Merkez Bankası’nın faiz kararı ne anlama geliyor?

0
124

Merkez Bankası piyasa beklentilerine karşın üst bantta 25 baz puan indirime gitti. 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (Kurul), marjinal fonlama oranını yüzde 10,75’ten yüzde 10,50’ye indirirken, borçlanma faiz oranı yüzde 7,25 düzeyinde sabit tuttu.

Toplantı sonrasında yapılan açıklamaya göre, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 7,5 düzeyinde sabit tutuldu. 

MERKEZ BANKASI ÜST BANDI İNDİRDİ
 
Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0 düzeyinde sabit tutulurken, borç verme faiz oranı yüzde 12,25’ten yüzde 12’ye indirildi. 

İTO BAŞKANI: BANTTAN İNDİRİM YETMEZ

”PİYASA ETKİSİ SINIRLI OLUR”
Alternatifbank Ekonomisti Serdar Şenol, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz değişiminin sınırlı kalmasının, piyasa etkisinin de şimdilik sınırlı kalmasına neden olacağını söyledi.

JP MORGAN: ÜRKEK TCMB
 
Serdar Şenol Foreks’e yaptığı açıklamada, TCMB’nin piyasa beklentilerinin geneline karşın üst bantta 25 baz puanlık indirim yaptığını vurgulayarak, “TCMB, yakın dönemde küresel oynaklıklarda bir miktar düşüş olduğunu gözlemekte. Ayrıca, Ağustos ayından bu yana uygulanan politikalara bağlı olarak geniş bir faiz koridoru ihtiyacının da azaldığı belirtiliyor. Burada atılan adımın şimdilik ölçülü olması gerektiği ve bu nedenle 25 baz puanlık indirim yapıldığı belirtildi” diye konuştu.
 
Şenol, çekirdek enflasyonda halen yüksek düzeylerde kalınmasının, TCMB’nin likidite politikasında sıkı duruşunu korumasını getireceğine dikkat çekerek, bu anlamda kısa vadede TCMB ağırlıklı ortalama fonlama (AOF) faizinde gerilemenin sınırlı kalacağını belirtti. Şenol, faiz değişiminin sınırlı kalması olacağını vurgulayarak, AOF faizinde sıkı duruşun süreceğinin belirtilmesinin de piyasa faizlerindeki yansımayı da sınırlayacağını dile getirdi.

Ekonomist Serdar Şenol, daha önce de belirttikleri üzere, TCMB’nin mevcut koşulların faiz indirimi için yeterli olduğunu değerlendirdiğini kaydetti ve şu şekilde konuştu:

“Buna karşın, bizim henüz verilerde yeterince istikrar oluşmadığı yolundaki görüşümüz sürüyor. Gelecek verileri ve özellikle Mart enflasyon verisini izlemeye devam edeceğiz. 

TCMB’nin gelecek toplantılarında da küresel volatilitenin düşük kalması halinde yeni faiz indirimlerine gitmesi gündeme gelecek. Mevcut faiz indirimi net bir sinyal algısı oluşturacaktır. Bir sonraki toplantıda koşullar uygun olursa hem üst bant hem de alt banttan 25 baz puanlık daraltım söz konusu olabilecek. Mart enflasyonunun öncül beklentiler olan %0.7 seviyesinden düşük gelmesi halinde, koridor daraltımında 50 baz puanlık daraltım görüşleri gündeme gelebilecektir.”

Şenol, kararın piyasaya etkili ile ilgili olarak ise, “USD/TRL paritesi 2.8830’dan 2.8920’ye çıktıktan sorna yendien 2.8800’e geriledi” diye konuştu. 

TCMB’DEN HÜKÜMETE DESTEK

Alan Yatırım Araştırma Uzmanı Burçak Gezgin, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını yorumladı:

Merkez Bankası Mart ayı toplantısında faiz koridorunun mevcut üst bandı olan fonlama oranını 10,75’ten 10,50’ye düşürdü. Yani Merkez Bankası kısaca maksimum uygulayabileceği faiz oranını düşürdü. Ancak bu mevcut fonlama faizinin düşeceği anlamına gelmiyor. Sadece uygulayabileceği maksimum faizi kısıtladı. Özellikle son dönemde AMB’nin genişlemeci para politikasını artırmasıyla birlikte, FED’in de Mart ayında faiz artırım beklentilerini düşürmesi TCMB’nin elini güçlendirmiş gözüküyor. Karar faizler üzerinde kısa vadede etkili olmayabilir. Ancak TCMB’nin orta vadeli niyetini yansıtıyor. Yani piyasadaki pozitifliğin devam etmesi halinde, Merkez Bankası faizlerde daha fazla indirim seçeneğini kullanacak gibi gözükmekte. Bunun için kur tarafında da daha düşük seviyeleri görmeyi bekleyecek gibi görünmüyor. Özellikle banka yönetimin değişmesi halinde faizlerde aşağı yönlü baskı daha da hızlı olabilir. Şuan için 25 baz puanlık indirim hem TCMB hem de piyasalar için sembolik bir değer. Önümüzdeki dönemde artık küresel piyasaların etkilerine bağlı olarak faizleri indirme niyetine paralel gelişmeler izlenebilir.”

