Uludağ içecek global pazarlara açılıyor

0
329

1877 yılında saraya mensup ailelerden Talat Paşa ve Fuat Bey, bir Fransız yatırımcı ile birlikte Keşiş Dağı maden suyunu, o günün koşullarına göre endüstriyel olarak ilk kez şişeleyip, satışa sunmuş. Fuat Bey’in ölümü üzerine Keşiş Dağı Maden Suyu’na ait hisseler Sıtkı Bey’e, Fransız ortağın hisseleri ise İtalyan yatırımcı Signor Parrodi’ye geçmiş. Padişah Sultan Mehmet Reşat tarafından Osmanlı imparatorluğu döneminin ilk maden suyu işletme imtiyazı da Keşiş Dağı Maden Suyu’na verilmiş. 1925 yılında Keşiş Dağı’na bir tırmanış gezisi düzenlenmiş. Geziye katılan heyette bulunan Dr. Osman Şevki, dağın ululuğu karşında büyülenerek “Ne ulu dağ” demekten kendini alamamış ve Ankara’ya döndüğünde bir rapor hazırlayarak dağın adının Uludağ olarak değiştirilmesini teklif etmiş. 1926 yılında yapılan değişikliğin sonucunda Keşiş Dağı Maden Suyu’nun adı Uludağ Maden Suyu olarak değiştirilmiş. Uludağ İçecek’in öyküsünü Uludağ Gazoz’un Onursal Başkanı merhum Nuri Erbak anılarında böyle anlatıyor.

Erbak ailesinin gazoz işine girmesi 1930 yılının sonbaharına rastlıyor. Ağabeyiyle birlikte İstanbul’da Amerikan Koleji’nde okurken babası, Mehmet Hakkı Erbak gelir ve Bursalı Mustafa Naci Bey’le birlikte bir “gazozhane” açmaya karar verdiklerini söyler. Mehmet Hakkı Erbak ve ortağı Mustafa Naci Bey, Bursa Setbaşı’ndaki kiralık bir fabrikada mesleğe ilk adımlarını atarlar. O dönem Bursa’daki diğer “gazozcular” ise Bulgaristanlı Alis Efendi, Musevi David Efendi ve Köse Hüseyin Efendi’dir.

Gençlik yıllarında, İzmir’e giden Nuri Erbak, oradaki fabrikalarda ilk kez altı musluklu otomatik gazoz makinesiyle tanışır. Erbak, Paşabahçe Şişe Fabrikası kurulmadan önce ot saplarıyla kanaviçe balyalar içinde ambalajlanmış Avrupa ithal şişeler kullandıklarını anılarında anlatıyor. Meşrubat dünyasında önemli bir yer edinmeye kararlı olan Nuri Erbak, 1933 yılında efsanevi Uludağ Gazozu’nun formülünü bulur ve Uludağ Gazozu’nun üretimine başlar. Bu yıllarda Erbak, gazoz dağıtımını tek atlı, iki adet at arabasıyla yapıyordu. Bir kasa gazozun fiyatı ise 36 kuruştu. Erbak, gazozculuğa ilk başladığı yıllarda asit karboniği, Bulgaristan’dan ithal ediliyordu. 1966 yılında orijinal Uludağ şişelerinde ilk kez ambalajlama yapıldı. 1975 yılında franchising sistemiyle Hollanda’da ve Almanya’da gazoz üretilerek tüm Avrupa’ya pazarlandı. 1978 yılında ise Türkiye’de ilk kez aile boyu diye tabir edilen 1 litre cam şişenin içinde gazozlar, görücüye çıktı. Cam şişenin ardından Uludağ markası, 1981 yılında Türkiye’de ilk kez 1 litrelik pet şişeyi üretti ve pazara sundu. Bu atılımla birlikte dünyada da 1 litre pet şişede doğal maden suyu üretimine geçildi. Uludağ, dört yıl sonra ise Türkiye’de ilk kez diyet gazoz, diyet portakal ve diyet kola üretmeye başladı.
 
