‘Yatırımcıların algısını düzeltmeliyiz’

0
47

TÜRKIYE ZOR BIR DÖNEMDEN GEÇIYOR. Diğer yandan dünyada da ülkelerin sıkıntıları var. Ata Finans Grubu İcra Kurulu Başkanı Murat Demirel, bu durumu “rüzgâr karşıdan esiyor” diye tanımlıyor. Rüzgârın karşıdan estiği dönemlerde çatıyı kuvvetlendirmek gerektiğini kaydediyor. Bu dönemde Türkiye’nin atacağı adımlar oldukça önemli. Demirel bu adımları para politikasının disiplinli bir şekilde devam ettirilmesi ve yapısal reformların uygulamaya konulması olarak sıralıyor. Ayrıca, yatırımcıların gelmesini kolaylaştıracak bir takım adımlar da atılabilir. Türkiye’nin cari açığı olan bir ülke olduğunu, dışarıdan finansman ihtiyacı olduğunu kaydediyor. Bunlar için ise Türkiye’nin bir hikâyesi olması gerekiyor. Her zaman Türkiye’nin genç nüfusu nedeniyle bir potansiyeli olduğundan bahsedildiğini hatırlatan Demirel, “Ama bunu nasıl kullanacağız? Bu hikâyeyi anlatmamız gerekiyor” diyor.

Enflasyon artıyor, büyüme yavaşlıyor. Diğer yandan, faiz ve kur da artıyor. Bu nokta da büyüme ile kolay finansman bulabilme arasında bir seçim yapılması gerekiyor. “Eğer iç tüketimi artırabilir, üretim de buna karşılık verebilirse o zaman denge kurulabilir” diyen Demirel, ancak problemin hammaddenin ithalata dayalı olması olduğuna dikkati çekiyor. TÜİK verilerine göre, ihracatın ithalatı karşılama oranı 2017 Haziran ayında yüzde 68.5 iken 2018 Haziran ayında yüzde 70.2’ye yükseldi. Demirel’e göre, yumuşak iniş mi yoksa sert bir iniş mi olacağına karar verileceğini söylüyor.
Yatırımcıların risk algılarına göre yatırım kararlarını vermelerini öneren Murat Demirel, şu anda Türk varlıklarının ucuz olduğunu kaydediyor. “Her inişin bir çıkışı vardır” diyen Demirel, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu tür volatil hareketlerin olabileceğini söylüyor. Demirel şöyle devam ediyor: “Dünyada ticaret savaşları, Avrupa’da Brexit, ABD’nin kendi içinde sorunları var… Yaşanan fırtınalı ortam kontrolümüz dışında. Belki rüzgârın şiddeti azalabilir

Önemli olan bizim ne yapacağımız. Elimizdeki imkânları kullanmalıyız. Şu anda en büyük problemimiz yatırımcılardaki algı. Eğer dışarıdan finansman istiyorsak bunu düzeltmemiz gerekiyor.” Demirel’e göre, ABD ile sorunlar, Avrupa’nın kendi içindeki karışıklıklar nedeniyle bu dönemde Asya’dan daha rahat sermaye akışı olabilir.

Peki bu ortamda şirketler ne yapıyor? Son dönemde şirketinin değerini merak eden kurumların sayısının arttığını kaydeden Demirel, “Kurumsal finansman ön plana çıkmaya başladı. Bir şirketin değeri ne dediğinizde biliyorsunuz kağıt üzerinde standart değerlendirmeler yapılıyor. Ancak, işin içine danışmanlık da girmeye başladı. Tabi bu artık bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Şirketi rakiplerine karşı bir üst lige çıkartabilmek için bir yol haritası çıkartılıyor” diyor.

Şirketlerin hangi para birimini kazanıyorsa o para birimiyle borçlanmasını tavsiye eden Demirel, firmaların krediye ‘sermaye’ olarak bakmaması uyarısında bulunuyor. Bu yıl için “taşların yerinden oynadığı bir yıl” diyen Demirel, şirketlerin gelir kaynaklarını çeşitlendirmesi, mali tablolarını sağlıklı hale getirmesinin önemine değiniyor.