​Şükrü Kutlu: İran’daki yatırımımız gerçek değerini bulacak

0
66

Türkiye’nin lider gübre üreticisi Gübretaş’ın Genel Müdürü Şükrü Kutlu, KDV’nin sıfırlanması ve İran’a ambargonun kalkmasının bu yıl sektörün önünü açtığını söyledi. 
 
Star Gazetesi’nden Zeliha Saraç’ın haberine göre Kutlu “Ambargoların kalkmasıyla İran’daki yatırımımız şimdi gerçek değerini bulacak” dedi. 

–  Önce hedeflerinizi öğrenmek istiyoruz. 2015’i nasıl geçirdiniz, 2016 sonrası hedefleriniz neler?
Gübretaş Türkiye’nin en önemli şirketlerinden biri, ilk 50 büyük arasında yer alıyor. Aslında yüzde 25’i halka arzedilmiş durumda ama yüzde 75’i de tarım kooperatiflerinin. Dolayısıyla 1 milyon çiftçinin şirketi, aslında tam bir halk şirketi. 2015 yılında özellikle üretimde çok ciddi artışlar sağladık, çok iyi sonuçlar aldık. 1.6 milyon ton gübre satışı gerçekleştirdik. Ama 2016’ya daha büyük hedeflerle gidiyoruz. 2016 yılında 2 milyon tonun üzerinde gübre satışı yapmayı hedefliyoruz. 2.5 milyon tona ulaşmayı hedefliyoruz ve 4 milyarın üzerinde ciro, ayrıca 234 milyon liralık da kâr hedefliyoruz. Bu gerçekleşirse Gübretaş tarihinin en yüksek rakamı olacak. Bunu da gerçekleştireceğimize inanıyoruz çünkü çok ciddi gelişmeler oldu son zamanlarda. Mesela bizim yatırımlarımızın en önemlisini teşkil eden İran’daki petrokimya tesisi yatırımımız. Ambargoların kalkması bizim için büyük bir avantaj teşkil edecek ve hedeflerimize ulaşmayı daha da kolaylaştıracak. Ayrıca hükümetimiz çok ciddi bir adım attı ve gübrede KDV’yi kaldırdı. Önceki yılbaşı itibariyle yüzde 18’den 1’e indi, daha sonra da gübre ve gübre girdilerinin tamamı KDV’den muaf oldu.

–  Nasıl katkı sağlayacak?
Bu şunu sağlayacak; bir kere çiftçi bu zamana kadar yansıtamadığı bir KDV’yi ödemek zorunda kalıyordu çünkü çiftçinin herhangi bir fatura kesmesi olmadığı için üzerinde kalıyordu ödediği KDV ve maliyet olarak giriyordu. Gübre çiftçinin en önemli girdilerinden biri ve direkt rekolteyi ayarlayan, üretimi etkileyen çok önemli bir girdi ve ciddi bir maliyet. Yüzde 18 KDV’nin kaldırılması çok ciddi bir yansıma olarak indi sahaya. Zaten bir de son yıllarda biliyorsunuz emtia olarak da bir gerileme var. KDV’nin de kalkmasıyla beraber mesela Aralık 2015’e göre şu anda yüzde 18-20 fiyatlarda bir gerileme var. Aslında KDV’nin kalkması direkt yüzde 18 düşüş sağlamıyor. Orada bir matematik var insanlarımız bunu yüzde 18 kalktı, direkt 100 liradan -18 gibi düşünüyorlar ama o öyle değil aslında. Yansıma yüzde 14.4 gibi. Diğer emtia fiyatlarındaki düşüşü yansıttığımızda şu anda bizim fiyatlarımızda aralık ayına göre ortalama yüzde 20 civarında gerileme söz konusu. 

TÜRKİYE FIRSATI KAÇIRMASIN

–  Bunun tüketiciye bir etkisi var mı, olur mu?
Şimdi bir kere gübre fiyatları dolaylı olarak gıda fiyatlarını etkiliyor. Hepimizin cebini ilgilendiren bir sonuç aslında… Maliyet düştüğü için bu ürünün fiyatına da yansıyacak. Türkiye’de maalesef organizasyon ve planlama sorunu var. Yani bu en büyük rahatsızlıklar ciddi plansızlıkların başında tarım alanı geliyor. Bir anda bazı ürünler çok fazla üretiliyor, bazı ürünler az üretiliyor. Ve bu da bir şekilde tüketicinin cebine yansıyor. Kooperatifleşme bunu çok ciddi önleyici etkenlerinden biri.

– Peki kooperatifçilik bu aracılık maliyetini çözer mi?
Elbette yani şunu söyleyeyim mesela kooperatifin iki yönü var. Birincisi çiftçinin girdilerini tespit etmek ikincisi de çıktıların uygun değerlendirmesini sağlamak ve tarım kredi kooperatiflerinin son yıllarda yaptığı atılımlar var. Bu ürünleri çiftçiden yani kendi ortaklarından alıp uygun şekilde değerlendirmek ve tüketiciye uygun şekilde ulaştırmaya çalışıyor. Bu sistem gelişirse her alanda organizasyon ve planlama gerçekleşmiş olacak. Karaborsa tabir edilen fırsatçılık bir anda bulunmayan ürünün fiyatını 10 kat artırma gibi durumların önüne geçilmiş olunacak. Bu aslında Avrupa’da da uygulanan sistem. Mesela Fransa’da en etkili sivil toplum örgütlerinden biri kooperatifler. Hatta belediyelerden daha etkililer, siyasete yön veriyorlar. Aslında kooperatifliği destekleyen, geliştiren sistemler olursa belki tüketiciyi de bu fiyat artışlarına, karaborsaya karşı koruma imkanı olmuş olacak.