“MERKEZ BANKASI SADELEŞMEYİ BAŞLATTI”
Gedik Yatırım Menkul Değerler Portföy Yönetim Müdürü Eral İlhan Karayazıcı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bugün aldığı üst bantta 0,25 puan indirim kararı ile fiilen sadeleştirmeyi başlatmış olduğunu belirterek, kurlarda yukarı yönlü bir trendi tetikleyeceğini düşünmediğini söyledi.
 
Eral İlhan Karayazıcı Foreks’e yaptığı açıklamada, 2015 yılında Fed korkusu ile negatif ayrışan gelişen ülkelerin hem ABD Merkez Bankası’nın ilk faiz artırımının hem de Ocak ayında yaşanan petrol kaynaklı panik atağın da geride kalması ile pozitif ayrışmaya başladıklarını belirterek, “Geride kalan 2 ayda Türkiye’de bu rüzgardan yararlanıyor ve güçlü yabancı girişine sahne oluyor” diye konuştu.
 
Bu atmosferin TCMB için sürpriz olmadığını vurgulayan Karayazıcı, 2015 ortasında açıklanan sadeleştirme politikasının bu senaryoya ilişkin bir hazırlık olduğunu ifade eden Karayazıcı, şu şekilde konuştu:   

“Merkez Bankası’nın bugün aldığı üst bantta 0,25 puan indirim kararı ile fiilen sadeleştirmeyi başlatmış olduğunu bildirdi.
 
TCMB önümüzdeki toplantılarda da dış iklime ve enflasyon oranındaki seyre bağlı olarak politika faizine dokunmaksızın üst bandı kademeli biçimde indirmeye devam edecektir.”
 
Karayazıcı, kararın ilk etkisinin USD/TRL’de % 0,4 kadar bir artışa işaret ettiğini belirterek, “Ancak ben bunun kalıcı olacağını sanmıyor, aksine faizlerde ölçülü indirim sürecinin başlamış olmasının 2014 yılını hatırlatır biçimde tahvil cephesinde yabancı girişini teşvik edeceğini tahmin ediyorum.  Piyasa beklentiler ile hareket ettikçe ve faiz oranlarında indirim beklentisi kurlarda bir sıçramaya neden olmadıkça, tahvil cephesinde yatırımcılar için yeterli bir alış gerekçesidir. 
 
Bu pencereden bakınca Türkiye farklı lokal nedenler ile tercih edilmez bir konuma düşmedikçe tahvil cephesine yönelecek yabancı yatırımcılar USDTRL’de arz gereksinimine katkı sağlayacak , başka bir deyişle lokal yatırımcıların döviz talebinin kurlarda ve enflasyonda yükselişe neden olmasını engelleyebilecekledir.”
 
Eral İlhan Karayazıcı, özetle TCMB’nin sadeleştirme sürecini başlatmış olmasının Türkiye piyasaları üzerindeki etkisinin ölçülü pozitif olmasını beklediklerini vurgulayarak, kurlarda yukarı yönlü bir trendi tetikleyeceğini düşünmediğini söyledi. 

“25 BAZ PUANLIK İNDİRİM SEMBOLİK BİR AYARLAMA”
ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Enver Erkan ise konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Faiz koridorunun simetrikleştirilmesi çerçevesinde uygulanacak bir sadeleştirme politikası daha önce TCMB’nin gündemindeydi. Bunun yapılması için en önemli gösterge de korku endeksi olarak adlandırılan VIX ve Move endekslerindeki oynaklığın azalmasıydı. Ancak Çin’den yükselen endişelerin küresel piyasalarda yarattığı negatiflik, sadeleştirmenin de rafa kalkmasına neden oldu. Fed’in Mart ayındaki karar aşamasını düşündüğümüzde oluşan olumlulukla beraber, diğer merkez bankalarının da basta Avrupa ve Cin olmak üzere ekonomileri destekleme yönünde genişleme adımları atıyor olmaları, Merkez Bankası tarafından da bir nevi avantaj olarak görüldü. 
 
Ağustos ayında açıklanan sadeleşme planına atıfta bulunulması önemli. Merkez Bankası üst bantta yapmış olduğu indirimle sadeleşme yönünde fiili bir adim atmış oldu. Tabii burada en önemli gösterge de korku endeksleri olan VIX ve Move endekslerindeki sakinleşmedir. Kur volatilitesi yüksekken geniş faiz koridoruna ihtiyaç var, tabii son donemde küresel iyimserliğin TL üzerine olumlu yansımalarıyla beraber söz konusu kur volatilitesi azaldı. 
 
Merkez Bankası sadeleşmeyi üst banttan aşağı iniş olarak değerlendiriliyor, sadeleşme adımlarına devam etmek için gecelik borç verme faizi ve 1 haftalık repo faizi arasındaki farkı azaltacaktır. Ancak buna devam edebilmesi için kur volatilitesinden baksa çekirdek enflasyon görünümüne de dikkat etmesi gerekecektir. Yüzde 9.70 seviyelerine gelen çekirdek enflasyonda da yukarı yönlü trend devam etmektedir. 
 
