Zeybekci: Kur Türkiye için risk oluşturmayacak

0
25

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, döviz kurundaki artışa ilişkin, şunları söyledi:

“Kur artışı ve piyasadaki döviz talebinin spekülatif olup olmadığının sorulması üzerine Zeybekci, bakanlık yaptığı ilk dönem olan 2014’ün ocak ayında da dövizde hareketlenme yaşandığını ve o dönemde Merkez Bankasının “yapmaması gereken bir şeyi yaparak” piyasaya döviz satışı yoluyla kura müdahale ettiğini söyledi.
Söz konusu dönemde kura müdahale edilmemesi gerektiğini ve piyasanın kendi dengeleri içinde bir seviye oluşturacağını söylediğini ifade eden Zeybekci, “Tekrar aynı şeyi söylüyorum. Merkez Bankasının elinde çok fazla enstrüman ve yaklaşım vardır. Birilerinin, genel itibarıyla Merkez Bankasından yapmasını istedikleri yaklaşım, piyasaya döviz satarak müdahale etmesidir. Bu, benim görüşüme göre yanlış bir yaklaşım olur. Daha başka enstrümanlar vardır.” dedi.

Zeybekci, hükümetin çok doğru bir anlayışla kamu alım-satımları ve özelleştirmelerde dövize olan talebi aşağı çekerek ve Türk lirasına olan talebini artırarak liranın değerini yukarı çekmek gibi yaklaşım içinde olduğunu hatırlattı.

Merkez Bankasının elinde spekülatif hareketlere karşı müdahale edebilecek güç ve enstrümanların bulunduğunu anlatan Zeybekci, “Merkez Bankası çok güçlü bir şekilde bunların gereğini yapabilecek durumdadır. Sayın Mehmet Şimşek’in söylediği gibi Merkez Bankasının bu anlamda eli kolu bağlı değildir.” diye konuştu.

“Türkiye için risk oluşturmayacağını düşünüyoruz” 
“Biz bu işin (kurun) Türkiye için bir risk oluşturmayacağını düşünüyoruz. Çünkü gerekçesi yok.” diyen Zeybekci, Türkiye’nin kısa vadeli borçlarına, kamu borçlarına, bir yıllık vadedeki mükellefiyetlerine bakıldığında kamu ve özel sektör dahil olmak üzere yerine getiremeyeceği hiçbir sorumluluk olmadığının altını çizdi. Zeybekci, “Matematik önümüzde. Bu kadarlık mükellefiyetiniz varsa ve bu kadarlık bir varlığınız varsa kamu, özel sektör, bankalardaki varlıklar, bankalara ve özel sektöre ait yurt dışındaki varlıklar diye baktığınız zaman, Türkiye’nin mükellefiyetlerini yerine getirebileceğinden çok daha fazlası vardır.” ifadelerini kullandı.

“Kurda geldiğimiz nokta dönecektir”
Zeybekci, 7 Haziran 2015’teki seçimlerden önce, mayıs ortalarına kadar, Türk lirasının dolara karşı bütün dünyada dolar endeksini oluşturan diğer para birimleri gibi hareketlendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“7 Haziran seçimleri ile ilgili anketler görünmeye başladığı andan itibaren bu spekülatif hareket Türk lirasını aldı bu noktalara getirdi. O günden beri bir hareketlilik yaşıyoruz. Yani ‘siyasi istikrarsızlık riski’ artı ‘spekülasyon’ böyle bir noktaya getirdi. Bu geldiğimiz nokta dönecektir. Türk lirası yine dolar endeksini oluşturan para birimleriyle uyuma doğru bir hareketlenme gösterecektir. Neden bunu söylüyorum? Halkımızın huzuruna çıkıp da iyi dilek ve temenniler anlamında bunu söylemiyorum. İhracatının yüzde 50’sini AB’ye yapan, ithalatının yüzde 40’ını AB’den yapan, doğrudan yabancı sermaye girişinin yüzde 65’ini AB’den yapan bir ülke olarak Türk ekonomisi avro ile hareket edecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Önümüzdeki dönemde bu dalgalanma, bu spekülatif hareketlerden ümidin kesilmesiyle tekrar Türk lirasının normal seyrine döndüğünü göreceğiz. (Türk lirasının negatif ayrışması) Biter. Çünkü bitmemesi için bir gerekçe yok.”

