FED ip üzerinde yürürken

0
38

Bu yazıyı kaleme aldığım sırada piyasanın temel varsayımı olan, ABD Merkez Bankası’nın (FED) aralık ayında faizi artıracağı varsayımını baz aldım; ki benim de görüşüm o yönde. Büyük bir terör saldırısı veya imalat sanayiinde ani bir düşüş görülmediği takdirde faiz artacaktır. Ancak bu büyük ölçüde fiyatlara yansımış olan bir görüş ve artık piyasa üzerinde bir etkisi söz konusu değil. O halde bundan sonra FED üzerinden neyi fiyatlıyor olacağız? Elbette faizlerin artış hızı ve sayısını.

Wall Street’in sevdiğim deyişlerinden bir tanesi “Hiçbir büyüme kendi başına ölmez. Ya FED suikast düzenler veya dışsal bir şok gelir” der. Yani FED faizlerin denge seviyesini iyi hesaplayamaz veya daha üzerinde veya altında kalacak bir oranı piyasaya dikte eder. Bu da duruma göre ekonomiyi doğrudan resesyona sokabileceği gibi varlık balonları veya hızlanan enflasyon üzerinden de vurabilir. O halde FED açısından cevaplanması gereken soru “reel faizlerde denge” oranının hangi seviyede olduğudur. Zira bu sorunun cevabı faizlerin nereye kadar artacağının da ipucunu verecektir. Denge seviyeyi “arz/talepte herhangi bir şok etki olmadığı durumda reel GSYİH’nin potansiyel GSYİH’ye eşit olduğu seviye” olarak tanımlayabiliriz. Yani bu seviyede ekonomi teorik potansiyeline uygun bir büyüme içindedir ve fazladan enflasyon veya işsizlik yaratmaz. Ancak yukarıda bahsettiğim gibi seviyede bir hata bu durumu bozabilir.
İstatistiklere baktığımızda son 40 yılın ortalaması, bu seviyenin yüzde üç civarında olduğunu gösteriyor. Ancak özellikle son 10 yılın normal bir dönem olmadığını göz önüne alırsak bu ortalamayı baz almak doğru olmayacaktır. 1960’larda yüzde beş olan denge oran 1990’ların başında yüzde bire gerilemişti. Yani tüm ortalamalar gibi bu konuda da ortalamaya bakmak gerçekleri yansıtmıyor olabilir. Nitekim son FED tutanaklarının can alıcı kısmı Federal Open Market Committee (FOMC) üyelerinin faizleri artırmayı tartışması değil reel faizlerin seviyesi üzerine görüşlerini paylaştıkları bölümdü.

Bu konuda piyasanın faydalandığı, Laubach-Williams tarafından teorik olarak hesaplanan orandır. Grafikte gördüğünüz üzere seviye krizden sonra eksiye düşmüş ve fakat şu anda sıfır civarında. Altını çizmek gerekiyor ki bu bir modelin türettiği teorik bir seviye. Peki ama bu ne demek? Şayet reel denge faizi sıfır ise FED’in hedeflerini yakalayacağı faiz oranı sadece yüzde bir olacaktır. Yani dört faiz artışından sonra FED duracaktır. Eğer denge iki seviyesinde sağlanıyorsa FED’in faizleri yüzde üçe kadar atırması gerekebilir. Yani birbirinden çok farklı iki senaryodan bahsediyoruz.

Şu anda piyasa 2016’da FED faizlerinin yüzde 0,82 olmasını fiyatlıyor. Bunun çok üzerinde veya altında bir oran çok farklı varlık fiyatları demek. 2016’nın geride bıraktığımız yıllara oranla daha heyecanlı olacağı gerçeğinin altında da işte bu belirsizlik var. Bu konuda yazımı da geleneksel “yıllık kehanetler” sayısına yani ocak ayına saklıyorum. Tüm Fortune okurlarına mutlu bir yeni yıl dilerim.