Youtube’da reklam krizi

0
45

Online video konusunda dünyanın en büyüğü olan YouTube’un başı, nefret söylemi ve terörizm içeren saldırgan video paylaşımlarıyla dertte. Söz konusu video paylaşımlarının yanında gösterileceği endişesiyle 250’den fazla şirket, Youtube’daki reklamlarını durdurdu ve bu sayı da her geçen artıyor. Boykotun maliyetinin 750 milyon doları bulacağı belirtiliyor. Aralarında AT&T, Verizon, Volkswagen, PepsiCo, Wal-Mart, Nestle ve Starbucks’ın da yer aldığı pek çok şirket Youtube’a artık reklam vermiyor. Her dakika 400 saatlik içerik yüklenen Youtube’daki sorunun video filtreleme sisteminden kaynaklandığı açıklanmış ve Google bunu en kısa sürede çözeceğini duyurmuştu. Ancak aradan geçen bir haftada pek fazla mesafe alınamaması reklamverenlerin sabrını taşırmış durumda. Reklamverenlerin belirli siteleri ve kanalları tüm kampanyalarından hariç tutabilmesini sağlayan değişiklik şirketleri ikna edemedi. 

OYUNUN YENİ KURALLARI
Hürriyet’ten Ahmet Can’ın haberine göre, YouTube’un yaşadığı bu durumdan sonra online video sektöründe yapılması gerekenler için tartışmalar başladı. Bu tartışmalarda, 3 maddelik bir formüle odaklanılıyor.

1) Güvenilir ortam: YouTube örneğiyle şu anda tartışılan bir numaralı konu. Markalar, verdikleri video reklamlarının markaların üstlendikleri değerlerler açısından ‘sakıncalı’ içeriklerde çıkmasını kesinlikle istemiyorlar. Örneğin, IŞİD’in yaptığı bir katliamın videosunun önünde çıkan banka reklamı, marka değerlerine önemli hasarlar verebiliyor. Bu ve benzeri içeriklerde yapılması gereken ise reklam açısından sorun yaratabilecek videolarda reklam gösterimini kapatmak. Bunun için de içeriğin kontrollü olarak yayına alınması gerekiyor.

2) Kaliteli içerik: Bir video platformunu açtığınızı düşünün. Profesyonel olmayan, akıllı telefon kameralarıyla çekilen kullanıcıların oluşturduğu ve içerik kalitesinin düşük olduğu videolarla karşılaşırsınız. Her ne kadar bu videolar yüksek erişim sağlasa da marka algısı açısından sağladıkları katkı yüksek olmuyor. Bu yüzden yüklenen videoların tamamının editörler ya da diğer içerik sağlayıcı uzmanlar tarafından oluşturulması modeli öne çıkıyor.

3) İlgi alanına göre ulaşabilme: Kullanıcılara ilgili oldukları kanaldan ulaşabilme gücü online video pazarında en çok emek sarf edilen konuların başında geliyor. Videolar, kullanıcıların ilgilendikleri platformlarda yayınlandığında etkisi daha da artıyor. Video platformları, her ne kadar içerikleri ilgi alanlarına göre kategorilendirilse de kullanıcılar, artık içerikleri tek bir noktadan takip etmek istiyor. Örneğin; bir haber okuyan kullanıcı, bu haberin altında ilgili videoyu izlemek istiyor.

Online video pazarı son dönemlerde yaşanan olumsuzluklara rağmen hızla büyüyor ve büyümeye de devam edecek. Ancak bu pazarın doğru modeller üzerinde kurgulanması, kritik önem sahip. Sektörün şu anda üzerinde tartıştığı bu 3 madde, reklamverenlerin online video alanına yaptığı yatırımlarda verimliliklerini arttıracak ve marka algılarına olumlu yansıyacak. Başka bir deyişle online video alanında oyunun kuralları değişiyor ve yeni kurallara göre hareket edenler kazanacaklar.

‘GELİŞTİRMELER YAPILACAK’
Konuyla ilgili Google sözcüsü Ronan Harris açıklamada bulundu.

