Zeybekci: Yüzde 7’nin üzerinde büyüme bekliyoruz

0
24

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ikinci çeyrekte ihracatın doğrudan verdiği destekle ilk çeyrektekinden daha iyi bir büyüme beklediklerini belirterek, “Üçüncü çeyrekte de 2016 yılındaki işgal girişiminin arkasından gelen eksi büyümeden dolayı baz etkisiyle yüzde 7’nin oldukça üzerinde bir büyüme bekliyoruz. Dördüncü çeyrekle de Türkiye’de ihracatın büyümeye verdiği katkıyla son derece pozitif bir dönem başlayacak.” dedi.

Zeybekci, Ekonomi Bakanlığı ev sahipliğinde, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından düzenlenen Uluslararası Yatırımcılarla İstişare Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin gelecek hedefleri doğrultusunda gayet iyi gidildiğini belirten Zeybekci, “Eksiklerimiz var, bunları biliyoruz. Bunları nasıl tamamlayacağımızı da biliyoruz. Bunları tamamlamak için gerekenleri de her fırsatta sırayla gerçekleştiriyoruz.” diye konuştu.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini “ihanet girişimi” olarak tanımlayan Zeybekci, şöyle konuştu: 

“Hiçbir dostumuzun sözlüğünde, tarihinde, kaderinde böyle bir şey olmaması, bizim bunu anlatmamızı da o kadar zorlaştırıyor. Belki tereddüt burada yaşanıyor. Her şeyin mükemmel olduğu bir cuma akşamı, bir anda uçaklar Meclis’i bombalamaya başladı, tanklar köprüyü tuttu. Bunu bir Alman, bir Hollandalı dostunuza nasıl anlatırsınız? Anlaması mümkün değil ki. Bu yüzden anlatmakta çok zorlanıyoruz. Bir de sonrasında ‘Pazartesi sabahı Türk bankaları tüm dünya ile entegre şekilde bütün mükellefiyetlerini yerine getiriyordu, üretim, ihracat hayat devam ediyordu.’ diyorsunuz. Dostlarımız ikisini de anlamıyor, anlamakta zorlanıyorlar.”

Bakan Zeybekci, böyle bir durumun diğer ülkelerde yaşanması durumunda çok zor toparlanacağını belirterek, tüm bunlara rağmen Türkiye’nin 2016 yılının üçüncü çeyreğindeki eksi büyümeden ardından son çeyrekte yüzde 5’lik büyüme ile yıllık yüzde 2,9’luk büyüme gerçekleştirdiğine işaret etti.

“İkinci çeyrekte ihracatın doğrudan verdiği destekle daha iyi bir büyüme bekliyoruz”
Verilen destek ve teşviklerle “ihracat seferberlik yılı” ilan ettikleri 2017’ye, “Türkiye için ihracata dayalı büyümenin sürdürülebilir ve öngörülebilir şekilde devamlı hale geldiği bir yıl olacak” diyerek başlattıklarını hatırlattı.
 Zeybekci, bu anlamda tüm tedbirlerin hayata geçirildiğini ve 2017 yılında bunların sonuçlarının görülmeye başladığına dikkati çekti.

Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,2’lik bir bölümü ihracattan alınan yüzde 5’lik büyüme yakaladıklarını belirten Zeybekci, şöyle devam etti:

“İkinci çeyrekte yine ihracatın doğrudan verdiği destekle ilk çeyrektekinden daha iyi bir büyüme bekliyoruz. Üçüncü çeyrekte de 2016 yılındaki işgal girişiminin arkasından gelen eksi büyümeden dolayı baz etkisiyle yüzde 7’nin oldukça üzerinde bir büyüme bekliyoruz. Dördüncü çeyrekle de Türkiye’de ihracatın büyümeye verdiği katkıyla son derece pozitif bir dönem başlayacak. Bunu sürdürülebilir hale getireceğiz ve bunu rahatsız edici hiçbir şeye müsaade etmeyeceğiz. Üretim, yatırım, ihracat ve dış ticaret ikliminin uygunluğu anlamında yapılması gereken her şeyi yapacağız. Alacağımız tedbirlerle bunları sağlayacağız.”

