VIP araçlara fısıldayan adam

0
337

DizaynVİP’nin kurucusu Erbakan Malkoç, cep telefonunda biraz aradıktan sonra Mercedes’in kendisini “lüksü yeniden tanımlayan adam” olarak tanımlayan kapalı devre sosyal ağ paylaşımını gösteriyor. 2016’da Mercedes Van’larda değişiklik yapabilme iznini ya da lisansını iki yıl için yeniden alan Malkoç, nihai hedefine ulaştığını düşünmüyor. Herhangi bir zamanda bunu düşünecek birine de benzemiyor.

Geçen seneki ilk karşılaşmamızda araçları sesli komut alır hale getirdiği uygulamalarını anlatırkenki heyecanı, sosyal medyada kendisi hakkında yapılan yorumu gösterdiği andakinden farksızdı. “Araca, koltuğumu 60 derece yatırmasını söylüyorum ve bu gerçekleşiyor” sözleri, Robert Redford’un başrolünü oynadığı Atlara Fısıldayan Adam filmini aklıma getirmişti. Herkesin otonom sürüşten bahsettiği bir dönemde, büyüleyici büyük veri ve veri analitiği ile ilgisi yok görünen ses teknolojisi, sadece televizyonu açmak ya da herhangi bir mekanik özelliğe kumanda etmekten çok daha fazlasını vaat ediyor. Araçlar otonom hale gelirken Malkoç’un teknolojisi otonom araç ile içindeki yolcular arasındaki iletişim gibi kritik bir noktada fark yaratmaya aday.

Bu, heyecan verici ancak Malkoç çoktan bu noktanın da ötesine geçmiş durumda; “Araçların da yolcularını tanıyıp onlarla konuşmasını istiyorum. Kapıyı açmaya gittiğinizde ‘bugün ne kadar şıksınız’ diyen bir araç size iyi gelmez mi?” diyor. Yapay zekadan kimlik tanıma teknolojilerine ve hatta makineler dünyasında çok fazla bahsedilmeyen duygusal zekaya kadar uzanan bir dizi fütürist unsuru gerektiren bir vizyon. Yine de sadece aracın sahibiyle konuşması bile oldukça ileri bir nokta. Knightrider’ın (Kara Şimşek) efsane aracı Kit’in, dizide yer almasının üzerinden birkaç 10 yıl geçmişken gayrimenkul sektöründe reklam yıldızına dönüştüğü bir dünyadan bahsediyoruz.

Malkoç, bunları sansasyon olsun diye yapmıyor. Küçük bir çocukken geldiği İstanbul’da oto tamircilerinde çalışırken “icat çıkarma” diye kafasına az tokat yememesine karşın kendi inovatif işini kurmaya giden yolda ilerleyen Malkoç, aldığı ödüller ve başarı belgeleri ile de hızını kesmeyecek gibi görünüyor.
Bu senenin ilk yarısında tamamlanması planlanan seri üretime geçiş süreci, Malkoç’un yeteneklerini daha iyi göstermesini sağlayacak. Geliştirdiği teknolojiler, patentleri ve laf anlayan araçları ile -ikinci bir film analojisi yaparsak- Geleceğe Dönüş’ün dahisi Dr. Brown’a daha yakınken, seri üretimle birlikte işadamı kimliği pekişecek. Buradaki hattı nerede çekmek gerektiği şu anda çok net değil.

Şu andaki işi, 250 dolarlık katma değeri ile ileri teknoloji boyutlu olsa da yılda 300 araçlık üretim ya da daha doğru ifadeyle dönüştürme kapasitesi, Malkoç’u buna eşlik etmesi gereken hacimden mahrum bırakıyordu. 2015’te ihracatın kilo başına değerinin 1,44 dolar olduğu ve bu rakamın 2016’da 1,37 dolara gerilediği düşünüldüğünde, yüzde 80-90’lık ihracat oranı ile çalışan Malkoç’un yaptığı işin değeri daha rahat anlaşılıyor. Bunu daha iyi anlamak için 2023’te yıllık 12 bin 500 adet üretim ve 1,5 milyar euro ihracat hedefine bakmakta yarar var.

Malkoç, bunun bir anda olmayacağını net bir biçimde ifade ediyor ancak burada kullandığı temkinli ifade, sistem kurma becerisi ile karşılaştırıldığında biraz abartılı kalıyor.

Şu andaki imalathane, atölye ya da garajın -adını siz koyun- karşısındaki ofisi ile üretim ve yönetim arasında kısayol oluşturan Malkoç, şu andaki operasyonun merkezinin -kendisinin- bakım ve onarımını da maharetle organize etmiş. Ofisinin arkasında yer alan odada duş almaktan atölye modundan iş toplantısı moduna geçmesini sağlayacak giyim kuşama kadar gerek duyduğu her türlü donanım mevcut. Bu, üretim tarafında sadece tek tek araçlara uygulanan dönüştürme operasyonlarında değil, yeni operasyonun tasarımında da etkili olan bir detaycı yaklaşımın sonucu.

Bu detaycılık şimdiden yüzde 98’lik yerli katkı ile üretim yapılabilmesini sağlamış durumda. Hitap ettiği pazar da, alım gücü yüksek insanların oluşturduğu bir segment. Liste, Suudi Arabistan Kralı’ndan Katar şeyhlerine, Azerbaycanlı bakanlara, Ajda Pekkan’dan Mazhar Alanson’a ve Ferit Şahenk’e kadar uzanıyor. Ülke olarak bakıldığında ise, direkt ve bayiler aracılığıyla ulaşılan Rusya, Almanya, Çin, İtalya, ABD, Malezya dahil olmak üzere yaklaşık 30 ülke var.

Üstelik DizaynVİP, Mercedes Benz’in VIP araç ya da van dönüşümündeki tek partneri. Bunun anlamı, ölçek kazanmasını sağlayan adımları attığında Malkoç’un niş bir pazarı da elinde bulunduracak olması. İlk aşamada 50 milyon dolar yatırım yapılan yeni operasyon bu yılın ilk yarısında seri üretime dönüştüğünde Mercedes Benz Dizayn markalı araçlar çok daha etkin bir ayak izi bırakacak.

Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, Ekonomist dergisine verdiği röportajda, lüks segmentteki Valeron markası ile 11 dolar olan kilo başına ihracat gelirini 150 dolara taşıdıklarını ve Bath&Beyond mağazalarından sipariş aldıklarını söylerken bunun ardından ABD’ye özel dikim perde kültürünü taşımaya başladıklarını kaydediyordu.

DizaynVİP’in bu akışın neresinde yer aldığını tespit etmek çok kolay değil ancak daha yüksek bir katma değere giden benzer bir yolda ilerlediği açıkça görülüyor. Bu noktada işi fazla uzatmaya gerek yok. “Bir kilo pamuk mu daha ağırdır, yoksa demir mi” şeklindeki soru çoktan demode olmuş durumda. Artık hepimiz yaratılan değerin daha ağır bastığını biliyoruz.