Startup ekosistemi ile güçlü kalkınma

0
74

Temmuz ayında startup dünyasında 15 ve 270 rakamları arasında gelişen iki stratup hikayesi ortaya çıktı. Bunlarda ilki üç sene kadar önce Naspers’a 270 milyon dolara satılan Markafoni’nin, kapanma haberlerinin üzerinden bir ay bile geçmeden Armondi Tekstil’in sahibi ve Avrupa’da batık Select operasyonunu karlı bir işe çevirmesiyle tanınan Cafer Mahiroğlu tarafından 15 milyon dolara satın alındı.

Yaklaşık aynı döneme denk düşen bir diğer hikaye ise, Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün duayenlerinden Lütfi Yenel’in yönetim kurulu başkanı olduğu Kron Telekom’dan geldi. İTÜ ARI Teknopark şirketlerinin değerlendirilmesiyle verilen BEETECH Ödülleri’nde orta ölçekli firma kategorisinde Ar-Ge geliri birincisi olan Kron’dan Yenel, 2007’de kurdukları şirketi dört sene kadar önce Anadolu yakasından İTÜ ARI Teknokent’e taşıdıklarında 15 milyon lira olan değerlerinin 270 milyon liraya yükseldiğini söyledi. Halka açık şirket, 12 Temmuz’daki ödül töreninin bir gün sonrasında Borsa İstanbul’da 288 milyon liralık değeri gördü.
Naspers’ın satın aldığı dönemin dinamiklerini çok iyi yakalayan Markafoni, ciro rekoru kırdığı bir dönemde satıldıktan sonra daralan pazarda değişen dinamiklerin ve gücünü yitiren iş modelinin eksiklerinin kurbanı olurken Kron’un yükselişi, telekomünikasyon sektörünün hızla değişen dünyasında daha önce kullanılmayan çözümlerin değerinin artmasından kaynaklanıyor.

“Teknokentler Ar-Ge’nin ticari yüzü” tanımlamasını yapan İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Kenan Çolpan’ın verdiği rakamlar ve BEETECH Ödülleri birlikte düşünüldüğünde Ar-Ge ve inovasyon dünyasının değişen dengeleri daha iyi anlaşılıyor. Çolpan, 2016’yı değerlendirirken “AR-GE ciromuz 2015’e göre yüzde 22 artış göstermiş durumda. İhracat ise dalgalı döviz kuruna rağmen dolar bazında yüzde 9 arttı. Akademisyenler tarafından kurulan firma sayında da yüzde 24 oranında artış yaşandı. İTÜ ARI Teknokent olarak girişimciliğin ve teknoloji üretiminin üssü olmak adına çalışmaya devam ediyoruz” diyor.

Bu gelişmelerde ve çalışmalarda telekomünikasyonun rolü diğer ödüllere de yansımış durumda. En çarpıcı gösterge, ticari değeri olan Ar-Ge peşinde koşan teknoparkta ödül alan büyük şirketler olan Vodafone, Ericsson ve Türk Telekom grup şirketleri Innova ile Argela’nın tümünün telekomünikasyon sektörü ile ilgili olması. ARI 7 binasının otomotive odaklanacak olmasına karşın otonom sürüş ve ağa bağlı araç (connected car) gibi yeni konseptlerin telekomünikasyon ile bağlantısı düşünüldüğünde bu hegemonyanın bir süre daha devam edeceği görülüyor. Telekomünikasyon sektörü ile bağlantılı olma şeklindeki bu temel dinamik ile atbaşı giden bir diğer önemli dinamik ise globalleşme ve katma değer yaratabilme.

İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, bu dinamiklerin yeni bir şirket yaklaşımı ve marka yaratma ile bağlantılı olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor. Karaca, “İTÜ ARI Teknokent olarak bir üniversitenin AR-GE ve inovasyonu desteklemek amacıyla şirket kurmasının önemli bir örneğini teşkil ediyoruz. Girişimcilik, Ar-Ge ve inovasyon ekosistemine kazandırdıklarımızla sadece Türkiye’nin değil dünyanın da ciddi markalarından birine dönüşmüş durumdayız. Ülkemize katma değer yaratacak yeni projelerin destekçisi ve üreticisi olmaya devam edeceğiz” diyor.

Buradaki yerel-global dengesi gözetilerek girişimcilik ekosisteminin iyileştirilmesi ülke kalkınması için önemli bir dinamik yaratma potansiyeline sahip. İTÜ mezunu TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi ile sağlanacak etki konusunda çarpıcı bir rakam veriyor. Bilecik, “Türkiye’nin 137 ülke arasında 36’ncı sırada yer aldığı 2017 Küresel Girişimcilik Endeksi raporunda girişimcilik ekosisteminin yüzde 10 iyileştirilmesinin ülke ekonomisine 331 milyar dolar kazandıracağı ortaya koyuluyor” diyor. İyi iş fikirlerinin uygulanabilir, ölçeklenebilir ve iyi zamanlanmış yenilikçi iş modellerine dönüştürülüp hayata geçirilmesinin istihdam, gelir artışı ve ekonomiye katma değer sağladığının altını çizen Bilecik, “Girişimcilik kültürümüz yüksek ancak girişimciyi destekleyecek kültürün ve mekanizmaların zayıf olduğunu görüyoruz” diye ekliyor.

