Şimşek’ten Moody’s değerlendirmesi

0
30

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin yönetimde istikrar sağladığı zaman başarılı olduğunu belirterek, Moody’s’in Türkiye’ye yönelik not görünümü kararına ilişkin “Mevcut haliyle sistem iki başlılık içerdiği için ileride krizlere gebe. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurgusu da uluslararası normlara uygun… Bunu yaptıktan sonra Moody’s’in veya başka bir rayting kuruluşunun değerlendirmesi değişir.” dedi.

Şimşek, KOBİ ve ihracatçıların finansmana erişiminin kolaylaştırılması amacıyla gerçekleştirilen, Hazine Müsteşarlığı ile Kredi Garanti Fonu (KGF) arasındaki protokol imza töreninde gazetecilerin sorularını yanıtladı.  

“Bankaların kredi kullandırmada oda yönetimlerine yakın firmalara öncelik verdiklerine” ilişkin iddiaların sorulması üzerine Şimşek, yeni getirdikleri sistem çerçevesinde odaların ve KGF’nin bir müdahalesi olmadığını, müracaatların doğrudan doğruya bankaya yapıldığını söyledi. Şimşek, başvurunun ardından bankanın, firmanın değerlendirmesini yapacağını, Hazinenin kefaletini de dikkate alarak, kredi talebini olumlu bulduğu ve limitini tahsis ettiği an KGF’nin işlemi onaylayacağını belirtti. Şimşek, “Herhalde KOSGEB ile bunu karıştıranlar var, benim aklıma o geldi… Şu anda devam eden bir KOSGEB, çok daha küçük ölçekte TOBB’un bazı bankalarla yaptığı bir nefes kredisi var. Orada da ben böyle bir şeyin ihtimalini zayıf görüyorum ama yeni getirdiğimiz sistemde odaların, KGF’nin bir müdahalesi, bir değerlendirmesi olmayacak.” diye konuştu. 

KGF kefalet desteği sağlanan kredilerdeki faiz oranlarına ilişkin bir soruyu yanıtlarken de Şimşek, faiz oranlarının işletme kredisi, uzun vadeli proje kredileri ve riski yüksek firmalar için çok farklı olduğunu, bankadan bankaya da değişebildiğini belirterek, “Benim burada bir oran zikretmem doğru olmaz.” dedi. 

“Önemli olan bizim ne yaptığımızdır”
Mehmet Şimşek, Moody’s’in not kararıyla ilgili olarak da “Biz reform yapacağız, ekonomimizde aldığımız tedbirlerle yatırımda, ihracatta performansı yakalayacağız, ondan sonra başkalarının ne dediğine bakmayacağız. Önemli olan bizim ne yaptığımızdır. Biz risklere, şoklara karşı Türkiye ekonomisinin direncini artıracak reform yapacağız.” ifadesini kullandı. 

İleride çıkabilecek krizleri engellemeye, yönetimde istikrarı sağlamaya yönelik bir anayasa değişikliği reformunun gündemde olduğuna dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:

“Daha yeni G20’den geliyorum. Birçok insan Türkiye’deki bu anayasa değişikliğinin ne olduğunu bilmiyor. Bu değişiklik, başlıklar ve manşetler üzerinden değerlendirildiği için baktım ki birçok kişide klasik yanlış algı var. Dedim ki, ‘Ben 65’inci Hükümetin Başbakan Yardımcısıyım. Cumhuriyet’imiz 1923’te yeni yolculuğuna başladı. O tarihten bu yana 65 hükümet… ABD 241 yıldır başkanlık sisteminde, 45’inci başkanı daha yeni göreve başladı. Bakın 241 yıl 44 başkan gelmiş, Türkiye daha 2023’te 100’üncü yılını dolduracak, 65’inci hükümet. Yönetimde istikrar sağlandığı zaman bu ülkede başarı oluyor. Mevcut sistem iki başlılık içerdiği için ileride krizlere gebe. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurgusu da uluslararası normlara uygun… Bunu yaptıktan sonra Moody’s’in veya başka bir rayting kuruluşunun değerlendirmesi değişir. Türkiye’nin notunu 6-7 defa artırdılar. Küresel krizde bütün ülkelerin kredi notları düşürülürken bizim kredi notumuz arttı. Çünkü reform yapmıştık, direncimiz yüksekti, Türkiye ekonomisi güçlü bir performans ortaya koydu. Son değerlendirmelerin üzerine fazla da odaklanmamak lazım. Bizim cevabımız, dışarıda ‘hayır’ kampanyasına her türlü imkanı sağlayanlara, sandıkta güçlü ‘evet’. Moody’s’e de diğerlerine de en güçlü cevabımız, bu ülkenin temellerini daha çok sağlamlaştıracak yapısal reformdur, güçlü maliye politikasıdır ve sektörel dönüşümdür. Türkiye’nin daha dengeli, daha kapsayıcı, sürdürülebilir ve daha yüksek büyümesi… Bunu da reformla, doğru politikalarla sağlayacağız.”