‘Orta Vadeli Program hedeflerimizi tutturma konusunda oldukça olumluyum’
Zeybekci, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından büyüme hesaplama yönteminde revizyona gidildiği hatırlatılarak, Orta Vadeli Program hedeflerinin tutturulup tutturulamayacağının sorulması üzerine, ihracat, iç piyasadaki tüketim ve kamu yatırımlarındaki artışın katkısıyla son çeyrek büyümesinin yüzde 3’ler seviyesinde olacağını öngördüklerini söyledi.

Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı sistemi, anayasa değişikliği gibi tarihi bir süreçten geçtiğine işaret eden Zeybekci, artık siyasi riskler tehlikesinden kurtulmuş dinamik bir Türkiye’nin getireceği motivasyonun 2017’ye olumlu yansıyacağını ifade etti.

Zeybekci, son 2-3 yıldır özel sektör yatırımlarında büyük oranda erteleme olduğuna dikkati çekerek, otomotiv ve konut alımlarını yatırım aracı olarak gören vatandaşın, diğer tüketim mallarında ise beklemeyi tercih ettiğini anlattı. Bu yıl Türkiye’nin artık ertelemelerden vazgeçeceği, özel sektör yatırımlarında büyük bir hareketlenme olacağı öngörüsünde bulunan Zeybekci, şöyle devam etti:

“Başlatılan seferberlikle eski günlerdeki gibi ihracatta yüzde 10’lar seviyesi üzerinde hareketlenme beklediğimiz bir dönemde 2017 büyümesinden son derece ümitliyim. Orta Vadeli Program hedeflerimizi tutturma konusunda da oldukça olumluyum. 2018 yılı ise bütün alanlarında rahatladığımız, ‘oh’ dediğimiz, yeniden coşkulu Türkiye, yeniden gümbür gümbür büyüyen Türkiye, yeniden dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden, Avrupa’nın 3 büyük ekonomisinden birisi olmak yolunda artık rotamızı yoluna koyduğumuz bir yıl olacaktır.”

 

‘Türkiye asla 2 haneli enflasyon rakamı görmeyecektir’
Türkiye’nin asla 2 haneli enflasyon rakamı görmeyeceğini belirten Zeybekci, “Şu andaki seviyenin en önemli etkilerinden birisi kurdaki oynaklıktan kaynaklanan geçici durum. Kur bunu bir kere yapar, devamlı böyle enflasyonu tetiklemez. Arttığı anda seviyeyle ilgili bir nokta oluşur, sonra baz etkisini yavaşça kaybeder ve tekrar istediğimiz yere doğru hızlıca gelir.” dedi.

Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerinde CHP’lilerin kürsüyü işgal etmesi
Cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerine ilişkin soru üzerine Zeybekci, Türkiye’de tarihi günler yaşandığını ifade etti.

TBMM’de milletin kendilerine verdiği yetki dahilinde yapılan çalışmaların tarihi bir öneme sahip olduğunu belirten Zeybekci, şöyle devam etti:

“Bu öneme binaen bazı şeylerin biraz fazla olması, abartılı olması da kaçınılmazdır ve anlayışla da karşılanabilir. Meclisin içindeki ana söylemlerle ilgili işin harareti, bunlar anlayışla karşılanabilir. Burada dün akşam gayet sakindi, 8. madde kabul edilerek kapattık. Ama bir gece öncesi hiçbir gerekçe, mazeret, hiçbir kalıba ve çerçeveye sığmayan bir anlayış ve yaklaşımla kürsüyü işgal etmek için grup başkanvekilinin milletvekillerini çağırması, onların kürsüyü ele geçirmeye çalışması, kürsüyü işgal etmesi ne milletin bize vermiş olduğu vekaletle ne demokrasiyle ne evrensel genel kabul görmüş demokrasi kurallarıyla ne parlamentonun ahlakına uygun düşen bir hareketti. Bu, 15 Temmuz’da Meclisi bombalayan ahlak ne ise aynı ahlak grubuna giren anlayıştır. Allah aşkına kürsü işgal edip, milletin vermiş olduğu iradeyi fiili olarak kullandırtmayacağım demek ne demek. Hangi kalıba sığar?”

Zeybekci, anayasa değişikliğinin Meclisten geçeceğine inandıklarını, ardından da milletin onayına sunulacağını, buradan çıkacak sonucu da kabul edeceklerini aktardı.