Kara Panter’in kuralına uyulacak mı?

0
77

 Kara Panter’in ABD’de vizyona girdiği ilk üç günde 192 milyon dolar hasılatla rekor kırarak tüm zamanların beşinci iyi açılışını yapması, bir yanıyla beni şaşırtırken bir yanıyla da şaşırtmadı. Bu, Marvel’ın 18 filmlik serisi içinde de Avengers’ın ardından ikinci iyi açılış. Aynı dönemde dünya hasılatının 361 milyon dolara ulaşması da… Bunu şimdilik Marvel markasının bir başarısı olarak yorumlamak daha yerinde olacak çünkü insanların gelecek 10-20 yılda dünya üzerinde yaşanacak değişimle ilgili fikir sahibi olmak için sinema salonlarına koşması bana hiç de inandırıcı gelmiyor.

İşin Walt Disney tarafından bakınca ise, 2017’de 55,14 milyar dolar ciro elde eden şirketin geleceğin dünyasını şekillendirme konusunda kendisine biçtiği rol dikkate değer. Bir diğer Marvel filminde Iron Man ile Örümcek Adam arasındaki ilişkiyi Z kuşağının ergenlik dönemi sorunları tadında sunan Walt Disney, satın aldığı Lucas Film’in Star Wars serisinde ise, aile ve ardından kadın temasına vurgu yapmıştı. Bu örnekler, iki farklı karakterdeki Amerikalı karakterleri ve birçok özelliğinin yanında tarımla uğraşır gibi görünürken dünyanın en sağlam madenine sahip olan ve ileri teknoloji ile çağının ötesinde ürünler geliştiren ülke için yapılan kurgusu ile dikkat çeken Kara Panter’in yanında çok hafif kalıyor. Filmi vizyona girmeden önce özel gösterimde izlerken Walt Disney’in geri dönüşü demekten kendimi alamadım.

Yıllar önce ABD’de Intel Developer Forum’da Walt Disney’in Ar-Ge direktörü çizgi filmlerde otomobil sıralarının hareketini görselleştirmek için kullandıkları teknolojiden yola çıkarak DHL’in uçaklarını gerçek zamanlı olarak takip eden görselleştirilmiş sistemi anlatmış ve ardından da aynı görselleştirme üzerine analiz kurarak İran’ın “gizli” nükleer tesislerini bulmuştu.

Teknolojik inovasyonun hayallerden çıktığını düşünen bizim kuşağın bilginin ne kadar güçlü bir etken olduğunu anlamasını sağlayan kayda değer bir deneyimdi. Çizgi filmlerde arabaların hareketi görüntüyü ileri kaydırarak sürekli hale getiriliyordu. Bu sanat ya da oyun haliydi. Bunun üzerine bilgi; nükleer tesis yapmak için deprem bölgesinde olmamak ve yakıt ile atık için demiryolu bağlantısının olması ayrıntılarını ekliyordu. İran’ın bu özelliklere sahip bölgeleri tespit edildikten sonra uydu görüntüleri geri sarılarak büyük bir hareket aranıyordu ve hedefe ulaşıldığında İran’ın yer altına inşa ettiği tesis görünmezken inşaat görüntülerinden tesisin orada olduğu anlaşılıyordu. Kara Panter ya da Black Panther, bunun ötesine geçen bir stratejik kurgu ile çekilmiş. Kendi içine kapalı bir kadim uygarlığın yüzyıllar boyunca kendi içine kapalı kaldıktan ve sadece kendisini dış dünyadan yalıtarak koruduktan sonra sosyal sorumluluk ile dünyaya güçlü bir oyuncu olarak liderlik etmeyi seçmesini anlatıyor. Belki de kastedilen sadece ABD şirketlerinin yurtdışındaki operasyonlarını ve paralarını ABD’ye geri getirerek bir çözüm yaratmasıdır. Bu konudaki kararı izleyiciye bırakmaktan başka çare yok ancak bizim yapay zeka, makine öğrenmesi ve analitik gibi teknolojilerle dünyayı daha iyi yorumlamaya çalışırken bu kurguya gözlerimizi kapatmak akıllıca olmaz.