Turcas Petrol CEO’su Batu Aksoy, Kuzey Irak ve İsrail gazlarının Türkiye’ye getirilmesinin faydalı olacağını belirterek bir projenin diğeri ile olan pazarlığa katkısı olduğunu vurguladı.
Star Gazetesi’nden Ercan Baysal’ın haberine göre, deniz üzerinden geçecek boru hattının LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) pahalılığında olmayacağını dile getiren Aksoy “Anlaşılırsa İsrail gazı Kıbrıs üzerinden de gelebilir. Kıbrıs ile ilgili AB nezdinde de girişimde bulunuluyor. İsrail gazı için 500 kilometrelik denizaltından geçecek boru hattının yapılması imkansız değildir. 1-3 milyar dolarlık bir proje” dedi.
Türkiye’nin enerji merkezi (hub) olma konseptine Doğu Akdeniz kaynağının yüzde 100 oturacağını dile getiren Aksoy, 1.1 trilyon metreküplük keşif olduğunu söyledi. Bunun 540 milyar metreküpünün Leviathan (Doğu Akdeniz Bölgesi) sahasından olduğu bilgisini veren Aksoy “İhracat sahası olarak kullanmak istiyorlar. Yarısı Türkiye’ye gönderilse 250-270 milyar metreküplük önümüzdeki 20-30 yılda Türkiye’ye gelebilir. Yılda 8-10 milyar metreküp olur. 2020’de akabileceğini düşünüyorum” diye konuştu. Türkiye’nin yeni yılda komşu ülkelerle olan ilişkilerinin önemli olduğunu dile getiren Aksoy “Son 5 yılda Doğu Akdeniz’de dünyanın en önemli doğalgaz keşiflerinden biri gerçekleştirildi. Türkiye’nin enerjideki stratejisi madem üretici değiliz pazar olmanın verdiği avantajları kullanarak ilerlemeliyiz olmalı” şeklinde konuştu.
KAYNAK ÇEŞİTLİLİĞİ
Kaynak çeşitliliğinin önemli olduğuna dikkat çeken Turcas Petrol CEO’su Aksoy “ Türkiye ne kadar kaynak çeşitlendirirse pazarlık gücünü artıracaktır. Hacim ve fiyat pazarlığında avantajlı hale getirecektir” dedi. Irak ve İsrail gazında Türkiye’nin akıllı pazarlık etmesi gerektiğini de dile getiren Aksoy “Petrole dayalı fiyat oluşumuna izin vermememiz lazım. Mesele çeşitlendirmekten geçiyor. Petrole dayalı fiyatlandırma yerine. Türkiye kaynak çeşitliliğinde fiyatı da çeşitlendirmiş olacaktır” diye konuştu.
ENERJİDE FIRSAT PENCERESİ
Turcas Petrol CEO’su Aksoy, Türkiye’nin ekonomide olduğu gibi enerjide de önümüzdeki 10 yıl için yeni bir hikaye yazması gerektiğini belirterek, hikayenin adının liberalizasyon olduğuna inandığını söyledi. Aksoy “Piyasanın serbestleşmesiyle rekabet de artacak ve özel sektörün yatırım yapma isteği yükselecek. Ne kadar yatırım yapılabilir bir ülke olursak, hem enerji arz güvenliğimiz açısından hem de kredibilitemiz açısından daha olumlu bir senaryoyla karşılaşırız. 2016-2020 dönemini bu anlamda bir fırsat penceresi olarak görüyorum” dedi.