İNOVATİF ÜRÜNLERLE DEVRİM
1930 yılında kurulan Uludağ İçecek bugün Uludağ ana markası altında altı kategori, 18 alt marka, 42 değişik ürün ve 125 farklı ambalajı ile iç ve dış pazarlarda faaliyet gösteriyor. Bursa’nın Yenice Sanayi Bölgesi’nde toplam 80 bin metrekarelik alan üzerinde kurulu olan Yenice Meşrubat Fabrikası’ndan Türkiye’nin pek çok noktasına ve dünyaya büyük tonajda satış gerçekleşiyor. İki sene önce Bozüyük’te cam şişe fabrikası kuran Uludağ İçecek’in yıllık üretim kapasitesi 3 milyar adet şişeye ulaşmış durumda. Yenilenen tesislerde toplam 9 dolum hattı, saatte 250 bin cam şişe, 180 bin litre pet şişe ve 36 bin metal kutu içecek üretiliyor.
2001 yılındaki krizde Bursa’daki fabrikasını satarak Yenice’deki yeni fabrikasına taşınan Uludağ için 2002’de üretimine başlanan yeni ürünler nerdeyse bir dönüm noktası oldu. Ar-Ge ekibinin çalışmasıyla sürekli ürün gamını genişleten şirketin fabrikasında son teknoloji kullanılıyor. Her aşamada robotlar devrede. Her türlü yeniliği takip ettiklerini ve modern bir fabrikayla üretim yaptıklarını söyleyen Uludağ İçecek Genel Müdürü Mete Öz, “Limonata kategorisinde yüzde 60’ın üzerinde pazar payıyla lideriz. Meyveli maden suyu kategorisinde lider, gazoz kategorisinde ilk üç marka içindeyiz. Maden suyu kategorisinde ilk üç marka içinde cironun yüzde 64’ü, kategorisinde lider alt markalarımızdan geliyor” diyor.

Bu başarının alt yapısında inovatif ürünler ve pazarda iyi konumlanmanın önemi büyük. Aynı zamanda Uludağ’ın Türkiye’nin en köklü markalarından biri olmasının da etkisinden söz etmek mümkün. Şirket uzun süre dört ürünle, mütevazı gidişini sürdürdü. 2000’lerin başında Uludağ’ın atak dönemi başladı. Stratejiler yeni ürün kategorilerinin büyüyeceği öngörülerine göre inşa edildi. Limonatanın litrelik şişelerle tüketiciyle buluşması, inovasyon sürecinin sonucu. Uludağ ilk kez limonatayı perakende raflarına soktu ve yeni bir pazar yarattı. Limonatayla başlayan trend farklı ürün gruplarıyla devam etti. Meyveli sodalar, enerji içecekleri, şekersiz gazozlar derken Uludağ’ın dört ürünlük portföyü 42’ye çıktı. Şirketin cirosu da 500 milyon sınırını aştı.
 
ATAK YILI 2016 OLDU
2016 birçok diğer şirketin aksine Uludağ için aksiyonlu geçti. Ortadoğu’daki gerilimden etkilenmedi, bölgenin içecek kategorisinde söz sahibi markalarından biri oldu. Kârlı olmayan hiçbir şeyi sürdürmeyen şirketin genel stratejisini Öz şöyle açıklıyor: “Yıllık ortalama büyümemiz 2001-2010 yılları arasında yüzde 30 oldu. 2010-2016 yılları arasında yüzde 20 büyüdük. Yeni kategoriler bize yeni müşteriler kazandırdı.”

Uludağ İçecek’te inovasyon aralıksız devam ediyor. Ar-Ge mühendisleri tadım seanslarında tüketicinin beğenisine uygun tatları yaratmak için çalışıyorlar. Bu çalışmalara bire bir katıldığını söyleyen Öz, şu bilgileri paylaşıyor: “2014 yılında, Frutti Extra ve Lezzet Ailesi’ne yeni ürünler kazandırdık. 2015 yılında ise limonata ailesine kattığımız naneli limonatanın yanı sıra ürün gamımızı biraz daha genişleterek yumuşak içimi ve özel tasarım cam şişesiyle Uludağ Premium Doğal Kaynak Suyu’nu, Uludağ İçecek şemsiyesi altına ekledik. Ayrıca Deep ve Fazz markalı enerji içeceklerimizle de ürün gamımızı zenginleştirdik. Yeniliklerin öncüsü olma felsefemiz ile pazarlama, satış ve üretim yatırımlarımıza 2016’da da devam edeceğiz. Bunun yanında ihracat yaptığımız ülkelere yenilerini ekleyerek, dağıtım ağımızı da genişletiyoruz.”

Markanın bir diğer çalıştığı alan ise premium segment. Bu alandaki ilk ürünleriyle pazarda dikkat çekmişti. 2009 yılında Türkiye içecek sektörünün ilk “designer endorser” ve hafif içimli maden suyu kategorisinde ilk ürün olarak piyasa sunulan Uludağ Premium Doğal Maden Suyu, Türkiye su sektöründe premium segmentinin çıkış noktası oldu. Uludağ Premium şişesi, Osmanlı cam sanatı ve Fransız Baccarat Vintage karaflarından ilham alınarak iki kültürün harmanı olarak tasarlandı. Tasarımcı Dice Kayek ile çalışıldı. Kayek tarafından oluşturulan özel kobalt mavi şişe, 2010’da TSE’nin “Altın Ambalaj Ödülü”nü kazandı. Yeni segmentte ürettiği ürünlerle Uludağ İçecek farklılaşma stratejisini de böylece devam ettirdi.
 
