Tutku uçurur mu, öldürür mü?

0
26

Kuruluşunun üzerinden 10 yıldan az bir zaman geçmişken Sony, toplam satışının birkaç kat fazlası olan bir teklifi reddederek ABD pazarında radyo işinde başarıya uzandı. Sony Başkanı Akio Morita, ABD pazarında yüksek bilinirliğe sahip Bulova’nın 29,95 dolardan 100 bin adet radyo siparişini, Bulova’nın radyonun üzerine kendi markasını basma koşulu nedeniyle reddetti. Mini radyolarını daha sonra daha düşük adette bir teklifle ama kendi markasıyla ABD pazarına sokan Sony, büyük radyolarından memnun olan ABD’lilerin fikrini değiştirmeyi başararak bu ülkede ve dünyada başarılı oldu.
Kayhan Yıldırım’ın Hümanist Kitap’tan çıkan Müzakere Kitabı adlı çalışmasında 1955 yılına uzanan bu hikâyeyi müzakerenin örneklerinden biri olarak aktarıyor. Bu aynı zamanda tutkunun bir örneği: oluşturduğu markayı çocuğu gibi önemli bir yerlerde görme isteğini yansıtıyor.
Hümanist Kitap Kurucusu Menekşe Polatcan Serbest ile 3 Mayıs’ta Soho House’da düzenleyeceği Ignite toplantısı ile ilgili sohbet ederken aklıma bu hikâye geldi. Daha sonrasında Ignite hakkında hiçbir şey bilmeden buna benzer hikâyelerin yer alacağı bir etkinliğin iyi olacağını düşündüm ve bu etkinliğe destek vermeye karar verdik.
Fortune Türkiye ve Fortune Türkiye Dijital’in bu rolü üstlenecek olmasında iki aydır kadın liderlerle ilgili olarak yaptığım çalışmalarda aldığım samimi yanıtların değerine inancımın sonsuz bir etkisi bulunuyor ama tek neden bu değil.
Sony’nin hikâyesine baktığımızda bu tutkunun daha sonraki dönemlerde şirkete büyük zararlar verdiğini görüyoruz. Walkman’i icat ederek yarattığı imza attığı büyük başarıya duyduğu tutku bunu başarmış olmanın yarattığı kibre dönüşünce Sony, gelişen kablosuz teknolojilere rağbet etmeyerek internete bağlı cihazlar alanında geride kalıyor. Bunun şirkete verdiği büyük zarar, son yıllarda attığı küçülme adımları ve bilançosundan anlaşılıyor.
Aradaki dönemde yaşanan bir de Betamax vakası var. VHS standardına göre çok daha küçük gövdeli kasetlerde kaliteli video izlemeye yarayan bu veri depoalama ve oynatma teknolojisini geliştiren Sony, bunu açık standart haline getirmediği için savaşı kaybetti.
Bu hikâyelerin hepsinde belirli noktalara gelmiş ya da kitlenin içinde görünmeyen sıradan insanların aldığı kararların ve attığı adımların rolü var.
Günümüzde gelişen teknoloji kendi başına da bu tür başarı hikâyeleri yaratmaya ve tabii ki yanlış kararlar alarak bunları yerle bir etmeye olanak tanıyor. Ancak her iki yönde de kendini gerçekleştirmek için çok daha fazla fırsat var. En önemli sıkıntımız ise, gerçekler ve bunlarn anlatım biçimi arasındaki farklılık. Ülkede her şey bir halkla ilişkiler ve reklam projesine dönüşürken insanların çıkıp sahnede –bizim burada ürettiğimiz içerikte yakalamaya çalıştığımız samimiyetle- beş dakika içinde başlarından geçeni anlatmalarının muhteşem olacağını düşünüyorum.
Menekşe’nin ilk defa düzenleyeceği etkinlikte bunu ne ölçüde gerçekleştireceğini öngörmek zor ancak başarı için, sahneye çıkanların Türkiye’de çok rastlanmayan bir özgüven ve şeffaflıkla hareket etmesinin gerektiği kesin. Ancak bu şekilde hikâyeler etkinliğin adındaki ateşleme konseptine yakışacaktır. Steve Jobs’a bir kez daha saygılarımızı sunarak tutku ile dünyayı değiştirecek insanlara ihtiyacımız olduğunu dile getirmek istiyorum.