışında ABD’den Focus Partners Yönetici Ortağı Gerald Turner, Çin’den Morgen Evan Yönetici Ortağı Mark Lerner, Hindistan Corporate Catalyst’ten Ajay Sethi, Suudi Arabistan Amwal Yönetici Ortağı Fahad Alkassim, Almanya Active M&A Yönetici Ortağı Björn Voigt, Hollanda T&T Yönetici Ortağı Paul Van Tilburg’tu.
Katılımcıların genel görüşü, seçimlerin bir ülkenin iç konusu olduğu, yatırımcıların gündeminde çok fazla yer tutmadığı yönündeydi. Bununla birlikte, hangi hükümet gelirse gelsin yatırım danışmanlarının hem fikir olduğu nokta, güvenilirlik ve sermayenin korunmasının önemi. Focus Bankers’tan Gerald Turner, seçimlerin hangi ülkede olursa olsun bir belirsizlik hissi yarattığını ancak son kertede hangi partinin başa geldiği değil yatırımcıya güven duygusunun verilmesinin önemli olduğunu söyledi. Hollanda’dan Paul van Tilburg da Türkiye’nin Hollanda’nın dördüncü büyük ticari partneri olduğunu belirterek, ticaret devam ettiği sürece siyasetin önemli olmadığını kaydetti.
Hintli yatırım danışmanı Ajay Sethi de, yabancı yatırımcılar bir ülkeye gelmeye başladığında o ülkenin yabancı sermayeyi ürkütmemek için ister istemez yasal düzenlemelerine daha bir çekidüzen verdiği görüşünde.
Toplantıda söz alan Crossborder Yönetici Ortağı Çiğdem Bicik de, yabancı yatırımcılar açısından Türkiye ekonomisinin artık geçmişten farklı olarak siyasetin üzerinde bir yapı sergilediğine dikkat çekti. Türkiye dinamik genç nüfusu, ucuz iş gücü sayesinde bir tür “Avrupa’nın Çin’i” olarak algılanıyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya açılan bir tür kapı niteliğindeki coğrafi konumu da önemli.
Bu arada, Türkiye’nin Batılı yatırımcılar kadar Çinli ve Hintli yatırımcıların da radarına girdiği gözleniyor. Çin ve Hindistan hızla gelişen ekonomileriyle Batı ülkelerine yönelmekten çok yine gelişmekte olan pazarlara kanalize olmayı tercih ediyorlar.
Hintli yatırım danışmanı Ajay Sethi Hintli yatırımcıların Türkiye’de özellikle ağır sanayi, enerji ve turizmle ilgilendiklerini söyledi; kozmetik firması Hobi’nin Hintliler (Dabur India) tarafından satın alındığını, Limak’ın Hintlilerle joint-venture oluşturduğunu, Mahindra ve Tafe gibi Hintli traktör markalarının üretim yaptıklarına dikkat çekti. Ajay Sethi Hintli yatırımcıların aynı zamanda Türk ortaklarla Kuzey Afrika’ya da açılmak istediklerini kaydetti. Burada özellikle tarım, ilaç dağıtım gibi alanlarda fırsatlar görülüyor. Hintli danışmana göre, Türk şirketleri ise Hindistan’da lojistik, altyapı, inşaat makineler alanında fırsatlar yakalayabilirler.
Çin ise bol nakit rezervleri sayesinde özellikle enerji, altyapı gibi alanlarda yurtdışında yatırım peşinde. Çin’deki Morgen Evan’ın Yönetici Ortağı Mark Lerner, Çin’in Pakistan’ın altyapısına 42 milyar dolarlık yatırımına, Pekin-Moskova hızlı tren projesine (242 milyar dolarlık bir proje) dikkat çekerek, Pekin’in devlet destekli şirketlerinin Türkiye’deki limanlar, hızlı tren yatırımlarıyla da ilgilendiğini kaydetti. Çinli yatırımcıların bir diğer ilgi alanı ise güneş enerjisi yatırım olanakları. Mark Lerner, Türkiye’deki şirketlerin ise Çin’de tekstil/deri satış olanaklarını değerlendirdiklerini kaydetti.