2021 Yılı ve Temalar

0
68


2021 yılında da özellikle ABD’nin açıklayacağı ikinci mali paketi tartışıyor olacağız. Secim öncesi iki partinin anlaşamaması nedeni ile ötelenen paketin büyüklüğü önem taşıyor.
ŞANT MANUKYAN

2021 yılı için tahminlerimi paylaşmadan önce yılın son sayısında finansal piyasalar açısından öne çıkması muhtemel temaları tartışmak istiyorum. Elbette ilk tema süre gelen Covid salgını. İkinci dalgayı yaşadığımız şu günlerde pek çok ekonomide yeniden zayıflama emareleri görüyoruz. Bu durum aşının önemini çok daha artırıyor. 2021 yılında aşının ne zaman toplumun kullanımına sunulacağı, ki ikinci yarı gibi görünüyor, ve insanların ne oranda aşıya açık olacakları sadece sağlık değil ekonomik olarak da çok belirleyici olacak. Aşılama organizasyonunu düzgün bir şekilde yaparak korumasız kesimleri daha hızlı korumaya alabilen ve bu sayede ekonomisini daha hızlandırabilen devletler yatırımcılar açısından da ön plana çıkacaktır. Ancak şayet aşı 2021’in ikinci yarısından sonra geniş çapta devreye alınabilecekse o tarihe kadar mali genişleme paketlerinin seyri de önemli olacak. Artık merkez bankalarının organize ettiği
parasal genişleme programlarının reel ekonomi üzerinde bir etkisi olmadığını biliyoruz. Bitmek tükenmek bilmeyen patlayan enflasyon analizleri 10 yılı aşkın bir şekilde havada kalıyor ve kamu harcama desteği
olmadan da bu durum değişmeyecek. Yani 2021 yılında da özellikle ABD’nin açıklayacağı ikinci mali paketi tartışıyor olacağız. Secim öncesi iki partinin anlaşamaması nedeni ile ötelenen paketin büyüklüğü önem taşıyor. Şayet 5 Ocak seçimlerinde Demokratlar Georgia eyaletindeki 2 senatörlüğü alamazlarsa Senatoyu kontrol edemeyecekler. 2022 yılında ara secimler olduğu için Cumhuriyetci senatörlerin bir pakete muhalefeti sınırlı olabilir ancak yine de 2021’in ilk aylarında çıkmayan veya büyüklüğü sınırlı bir
mali paket olumsuz bir ekonomik gelişme olarak yorumlanmalı. Bu iki temayı kısa vadeli olarak nitelersek daha uzun vadeli bir tema sık sık bahsettiğim yeşil ekonomiye geçiş. İngiltere başbakanı Johnson da özellikle benzinli ve dizel araçların geleceğine (ip ucu: bir gelecekleri yok) yönelik tasarıyı geçtiğimiz haftalarda meclise sundu. Giderek daha fazla sayıda hükümet ve uluslararası kuruluş faaliyetlerini, yasa ve regülasyonlarını daha çevreci bir ekonomi üzerine oluşturacak. Aslında bu sadece
2021’in değil önümüzdeki yılların teması. Ve her ne kadar kulağa olumlu gelse de ekonomilerin bu kadar hırpalandığı , insanların işsiz kaldığı bir dünyada bu geçiş çok sancılı olabilir. Bu nedenle sosyal
olaylarda artış 2021 yılında da devam edecektir. Nesiller ve sosyal sınıflar arasında oluşan keskin farklılıklar ekonomik zorluklarla birleşince gerginliğin artması da kaçınılmaz. Diğer bir kritik gelişme ise
ticaretin seyri olacak. Trump’ın başkanlığı kaybetmesinin ardından (kesin olmasa da büyük ihtimal) Asya bölgesinde RCEP olarak kısaltılan ticaret anlaşması imzalandı. Dünya ekonomi ve nüfusunun yaklaşık
30%unu oluşturan 15 ülke dünya tarihinin en büyük ticaret bloğunu da ortaya getirmiş oldu. Son iki yılda olan bitene baktığımızda bu elbette olumlu bir gelişme. Gümrük duvarlarının indiği, mal ve hizmet
hareketlerinin , daha serbest olduğu bir ortam ekonomik büyümeyi de destekleyebilir. Ancak son iki yıllık dönemi dışarıda tutarsak dünya ticaretinin sorununun yüksek gümrük duvarları veya kur kaynaklı
sürtüşmeler olmadığını göreceksiniz. Nitekim bu bloğun içinde bulunan Çin, Japonya, Malezya, G.Kore, Singapur gibi belli başlı ülkelerin tamamı ticaret fazlası veriyor. Yani ortadan pastayı büyütmeye çalışan
bir bloktan ziyade başkasının pastasını yeme alışkanlığı olan bir ülkeler birliği var. Bu durumda 2021 yılında da ticaret gerginliğinin , belki farklı yöntemlerle, devam edeceğini göreceğiz. Tüm okuyucularımıza mutlu bir 2021 diliyorum.