Ekonomistler, S&P’den değişiklik beklemiyor

0
47

Ekonomistlerin çoğu S&P’nin, 3 Kasım Cuma günü yapması beklenen değerlendirmede, Türkiye’nin kredi notu ve görünümünü aynı seviyede bırakacağı öngörüsünü taşıyor.

Yabancı ekonomistler, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’un (S&P), 3 Kasım Cuma günü yapması öngörülen değerlendirmesinde, Türkiye’nin kredi notu ve görünümünü aynı seviyede bırakmasını bekliyor.

Türkiye ile ilgili son değerlendirmesini 5 Mayıs 2017’de yapan S&P, yabancı para cinsinden kredi notunu “BB”, yerli para cinsinden notunu “BB+” seviyesinde, not görümünü de “negatif” olarak teyit etmişti.

S&P açıklamasında, hükümetin borç yükümlülüklerinin düşük olduğuna işaret edilerek, bu alandaki artışın sadece “ılımlı” olmasının öngörüldüğü ve Türkiye’nin kredi notunun ülkenin düşük seviyedeki borç yükü tarafından desteklendiği belirtilmişti.

Ekonomik büyümenin, mali teşvikler ve vergi istisnalarının tüketimi artırması yoluyla desteklenmesinin beklendiği kaydedilen açıklamada, tüketimin ekonomik büyümenin “temel gücü” olmaya devam edeceği vurgulanmıştı.
Açıklamada, Türkiye’nin görünümünün “negatif”ten “durağan”a çekilmesi için ülkenin mali pozisyonunun kamu borcunun GSYH’ye oranıyla “ılımlı bir uyum” sağlaması gerektiği belirtilmişti.

“Bekle-gör tutumunu uygular”
ABN Amro Ekonomisti Nora Neuteboom, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin kredi notu ve görünümünü aynı seviyede bırakacağı öngörüsünde bulundu. Neuteboom, S&P’nin, Türkiye ekonomisi hakkında daha iyi bir fikir ve daha fazla veriye sahip olana kadar “bekle-gör” tutumu uygulayacağını söyledi.

“Enflasyonu yakından gözlemliyor”
Rabobank Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys de Türkiye’nin büyümesinin bu yıl yukarı yönlü olarak sürpriz yapmasına karşın S&P’nin, kredi notu ve negatif olan görünümü teyit edebileceğini bildirdi.
Matys, TL üzerinde tekrar başlayan satış baskısının enflasyonun yükseleceğini işaret ettiğini belirterek, enflasyonun, S&P’nin yakından gözlemlediği faktörlerden bir tanesi olduğunu vurguladı.
S&P’nin, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) zayıf TL’den dolayı enflasyon beklentilerinin bozulmasını engellemek için para politikasında daha fazla sıkılaşması gerektiğini vurgulayabileceğine işaret eden Matys, hükümetin, bütçe açığının GSYH’ye oranındaki artışı önlemesi gerektiğini kaydetti.
TD Securities Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Cristian Maggio ise S&P’nin, Türkiye’nin görünümü ve kredi notunda değişikliğe gitmesini beklemediğini söyledi.

“İyileştirme bekliyoruz”
Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, derecelendirme kuruluşlarına göre bir kademe aşağıda ve negatif görünümle izlediğini anımsattı.

S&P’nin not değişiminden bugüne kadar geçen sürede Türkiye ekonomisine ilişkin öngörülebilirlik kapasitesinin artığını belirten Yılmaz, “Bu nedenle S&P’den görünüme ilişkin iyileştirme beklemekteyiz.” dedi.
Yılmaz, mevcut durumda hem küresel hem de yurt içi gelişmeler açısından daha öngörülebilir bir konjonktürde bulunulduğunu ifade etti.

Uluslararası ticaret hacimleri artarken, küresel büyümede “senkronizasyon” temasının ağır bastığını söyleyen Yılmaz, “Finansal piyasalarda oynaklıklar düşük seviyelerde seyrediyor. Bu nedenle kredi notları konusunda en kötünün geride kaldığı görüşündeyiz. Bundan sonra kredi derecelendirme kuruluşlarından gelecek açıklamaların hep daha iyimser tonda gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle S&P’nin negatif görünümü düzelteceğini tahmin ediyoruz.” diye konuştu.

Bora Tamer Yılmaz, S&P’nin endişe duyduğu konulardan birisinin büyüme olduğunu ancak Türkiye’nin büyüme konusunda yıl başındaki düşük oranlı piyasa beklentilerini aştığına dikkati çekti.

