Yatırımcıları zor bir yıl bekliyor

0
47

Piyasalar açısından yılın son ayı oldukça hareketli geçecek gibi görünüyor. Bilindiği gibi 2017’ye olumsuz başlayan piyasalar, gerek yurtdışındaki likidite koşulları gerekse içerideki olumlu havayla toparlanmıştı. Ancak, yılın son ayında yine dalgalanma başladı. Yurtdışı likidite koşullarının etkisiyle yüzde 40’ı bulan oranda prim yapan BIST endeksi bunların bir kısmını geri verirken, enflasyonun çift hanede oluşu ve dolardaki yükselişler kaygı yaratıyor. Bunlara jeopolitik riskler ve ABD ile Avrupa ülkeleri ile yaşanan sorunlar eklendiğinde 2018 yılının daha zor olacağı düşünülüyor.

2018 yılına ilişkin beklentilerini sorduğumuz Vakıf Yatırım Genel Müdürü Kemal Şahin, “Her yeni bir yıla başlarken, önümüzdeki yılın zor olacağını söylüyoruz. Yine 2018’in de zor olacağını söyleyebilirim” derken, piyasalarda her zaman fırsatlar ve riskler olduğunun altını çiziyor. Bu durumun 2018 yılı için de geçerli olduğunu kaydediyor. Şahin’e göre, fırsatlar tarafında Türkiye’nin temel hikayesi büyüme ve yurtdışındaki likidite koşullarının lehimize olması.

Özellikle referandumdan sonra Borsa İstanbul’da ciddi bir ralli yaşandığını hatırlatan Şahin, “Piyasalarda likidite koşulları gelişmekte olan ülkeler lehineydi. Diğer yandan, içeride de borsanın lokomotifi banka hisselerinin etkisi oldu. KGF kredilerinin hayata geçmesi hem bankacılık sektörünün kârlılığını olumlu etkiledi hem de reel sektörün fon ihtiyacının karşılanmasıyla ekonomik büyümede sıra dışı bir performans yakalandı” diyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 5.2, ikinci çeyreğinde ise yüzde 5.1 oranında büyüdü. Hükümet büyümenin bu yılsonunda yüzde 6’yı aşacağını öngörüyor. Vakıf Yatırım’ın da yılsonu büyüme beklentisi yüzde 5.8 seviyesinde.

Diğer yandan, son dönemde kurda sert hareketler yaşanıyor. Enflasyondaki çift hane, kurdaki yükseliş faizlerinde baskı altında kalmasına neden oluyor. Bu arada Şahin, doların 3.80 TL’nin altına inmesinin pek mümkün görünmediğini söylüyor. 2018 yılının ise hem fırsatlar hem de riskler barındırdığına dikkat çeken Şahin, likidite koşullarının bu yıl olduğu gibi gelişmekte olan ülkeler lehine olmasının öngörüldüğünü kaydediyor. Tabi Türkiye’de bundan payını alacak. ABD Merkez Bankası (FED) faiz artışlarına gitse de (2018’de üç artış bekleniyor) gelişmekte olan ülkelere sermaye akışının süreceği belirtiliyor. Çünkü, ABD ekonomisindeki büyüme henüz bu sermaye hareketlerini tersine çevirecek kadar güçlü değil. Kemal Şahin, 10 yıllık ABD tahvil faizlerinin takip edileceğini belirterek, “ABD 10 yıllık faizlerin yüzde 3.5’lara gitmesi halinde farklı gelişmeler olabilir” uyarısında bulunuyor.

Diğer yandan, büyüme tarafında da bu yılki gibi bir performans beklenmiyor. Ancak, hükümetin büyüme yanlı politikalarına devam edeceği yapılan açıklamalarda da görülüyor. Örneğin, bu yıl büyümeye önemli katkılar yapan KGF kredilerinin 50 milyar TL’lik dilimi ihracat ve yatırımları teşvik tarafında kullanılacak. Bu arada, OVP’de 2018 yılı büyüme öngörüsü yüzde 5.5 seviyesinde. Vakıf Yatırım’ın tahmini de yüzde 5’in üzerinde. Kemal Şahin, tüketici tarafında da büyümeye yönelik adımlar görünebileceğini kaydediyor. Bu arada Şahin, ekonomi için önemli bir veri olan turizm gelirlerinde bu yıl başlayan yükselişin 2018’de de devam edeceğini belirtiyor. Turizm gelirleri yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 37.6 artarak 11.4 milyar dolara çıktı. Yılın ilk 9 ayındaki turizm gelirleri ise 20.1 milyar dolara yükseldi. Şahin, ekonomi için bir diğer olumlu gelişmenin de baz etkisi nedeniyle ocak-şubat döneminde enflasyonun tek haneye inebileceğini söylüyor. Enflasyondaki düşüş faiz tarafındaki baskıyı da hafifletebilir.
 
BÜYÜMENİN FİNANSMANI…
Bu olumlu tabloya karşılık bazı zorluklar da sözkonusu. Kemal Şahin, bu zorluklardan birinin büyümenin finansmanı olduğuna dikkat çekiyor. Bunun için ise dış kaynak akışının sürmesi gerekiyor. Kemal Şahin, “Doğal olarak büyüme cari açığı artıran bir etken. Cari açığın artışı kur hareketine paralel olarak da faizlerin yüksek seyretmesine neden oluyor. Tabi ki öncelikli konumuz büyüme ama ardında yüksek faiz ve yüksek kur bırakıyor” diyor. Ocak-ağustos 2017 dönemi cari açık 31.1 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Turizm başta olmak üzere gelirlerin geçen seneden daha iyi gitmesi cari açıktaki artışı sınırlıyor. Ancak, cari açık dış ticaret açığı kaynaklı artıyor.

Bir diğer olumsuz gelişme de masada duran jeopolitik riskler, ABD ve Avrupa ile yaşanan sıkıntılar. ABD ile Kuzey Kore arasındaki gerilim her ne kadar gündemde fazla kalmadan büyümeyeceği düşünülse de Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilim kaygılar yaratıyor. Bu durum petrol fiyatlarına da yansıyor. Tabi bu enflasyonu da yukarı taşıyabilecek bir diğer kritik konu. Kemal Şahin, bu gelişmelerin zaman zaman piyasalarda dalgalanmalar yaratsa da ekonomideki temel dinamiklerde bir değişiklik olmadığı sürece etkilerinin kısa süreli olacağını kaydediyor.
 
7-8 ŞİRKET HALKA ARZ İÇİN GÜN SAYIYOR
BIST endeksi bu yıl yatırımcılar açısından iyi bir performans gösterse de halka arzlar açısından geçmiş yılların performansı yaşanmıyor. Bu konuda, çalışmalar olduğu bilgisini paylaşan Kemal Şahin, ocak-mayıs arasında toplanmış büyüklükleri 1 milyar TL’nin üzerinde 7-8 halka arzın çalışmalarının yapıldığı bilgisini veriyor.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vahdettin Ertaş da, mega halka arzların gündeme geleceğini belirtmişti. Ertaş, Borsa İstanbul’un da halka arz için 2018’e hazırlandığını kaydederken, belediyelerle de çalışmaların yürütüldüğünü dile getirmişti. Ancak, yılın son ayına girerken piyasalardaki tansiyon 2018 yılında düşmezse bu halka arzların ertelenmesi de gündeme gelebilir.