2016 kartların yeniden dağıtılacağı bir yıl olacak

0
32

İki seçimi, İran’ın Batı ile barıştığı, Rus uçağının düşürülmesi ile Rusya gibi bir ülkeyi karşımıza aldığımız, petrolün 34 dolara düştüğü, TL’nin dolar karşısında yüzde 25’i aşan oranda değer kaybettiği bir yılı geride bıraktık. Sınırımızdaki savaş şiddetini artırırken, savaşın tarafları da artıyor. IŞİD ile mücadele eden iki ana grup oluştu. Çin, Rusya, İran, kısmen Irak ve Esad rejimi bir grubu; NATO, Suudi Arabistan ve Katar diğer grubu oluştururken, sorun gittikçe içinde çıkılması zor bir hale geliyor.

İçeride ise iki seçim arasında sona eren “barış sürecinin” ardından şiddetlenen çatışmalarda can kayıpları, sokağa çıkma yasakları ve bölgeden göçler de artıyor. İç barışımızın tehdit altında olduğu bir dönemde, dış politikada yapılan hataların bedelleri yavaş yavaş ödenmeye başlanacak.

BM eliyle Suriye’de oluşturulmaya çalışılan barışın bir tarafının IŞİD olmadığı durumda, nasıl hayata geçeceğini kestirmek zor. Ancak, bölgedeki savaş halinin böyle devam edebilmesi mümkün değil. Bu yıl içinde bölgedeki sınırlar yeniden çizilecek gibi görünüyor. Bizim açımızdan en önemli kırmızı çizgi olan “Kürt koridorunun” tamamlanması olasılığı artıyor. Buna nasıl tepki vereceğimiz, NATO bünyesinde bu konuda ne kadar destek bulacağımız henüz net değil.

Ancak geçtiğimiz yıldan yeni yıla kalan ve net olan tek bir şey var: “Şanghay 5’lisi” veya “yüzümüzü Doğu’ya da dönmemiz” artık söz konusu değil. Türkiye yeniden NATO ve Batı bloğu ile yola devam edecek. Bunun beraberinde AB ile müzakerelere dönülmesi, hem yeni yıl için iyi bir “çıpa” vazifesi görecek, hem de ülke içinde bozulan dengelerin yeniden “AB kriterlerine” uyum çabasıyla kurulması umudu artacaktır. Belki de kartların yeniden dağıtılacağı yeni yıl için elimizdeki en somut olumlu “kart” da bu olsa gerek.

Bu yıl içinde İran ile Batı arasındaki anlaşmanın ilk adımları atılmaya başlanacak, İran bir yandan petrol piyasalarına yeniden dönmesi, diğer yandan yaptırımların hafiflemesi ile artacak küresel ticareti ile tüm dünya için önemli bir “pazar” olacak. Dış politikada İsrail ile yaşanan ilişkilerin “normalleştirilme” sürecinin benzeri İran ile de sağlanabilirse (Rusya için normalleşme çok daha uzun zaman alacaktır) biz de bu pazardan pay alabiliriz. Aksi takdirde İran ile “bölge liderliği” konusunda hem de İran pazarından kalıcı pay kapabilme adına uzun vadeli önemli kayıplara uğrayacağız.

İçeride tabii ki bu yılın en önemli konularından birisi Anayasa süreci ve bu bağlamda başkanlık tartışmaları olacak. Eğer yeni Anayasa Meclis’te 367 oyu alamaz da yeniden bir referandum sürecine girecek olur isek; bu durum ekonomi açısından 2015’te yaşanan sıkıntıların devam etmesi anlamına gelecektir. Buna bir de faiz artış sürecine başlamış olan FED’in 2016’da iki-üç yerine dört kez faiz artırmayı gündemine almış olmasını ekleyince, ekonomi tarafında şartlar özellikle yılın ikinci yarısında çok daha zorlaşabilir. Eğer açıklanmış olan “reform paketi” bir harcama paketi olmaktan çıkarılıp; gerçekten ülkenin rotasını gelişme yönüne çevirecek hale getirilmez ise, ucuz para döneminde elde edilmiş kazanımların birçoğunu değilse de önemli bir kısmını geri verebiliriz. Nisan ayında yeni başkanı atanacak Merkez Bankası; 2015’in son toplantısında olduğu gibi ekonominin gereklerini değil de politik tercihleri öne çıkaran bir patika izleyecek olur ise, özellikle kur cephesinde 2015 kadar sert olmasa da sorunlar yaşamaya devam edeceğiz demektir.
Kartların yeniden dağıtılacağı yeni yılda umarım ülkemize “iyi bir el” gelir!