Türk Telekom, yeni nesil şirketler yaratacak

0
34

Türk Telekom tam entegrasyon yönünde attığı adımlardan sonra perakende satış, pazarlama, müşteri hizmetleri ve bu işlerle doğrudan ilgili finans fonksiyonlarını “Bireysel ve Kurumsal İş Birimleri” altında topladı. Yeni organizasyonel yapılanma ile Türk Telekom Grubu dünyanın en büyük entegre operatörlerinden biri haline geldi. Türk Telekom Grubu Kurumsal İş Birimi CEO’su Mehmet Ali Akarca, yaptıkları yatırımlarla, Türkiye ekonomisine, şirketlere ve insanlara daha iyi hizmet sunmaya çalıştıklarını ve bunu yaparken de teknoloji danışmanlığı yaptıklarının altını çiziyor. Akarca, Türk Telekom’un dijital devrimini ve hedeflerini Fortune’a anlattı. 

Göreve geldiğinizden itibaren üç sene geçti. Bu son üç senede neleri hayata geçirdiniz? Türk Telekom kurumsal işler alanında hangi yeni adımları attı?
Bugünkü konuma üç dört sene öncesinden geldik. O da neydi, müşterilerimize göre şekillenmek. Daha öncesinde Avea, TTNET ve Türk Telekom’un kendi içinde ayrı ayrı yapılanmaları vardı. Hepsini bir araya getirdik. Buradan hareketle müşterilerin davranış şekillerini ve taleplerini belirledik. İşyerleri, ev kullanıcıları ve toptan diye adlandırdığımız alanları kategorilere ayırdık. Kurumsal tarafta ve sabit tarafta TTNET ve Türk Telekom’un olduğu noktalarda, kurumlara çeşitli alternatifler sunmaya başladık. Türk Telekom öyle büyük bir yapı ki, köklü şirket olmasının dışında farklı hizmetleriyle de hemen hemen her konuda liderlik ediyor sektöre. Mesela; “sanal santral hizmeti” veriyoruz. Amacımız basit hizmetlerden katma değeri yüksek hizmetlere geçmekti. 

Satış ve pazarlama tarafında ise, kamu kurum ve kuruluşlarını adreslemeye yönelik çalışmalarımız var. KOBİ’ler, esnaf, işyerleri…1 milyon şirkete hizmet veriyoruz. Fortune 500 şirketleri ve otomotiv şirketlerinin tamamı ile finans sektöründe banka şubelerinin yüzde 82’si Türk Telekom üzerinden hizmet alıyor. Amacımız herkesin ihtiyaçlarına göre hizmet vermek. Son dönemde müşterileri biraz daha fazla anlayıp bire bir hizmetler vermeye çalıştık. Veri merkezi, bulut işlemleri, tele konferanslarla pek çok iş üretiyoruz. Müşterilerimiz için bir nevi, teknoloji danışmanlığı yapıyoruz. Bu çok kuvvetli bir söylem. Bu konuya odaklı olduğumuzu söyleyebilirim. Türkiye’nin iletişim omurgasını oluşturuyoruz. 1 milyon KOBİ müşterimiz var. Kamuda veri iletişimi, bakanlıkların veri merkezlerinin altyapı hizmetlerini biz veriyoruz. Maliyet avantajı konusunda yardımcı oluyoruz. Bulut alanında pazarın lideriyiz. Ama hedefimiz, Türkiye’de bölgesel olarak bu hizmetleri verecek duruma gelmek. Çözümlerimizi kullanan işletmeler yüzde 30’a varan büyüme oranlarını yakalayabiliyor. 

Türkiye’de e-ticaret yıllık yüzde 35 oranında büyüme yakaladı. Türk Telekom’un özellikle e-ticarette iş geliştiren yeni nesil şirketlere yönelik iş stratejileri neler? 
Türkiye’de e-ticaret 18,9 milyar TL hacme ulaştı. Türk Telekom Grubu olarak 81 ilde 254 ilçede, 12 bölge müdürlüğü ve 34 bine yakın çalışanımız ile bu büyümenin arkasındayız. Kurumsal anlamda internet, sabit telefon ve mobil alanda entegre olarak bunu sunabilen tek grubuz. Şirketleri Türk Telekom teknolojisiyle “yeni nesil şirket” haline getireceğiz. 