ŞİRKET FELSEFESİ “İYİ ÖRGÜTLENME”
Uludağ İçecek’in değişmeyen kuralları var. Uzun yıllardır üretim gerçekleştirirken dikkat ettiği noktalardan biri, ürünlerde glikoz kullanılmaması. Öz, Uludağ’ın tüm ürünlerinde sadece şeker pancarından üretilen şeker kullanıldığını anlatıyor. Ayrıca ürünlerde ters ozmos işleminden geçirilmiş su kullanmadıklarını da söylüyor ve “Bu işlem daha az maliyetlidir. Bu işlemde su, ön temizleme işleminden geçirilir ancak barındırdığı önemli mineraller de yok olur. Biz dededen kalma yöntemle demiri çökeltiriz. Yüzeyde kalan mineralleri kullanırız. Bizim kullandığımız su bu yüzden daha kaliteli ve yararlı” diyor. Türkiye’nin en çok markalı içecek ihracatını yapan firması Uludağ İçecek. Almanya’da 1975 yılından beri var. Beş sene öncesine kadar neredeyse sadece Türklere satış yapan şirket, şimdi Alman marketlerinde. Öz, “Almanya’da 100 metre yürüyüp Uludağ’ı bulamayacağınız bir yer yok. Dönercilerin müşterisinin yüzde 80’i Alman. Limonataya da böyle alıştılar” diyor.

YENİ SÜPRİZ KATEGORİLER
Öz’ün 2017 ve sonrası için hedefleri arasında anlattığı konulardan biri de Uludağ İçecek’in yeni ürünleri ve yeni kategoriler. Verimlilik ve sürdürülebilirlik odak noktada. Ciro bazında yüzde 20’nin üzerinde büyüme hedefi söz konusu. Beş yıllık planlar çerçevesinde, mevcut ciroyu iki misline çıkarma planı mevcut. Kola kategorisi hariç, Türkiye, Ortadoğu ve Balkanlar’ın en güçlü içecek firması olmak en büyük hedef. Gelecek beş yıllık dönemde yerinde üretim yapılmasına imkan sağlayacak üretim tesisi için doğu illerinde kaynak arayışına devam edilecek.
Şirketin bir diğer hedefi de yurtdışında büyümek. Özellikle Ortadoğu, Balkanlar ve Avrupa’ya dikkat yönelmiş durumda. Beş kıtada 40’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Uludağ’ın öncelikli pazarları Almanya, Irak, Filistin, Kıbrıs, Romanya, Avusturya ve İngiltere.

Uludağ İçecek, ürünlerinin yaklaşık yüzde 65’ini kendi dağıtım ağı ile tüketiciye ulaştırıyor. Şirketin aralarında limonatanın da bulunduğu gazsız meyveli içecekler kategorisinin cirosundaki payı yüzde 33. Bugüne kadar el atıp da başarısız olunan tek ürün buzlu çay. Bu konuda Öz, “Pazara erken girdiğimiz için başarısız olduk” yorumunu yapıyor. Ama Uludağ, buzlu çay işini tamamen rafa kaldırmamış görünüyor. Limonata da dahil edildiğinde Uludağ İçecek, yaz ayı için piyasaya yeni ürünler çıkarmaya hazırlanıyor. Şirket, 35 milyon euro inovasyon yatırımıyla ortaya çıkardığı yeni ürünleri piyasaya sunmaya hazırlanıyor. Uludağ’ın 2001 yılının başından itibaren dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yeni trend içeceklerin mevcut içeceklerden çok daha fazla büyüyeceğini öngörerek ana stratejisini yeni içecekler üzerine kurgulaması, ve buna dönük yaratılan yeni içecek kategorileri ve ambalajlar, son 10 yılda yapılan yatırımlarla beraber ciddi büyüme getirdi.
Uludağ İçecek’in dünya pazarlarında Türk tüketicilerin yoğun yaşadığı Avrupa ülkelerine özel bir önem veriyor. Özellikle limonata ve aromalı maden suyunda pazar lideri olan Uludağ İçecek, globalde de güçlenmeye odaklı. Öz, “Maden suyu ve alkolsüz içecek kategorisinde faaliyet gösteren aile şirketleri arasında Avrupa’da ilk 10’da yer alıyoruz. Hedefimiz ilk beş içine girmek” diyor.

Uludağ İçecek, kaynak suyu üretimine de Nisan 2016’da başladı. Suyu öncelikli olarak HORECA pazarına sunuyor. Fabrikalar, dağıtım ve pazarlama ekibi de dahil olmak üzere bin 100 kişiyi istihdam ediyor. Öz, Uludağ İçecek’in başarısının arkasındaki ana ilkeyi açıklarken, markanın kalitesinden ödün verilmediğine, yenilikçi, farklı ve sağlıklı ürünler geliştirmek üzere kurgulanan misyonun önemine dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor: “Fark yaratan ürünlerimiz ve kurulduğumuz ilk günden beri taşıdığımız yenilikçi ruhumuzla kararlılıkla büyümeye devam ediyoruz.”