‘TÜSİAD Başkanı’nın sözleri tetikçilikten başka bir şey değil’

0
70

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, “Karanlık odaklar ne zaman Türkiye üzerinde oyunlar oynamak için düğmeye basmak istese, işte o düğme her zaman TÜSİAD olmuştur. Sayın TÜSİAD Başkanı’na düşen görev de düğme rolünü oynamak değildir” dedi.
 
İbrahim Çağlar, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Cansen Başaran-Symes’in bir konferansta dile getirdiği, “Artan enflasyonu, aynı dönemlere denk gelen, bozulan güven ortamının, itibarı zedelenmiş Türkiye hikayesinin bir sonucu olarak da görmek mümkündür” ifadesini de içeren değerlendirmelerini eleştirdi.
 
Çağlar, yazılı açıklamasında, “Biz sürekli güven ortamının gerekliliğini vurgularken, ekonominin aktörlerinden biri olan ve kendini ‘Türkiye’nin başlıca endüstri ve hizmet kuruluşlarını temsil eder’ şeklinde tanımlayan TÜSİAD’ın Sayın Yönetim Kurulu Başkanı’nın bu sözlerini, ne yazık ki ‘tetikçilikten’ başka şekilde açıklamak mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
 
İTO Başkanı Çağlar, şunları kaydetti:
 
“Karanlık odaklar ne zaman Türkiye üzerinde oyunlar oynamak için düğmeye basmak istese, işte o düğme her zaman TÜSİAD olmuştur. Seçim öncesi bu açıklamalar bizi şaşırtmaz. Ortaya atılan görüşler TÜSİAD Başkanı’nın değildir; çünkü bu ülkenin hiçbir ferdi böyle konuşmaz. Sayın TÜSİAD Başkanı’na düşen görev de düğme rolünü oynamak değildir.
 
Ekonomi dünyasının aktörlerine düşen görev, karanlık senaryolarda yer almak değil, ekonomide güven ortamı oluşturmaktır. Ülkemizin ekonomisi, gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkeden daha iyi göstergelere sahipken, aksini iddia etmek suyu bulandırmaktan başka amaca hizmet etmez.”

TÜSİAD Başkanı’nın açıklamaları;

TÜSİAD Başkanı Symes, “Enflasyon bir süredir rekabet politikalarının, yatırım ortamı ve kalkınma başlıklarının oldukça önüne geçti. Nedeni gayet açık, Türkiye’de enflasyon yükseldi maalesef. Düşürülmesi yönündeki politikalar başarıya ulaşamadı. Enflasyon düzeyi geçtiğimiz dört yıl boyunca hedef enflasyonların sürekli üzerinde seyretti. Hepimiz şunu biliyoruz, iş dünyası açısından enflasyon düşük ve tahmin edilebilir olduğu sürece zararsız bir değişkendir. Artan veya tahmin edilmesi mümkün olmayan bir enflasyon dinamiği ise rekabet gücünü sınırlar, daha yüksek bir enflasyon oranına neden olur. Ayrıca tüm diğer değişkenlerin tahminini de anlamsızlaştırır. Sonuç olarak ülkenin ekonomik itibarını bozar. Uzunca bir süredir enflasyon iktisadi politikanın, rekabet politikalarının, büyümenin bir unsuru, bir engeli olmaktan çıkmıştı. Bugünkü enflasyon dinamiği ise yeniden büyümenin, rekabet gücünün potansiyel bir engeli olarak karşımızda duruyor. Üzülerek söylemeliyim ki bu potansiyel riski bizi oldukça tedirgin ediyor” demişti.
 
Enflasyonun büyümenin önünde bir engel olduğunu belirten Symes, “Yakın zamana kadar başarıyla gerçekleştirdiğimiz enflasyonla mücadele politikalarını, yeniden ele almak zorunda kalmak istemiyoruz. Enflasyonu büyümenin önünde bir engel, ülke itibarını bozan bir değişken; bir defa daha yaşamak istemiyoruz. Artan enflasyonu, aynı dönemlere denk gelen bozulan güven ortamının, itibarı zedelenmiş Türkiye hikayesinin bir sonucu olarak da görmek mümkündür. Dolayısıyla enflasyon ve fiyat istikrarı ile ilgili geliştirilecek politikalara da, bu geniş açıdan yaklaşmak gereği vardır. Biz buna oldukça inanıyoruz” şeklinde konuşmuştu.