Bahsettikleriniz şirketlere somut olarak nasıl fayda sağlıyor?
Dijital dünya, bize deneyimlerin biriktirilmesi, analiz edilmesi ve ortaya değer çıkarılması adına sayısız araç sunuyor. Bilgi, onu kullanmayı bilenler için en kıymetli çağını yaşıyor. İçinde bulunduğumuz dijital çağın önemini iyi kavrarsak, elimizdeki bilgilerle büyük değerler yaratma imkanına sahip olabiliriz. Buna adapte olan şirketler ve liderler öne çıkıyor. Dijital dönemde Türk Telekom Grubu olarak, şirketlere maliyet tasarrufu sağlayan ve onları rekabette öne çıkaracak önemli fırsatlar sunuyoruz. Dijitalleşme şirketlere önemli maliyet tasarrufu sağlıyor. Örneğin bizim BuluTT sisteminizi kullandığınızda server almanıza gerek yok artık. Bunu kiralıyorsunuz ve tüm dünya bunu böyle yapıyor artık. Bugün bir fabrika kurabilirsiniz ama her sene yenilenen bir teknolojiye şirket olarak yatırım yapmak doğru değil. 

İstanbul’un veri merkezi olmasıyla ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Bu konuda en büyük hedefimiz, Türk Telekom’un bağlantılı olduğu ülkelerin sayısını artırmak. Türk Telekom International olarak 20 ülkede 40 bin kilometre fiber altyapıya sahibiz. Üç kıtada 18 ülkeyi deniz altında birbirine bağlayan konsorsiyumun içindeyiz. İstanbul’un veri merkezi olabilmesi için iki temel koşul var. Birincisi, bağlantı kapasitenizin yüksek olması gerek. İkincisi ise, Türkiye’deki tüketimin artması gerek. En büyük hedeflerimizden biri, yurtdışındaki firmaların Türkiye’ye gelmesi ve yatırım yapması. Çünkü iç pazar büyük olunca, yatırımlar da artıyor. Genişbantın büyümesi ve tüketimin artması önemli. Bugün mobil telefonlardaki tüketim 1,2 GB, evlerdeki ise 50 GB’ı geçti. Yani 40 kat daha fazla tüketim gerçekleşiyor. Geniş bant piyasası çok önemli ve çok gelişti. Yurtdışındaki çeşitli verilerin getirilmesi için veri merkezlerine ihtiyaç var. Türkiye’nin Amsterdam ve Londra’dan sonra veri merkezi yani HUB olma imkanı var. Hayalimiz İstanbul’u üç yıl içinde Avrupa’nın veri merkezi noktalarından biri haline getirmek. Türk Telekom’un PİLOTT Girişimcilik platformunda akıllı sulama yöntemi ile ödül almış bir işi, ürün olarak belediyelerin hizmetine sunduk. Yurt dışını da düşünüyoruz. 

Türk Telekom’un akıllı şehircilik konusunda da çalışmaları var. Akıllı şehircilik konusunda Türkiye ne kadar hızlı adımlar atıyor? 
Her cihazın, binanın ve eşyanın birbirleriyle iletişim halinde olacağı bir döneme doğru gidiyoruz. Türk Telekom grubu olarak işin alt yapısını ve platformunu oluşturduk. Akıllı duraklar, akıllı aydınlatmalar gibi konularda belediyelere çözümler sunuyoruz. Akıllı sayaçlar sayesinde yüzde 30 tasarruf sağlanıyor. İnsanlar, evden çıkmadan önce trafiğin durumunu analiz edecekler. Kendi mahallelerinde hangi duraktan hangi otobüs ne kadar sonra geçecek bu bilgileri anında görebilecekler. Araç sahipleri boş otopark aradıklarında hangi sokakta kaç araçlık yer olduğunu görebilecekler. Akıllı şehirler konseptiyle benzin, yakıt, elektrik konusunda tasarruf sağlayan sistemleri hayata geçireceğiz. Şehirler akıllandıkça, evler de akıllanacak. Yaklaşık 18-20 civarında kent için görüşmelerimiz sürüyor. İstanbul’da akıllı şehir projesi geniş bir zamana yayılarak gerçekleşecek. Antalya’da akıllı şehir uygulamalarımızı hayata geçirdik. Bu uygulamalarımız sayesinde belediye, sahilde dünyanın en büyük WiFi hizmetini veriyor. Yine aynı şekilde Karaman’da tam kapasiteli entegre çözümler sunuyoruz. Türkiye’de bugün 11,3 milyon haneye fiberle ulaşılıyor. Bu oran Almanya’nın beş-altı katı. Dolayısıyla potansiyel ve katma değer açısından önemli gelişmeler yaşayan bir ülkeyiz diyebilirim.