Zeybekci, kişi başı düşen gelirde Avrupa Birliği’nin (AB) ilk sıralarında yer olan dost ülkelerin, Türkiye’de olduğu gibi gelecek 10 yılda milli geliri iki katına çıkarma, enerji üretim ve tüketimini iki kat artırma, ulaştırma ile ilgili yaklaşık 200 milyar dolar civarında yatırım yapma ve sağlıkta yeniden yapılanma hedefleri bulunmadığına değinerek, Türkiye’nin bir fırsatlar ülkesi olduğunu vurguladı.

“Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı olarak o gece kurşunlandım”
Bakan Zeybekci, Türkiye’nin coğrafi konumunun artılarına ve eksilerine de değinerek, şu değerlendirmede bulundu:

“Sıkıntılar bölümü sürdürülebilir değil ama Türkiye’nin önümüzdeki dönemle ilgili fırsatlar bölümü sürdürülebilir. Sıkıntıları, rahatsızlıkları ve ne yapmamız gerektiğini de çok iyi biliyoruz. Dostlarımızın bizi anlamakla ilgili sıkıntısını da anlıyoruz ve biliyoruz. Dünyanın en kanlı, en sinsi, en tehlikeli örgütü ile mücadele ederken bir ikilem yaşıyoruz. Yaşadığımız şeyin ciddiyetini, vahametini, önemini bildiğimiz için, ‘dostlarımız da bizim gibi bunun farkındadır’ varsayımıyla hareket ederek, bazı şeyleri anlatmayı ıskaladığımız, ihmal ettiğimiz bölümlerle dostlarımızın anlayamadığını da görüyoruz. 

Olağanüstü günler, olağanüstü ortamlar yaşadık. Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı olarak ben o gece kurşunlandım, yaylım ateşe tutuldum. Doğrudan hedef alınarak tüfeğin sesinden önce, kurşunun sesini duydum o gece. Meclis’in bombalandığında da oradaydık. ‘Herhangi bir ülkedeki Ekonomi Bakanı dostum, bu yaşadıklarımızı görmüş ve anlamıştır, benim bu dönemdeki reflekslerimi de anlayışla karşılar’ diye beklerken, farklı olumsuzluklar yaşadığımızı görüyoruz ama bunlar da geçecek. Türkiye’nin hedefi belli.”

Zeybekci, “Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecini vazgeçilmez bir hedef olarak görüyoruz. Derdimiz ‘Türkiye Avrupa Birliği’nin (AB) üyesi bir ülke olsun’ derdi değil, birinci hedefimiz AB’nin sahip olduğu tüm standartları insanlarımıza sağlamak, böyle bir ülke olmak.” dedi.

Zeybekci, Ekonomi Bakanlığı ev sahipliğinde Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından İstanbul’da düzenlenen “Uluslararası yatırımcılarla İstişare Toplantısı”na katıldı.

Toplantının açılışında Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Zeybekci, Türkiye’nin yaşadığı 15 Temmuz işgal girişimi ve arkasından gelen referandum sürecini anımsattı.

Nihat Zeybekci, 16 Nisan Anayasa değişikliği ile 5 yıl boyunca, kim kazanırsa kazansın kesintisiz iktidarlar döneminin garanti altına alındığını belirterek, şunları kaydetti:

“Yüzde 50 artı 1 almak zorunda olan bir Cumhurbaşkanı ya da siyasi yüzde 70’in değerleri ile barışık olmak ve onlara saygı duymak zorunda. Dolayısıyla Türkiye’de siyasette hoşgörü, uzlaşma, anlayış ve mevzubahis vatansa gerisi teferruattır diyebilen bir anlayışın ana temelleri 16 Nisan’da atıldı. Yani sürdürülebilir ve öngörülebilir istikrar dönemi başlıyor.