 Konu ilk gündeme geldiğinde Google sözcülerinden Ronan Harris, reklamverenler ve ajanslardan gelen görüşler doğrultusunda bu konuda geliştirmeler yapılacağını açıklamış, bu açıklamasından kısa bir süre sonra ise Google İş Birimi Başkanı Philipp Schindler söz edilen geliştirmelerle ilgili ilk adımların şimdiden atıldığını duyurmuştu.
 
Philipp Schindler, bu hafta başında yaptığı diğer bir açıklamada da şu sözlere yer vermişti:  “Reklam alanındaki iş ortaklarımıza daha da fazla şeffaflık ve görünürlük sağlamaya yönelik kararlılığımız doğrultusunda, YouTube’da üçüncü taraf marka güvenliği raporlaması konusunda kabul görmüş ve güvenilir kuruluşlarla çalışacağız. Bu kapsamda reklam doğrulama konusunda MRC (Medya Rating Kurulu) onaylı şirketlerle çalışmaya şimdiden başladık ve söz konusu teknolojileri en kısa sürede entegre edeceğiz.”
 
Google İngiltere yöneticilerinden Ronan Harris tarafından yapılan açıklama şöyle, “Kurulduğumuz günden bu yana Google’daki misyonumuz bilginin evrensel olarak erişilebilir ve kullanılabilir hale getirmek oldu. Web’deki fikir ve ifade özgürlüğüne, ifade edilen görüşlerle aynı fikirde olmadığımız zamanlarda bile kesinlikle inanıyoruz.
 
Bununla birlikte, Google reklamlarının nerede görüntüleneceğini tanımlayan katı politikalara duyulan ihtiyacın da farkındayız. Bu politikaların amacı reklamların, nefret dolu konuşmalar, rahatsız edici veya saldırgan içerikli sayfalarda ya da videolarda görüntülenmesini yasaklamaktır. Söz konusu politikalarımız durumların büyük çoğunluğunda, amaçlandığı gibi çalışmaktadır. Kötü reklamcılık uygulamalarını engellemek için her yıl milyonlarca dolar yatırım yapıyor ve binlerce kişi istihdam ediyoruz. Sadce geçtiğimiz yıl içerisinde 2 milyar kötü reklamı sistemimizden, 100.000’in üzerinde yayıncıyı ise AdSense programımızdan çıkararak 300 milyondan fazla YouTube videosunda reklam yayınlanmasını engelledik.
 
Bununla birlikte, ağımızdaki milyonlarca site ve YouTube’a bir dakika içerisinde yüklenen 400 saatlik video söz konusu olduğunda, her zaman hatasız olamadığımızın da farkındayız. Toplamın çok sınırlı bir yüzdesinin söz konusu bazı durumlarda, para kazanma politikalarımızı ihlal eden içeriklerde de reklamlarımız görüntülenebiliyor. Böyle durumlarda ilgili reklamı derhal kaldırıyoruz, ancak daha fazlasını yapabileceğimizi ve yapmamız gerektiğini de biliyoruz.
 
Reklamverenlerimiz ve ajanslarımızın, reklamlarının tartışmalı içeriklerde gösterilmesini engellemeye yönelik olarak daha basit ve daha sağlam yollar sağlayabileceğimize dair görüşlerini net bir şekilde anlamış bulunuyoruz. Halihazırda k, reklamlarının nerede görüntüleneceğini kontrol etmelerine imkan tanıyan (konu ve kategori istisnaları gibi) geniş çeşitlilikte araçlar sunmakla birlikte, çok az sayıdaki uygunsuz şekilde para kazandıran video ve içeriğin belirlenmesi konusunda ortaya daha iyi bir iş çıkarabiliriz. Bu çerçevede reklam politikalarımız ve marka kontrolümüzle ilgili kapsamlı bir incelemeye başladık ve önümüzdeki haftalarda markaların YouTube ve Google Görüntülü Reklam Ağı’nda reklamlarının nerede görüneceğini daha fazla kontrol altına almalarını sağlamaya yönelik değişiklikler yapacağız.
 
Hizmetlerimizi hem başarılı hem de güvenli bir şekilde kullanabilmeleri için yayıncılarla, reklamverenler ve ajanslarla birlikte çalışarak bu sorunları çözme ve daimi güvenlerini kazanma konusunda kararlıyız.”