Yeni nesil bankacılık: Aktif Bank

0
121

Banka son dönemde perakende sektörüne hizmet veren EchoPOS ile kripto para alım satımına başlayacak olan Bitmatrix start-up’larına yatırım yaptı. QR kod üzerine de çalışmalar yapıyor. Bir teknoloji platformu haline gelen banka, Passolig’i ihraç etmeyi, bir Japon teknoloji firması ile de işbirliği planlıyor. Aktif Bank Genel Müdürü Serdar Sümer, “Hedefimiz sadece ulusal anlamda işbirlikleri ile büyümek değil, ürettiğimiz teknolojiyi ve iş modellerini global anlamda pazarlamak ve ülkemize katkıda bulunmak” diyor.
 
Geleneksel anlayışın dışına çıkarak şubesiz bankacılık yapan Aktif Bank, son dönemde teknolojiye yaptığı yatırımlarla dikkat çekiyor. Aktif Bank Genel Müdürü Serdar Sümer, bütçelerinin yüzde 20’sini teknoloji yatırımlarına ayırdıklarını söylüyor. Bankanın yaklaşık 45 iştiraki bulunuyor. Ancak, bunların yaklaşık 10 tanesi aktif.
Yakın bir zamanda şehir içi ulaşım ile ilgili tüm ihtiyaçları karşılayacak N Kolay Ankara’yı devreye aldıklarını belirten Sümer, “N Kolay Ankara Kart ile ulaşım, alışveriş ve kampanya yönetimini tek bir kartta buluşturduk. N Kolay Ankara Kart, Ankara’da yaşayan binlerce insanın cüzdanına girdi ve kartın aktiflik oranı hızla artıyor” diyor. N Kolay Ankara’nın mobil uygulamasıyla da kartın tüm özelliklerini cep telefonu aracılığıyla kullanmak mümkün hale getirilmiş. Sümer, “İştirakimiz UPT, Danimarkalı Inpay ile ortaklığa giderek Avrupa’da yaşayan Türklerin Türkiye’ye kolay ve ucuz para transferi yapmasını sağlayan SendUPT hizmetini devreye aldık. Sadece küçük bir dijital bütçe ile uygulamayı bir ayda yaklaşık 20 bin müşterimiz ziyaret etti, ama asıl rakamları Avrupa’da yapacağımız lansman sonrasında bekliyoruz” diyor.
Sümer, benzer ürünler geliştirme kapsamında, tüketicilerin kullanımına sunakları alternatif bir ödeme ve para transferi platformu üzerinde çalıştıklarına dikkat çekiyor. “Uzun vadede ise hedefimiz donanım olarak tabir ettiğimiz, aslında neredeyse yüzde 90’ını yurtdışından ithal ettiğimiz ürünlerin ortadan kaldırılması ve yazılım teknolojilerini çok daha ileri seviyelerde kullanarak bireylerin hayatını çok kolaylaştıran teknolojik ürünler sunmak” diyen Sümer, buna örnek olarak Çin’i gösteriyor. Sümer şöyle devam ediyor: “Çin ödeme sistemlerine biraz geç girdi ve bütün dünyalarını QR kod üzerine kurdular. Mesela Çin’de dilenci çocuk geliyor, boynunda bir QR kod var. Telefonla QR’ı okutuyorsunuz, parasını alıyor. Hiçbir donanım yok dikkat ederseniz, sadece telefon var. Bizim de ulaşmak istediğimiz nokta bu.”
“Aktif Bank olarak, bireysel müşterilerimize hizmet verme iştahımız hep ‘şubesiz bankacılık’ üzerine kurulu. Türkiye pazarında, süreçlerini dijital sistemlere oturtmuş kendi segmentindeki en ileri ve özgün banka olduğumuzu söyleyebilirim. Krediden yatırım ürünlerine, otobüs için bilet yüklemeden etkinlik bileti satın almaya kadar her şeyi bütünleşik uygulamalar üzerine kurguladık” diyen  Sümer, yakın bir zamanda, belki diğer büyük bankaların “biz bunu neden düşünmedik” diyecekleri, yepyeni bir uygulama ile çıkacaklarını belirtiyor.
Banka son dönemde iki start-up’a da yatırım yaptı. Biri EchoPOS. Perakende zincir mağazalarına yeni nesil yazarkasa ile entegre otomasyon sistemleri hizmeti sunuyor. İkincisi ise Bitmatrix adıyla kripto para alım satım platformu. Faaliyetlerine sadece Türkiye’de değil, ‘bölgesel’ bir oyuncu olarak baktıklarını belirten Serdar Sümer, bankayı da bir ‘finansal teknolojiler platformu’ olarak tanımlıyor. Sümer sorularımızı yanıtladı.
 
