Yurtdışında intikal eden servetlerin vergilendirilmesi

0
534

Bu yazımda size yurtdışı ayağı olan servet transferi hallerinde, veraset ve intikal vergisi yönünden çifte vergilemenin nasıl azaltılabileceği konusunda bilgi vermek istiyorum. Bilindiği üzere 1959 yılından bugüne yürürlükte bulunan Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu uyarınca, miras veya karşılıksız bir mal aktarımı olması halinde belirli şartların varlığına bağlı olarak servet transferi üzerinden veraset ve intikal vergisi alınmaktadır.

Globalleşen dünyaya entegre olabilmek adına, kimi Türk vatandaşları, yurt dışında bazen gayrimenkul alarak, bazen bir şirket satın alarak veya bir bankada mevduat hesabı açarak birtakım işlemlerde bulunmaktadır. Yurt dışında çalışan birçok vatandaşımız da değişik şekillerde bulundukları ülkelerde tasarruflarını değerlendirebilmektedir. Bu durumda vatandaşlarımızın dünyanın herhangi bir yabancı ülkesinde bulunan mal varlıkları veraset ve intikal vergisi yönünden nasıl bir işleme tabi olacaktır? Örneğin bir vatandaşımızın vefat etmesi halinde yurt dışında bulunan serveti herhangi bir Türk vatandaşına miras yolu ile intikal ettiğinde bulunduğu ülkede mi, Türkiye’de mi veya her iki ülkede de mi vergilendirme söz konusu olacaktır?

Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun bu konudaki hükümlerini incelediğimizde karşımıza oldukça geniş perspektifi olan bir vergileme alanının ortaya çıktığını görmekteyiz. Anılan kanun uyarınca Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabidir. Buna göre, herhangi bir intikalin veraset ve intikal vergisinin konusuna girebilmesi için muris veya bir başkası lehine bağışta bulunan kişinin, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunması ya da intikale konu malların Türkiye’de bulunması gerekmektedir.

Yukarıda açıkladığım gibi, bir Türk vatandaşının yurt dışında bulunan servetinin başka bir Türk vatandaşına intikali veraset ve intikal vergisine tabidir. Ancak söz konusu servetin intikali aynı zamanda ilgili ülkelerde de vergilendirilebilmektedir. Dolayısıyla, aynı servet üzerinden hem Türkiye’de hem de yurtdışında çifte vergileme olasılığı bulunmaktadır. Türkiye’de veraset ve intikal vergisi oranları, miras için intikal eden mallarda yüzde 1’den başlayıp yüzde 10’a kadar artabilmektedir. Hediye, bağış gibi diğer intikallerde ise bu oran yüzde 10’dan başlayıp yüzde 30’a kadar artabilmektedir. Ana, baba, eş ve çocuklar söz konusu olduğunda bu oran yarıya düşmektedir. Bazı Avrupa ülkelerinde bu oranlar daha da yüksektir. Türkiye Cumhuriyeti ile diğer devletler arasında akdedilen çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları veraset ve intikal vergisini kapsamına almamakta, dolayısıyla bu konuda çifte vergilendirmenin önüne geçilememektedir. Bu konuda kişilere Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 12. maddesi yardımcı olabilir.

Anılan madde uyarınca yurt dışında olup veraset yoluyla veya sair surette ivazsız intikale konu olan ve Türkiye’de veraset ve intikal vergisi beyannamesi ile beyan edilen mallara ilişkin borçlar ve yabancı ülkede ödenen veraset ve intikal vergilerinin belgelendirilmesi halinde, Türkiye’de beyan edilecek veraset ve intikal vergisi matrahından indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Dikkat edileceği üzere, burada yurtdışında ödenen verginin mahsubu söz konusu değildir. İzin verilen şey, yurtdışında ödenen vergiler ile intikal konusu mallara ait borçların, Türkiye’de beyan edilecek matrahtan indirilmesidir. Bu yönüyle, eğer ilgili servet için yurtdışında servet vergisi mahiyetinde bir vergi ödendi ise bunun tam olarak telafisi söz konusu olmayacaktır. Madde ile sağlanan avantaj, bu anlamda, çok sınırlı kalmaktadır. Üstelik, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dış ülkelerde olan varlıklarından bu ülkelerde alınmış olan veraset ve intikal vergileri ile münhasıran bu mallara taalluk eden borçların, mükellefler tarafından beyannamede gösterilen bu malların değerini geçmemesi gerekmektedir.

Kanaatimce söz konusu çifte vergilendirmenin önlenmesine, bir ara düşünülen ancak sonradan vazgeçilen, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun kaldırılarak intikallerin Gelir Vergisi Kanunu içerisinde yeniden düzenlenmesi bir çözüm olabilecektir.