‘Trump için itibar kaybı, gelişen ülkeler için artan risk’

0
54

Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin ABD Merkez Bankası’nın son faiz arttırımından önce Başkan Donald Trump’ın yaptığı konuyla alakalı açıklamalar, FED’in baskı altında kalıp faiz arttırmayacağına yönelik değerlendirmelerin geldiğini hatırlatarak, “Ancak ben, bu kafa karışıklıkları üzerine tersi yönde bazı açıklamalarda bulunmuştum. Çünkü FED herhangi bir karar almadan önce mutlaka ciddi bir kamuoyu yaratır, diplomasisini çok iyi götürür. Ve söylediğim gibi FED bunu gayet iyi yaptı. Dolayısıyla sürpriz bir davranışta bulunmayacak, faizleri arttıracaktı” dedi. 
 
Prof. Dr. Emre Alkin, “Eğer FED faiz arttırmasaydı, şöyle bir gerçekle karşı karşılaya kalabilirdik: Gerçekten bizim takip edemediğimiz, gözden kaçan ama FED’in karar alıcılarının bildiği, ABD ekonomisinde bir tuhaflık olduğuna yönelik bir kanaat uyanırdı. Bu da sadece ABD değil, küresel ekonomi için de hiç iyi olmazdı. Zaten yeni yeni toparlanan ABD ekonomisinin bir kez daha resesyon riskine girdiği kanaati oluşsaydı, bu bir deprem etkisi yaratabilirdi. İşte bu yüzden FED para piyasalarındaki kısa süreli dengesizliklere hak ettiğinden öte bir önem vermiyor. Çünkü hem ABD ekonomisinin hem de küresel ekonominin büyümeye devam edeceğini öngörüyordu” diye konuştu. Ancak FED’in faiz arttırımlarının abartılı olmayacağına dair bir öngörüde bulunduğunu belirten Prof. Dr. Emre Alkin, şunları söyledi: “Bizim buradan anladığımız, en az iki kez faiz arttırımı yapılacağı. Tabii ortaya çıkabilecek yeni gelişmelere göre ikincisini belki de düşünecek. Sonuç itibariyle FED’in faiz arttırımı para piyasalarında ilk başta moral bozdu ama çöküş denilebilecek bir gelişmeye yol açmadı. Piyasaların bugün itibariyle toparlanacağını düşünüyorum. ABD ekonomisinin iyiye gideceğinin bir işareti sayılan FED kararı, küresel ekonominin de önünü açacak. Tabii bu arada FED’in faiz arttırma kararı Başkan Donald Trump’ın itibar kaybına, itibar erozyonuna bir katkı daha sunmuş oldu.”

Prof. Dr. Emre Alkin, FED’in faiz artışı kararıyla kaynağın daha pahalı hale geleceğini ve bunun da Türkiye için bir risk anlamına geldiğini belirterek, tasarruf açığı olan gelişen ülkelerin cazibeli hale gelerek sermaye çekebilmesi için yapısal reformların bir zorunluluk haline geldiğini sözlerine ekledi.