İzocam mineral yünlerde büyüyecek

0
45

Önümüzdeki beş yıllık dönemde yalıtım sektörünün, özellikle “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin yaptırımı ve inşaat sektöründe beklenen büyümenin rüzgarı ile birkaç kat büyüyeceği öngörülüyor. Sektörün öne çıkan şirketlerinden İzocam bu büyümeden pay alıyor. Şirketin uzun vadeli planlarında, talebe kaliteli ürünler ile en hızlı cevap verebilmek ve Orta Doğu ve Balkanlar’da en büyük üretim kapasitesine sahip taşyünü tesisinin kapasitesini daha da artırmak var. Yılda 130 bin ton üretim gerçekleştiren İzocam, toplam yalıtım pazarı içerisinde yüzde 20 paya sahip. Taş ve cam yününde ise, yüzde 50’ye yakın pazar liderliği var. İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut, yalıtım sektörünün bugünü ve yarınını anlattı.
 
İzocam 2013’te ve 2014’ün ilk yarısında nasıl bir performans gösterdi?
2013 yılında 360 milyon TL ciro gerçekleştirdik. Net satış gelirimiz 339 milyon TL’ydi. Faaliyet kârımız ise 37 milyon TL düzeyindeydi. 2014 yılının ilk yarısında 179 milyon TL net satış gerçekleştirdik. Faaliyet kârımız ise 21,7 milyon oldu. İzocam kriz ya da kriz sonrası dönemlerde ve deprem dönemlerinde zirve yaptı. İstikrarlı büyüdü. Ortalama yüzde 10-15 oranlarında bir büyüme bu. İzocam, 50 yaşında. İstikrarlı büyüyor ve yatırım yapıyoruz. 2014 sonunda 400 milyon TL brüt ciro hedefi ve yüzde 10 düzeyinde sürdürülebilir büyüme hedefliyoruz.
 
Büyümenizin arkasında, inşaat sektöründeki yükselişin yarattığı bir ivme de olmalı…
2013’te Türkiye’de GSMH yüzde 4,1 artış gösterdi. İnşaat sektörü ise yüzde 7 büyüdü. İnşaat sektörü her zaman bir lokomotif sektör. 2014’e baktığımızda sektör yıla hızlı ivmeyle başladı. Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte 4,7 büyüme gösterdi ancak ikinci çeyrekte bir yavaşlamaya girdi ve bunun yaklaşık yarısı kadar, yüzde 2,6 gibi bir büyüme gerçekleştirdi ve ortalamayı yüzde 3,3 ile bitirdi. İnşaat sektöründe büyüme bu oranın üzerinde oldu ilk çeyrekte yüzde 5,1 olarak gerçekleşti. Sonra yüzde 2,6 büyüdü ve baktığımızda Türkiye’nin yüzde 3,3 büyüdüğü durumda, sektör yüzde 3,8 büyüdü. İnşaat sektörü böyle gittiği sürece yalıtım sektörü de büyüyecektir. Enerji Performansı Yönetmeliği’nin getirdiği zorunluluklar birtakım yaptırımları da beraberinde getirecek. Ancak İzocam’ın büyümesinde tek etken inşaat sektörü değil. Aynı zamanda endüstrinin içinde yer alışımız, turizmle yakından ilgili olmamız da etkili.
 
İhracat gerçekleştirdiğiniz bölgeler ve ülkelerdeki siyasi gelişmelerden nasıl etkilendiniz?
Yakın coğrafyaya ihracat yapıyoruz. Suriye pazarımız bitti. Irak pazarımızın önemli bir bölümü, yüzde 60’a yakın kısmı kapandı. Buna rağmen 2014 yılının ilk altı ayında ihracatımız geçen seneye göre yüzde 9 arttı. Bunun içinde kur faktörü de var ancak İzocam’ın yeni pazarlar arama hevesi ve çalışmalarını eklemek gerek. Geçtiğimiz sene 34 milyon dolar ihracat yaptık. En azından yurt içinde olabilecek dalgalanmayı bertaraf edebilecek artı değer bizim için…
 
