Davos’u ıskalamak

0
33

WEF’in katılımcıları olarak politik aktörler genelde ön plandadır ancak teknoloji ve sivil toplum örgütleri de bu forumun önemli katılımcılarıdır. Endüstri 4.0’ın yine başrolde olacağı toplantılarda, kadının rolü ve ekonomiye katılımı da önde gelecek konu başlıklarından olacakmış. Trump’ın da  katılacağı ve kapanış konuşmasını yapacağı açıklanan toplantılara “One Minute” vakasından sonra bizim cepheden katılım sınırlı, ‘düşük temsil düzeyinde’ olmaya devam ediyor.
 
Küresel olarak önemli aktörlerin bir araya geldiği en büyük organizasyonlardan biri olan WEF’te bugün konuşulanlar, yarın hayata geçmeye aday konular oluyor. Bu nedenle küresel ekonomi ile ilgili önemli tarafların bir araya geleceği toplantılarda konuşulacakları yakından izlemekte fayda var.
 
Afrin/Suriye ya da iç politikada yaşananlarla günümüzü ve gündemimizi doldurursak, dünyada olup bitenleri fark edemememiz ve hatta önümüzdeki nesiller adına önemli konuları ıskalamamız da söz konusu olacaktır.
 
Geçtiğimiz günlerde “Freedom House” (Özgürlük evi) 2018 yılı özgürlük raporunu yayınlamış. İnsan hakları, basın özgürlüğü, hukuk adaleti ve demokratik değerler bağlamında 195 ülke incelenmiş ve bu ülkelerin 88’i özgür,  58’i kısmen özgür ve 49’u ise özgür değil olarak değerlendirilmiş. 2018 raporunda Türkiye “Kısmen özgür ülkeler” kategorisinden “Özgür olmayan ülkeler” kategorisine indirilmiş. Türkiye rapora göre geçen yıl ölçüsünün 6 puan altından kalmış.
 
Bu rapor bizim politikacılarımız tarafından yine “yok hükmünde” sayılabilir. Kendi bakış açılarından haklı olabilirler ancak kürenin çok büyük nüfusunu temsil edenler tarafından bu değerlendirmeler yakından izleniyor. Özellikle de bunların fon yöneticileri, şirket yöneticileri ve yatırımcıları tarafından.
 
Davos’ta olanlar da ya aynı kişiler, ya da “mesai arkadaşları”, iş ortakları veya onlarla birlikte karar verenler.  Sadece Davos değil, benzeri toplantıları boykot etmek belki iç politika adına bazı kazanımlar sağlıyordur; ancak toplumumuzun geleceği adına Davos ve benzeri toplantılarda konuşulanları yakından izlemek (Toplantı özetleri, oradaki ikili ilişkilerin sağladığı faydaları asla sağlamayacaktır!) küresel trendleri ıskalamamak adına önemli!
 
Sorun sadece bu toplantıların kendisi değil. Asıl mesele küresel trendlerin izlenmesi ve ıskalanmaması. Dünyanın; algoritmalar ve yapay zeka ile uğraştığı, uzay madenciliğinin gündeme geldiği, Blockchain ile küresel finans sisteminin ve devamında “para sisteminin” değişiminin tartıştığı bir ortamda Bu gelişmeleri ıskalayacak olursak, çocuklarımız bizleri affetmeyecek. Tıpkı bugün Irak, Suriye, Kuzey Kore ve Sahara üstü Afrika ülkelerindeki çocuklar gibi…
 
Gelişimin yakalanabilmesi için özgür beyinlere ihtiyaç var. Özgürlüğün olduğu ortamlarda ancak farklı fikirler yeşerebilir, birbirleriyle tartışarak en iyisi olmasa da en optimumunu yakalayabilirler. Ancak biz özgürlüğü kısıtlar, farklı düşüncelere “kapalı” olursak ne kendi içimizde daha iyiyi bulma, nede küresel değişim ve gelişimleri önce anlayıp, sonra da katkı sağlayabilecek ortamı oluşturamayız.
 
Freedom House’un hazırladığı rapor bu konuda bir uyarı olmasa da bir yol gösterici olarak kabul edilmeli ve bu konuda neleri daha iyi yapmamız, neleri değiştirmemiz gerektiğini arayıp bulmak için bir işaret fişeği olarak kabul etmemizde fayda var.
 
Bugün Davos’u, yarın yapay zekayı, sonraki gün Blockchain’i “bizden değil” diye ret edersek, çok değil haftanın sonunda biz değil ama çocuklarımızı “çırak çıkacaktır”!
 
Dünya algoritma yazan ve yapay zekayı yaratıp kontrol eden “elitlerin” ve artık kas gücüne de ihtiyaç kalmayan bir dünyaya, “gereksizlerin” dünyasına doğru gidiyor.
 
Yol ayrımındayız: Homo Deus’un yazarı Yuval Hariri’nin tanımlarıyla; küresel “elitler” mi yetiştireceğiz, yoksa “gereksizlerden” biri mi olacağız!