Galata Wind, 2025’e kadar operasyonel karbon emisyonlarını sıfırlamaya odaklı stratejileri gündemine aldı.
Yenilenebilir enerji türlerinden güneş ve rüzgâr kaynaklarıyla elektrik üreten Galata Wind Enerji’nin verimlilik üzerine geliştirdiği teknolojik gelişmeler neler?
Operasyonel anlamda santrallerimizin emre amadeliğini yükseltmek için birtakım çalışmalar yürütüyoruz. Rüzgâr santrallerimizde yıldırım düşmesi ve buzlanma önemli bir konu olduğu için kanat uçlarında yıldırım zararlarını en aza indirmek adına farklı iletken parçalar takarak orta vadede etkilerini test ediyoruz. Buzlanma içinse kanat ısıtması, rezistanslar vb. sistemlerle kanatlara anti-friz özellikli sıvıların püskürtülmesi gibi yöntemleri gündemimize alarak deneme projeleri geliştiriyoruz.
Sürdürülebilir stratejilerinizden söz eder misiniz?
Dünya bize her gün yenilenebilir enerjinin önemini bir kez daha anlatıyor. Yenilenebilir enerjinin önemi giderek artıyor ve artmaya da devam edecek. Türkiye elektrik piyasasının şu anki durumu da bunu güçlü şekilde ortaya çıkardı. Artan emtia fiyatları, enerji arzı güvenliği, iklim değişikliği, ekonomik krizler ve savaşlar ile gündemi çok meşgul olan dünyamızın uzun vadede yeşil, temiz ve yenilenebilir enerjiye olan ihtiyacı ortada. Mevcut 269 MW portföyümüzü 2025 yılına kadar 500-550 MW’a çıkarmayı hedefliyoruz. Bunun bir kısmını Türkiye’de bir kısmını da yakın coğrafya ve Avrupa’da yapmak istiyoruz. Uzun vadeli hedefimiz 2030 yılında Galata Wind’i global bir oyuncu haline getirmek. Bizim temel planlarımızdan biri artık bir Türk şirketinin bu sektörde öncü oyuncu olması. Galata Wind’i sadece Türkiye değil, dünya çapında bir şirket haline getirmek için elimizden gelen çabayı ve gayreti gösteriyoruz. Proje ekiplerimizle yurtiçi ve yurtdışında yeni yatırımlar üzerinde çalışıyoruz. Yakın zamanda Taşpınar RES’in lisans kurulu gücünü iki yeni türbin ekleyerek, 67.2 MW’dan 80.2 MW’a çıkardık. Güç artımının projelendirilerek faaliyete başlamasıyla santralimizin üretimi ortalamada yıllık yaklaşık %20’lik bir katkı ve karbon azaltımına ise yıllık yaklaşık 20 bin ton ek fayda sağlamasını öngörüyoruz. Galata Wind olarak ticari ihtiyaçlara yönelik yeni teknolojiler ve çevreye duyarlı enerjinin, ülkemizin geleceğine yapacağı katkıyı öngörerek ‘Temiz Enerji İçin Temiz Bir Gelecek’ vizyonuyla kurduğumuz alt şirketimiz Sunflower Solar ile her evin ve işyerinin kendi temiz enerjisini üretmesini sağlamayı amaçladık.
Küresel düzeyde yürütülen karbon nötr ekonomiye geçiş sürecine uyum vizyonunuz hakkında bilgi verir misiniz?
Ülkenin dört bir yanındaki Gold Standard ve VCS sertifikalı rüzgâr ve güneş santrallerimizle %100 yenilenebilir elektrik enerjisi üreten, gücünü yenilenebilir enerjiden alan Türkiye’nin ilk yeşil halka arzını gerçekleştiren şirketiz. Güçlenen küresel sürdürülebilirlik perspektifi sayesinde ekonomik büyümede her geçen gün daha fazla rol üstleniyoruz. Galata Wind olarak yalnızca %100 temiz enerji üretmekle kalmıyor, yüz binlerce tonluk karbon salımını önleyerek küresel iklim hedeflerine ve ülkemizin enerjide dışa bağımlığını azaltmaya da katkıda bulunuyoruz. Toplam 269 MW kurulu gücümüz, yıllık 800 GWh’lik elektrik enerji üretim kapasitesimizle yılda yaklaşık 400.000 tonluk karbon emisyonunun düşmesini sağlayarak ‘temiz enerji’ye öncülük ediyoruz. Mart ayında uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s ESG Solutions’ın ESG (Çevresel-Sosyal-Yönetişim) değerlendirme endeksinde elde ettiğimiz 60/100 skorla A1 derecesi alan şirketimizin, ESG faktörlerini; operasyon, strateji ve risk yönetimi alanlarına entegre etme kabiliyetinin güçlü olduğu ve operasyonel verimlilik, insan kaynakları gibi başlıklarda “ileri” seviye performans gösterdiği belirtilmişti. ESG Risk Derecelendirmesi alanında uzman kuruluş Sustainalytics’in Haziran ayında gerçekleştirmiş olduğu değerleme sonucunda ise Galata Wind olarak; ESG yönetişimi ile ilgili en iyi uygulamalarla uyumlu ve ESG konularının takibinde yönetim kurulu düzeyinde bir gözetime sahip olmasından ötürü 19,9 notu ile “Düşük Risk” kategorisinde derecelendirildik. Şirketimizin halka arzı esnasında taahhüt etmiş olduğumuz yenilenebilir kaynaklar dışında fosil kaynaklara hiçbir zaman yatırım yapmama, 2025 yılına kadar operasyonel karbon emisyonlarını sıfırlama, Gold Standard ve VCS onaylı karbon emisyon azaltımlarının süreleri sonuna kadar doğrulatma, merkez yönetici kadrolarındaki kadın oranını iki yıl içinde %30’un üzerine çıkarma ve yönetim kurulunda en az 1 kadın üye bulundurma şartlarını da kararlılıkla ve adım adım yerine getiriyoruz. Temmuz ayında UN Global Compact imzacısı olarak attığımız imzayla da sürdürülebilir ve kapsayıcı bir küresel ekonomi yaratmak için sarf ettiğimiz yoğun çabayı bir kez daha ortaya koyduk. Güneş ve rüzgâr enerji santralleriyle %100 yenilenebilir elektrik enerjisi üreterek gezegenimizin doğal yaşam döngüsüne destek oluyor, ülkemizin ekonomi ve enerji dönüşümünün öncülerinden biri olmak adına kararlı biçimde ilerliyoruz.