Yeni pazarlar bulurken karşılaştığınız zorluklar neler?
Yeni pazarlara girerken en önemli unsur her şeyin kağıt üzerinde düzgün olması. Davranış ve çalışma ilkelerimiz ve kurallarımız var. Bunu her alanda yüzde yüz gözetiyoruz. Girdiğimiz pazarda bize yakışan bir bayi, distribütör, temsilci ile çalışıyoruz. Coğrafyanın bize müsaade ettiği, ürünlerimizin lojistiği konusunda sıkıntı yaşamayacağımız her yerde bize uygun insanları buluyoruz ve doğru kişilerle çalışıyoruz. Bugün bizimle çalışan bayilerimizle 30-40 yıla dayanan geçmişimiz var. Yabancı bayilerimiz de var. Bu büyük gurur kaynağı bizim için.
 
Şirketin hayata geçirmekte geç kaldığı, keşke dediği hedefleri var mı?
34 yıldır İzocam’dayım. İzocam sürekli yatırımlar yaptı. Bunları yaparken de sektörün ihtiyacı ürünleri üretti ve ilkleri gerçekleştirdik. Örneğin, bu yıl Yapı Fuarı’nda, çevreye duyarlı artı değerleri olan cam yünü ürününü lanse ettik. Daha az enerji tüketerek bu ürünü üretebiliyoruz ve emisyonları çok düşük. Ayrıca daha iyi ısı koruma özelliğine sahip. Avrupa Mineral Yün Üreticileri Derneği’nin üyesiyiz. İzocam, kalite yönetim sistemini 90’ların ortasında kurdu. OHSAS 18001 İşçi Sağlığı ve Güvenliği’ni 2000’li yılların başında kurdu ve tüm bu sistemleri yönetim sistemleri çatısı altına aldı. Şu anda enerji verimliliğiyle ilgili İSO 50001 ile ilgileniyoruz. Bu açıdan baktığımda “keşke” diyecek bir eksiklik görmüyorum.
 
Pazardaki liderliğiniz hangi ürünlerle öne çıkıyor?
Kapasite olarak Ortadoğu ve Balkanlar’ın en yüksek mineral yün kapasitesine sahibiz. (130 bin ton üretim) Ayrıca “ekstrüdepolisitiren” ürününde pazar lideriyiz. 720 bin metreküp kapasiteyle lider olduk. Kauçuk ürünü üretimi yapıyoruz. Niş ürünlere ya da rekabetçi ürünlere odaklanıyoruz. Su yalıtımını 90’lardan beri konuşuyoruz ama bu sektöre girmeme kararı aldık. Sektörde olanların da çok mutlu olduklarını sanmıyorum. Çok yoğun rekabet var. Başka düşüncelerimiz var henüz olgunlaşmamış. Zor karar verip, hızlı hareket ediyoruz.
 
Bayileşmede nasıl bir politika izliyorsunuz?
Kurumsallığımız gereği bayilerimizi seçerken son derce zorlu bir prosesimiz var. Kolay bayi almıyoruz ama aldığımız bayimiz de ailemizden biri oluyor. Kolay kolay bizden ayrılan bayimiz de olmuyor. Bayilerimiz yapısal olarak kuvvetli bayiler. Yeniliklerle, eğitimlerle besliyoruz onları. İzocam bayisi olmayı bir prestij olarak görüyorlar. Bayi kazanalım gibi bir telaşımız yok. Hemen her ilde bayimiz var ve bir araya geldiklerinde de son derce dost ve aile gibiyiz. Beraber seyahatlere gidiyor maç seyrediyoruz. Çalışanlarını eğitiyoruz, bünyelerinde mühendisler olmasını arzu ediyoruz. Çok büyük bir artış yok bayi sayımızda; yüzde 2-3 oranlarında. Bayilerimiz de büyüyor. 111 İzocam, 15 Tekiz, 11 de uygulayıcı bayimiz var. Bayi peşinde koşmuyoruz ama eksikliğini gördüğümüz bölgelerimiz olursa buralarda da araştırma yapıyoruz.
 