“Maksadımız, sektörümüzün bu branşta da faaliyet göstermesi” 
Başbakan Yardımcısı Şimşek, trafik sigortasında tavan fiyata ilişkin çalışmalara yönelik bir soruyu yanıtlarken, yasal anlamda geçmişte prim artışına sebep olan problemleri çözüme ulaştırdıklarını, Danıştayın “orijinal parça” konusundaki kararına yönelik bir düzenleme yaptıklarını aktardı. Serbest piyasada birçok oyuncu bulunduğunu ve rekabet olması gerektiğini vurgulayan Şimşek, vatandaşların fiyat karşılaştırması yapabilmesi için web sitesi hazırladıklarını anımsattı. Şimşek, şöyle devam etti:

“Baktık ki firmalar arasında çok büyük uçurumlar var, ‘bazı firmalar sanki bu sektörde iş yapmak istemiyor gibi bir algı uyandı’ bizde. Gerçekten de öyle bir algı var. Diğer alanlarda kar ediyorsunuz, bu alanda demek ki birtakım sıkıntılar oluşmuş. Bu sıkıntıları giderecek yasal düzenlemeleri yaptık, adımları attık, öngörülebilirliği artırdık. Yaklaşık olarak yüzde 10 civarı bir düşüş oldu, bunu kabul ediyorum. İki kata çıkmış primleri… Beklentimiz bu konuda biraz daha hassasiyetti, bu gelmeyince Hazine Müsteşarlığımız bu konuda bir çalışma yaptı. Orada da sektörü zora sokacak bir adım atmayacağız. Fakat gerçekten bu sektörde iseniz bütün branşlarda hizmet vermekle mükellefsiniz. Ortalamanın üç katı fiyat verenler var. Bu, ‘aslında ben bu branşta çalışmak istemiyorum’ demektir ama bu sistemin de çalışması lazım. Onun için biz bunu yine de süreli olarak getirdik. Bu sene için öngörüyoruz. Hazine Müsteşarlığının birtakım değerlendirmeleri var. Anadolu Ajansı ile yüzdeleri paylaştık. Maksadımız bugünkü ortalama fiyata yakın, onun çok altında bir şey değil, üst limit çerçevesinde sektörümüzün bu branşta da faaliyet göstermesi.”

Şimşek, trafik sigortası konusunda sektörle birlikte çalıştıklarını belirterek, “Sektörün hiçbir şekilde idari kararlarla zora girmesi gibi bir öngörümüz yok. O nedenle yapacağımız düzenleme sağlıklı olacak, geçici olmasını ümit ediyoruz. İnşallah sektörün bu konudaki hassasiyetini de artırarak tekrar normalleşmeyi öngörüyoruz. Bu aşamada bizim bütün iyi niyetlerimize rağmen baktık ki bazı firmalar belirli branşlarda sigorta yapmaktan imtina ediyor, ceza verdik. Baktık o da çok etkili değil. Onun için şimdi böyle bir niyetimiz, çalışmamız var.” ifadelerini kullandı.

“Şeffaf, objektif kriterlere dayalı bir sistem getirdik”
Başbakan Yardımcısı Şimşek, kullandırılacak kredinin bankalara hangi kriterler çerçevesinde dağıtılacağı ve geri ödemesi yapılmayan kredilerin açıklanıp açıklanmayacağı yönündeki sorular üzerine, bankacılık sektörüyle istişare ederek, aktif büyüklük ve şube sayısı gibi bazı unsurları dikkate alarak limit tahsisinin yapıldığını hatırlattı. Şimşek, şunları söyledi:

“Tamamen şeffaf, objektif kriterlere dayalı bir sistem getirdik. Sektörle birlikte çalıştık. Makro kuralları koyuyoruz, ‘şu oranda kefil oluyoruz, şu kadar kaybı da karşılarız, siz de şu limitler çerçevesinde, şu kesimlere, şu kefalet oranlarında kredi verebilirsiniz’ diyoruz. Bunları bankacılık sektörünün bilançosundan takip edeceksiniz. Bu sistemde Hazine kefaletiyle verilen kredilerde batıklar olduysa biz onu peyderpey karşılarız. Bunun maksimum, 250 milyar lira için 25 milyar lirayı aşacağını tahmin etmiyoruz. Bu çerçevede nihai yükümlülüğümüz 25 milyar lira. Bunun da hemen gerçekleşeceğini sanmıyoruz. Krediler peyderpey verilecek, belki bu sene hiçbir şey olmayacak, belki çok cüzi bir miktar olacak. Oldukça da Maliye Bakanlığımızın Hazineye tahsis ettiği bütçeden bunlar karşılanmış olacak. Bankaların bu çerçevede verdikleri krediyi Kredi Garanti Fonu üzerinden takip edeceğiz.”