– Bununla ilgili hükümete bir çalışma talebinde bulundunuz mu?
Aslında Tarım Kredi Kooperatifleri bu yönde ciddi adımlar atıyor. Şu an tarım kredi kooperatiflerimizin 14 şirketi var. En büyükleri Gübretaş, gübre temin ediyor. Tohum var, hayvancılık şirketi var. Daha da geliştirilmesi lazım. Hükümet aslında bunu destekliyor. Zaman zaman çiftçilere, çiftçilerin borçlarına krediler vb ürünler gibi faaliyetlerde bulunuyor ama bunların daha da büyümesi belki bürokrasinin azalması daha iyi yönetim şekillerini belirlemesi gerekiyor.

–  Yurtdışı yatırımlar… İran dediniz. Ambargolar kalktı orası önemli bir pazar. Siz orada mevcut bir işletmeniz olduğu için şanslılardansınız. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim yatırımımız 2008’de yapıldı. 2008 yılında İran’da petrokimya tesisleri özelleştirilirken. İran’ın en büyük petrol kimya tesislerinin yüzde 50’sini Gübretaş satın aldı. Ambargo şartlarına rağmen bugüne kadar yatırımımızın hem karşılığını aldık hem Türkiye’de gübrenin ve amonyak bazlı gübrenin daha iyi fiyatlarda satılmasına çok olumlu etkileri oldu. Ama bugünün şartlarında bunları yürütmek çok zor. Çünkü bu fabrikalar Amerikan menşeili fabrikalar ve bunların her türlü parçası yurtdışından gelmesi gerekirken yıllardır bu parçaların temin edilmemesi üretilen gübrelerin satışı taşınma ücretleri her şey ciddi sorundu. İran’daki bu yatırımın riski büyüktü ve değeri düşüyordu. Şimdi gerçek değerine yaklaşacak bu yatırımımız. Borsadaki değerimizi etkileyecek ve bunun dışında da ürünümüzün dünya pazarlarında daha fazla satılmasını, rekabetin gerçekleşmesini sağlayacak.

K. AFRİKA’YA YATIRIM PLANI
–  Kuzey Afrika’da fosfat yatırımı düşünüyorsunuz. Ne aşamada?

İran’da amonyak konusunu çözmüş bulunuyoruz ama fosfat konusunda maalesef böyle İran gibi net bir fabrikamız yok. Bulduğumuz yerden alıyoruz şu anda. Fas başta olmak üzere Tunus, Cezayir mesela buralarda çok ciddi fosfat kaynakları var. Fas dünya fosfat rezervinin yüzde 75’ini bulunduruyor. Bu çok ciddi bir oran, dünyanın 1 numarası ve bu hammadde zenginliğini fabrikalarla ve gelişmiş tesislerle de desteklemiş durumda. 180 km.lik boru hattıyla madeni ocaktan fabrikaya ulaştırıyor, 5 tane limandan yükleyerek dünyaya gönderiyor. Bunun gibi Tunus çok iyi noktada, Cezayir çok iyi. Bunlardan biriyle partner olmamız gerekiyor yani ya orada bir fabrika kurmamız ya tesis satın almamız ya da ortak olmamız gerekiyor ki fosfat bazlı gübrelerde elimizin altında sağlam bir kaynağa ulaşalım. Maalesef Türkiye bu madenler açısından dışa bağımlı. Madem dışa bağımlıyız bu bağımlılığı orada yapılan yatırımlarla daha düşük maliyete indirmek zorundayız. Dolayısıyla hedefimiz bu Afrika ülkelerinden birinde fosfat yatırımına sahip olmak. Konuyla ilgili yoğun çalışıyoruz. Çok iyi noktalara getirdik. Biriyle bu yatırımı yapacağız.

Makedonya odağımızda değil

– Makedonya’ya yatırım yapma konusunda girişimleriniz var diye duymuştuk. Bu doğru mu?
Bizim öyle herhangi bir başvurumuz söz konusu değil. O bölgede bir gübre fabrikasının satılık olduğunu biliyorum ben. Onunla ilgili bir şey olabilir ama bizim aradığımız veya ihtiyaç duyduğumuz şey değil orası.

Evdeki çiçek için bile gübremiz var

– Gübretaş Bahçem’le ilgili bilgi alabilir miyiz? Ne aşamadasınız?
Gübreyi kırsal kesimde çiftçilerimizin kullandığı tarım girdisi olarak biliyoruz ama şunu da biliyoruz ki etrafımızda birçok yeşil alan var yani insanlar bitkilerle iç içe yaşıyorlar. Gerek masamızdaki saksılardan gerek odamızdaki saksılardan tutun balkonlarımızda yetiştirdiğimiz bitkiler, sitelerin bahçeleri, kampüsler, otoparklar, belediyelerin yönettiği park ve bahçeler, golf sahaları, oteller, aklınıza gelebilecek birçok yeşil alanın da aslında gübreye ihtiyacı var. Biz buna binaen gübreyi şehirli yaptık. Şehirlerde gübre satışı yapabileceğimiz çok özel her türlü canlı bitkiye gübre ürettik. Öyle ki şu an her çiçek için ayrı gübremiz var. Mesela menekşe için ayrı gübremiz var orkide için ayrı gübremiz var, güller için ve çim için mesela yeşil alanlar için ve bunları şu anda hem lansmanını yaptık, hem de internet üzerinden satışına başladık. Ayrıca bahçe marketleriyle anlaşmalar yapıyoruz. Dolayısıyla artık isteyen vatandaşımız istediği yerden gübreyi alıp bitkilerinin daha uzun ömürlü olmasını sağlayabilir.