Merkez Bankası’nın üst bandı yüksek tutmasının nedeni küresel risklere açıklık oranını düşürmekti. 25 baz puanlık indirim sembolik bir ayarlama, fiilen fonlama maliyetlerine çok ciddi bir etki olmasını beklemiyoruz. Yine de biz yapmalarını beklemiyorduk. Bu acıdan bizim için sürpriz bir karar oldu. Ancak faiz koridoru mantığının da değişmemesi gerekli. Küresel oynaklıklar konusunda temkinli olunmaya devam edilmeli, dolayısıyla yeni Merkez Bankası yönetiminin önünde önemli bir ev ödevi olacaktır. Son Fed yetkilileri açıklamaları Nisan toplantısının da faiz artırımı konusunda canlı olduğunu gösteriyor. Haziran fiyatlaması ise daha kuvvetli olabilir. Diğer yandan küresel ekonomilerdeki negatif yönlü trendi ve jeopolitik risklerin getirdiği güven eksikliğini göz önünde bulundurmak gerekecek. Kur konusundaki endişelerimiz de bu noktadan ortaya çıkmaktadır. Avrupa’da istenen ekonomik toparlanmanın sağlanamaması veya Cin’de özellikle yaz aylarında yuanin sert bir şekilde devalüe edilmesi olasılığı bu adımların devam etmesi önünde engel oluşturacaktır. Merkez Bankası’nın işaret ettiği sadeleştirme koşullarından uzaklaşma oldukça TL’nin de dolara karsı orta ve uzun vadede zayıf kalma olasılığı bulunmaktadır. Eğer bu adımlar, bu koşullar altında bir faiz artırım döngüsüne dönüşürse kurun yukarı doğru tepkisi daha sert olacaktır.”

“TCMB ÜST BANDI İNDİRMEYE DEVAM EDECEKTİR”
Finans Yatırım’dan Baş Ekonomist Burak Kanlı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indiriminin ardından kurun olumlu sayılabilecek bir tepki verdiğinin görüldüğünü ki bunun da kararın piyasa tarafından yanlış bulunmadığının göstergesi olduğunu ifade etti. 
 
Baş Ekonomist Burak Kanlı Foreks’e yaptığı açıklamada, küresel olarak düşük faiz döneminin 2016 yılında da devam edeceğini ve gelişmekte olan ülkelere karşı risk iştahının bir miktar toparlanma gösterdiğini vurgulayarak, “Böyle bir ortamda, zaten doğası gereği güvercin olan TCMB üst bandı indirmeye devam edecektir. Faiz koridorunda basitleşme planları da rafa kaldırılabilir yeni Başkan döneminde” diye konuştu.
 
Baş Ekonomist Burak Kanlı, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
 
“TCMB’den bahsediyorsak, aşırı gevşeme her zaman bir risktir. Nitekim, önümüzdeki dönemde portföy girişlerinin güçlenmesi TCMB’nin yüksek miktarda faiz indirimine gitmesi riskini de beraberinde getirebilir. Risk iştahı yüksekken piyasa faiz indirimlerini olumlu da karşılayabilir. Ancak, ekonominin temelleriyle uyuşmayan faiz 
indirimlerinin faturası risk iştahının bozulduğu kötü günlerde mutlaka ödenir. Şu aşamada bunun kesin olarak olacağını ya da TCMB’nin izleyeceği politikaya dair net bir şey söylemek zor tabi. Bu, ancak yeni Başkan belli olduğunda ve onun para politikasına dair ilk konuşmasını dinlediğimizde tam olarak anlaşılacak.”

“MERKEZ BANKASI’NIN KARARI TL’Yİ OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR”
HSBC Portföy Stratejisti İbrahim Aksoy ise karar sonrası şu notu yayınladı: “Merkez Bankası kararına gerekçe olarak küresel oynaklıklardaki düşüşü ve Ağustos ayında açıklanan politika araçlarının geniş faiz koridoruna ihtiyacı azaltmasını gösterdi. Merkez Bankası çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmenin sınırlı olması nedeniyle likidite politikasının sıkı tutulacağını belirtse de karar para politikasında gevşeme anlamına geliyor. Haftalık repo ihale faizinin sabit tutulması Merkez Bankası’nın daha önce anlattığı sadeleştirme stratejisinden farklılık gösteriyor.

Gelişmekte olan piyasa para birimleri hafta başından bu yana dolar karşısında değer kaybediyor. Aslında doların değer kazanması sadece gelişmekte olan piyasa kurlarına karşı değil. Fed toplantısı sonrasında doların geldiği zayıf seviyelerden küresel olarak toparlandığını görüyoruz.

Bu ortamda bir senedir bankalar arası piyasada gecelik faiz yüzde 10.75 seviyesinde gerçekleşirken Merkez Bankası’nın gecelik borç verme faizinde indirim yapmasının lirayı olumsuz etkileyebileceğine dair görüşümüzü koruyoruz. UsdTry’de kısa vadede 2.90 seviyesinin üzerine hareket olabileceği görüşündeyiz.”