Bankalar son yıllarda teknoloji yatırımlarına ağırlık veriyor. Bu anlamda Aktif Bank’ın yatırımlarının içinde teknolojinin payı nedir?
Türkiye’de bankaların teknoloji yatırımlarına ne kadar bütçe ayırdığına dair resmi bir veri olmamakla birlikte, dünyada bu oranın yüzde 15 ile 25 arasında değiştiği biliniyor. Bankalar bu alana, diğer tüm sektörlerden hatta teknoloji şirketlerinden bile daha fazla pay ayırıyor. Aktif Bank olarak biz de dünyadakine paralel bir tablo çiziyoruz ve bütçemizin yüzde 20’sini teknoloji yatırımlarına ayırıyoruz. Aslında Aktif Bank, günümüzde çokça tartışılan Z jenerasyonuna benziyor. Teknolojiye doğan yeni jenerasyon gibi Aktif Bank da bankacılıkta yeni nesli temsil ediyor. Yatırımlarımız da bunu kanıtlıyor. Geçmiş 5 yıla baktığımızda, toplam yatırımlarımızın yüzde 46’sını teknolojik altyapımızı yenilemeye ve yeni ürün geliştirmeye harcadığımızı söyleyebilirim. Bu ise yaklaşık 32 milyon dolarlık bir yatırım anlamına geliyor. Dolar kuru son 5 yılda 2 kattan fazla artış göstermesine rağmen bu rakam her sene dolar bazında orantılı olarak artıyor.
 
Önümüzdeki dönemde ajandanızda neler var?
Müşterilerimizin hayatını kolaylaştıracak ve bankamızı sektörün ilerisine taşıyacak otomasyon, kendi kendine öğrenen sistemler, blockchain ve cloud alanlarına daha çok yatırım yapmayı hedefliyoruz. Bu teknolojilerde ilerleme sağlayabilmek için danışmanlık, dış kaynak desteği alıyoruz ve yeni teknolojilere uygun donanım yatırımları yapıyoruz. Bu kapsamda mevcut “Data Center”ımızı, lokasyon bağımsız olması ve ihtiyacımıza göre büyütebilmek için uluslararası standartlarda bir veri merkezine taşıdık. Kartlı ödeme sistemleri altyapımızı güncel teknolojilere uyumlu hale getirmek için sektörün önde gelen firmalarından biri ile ortaklaşa geliştirdiğimiz ve hâlihazırda devam eden, hatta yurtdışına ihraç edebileceğimiz bir projemiz de var. Bizim hedefimiz sadece ulusal anlamda işbirlikleri ile büyümek değil, ürettiğimiz teknolojiyi ve iş modellerini global anlamda pazarlamak ve ülkemize katkıda bulunmak… Örneğin, Arap yarımadası ve Afrika kıtasında çok farklı fırsatlar olduğunu görebiliyoruz. Bu pazarlar doygunluğa ulaşmamış, doğru altyapı çözümlerini pazarlayabileceğiniz ülkeler. Ekip olarak bizdeki “bilgi ve iş yapma kalitesini” oralarda da uygulamak istiyoruz.
Ayrıca banka olarak 2016 yılında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onayıyla Ar-Ge Merkezi unvanını almaya hak kazandık. Organizasyonumuzun yüzde 25’lik hacmini oluşturan bu merkezimiz bünyesinde yapılan çalışmalar için geçtiğimiz yıl 7,8 milyon TL bütçe ayırdık. Faaliyetlerimizi akademik bakış açısıyla da değerlendirebilmek için Türkiye’nin önde gelen birçok üniversitesi ile katma değerli işbirlikleri kuruyoruz. Aktif Bank bünyesinde görev alan çalışma arkadaşlarımızı da akademiye yönlendirmek ve akademik çıktılar elde etmek amacıyla, 25 kişinin katılımıyla yerinde yüksek lisans programı başlattık. Bu kapsamda çalışanlarımız derslerini banka bünyesinde aldılar. Bu çalışmalar “teknolojiye yatırım yapmak” kavramındaki değişimi de temsil ediyor aslında. Bundan önce teknolojiye yatırım yapmak, başkaları tarafından üretilmiş teknolojiyi satın almak anlamına gelirken, bugün bu teknolojiyi bizzat kendimiz üretmek için yatırımlar yapıyoruz. Belirttiğim gibi, bundan sonraki hedefimiz ise kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak için ürettiğimiz bu teknolojileri başka pazarlara sunmak olacak.
 