Kullandığınız hammaddelerin sürdürülebilirlik stratejinizdeki yeri nedir?
İzocam, mineral yünler ve petrol türevi ürünler üretiyor. Mineral yünler tamamen doğada bulunan silikat/kum; yani bildiğiniz kum, soda ve buna benzer kimyevi maddelerin hepsi Türkiye’den temin ediliyor ve bol miktarda var ülkemizde. Bunun yanı sıra yüksek oranda “geri dönüşüm” ürünlerini kullanıyoruz.
 
Önümüzdeki dönemde sektör ne kadar büyür ve pazar payı beklentiniz nedir?
2013 yılı sonuna baktığımızda sektör 12 milyar TL büyüklüğünde. Toplam yalıtım pazarı içerisinde yüzde 20’ye yakın pazar payımız var. Bu oranlarla pazarda lideriz. Ancak mineral yünlere baktığınızda taşyününde yüzde 50’ye yakın, camyününde yine yüzde 50’ye yakın pazar liderliğimiz var. Sektörün daha da büyümesi lazım… 16 milyon metreküp çok büyük bir rakam değil. Nüfusa böldüğünüzde 0,2 metreküp tüketim var kişi başına. Gelecekte gelişmişliğin bir ölçütü, yalıtım ürünü tüketimi olacak. Avrupa’da üç mislimiz 0,7 metreküp yalıtım ürünü tüketimi var. Avrupa doygun bir pazar. Nüfus artışı olmayan bir pazar ama insanlar yalıtım üzerine yalıtım yapıyorlar. Durgun pazar olan ABD’de bile halen kişi başına 1 metreküp tüketim var. Türkiye bu anlamda yeni pazarlardan.
 
Hangi alanlarda büyüyeceksiniz?
Ağırlıklı olarak mineral yünlerde büyüyeceğiz. Çatı kaplamalarında, Tekiz ürünlerinde büyüyeceğiz. (2005 yılında İzocam Ticaret ile Tek-İz İzolasyon ve Yapı Elemanları Sanayii A.Ş birleşti ve şirket İzocam Tekiz ismini aldı) Ürün çeşitliliğini artırma çabası içindeyiz. Yeni ürünler sunmak için çalışıyoruz.
 
34 senedir İzocam’dasınız. Aynı çatı altında bu kadar uzun süre kalmanın negatif ve pozitif tarafları neler?
Japon tarzı diyebiliriz buna; yani bir şirkette ömrünü geçirmek. Bir aile gibi oluyorsunuz. Artık profesyonellik ikinci planda kalıyor amatör ruhla kendi şirketinizmiş gibi çalışıyorsunuz. Tüm enerjinizi çalıştığınız işyerine veriyorsunuz. İşin artıları da var, eksileri de var. Uzun süre üretimde çalıştıktan sonra bu şirketin yatırımlarına yön verdim. Hemen hemen tüm yatırımlar elimden geçti. Baktığımda ait olduğumuz Saint-Gobain Grubu’nda da uzun seneler kalanlar var. Ben bir zararını görmedim açıkçası. Şirket büyümesini sürdürdüğü sürece sorun olmadığını düşünüyorum.
 
Hedeflerinizi gerçekleştirdiniz mi?
2006 yılında İzocam’ı satın alan Saint-Gobain ve Alghanim, üst düzey yönetimin ve hatta tüm kadronun aynen kalmasını diledi. O günden beri de aynı. Sekiz senedir yöneticilik yapıyorum. Burada başka misyonlarım da var. Saint-Gobain’in Türkiye’de yapmakta olduğu yatırımlara kol kanat geriyorum ve destek verip, takibini yapıyorum. Satın almalara ve yeni yatırımlara eşlik ediyorum. Bu da başka sektörlerde de gelişmemize destek oluyor. Çok yakın tarihte de Eskişehir’de bir tesis açılışı yaptık. Bunu başka şirket alımları takip edecek. Şu an hazırlandığımız bir iki yatırım daha var. Amacım, yeni neslin sadece bir kitaba bakarak şirketi doğru şekilde idare etmesini sağlamak. Bu sene kurumsal risk analizlerimizi içeren değerli bir kaynağı, yani kitabımızı tamamlamış olacağız.