“Büyüme beklentisini artıracaktır”
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da S&P’nin en son değerlendirmesinden sonra geçen zamanda, Türkiye’nin büyümesinin çok güçlü olduğunu, TCMB’nin sıkı duruşunu koruduğunu ve yakın döneme kadar kurun istikrarlı hareket ettiğini kaydetti.

Diğer taraftan kamu bütçe açığının arttığını ve bunun üstüne jeopolitik ve dış ilişkilerle ilgili risklerin ön plana çıktığını söyleyen Kanlı, kredi derecelendirme kuruluşları için kamu dengesinin en öncelikli kriter olduğunu ve ardından da cari dengenin geldiğini belirtti.

Kanlı, zira temelinde bu kuruluşların ülkenin borç ödeme kabiliyetini ölçmek için var olduklarını ifade etti.
S&P’nin Türkiye’ye dair en temkinli derecelendirme kuruluşu olduğuna dikkati çeken Kanlı, “Notta ve negatif olan görünüm değerlendirmesinde bir değişikliğe gitmemesi en olası senaryo gibi duruyor. Ancak, güçlü ekonomik büyüme, görünümü durağana çevrilme ihtimalinin varlığını korumasını sağlıyor.” dedi.

Başekonomist Kanlı, S&P değerlendirmesinde bir yandan güçlü talebe, diğer yandan da artan bütçe açığı ve cari açığın finansmanı ihtiyacına dikkati çekeceğini söyledi.

S&P’nin Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme beklentisini artıracağını tahmin eden Kanlı, “Türkiye’nin tekrar yatırım seviyesine yükselmesi için bütçe dengesi disiplininin korunması, artık pek konuşmadığımız yapısal reformlara dair somut adımların atılması ve politik/jeopolitik normalleşme sürecinin gerçekleşmesi en önemli üç koşul diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

“Revizyona gidilmesi şaşırtıcı değil”
DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Strateji Yönetmeni Orkun Gödek ise not seviyesinde bir değişikliğe gidilmesini beklemediklerini, görünüm de durağan olarak revizyona gidilmesinin şaşırtıcı olmayacağını söyledi.
Gödek, IMF’nin raporuna göre 2017’de Türkiye ekonomisinin büyüme hızının grup üyelerinin önünde yer aldığını ve değişen hesaplama yöntemi sonrasında tasarruflardaki artışın grup içerisinde de Türkiye’ye avantaj sağladığını belirtti.

Türkiye’nin ihracatındaki artış ve brüt borç stokunun milli gelire oranının düşük olmasının pozitif değerlendirileceğini tahmin eden Gödek, şunları kaydetti:

“S&P raporunda Türkiye’nin 2017 yılı içerisindeki büyüme performansına dikkat çekilmesini ancak tüketim ve teşviklerin de etkisel olarak öne çıkarıldığını görebiliriz. Devam eden OHAL uygulaması, cari açık düzeyi, portföy yatırımlarındaki artış ve enflasyon gibi negatif unsurlara dikkat çekildiğini görmemiz muhtemel. Öte yandan TCMB’nin uyguladığı sıkı para politikası sayesinde son döneme dek kurda yaşanan volatilite düşüşüne de olumlu yönde atıf yapılabilir. Büyümenin gelecek yıllar açısından sürdürülebilirliği ise S&P cephesinde tartışma unsuru olarak belirebilir.”

“Değişiklik beklemiyorum”
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı, yıl başında yatırım yapılabilir not düzeyinin altında görünümü de olumsuza çeken S&P’nin bu hafta herhangi bir değişikliğe gitmesini beklemediklerini söyledi.

Büyümenin, güçlü bütçe dinamiklerinin Türkiye ekonomisinin dış şoklara karşı güçlü yanları olmaya devam ettiğini vurgulayan Tokalı, “Enflasyonun iki haneli seviyelerde bulunması ile iç borçlanma gereksinimindeki artış ve dış finansman koşullarının devam eden kritik rolü temkinli yaklaşımı gerektiren unsurlar olarak ön plana çıkarılabilir.” dedi.

Tokalı, özellikle küresel likidite koşullarına yönelik iyimserliğin devamına yönelik belirsizliklerin olduğu süreçte,Türkiye için tekrar yatırım yapılabilir kategoriye çekilmesine dair bir karar değişikliği beklemediklerini sözlerine ekledi.