Kripto para alım satım platformunu hayata geçiriyorsunuz…
Gündemimizdeki en taze konu ise blockchain teknolojisine yaptığımız yatırımlar. Blockchain teknolojisinin gelişmeye açık noktaları ve önünde daha uzun bir yolu var ancak bu teknoloji devrimsel bir kavram ortaya koyarak onay mekanizmasını ortadan kaldırıyor. Sistemin kendisi onay mekanizması haline dönüşüyor ve şeffaf bir yapı sunuyor. Biz bunun gelecekte, özellikle bankacılık ve ödeme sistemlerinde paradigma değişimi yaratmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz ve Türkiye’de blockchain teknolojisine yatırım yapan ilk banka olarak bu alana yönelik ciddi Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz. Blockchain tabanlı projelerimiz var, reel hayatta uygulanabilirliği olan projelerimizi ürüne dönüştürüp müşterilerimize sunacağız. Geçtiğimiz nisan ayında kurduğumuz yeni iştirakimiz aracılığıyla; yatırım, iş ortaklığı, danışmanlık ve özellikle bazı üniversitelerimizle işbirliği yaparak genç beyinlerimizin eğitimi gibi desteklerle ülkemizin bu alandaki gelişimine önemli katkılar sunmayı amaçlıyoruz.
Aynı iştirakimiz kripto varlık hizmetleri de sağlayacak. İlk olarak kripto varlık alım-satım platformu hizmete sunacak, sonrasında talebe göre kripto varlık saklama (custody) hizmetini devreye alacağız. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de kripto varlıklara büyük ilgi var. Amacımız, kripto varlıklarla ilgilenenlerin, yurtdışındaki oluşumlara ihtiyaç duymadan güvenilir bir şekilde bu hizmeti alması. Kurumsal ve profesyonel bir yönetim anlayışıyla en iyi uygulamaları esas alarak ve ciddi altyapı yatırımı yaparak güvenli bir yapı kurduk. Bu oluşumların da en az bankalar kadar güvenli olması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle, kripto varlık hizmetleri sunan şirketlerin kamusal bir otorite tarafından lisanslı ve denetlenebilir hale getirilmesi için de gerekli çalışmaları ve girişimleri yapacağız.
Tüm bu yenilikçi ürün, hizmet, uygulamalarımızda temel aldığımız önemli bir kavram var: Kolaylık. Banka olarak rolümüz, bireylerin finansal enstrümanlara ulaşmasını sağlamak. Bunu da “kolaylık”la yapabilmeleri, çalışma prensibimizin temelini oluşturuyor.
Bunun yanı sıra dünyadaki yenilikleri takip etmek, yabancı firmalarla bilgi alışverişi sağlamak için Avrupa Birliği programı kapsamında Türkiye’den sayılı firmanın yer aldığı farklı konsorsiyumlara Aktif Bank Ar-Ge Merkezi olarak dahil oluyoruz.
Ürünlerimizle “geleceğin bankacılığı” için hazırlanırken “bankacılığın geleceği”ne dair sorgulamalarda da baş aktör olmaya çalışıyoruz. Bu noktada özellikle fintech’lerle iş ortaklıkları kapsamında önemli bulduğumuz bir konu da Avrupa Birliği ülkelerinde ve ABD’de şimdiden bir standart haline gelmiş olan “Açık Bankacılık” uygulamaları. Bizim de Türkiye’deki diğer bankalar gibi bu alanda ciddi çalışmalarımız var. Bunların bir kısmı yasal düzenlemelerin olgunlaşmasını beklerken bir kısmı da Ar-Ge faaliyetlerimiz kapsamında yürütülüyor.
 
