Teknoloji ve ayrıcalıklı azınlık

0
66

Teknolojinin şu anda ekonomimizin tüm sektörlerine yayılmasının yarattığı yıkımın tam etkisi, öngörülememiş olmasının ötesinde, şimdiye kadar hayal bile edilmemişti.

“İşin Geleceği: Millennial’ların kendilerine miras kalan şartlar içinde yaratacakları ekonomi” isimli zirvede WPP’nin danışmanlık kolu olan OgilvyRed’in şef fütüristi Jess Kimball, verimlilik arayışının bizim ve bizden sonra gelen nesillerin hayatlarını nasıl etkileyeceğini tartıştı.

Trend, daha az sayıda şirketin elinde güç (ve nakit) artışının olması. Kimball, giderek yaklaştığımız bilgi ekonomisinin nasıl bir sistem getireceğini öngöremezken, başarısı kanıtlanmamış start-up’ların yüceltilmesini eleştiriyor ve sayıları azalan zengin şirketler dünyasında evrensel bir temel gelir modelini destekliyor.
The Future of Work zirvesinde bir dizi sayı beni gerçekten etkiledi. 1964’te ABD’nin en değerli şirketi AT&T, bugünün parasıyla 267 milyar dolar değerindeydi ve 758.611 kişiyi istihdam ediyordu. Buna karşılık, Google’ın ebeveyni Alphabet, 370 milyar dolar değerinde ancak yaklaşık 60.000 çalışanı var. Kayıtlı 13.000 çalışan ve 270 milyar dolar değer ile tablo Facebook’ta daha büyük bir tezat içeriyor.

SI Partners’dan Tristan Rice’ın satın almalar hakkında “Teknoloji hisseleri şu anda olması gerektiğinden fazla değere sahip” yorumunu bir yana bıraksak bile, daha az personel çalıştıran şirketlere yapılan para transferi, önümüzdeki yıllarda hepimiz üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak. Özellikle de vergi gelirlerinde. Sonuçta, teknoloji devleri ABD dışındaki düşük kurumlar vergisi oranları hakkında sorgulandığında gelir vergilerine olan katkılarını vurgulamayı seviyorlar. Hem de pratikte bu parayı asıl ödeyenlerin çalışanlar olmasına rağmen…
Facebook, Birleşik Krallık gelirlerinden kâr aktarımı yapmak yerine gelirlerini İngiltere’de tutmaya başlamasına rağmen ödediği vergiyi en aza indirgemek için yasal vergi indirimleri kullandı ve 2016 yılında vergi faturası 11,7 milyon pound’dan 5,1 milyon pound’a düştü. Facebook’un İngiltere gelirleri geçtiğimiz yıl 842.4 milyon pound oldu, ancak görünen o ki vergiler gelir yerine kâr üzerinden hesaplanmış. Facebook’un, 2017’de Channel4 ve Sky Media’ya yetişerek ülkedeki en büyük üçüncü reklam geliri sağlayıcı olması bekleniyor. Sky, Temmuz 2015-Haziran 2016 dönemi için İngiltere’de 224 milyon pound vergi ödedi. Channel4 ise tüm kârlarını içeriğe geri yatırıyor.

Facebook’ta veya Google’da çalışmıyorsanız (ikincisinin ödediği İngiltere kurumlar vergisi, son rakamlara göre 1 milyar pound gelir üzerinden 36.4 milyon pound oldu), 2017’de medya satışları açısından zor bir yıl geçirmiş olmalısınız. Geçtiğimiz ay, Glamour’un “önce dijital” demeye başlaması, dergilerin durumu hakkında da kayda değer bir bilgi veriyor. Markalar ve ajansları, güçlerini zayıflar üzerinde kullanmanın rahatlığını yaşıyorlar. Ama DigitasLBi’den Chris Clarke’in de açıkça belirttiği gibi, markalar da teknoloji şirketlerine karşı çıkabilirler ve çıkmalılar da. Kimball’ın bahsettiği uçuk ve bir o kadar da kanıtlanmamış start-up değerleri, reklam modellerinin varsayılan büyümesine dayanıyor. Geçtiğimiz birkaç ay boyunca, gelecek neslin miras alacağı dünya hakkında düşünmeye her zamankinden daha fazla zaman harcadım. Elbette, gelecek daha da ciddi hale geldi. ABD başkanı nükleer savaş tehditi için Twitter’ı kullanmakta hiçbir sakınca görmüyor ve Brexit’in savunucuları bile İngiltere’nin “ekonomik durgunluğa girmeye mahkum” olduğu konusunda uyarılarda bulunuyor, alt orta sınıfın ortadan kalkmasına kendilerini hazırlıyorlar.

Ama bu durumun benim için biraz daha farklı bir anlamı var. Siz bu satırları okurken ben, umarım, yeni doğmuş bebeğimin ihtiyaçlarıyla ilgileniyor olacağım. Ofise geri döndüğüm zaman, bu durumun ortadan kalkmış olması çok güzel olurdu.