Düşen petrol fiyatlarına rağmen stres sinyalleri var

0
30

Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti Dr. Fatih Birol, dünya enerji üretiminin geleceğine bakıldığında, düşen petrol fiyatlarına rağmen stres sinyalleri gördüklerini söyledi.

Birol, Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, 2020’ye kadar dünya petrol üretiminin yarısının Irak’tan gelmesi gerektiğini belirterek, “Bu nedenle Irak petrol üretimine yatırımların bugünden başlaması gerekiyor” dedi.

Düşen petrol fiyatlarının, petrol yatırımları üzerinde aşağı yönde baskı yaptığına işaret eden Birol, petrol talebinin ise düşen fiyatlar yüzünden artmak zorunda kalabileceğini kaydetti.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün bazı ülkeleri sübvansiyonlardan kurtardığını anlatan Birol, “ABD’nin artan petrol üretimi iyi bir gelişme olsa da dünyanın Ortadoğu petrolüne ihtiyacı var” diye konuştu.

Birol, geçen yıl dünya karbon emisyonu miktarının yüzde 2,6 arttığına dikkati çekerek, “Bu artış bizi felaket diye tanımlayabileceğimiz ısı seviyelerine doğru götürebilir” dedi.

Dünyanın karbon emisyonu sınırı olduğunu anlatan Birol, bu sınırın yarısının aşıldığını vurguladı.

ABD ve Çin arasında imzalanan karbon emisyonu anlaşmasının, iklim için iyi bir gelişme olduğunu belirten Birol, “Avrupa’nın yeni iklim politikası da karbon emisyonunun azaltılmasına yönelik atılmış önemli bir adım” dedi.

“Enerji güvenliği konusunda hepimizin yapacağı şeyler var”
ABD Enerji Bakanı Ernest Moniz, enerji güvenliğinin yalnızca ülkelerin münferiden göz önünde bulundurması gereken bir şey olmadığını belirterek, “Bu, müttefikler ve dost ülkeler arasında göz önünde bulundurulması gereken ortak bir konudur. Hepimizin yapacağı şeyler var enerji güvenliği konusunda” dedi.

Bakan Moniz, Borsa İstanbul, Chevron, Halkbank ve THY iş ortaklığında düzenlenen Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, türbülansın bir akım rejimi olduğunu, kaotik özellik değişimlerinden kaynaklandığını söyledi. Kaosun da tahmin edilemez sonuçların sistemde ortaya çıkmasıyla neticelendiğini anlatan Moniz, bu nedenle türbülanslardan dinamiğe nasıl dönüleceğinin yollarını bulmaya odaklanılması gerektiğini kaydetti.

Moniz, enerji sektöründe büyük değişim ve dönüşümlere ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, bunun nasıl yönetileceğinin ise ayrı bir konu olduğunu dile getirdi. Ukrayna krizi sırasında yaşananlar neticesinde son derece kapsamlı bir şekilde enerji güvenliğinin gündemde yer işgal ettiğine dikkati çeken Moniz, Avrupalı meslektaşları ile bu konuda çok çalıştıklarını ifade etti.

Moniz, enerji güvenliğinin yalnızca ülkelerin münferiden göz önünde bulundurması gereken bir şey olmadığının altını çizerek, “Bu, müttefikler ve dost ülkeler arasında göz önünde bulundurulması gereken ortak bir konudur. Hepimizin yapacağı şeyler var enerji güvenliği konusunda” diye konuştu.
 
“Aküler sayesinde 4 yıllık sürede yüzde 60’lık bir maliyet azaltımı söz konusu olacak”
Moniz, AB, ABD ve Çin’in geçen hafta yaptıkları ortak açıklamasında umut verdiklerini, bu umudun altında ise dramatik değişimler yattığını söyledi. “Teknoloji ve alternatif enerji kaynaklarının maliyeti konusunda inanılmaz bir var” diyen Moniz, yenilenebilir enerji sayesinde maliyetlerin düşürülmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.

Moniz, aküler sayesinde 4 yıllık sürede yüzde 60’lık bir maliyet azaltımının söz konusu olacağına işaret ederek, enerji sistemlerindeki iş modellerinin düşürülmesi gerektiğini dile getirdi. Enerji güvenliği alanında ortak sorumluluğa da değinen Moniz, “Takip etmemiz gereken, kontrol altına almamız gereken gelişmeler var bulunduğumuz bölgede, siyasi zorluklar var” ifadelerini de kullandı.
 
“Enerji konusunda günde 1 milyar euro sarf ediliyor”
İklim ve Enerjiden Sorumlu AB Komisyonu Üyesi Miguel Arias Canete ise enerji arzı güvenliğinin en önemli politika önceliklerinden birini teşkil ettiğine dikkati çekti. Mevcut iklim problemi için acil bir eylem yapılması planı gerektiğinin altını çizen Canete, enerji konusunda günde 1 milyar euronun sarf edildiği bilgisini de paylaştı.

Atlantik Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Jon Huntsman da Türkiye’nin dinamik bir ülke olduğunu, özellikle küresel anlamda büyük başarılar kaydettiğini aktardı. Huntsman, Türkiye’nin hem Avrupa hem de Asya ve Ortadoğu ile çok güçlü ilişkiler kurduğunu vurguladı. 

Zirvenin açışılında ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass, Atlantik Konseyi Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Frederick Kempe ile Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi Direktörü Orhan Taner de kısa konuşmalar yaptı.