Bazı bankaların fintech’leri rakip olarak görüyor. Siz nasıl bakıyorsunuz?
Fintech’ler 2000’li yılların başında hayatımıza girmeye başladı. 2008 yılı global krizinde güvenin sarsılmış olduğu bankalara karşı, kâr odaklılıktan ziyade müşteri odaklı duruşlarıyla ve teknolojinin olanaklarını sonuna kadar kullanan yüksek verimli iş modelleriyle fintech’ler, geleneksel bankacılık yöntemlerine alternatif sundular. Geleneksel bankalar fintech’leri ilk yıllarda tehdit olarak algılasalar da son yıllarda ortaya çıkan modern bankacılık anlayışı, fintech’leri hem iş ortağı hem de rekabetin bir parçası olarak kabul etmeye başladı.
Aktif Bank olarak biz, son 3 yılda 122 milyar dolarlık yatırım alan ve şu anda büyük ilgi gören fintech’lerin bankacılık sektörüne bir tehdit olduğunu düşünmüyoruz. Tam tersine 2018 yılı fintech trendlerine baktığımızda, fintech’lerin bankalarla daha organik bağlar kurmaya, ülke regülasyonlarına ve bankacılık sektörüne uyum sağlamaya çalıştıklarını görüyoruz. Bankalar da fintech’lerin verimli iş modellerine yaklaşmak için teknolojiye ve bu alandaki insan kaynağına ciddi yatırımlar yapıyor. Örneğin, Aktif Bank’ta yüzde 20 olarak belirttiğim oran yaklaşık 10 milyon dolara denk geliyor.  Kolaylığı ön plana koyduğumuz için biz banka olarak, kendi alanına odaklanmış ve o alandaki ürünü/hizmeti bizden daha verimli bir şekilde sunan fintech’lerle iş birliği yapmaktan hiçbir zaman kaçınmıyoruz, kaçınmayacağız da. Kurumlar büyüdükçe egoları da belli oranda büyüyor ancak Aktif Bank bunu aşmış bir kurum. İş birliği yaparken egolarımızdan sıyrılıyoruz ve o işi en kolay, en verimli nasıl çözebileceksek o yolu izliyoruz. Bu da bize sektörde benzeri olmayan bir iş modeli, rakiplerden farklılaşma, kârlılıkta yükseliş gibi sonuçlarla geri dönüyor.
Aktif Bank’ı kurulduğu ilk günlerden itibaren yaptığı yatırımlarla ve alternatif iş modelleriyle Türkiye’nin bankacılık lisansına sahip en büyük fintech’i olarak konumlayabiliriz. Kurum kültürümüzü de tam anlamıyla “fintech” yaklaşımı üzerine kurarak ve fintech’lere özgü iş yapış şekillerimizle hızlı, esnek ve maliyet avantajlı sonuçlar üretebiliyoruz. Aktif Bank iştirakleri ile Türkiye ve globaldeki fintech’lerin iş ortağı ve rakibi olarak hareket ediyor. Bu iş birliği Aktif Bank’ı global bir banka olarak konumlamak için bize önemli avantajlar sağlıyor. Teknolojik anlamda ise yapay zekâ, blockchain, giyilebilir teknolojiler ve yalın dijital bankacılık gibi konularda fintech’lerin yaptığı çalışmaları yakından takip edip burada geliştirilen yeni modelleri bankacılık sistemlerimize adapte ediyoruz.
 
