Gelişmekte olan piyasalar için 2016 yılı kötü başladı. Çin hisse senedi piyasaları yüzde 7 oranında değer kaybederken, Angola para birimi Kwanza yüzde 15 oranında devalüe oldu, diğer yandan İran ile Suudi Arabistan arasında tansiyon arttı.
Renaissance Capital’in analizine bakılırsa 2016 çok daha kötü geçebilir.
Financial Times’ın haberine göre, gelişmekte olan piyasalar odaklı yatırım bankası, 36 gelişmekte olan ülkeden 17’sinin 12 ay içerisinde kredi notunun düşürüleceğini öngörüyor.
Kasvetli öngörüye rağmen Renaissance 8 ülkenin notunun yükseltilebileceğini bildiriyor.
RenCap Baş Stratejisti Charles Robertson’a göre gelişmekte olan piyasalardaki ortam 1980’lerin başındaki kadar kötü olabilir.
2007 yılından bu yana gelişmekte olan piyasaların oldukça iyi zamanlar geçirdiğini kaydeden Robertson, 1980’lerin başlarının iyi bir rehber olduğunu, o dönemde emtia fiyatlarının düşerken, doların ralli yaptığını, ABD’nin ise para politikasında hızla sıkılaştırmaya gittiğini söyledi.
Robertson, gelişmekte olan piyasaların büyük çapta, 1970’lerde yaptıkları gibi borçlandıklarını ifade etti.
En yüksek yatırım yapılabilir seviyeyi 6-15 arasında ölçeklendiren kurum, 15 için AAA reytingini 6 için ise en düşük yatırım yapılabilir notunu (Baa3 ya da BBB) verdi. En yüksek yatırım yapılamaz seviyeyi 5 ile adlandıran kurum (Ba1 ya da BB+) 0 için ise borcunu yönetebilen en düşük reytine sahip ülke (B3 ya da B-) olarak adlandırdı.
Puanı -1 olan ülke için temerrütün olası olduğu seviyeleri Caa1/CCC+, -7 için ise temerrüt seviyesini belirledi.
Notu 5,7’nin altında olan ülkeleri tehlikeli olarak adlandıran kurum, Türkiye’nin seviyesini 5,7 olarak belirledi.
Robertson, Türkiye’nin kredi notunun Moody’s ya da Fitch tarafından düşürülmesinin epey olumsuz olacağını kaydederek Moodys’in Türkiye için görünümü negatifte tutmasından dolayı bu olasılığı daha yüksek gördüğünü belirtti.