Türkiye, bu dev pastanın peşine düştüğünde tek eksiğinin bun olmadığını anlayacak. Giderek kendi içine kapanan ülkenin globalleşme ve bunu global ilkeler ile yapmanın kültürünü de oturtması gerekiyor.

Bilecik, buradaki görünümü, “Startup ekosistemleri gün geçtikçe birbirlerine daha bağlı bir hale geliyor. Ekipler daha kurulma aşamasında uluslararası yetenekleri çekmeye gayret gösteriyor.  Dünyanın en büyük 20 ekosisteminde yapılan yatırımlar incelendiğinde, bunların yüzde 37’sinde başka bir ekosistemden en az bir yatırımcı var olduğu görülüyor. Yine bu doğrultuda, ilk 20 ekosistemin dışında ofis kuran start-upların ikinci ofislerini bu 20 ekosistemden birinde açtıklarını veya merkezlerini buralara taşıdıklarını görüyoruz” diyor.
TÜSİAD Silikkon Vadisi açılımı ile bu dinamikleri yakalamaya çalışacak. TÜSİAD’ın Silikon Vadisi’nde kuracağı ilişkiler ağının nüvesini oluşturan TÜSİAD SV Network’ün genel olarak ABD, özel olarak San Francisco/Silikon Vadisi bölgesinde yerleşik Türk asıllı girişimci, yönetici, mühendis, biliminsanı, yatırımcı profilindeki üyeleri, bu ihtiyacı karşılamayı hedefliyor. Çekirdek grupta başkan olarak yer alan Ayşegül İldeniz, Intel’de geçirdiği yılların ardından Silver Spring Networks ile dünyanın sorunlarına farklı boyutta çözüm arıyor. Global yönetici kimliğindeki İldeniz’in yanısıra listede Banu Alkan’lı reklamları ile zihinlere kazınan Ixir ile .com patlamasını her iki anlamda da –hızla büyüme ve çökme olarak- yaşayan Babür Özden de yer alıyor. Özden şu anda ABD’de kurduğu bilgi platformu Maana ile düşük petrol fiyatlarından vurgun yiyen petrol şirketlerine umut oluyor. Türkiye’de Pozitron’u kurumsal yazılım alanında en büyük exit’i yaparak Monitise’a sattıktan sonra Monitise Americas’ın başına geçen Fatih İşbecer de dikkat çekici bir figür olarak karşımıza çıkıyor. Başkan yardımcıları olarak Ege Ertem (Intel Corporation) ve Aylin Demirci’nin (Carr and Ferrell) yer aldığı listedeki diğer isimler Sanem Alkan (SAM Advisory), Selim Akkoç (Apple), Sayan Gomel (SVB Financial Group), Esra Güler (Google) ve Aldo Manzini (Rimrock Venture Partners) yer alıyor.

Liste daha ilk aşamadan sadece tek bir alana sıkışmış insanlarla sınırlı kalmaması ile dikkat çekiyor. Parc CEO’su Tolga Kurtoğlu ve Citrix’te SDN (yazılımla tanımlanan ağlar) çalışmalarının başında bulunan Çağlan Aras ilk aşamada bu ilişkiler ağını geliştirmede faydalı olacak isimler olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de Fintech alanında çalışmaya başlayan Cisco Türkiye eski genel müdürü Ümit Cinali de Silikon Vadisi’ni yakından tanıyan bir isim. Bu yolculukta, San Francisco ve Silikon Vadisi’nde bayrak gösteren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Bahçeşehir Üniversitesi (BAÜ) ve Ortadoğu Teknik Ünivesitesi (ODTÜ) gibi üniversiteler ile çok sayıda girişimci, yeterlinin ötesine geçen bir güç oluşturuyor.

Ancak Silikon Vadisi’nde etkili olmak için teknolojiden fazlasının gerektiğini görmek gerekiyor. Startup’ların sabah kahvaltılarında kurulduğu vadide yatırım ve iş teklifleri genellikle akşamları barbekü başında yapılıyor. Silikon Vadisi deneyimine sahip kişiler -TÜSİAD içinde ve dışında-, bu gözleme katılıyor ve restoran etkisinin önemine işaret ediyor. Bu durum TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik’in memleketi Hatay’la sınırlı kalmayan mutfak kültürünü de bu projenin emrine vermesini gerektiriyor. TÜSİAD’daki toplantıda bu boyutu gündeme getirdiğimde net bir yanıt vermese de, çözüm odaklılığı ile tanıdığımız Bilecik’ten bu konunda da bir hamle beklemek yerinde olacak.