Bir Japon teknoloji devi ile temaslarınız bulunuyor. Bu konuda bilgi verir misiniz?
Belirttiğiniz gibi, Japonya ile görüşmelerimiz son dönemde hızlandı ve bundan da daha önce farklı platformlarda bahsettim. Çalık Grubu olarak kurumumuzun Japonya ile ilişkisi çok uzun yıllara dayanıyor, 30 yıldan bu yana Japonya ile çalışıyoruz. Örneğin, grubun Mitsubishi ile enerji tarafının bir ortaklığı var. Onun dışında Japonya’daki firmalarla olan ilişkimiz, bize farklı meyveler vermeye başladı. Bunlardan bir tanesi de yine bir finansal teknoloji firması ile işbirliği planlamamız. Karşılıklı olarak bir mutabakat metni imzaladık. Bu konuyla ilgili detayları önümüzdeki günlerde paylaşmayı planlıyoruz.
 
Passolig’i ihraç edeceğinizi söylemiştiniz. Hangi ülkelerle görüşüyorsunuz?
Passolig sistemi dünyada pek çok ülke tarafından yakından takip ediliyor. Gelir modeli tartışılabilir ancak güvenlik ve pazarlama yönüyle bu sistemin yaygınlaşma eğilimi yüksek. Sistem teknolojik olarak da ileri bir noktaya ulaştığı için bence ülkemiz bu modeli ihraç edebilir noktaya geldi. Şu ana kadar Katar, Suudi Arabistan ile görüşmeler yaptık.  Altyapıyla ilgili özellikle Katar’da sonuçlandırdık ancak daha entegre çözümler için de görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Avrupa ülkelerinde de bu sistem konuşulmaya başlandı.
 
Akıllı şehirlere yönelik çözümlerinizden bahseder misisiniz?
Şu an ulaşım çözümlerine yönelik 6 şehirde yoğun olarak çalışıyoruz ama kartlarımızı kullanan toplamda neredeyse 13 şehir var. İşletmenlik olarak 6 şehirde faaliyet gösteriyoruz. Passolig kart ve toplu taşıma akıllı kartlarımız ile toplamda Türkiye nüfusunun 5’te 1’ine biletleme operasyonu yapıyoruz. Yılda 1 milyar akıllı ulaşım işlemine imza atıyoruz ve bir kıyaslama yaptığımızda Türkiye’de 1 yılda tüm kredi kartlarıyla gerçekleştirilen işlem adedinin neredeyse yarısına denk gelen bir hacmimizin olduğunu görüyoruz, bunlar çok ciddi ve çarpıcı rakamlar. Yakın bir zaman diliminde şehir içi ulaşım ile ilgili tüm ihtiyaçları karşılayabilecek bir uygulamayı, N Kolay Ankara’yı devreye aldık. Hemen ardından Yine Ankara’da N Kolay Ankara Kart ile ulaşım, alışveriş ve kampanya yönetimini tek bir kartta buluşturduk. N Kolay Ankara Kart, Ankara’da yaşayan binlerce insanın cüzdanına girdi ve kartın aktiflik oranı hızla artıyor. Bu kart hem ulaşımda geçiyor hem de alışverişte kullanılıyor. Bunu alışverişte kullanırken isterseniz internet üzerinden, isterseniz fiziki alışverişte tüm POS’larda kullanabiliyorsunuz.