Bu fırsatların olduğu bir ortamda da Türkiye tam yatırım yapılabilir bir ortam olacak. Tam anlamıyla yatırım yapılması gereken bir ülke olacak. Zaten şu andaki gidişatımız ve yürüyüşümüz öyle. Şu an öngördüğümüz gibi gidiyoruz. 2017 yılı yatırım ve dış ticarette bir atılım yılı olacak. Bütün tereddütlerin, yaşanan sıkıntıların da farkındayız. Bunların ortadan kaldırılması için gereken her şey yapılacak.”

Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecini vazgeçilmez bir hedef olarak gördüğünü dile getiren Zeybekci, “Derdimiz Türkiye AB’nin üyesi bir ülke olsun derdi değil, birinci hedefimiz AB’nin sahip olduğu tüm standartları insanlarımıza sağlamak, böyle bir ülke olmak.” ifadelerini kullandı. 

Refah, demokrasi, hukuk, insan hakları, özgürlükler, teknoloji, yaşam standartları gibi alanlarda AB standartlarını tutturmak istediklerine işaret eden Zeybekci, üyelik kısmı konusunda Türk halkının karar vereceğini anlattı.
 
“İlk fırsatta OHAL’in gerekliliklerini ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz”
OHAL konusundaki eleştirilere de yanıt veren Zeybekci, “Hiç kimse bize ‘Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan OHAL taraftarı’ gibi birşey söylemesin. OHAL’in ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz, bunun bizim için normal olmadığını da, bize yakışmadığını da biliyoruz. İlk fırsatta OHAL’in gerekliliklerini ortadan kaldırmak ve normal bir döneme geçmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bir an önce Türkiye normal bir yapıya dönmeli.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin global bir ekonomi olduğunu dile getiren Zeybekci, dünyanın en iddialı yatırım teşvik sisteminin zorlu dönemlerde hayata geçirildiğini, uluslararası yatırımcıların Türkiye’de yatırım yapması için gerekli tüm desteği verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini söyledi.

Bakan Zeybekci katılımcılara Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sistemi hakkında da bilgilere vererek, sistem içinde her türlü sorunun çözülebileceğini ve konuşulabileceğini dile getirdi.

Zeybekci, Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda uluslararası yatırımcıya her türlü kolaylığın sağlanacağını aktardı.
 
“Gümrük Birliği güncellemesinden ilk etapta AB, Türkiye’den çok daha fazla menfaat sağlıyor”
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Zeybekci, AB’li dost ülkelerin bu konuda yanlış bir algıyla karşı karşıya olduklarını anlattı.

Nihat Zeybekci, Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin Türkiye’ye sağlanacak bir iltimas, hediye, bağış gibi görüldüğüne işaret ederek, şunları söyledi:

“2016 yılında AB etki değerlendirme çalışmasını bağımız bir kuruluşa yaptırdı, Türkiye olarak biz de bağımsız bir kuruluşa yaptırdık. Gümrük Birliği’nin hizmetler, kamu alımları, tarım ve gıda, elektronik ticareti kapsayacak şekilde genişlemesinin iki tarafa etkilerini değerlendirdik. Böyle bir şey gerçekleştiğinde, şu an 150 milyar doların üzerinde olan dış ticaret hacmimiz 1,5 yıl içinde 200 milyar dolara, 5 yıl içinde de 300 milyar dolara çıkıyor.
Bu şekildeki bir Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, tek başına AB’nin kişi başına düşen milli gelirine, genel milli gelirine olumlu katkıda  bulunuyor ve Türkiye tek başına AB’nin toplam büyümesine etki ediyor. Gümrük Birliği güncellemesinden ilk etapta AB, Türkiye’den çok daha fazla menfaat sağlıyor.”

Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin iki tarafında yararına olduğunu belirten Zeybekci, güncellemeden Türkiye’deki özel sektörün de çok büyük avantaj çıkaracağını, Türkiye’nin orta ve uzun vadede kazançlı çıkacağını söyledi.

İki tarafın menfaatine olan güncellemenin gerçekleşeceğini dile getiren Zeybekci, “Bazı hassas dönemlerde, hassas zamanlarda olduğuna inandığımız dostlarımızla, önümüzdeki süreçte ortak noktalarda çok kolay buluşacağımıza inanıyorum.” diye konuştu.