Ulukaya: İş dünyasının tek derdi kar olmamalı

0
33

ABD merkezli gıda devi Chobani’nin sahibi ve mülteci sorununa odaklanan Tent Vakfı’nın kurucusu Hamdi Ulukaya, 47. Dünya Ekonomik Forumu toplantıları kapsamında düzenlenen “Lafın Ötesine Geçmek: Açık Toplumlar İnşa Etme Korkusunun Üstesinden Gelmek” başlıklı panelde mülteci sorununu gündeme getirdi.

Panele Ulukaya’nın yanı sıra More in Common Başkanı Brendan Cox, Save the Children International CEO’su Helle Thorning-Schmidt, Hollanda Dış Ticaret ve Kalkınma İş birliği Bakanı Lilianne Ploumen, Radcliffe Vakfı Başkanı ve dünyaca ünlü Lions Gate sinema prodüksiyon şirketinin kurucusu Frank Guistra katıldı.

“DAHA FAZLASINA İHTİYACIMIZ YOK”
Ekonomik refah dağılımındaki eşitsizlik, küresel iklim değişikliği, toplumsal kutuplaşma, artan siber bağımlılık ve nüfusun yaşlanması gibi konuların konuşulduğu 47’nci Dünya Ekonomik Forumu’nda Hamdi Ulukaya “CEO’lar olarak daha fazlasına ihtiyacımız yok. Daha fazlasını yapmaya ihtiyacımız var” dedi.

“İŞ DÜNYASININ TEK DERDİ KAR OLMAMALI”
Davos’ta yaptığı konuşmada gelir dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çeken Hamdi Ulukaya, “Kaybedilen fırsatlar yüzünden insanlar büyük öfke ve içerleme yaşıyor. Ailelerini geçindirmeye çalışan milyonlarca insan kendini çaresizliğe terk edilmiş hissediyor. Umutlarını kaybetmiş durumdalar. Bu öfkeyi çok iyi anlıyorum, ben de patronlardan nefret ederek büyüdüm. Çünkü yalnızca kendilerini düşünüyorlardı. İş dünyasının tek derdi kar olmamalı; insanların hayatlarını daha iyiye götürecek gücü var ve bence bu gücü kullanmalı” dedi.

“MÜLTECİ KRİZİNE SADECE BİZ DUR DİYEBİLİRİZ”
Dünyada yaşanan mülteci krizinin görmezden gelinmemesini söyleyen Ulukaya, “Mülteci krizi doğal bir felaket değil. Kasırga, deprem ya da tsunami değil. İnsanlar tarafından yaratıldı bu kriz. Buna sadece biz dur diyebiliriz” şeklinde konuştu.

“BAŞARI PAYLAŞILDIKÇA BÜYÜR”
Pek çok insanın şirketleri sorunun bir parçası olarak gördüğünü ve düşmanlık duyduğunu belirten Ulukaya, “Amerikan rüyası kavramını bilirsiniz, insanların en temel arzusunu ifade eder. 19. yüzyılda bu rüya, insanların kendi arazilerine, 20’nci yüzyılda kendi evlerine sahip olabilmesiydi. 21’inci yüzyılda ise Amerikan rüyası, insanların emekleriyle büyümesine yardımcı oldukları şirketlerde hisse edinebilmesi olmalı diye düşünüyorum. Şirketleri var eden insanlar, sıra başarının paylaşılmasına geldiğinde hiçbir bir fırsata sahip olamıyorlar. Oysa ben Chobani deneyiminden şunu öğrendim: ‘Basarı paylasıldıkça büyüyor’. Artık daha fazla sirketin her ülkede, tüm çalısanlar için daha iyi ekonomik fırsatlar yaratmasının zamanı geldi” diye konuştu.