Seçim belirsizliği bitti

0
140

TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI. 24 Haziran’da seçmen cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi için sandık başına gitti. Oylama sonucunda Recep Tayyip Erdoğan birinci turda seçimi kazanırken Cumhur İttifakı da parlamento çoğunluğunu aldı. Seçim belirsizliğinin geride kalması ve çok daha güçlü bir yürütmenin oluşmasını artık piyasalar satın alacak. Öte yandan kesin olmayan sonuçlara göre, AKP’nin 293 milletvekili elde etmesi nedeniyle mecliste çoğunluğu tek başına sağlayamaması MHP ile birlikte hareket etmesini zorunlu
kılıyor. Bu da seçimlerde 50 milletvekili çıkaran MHP’nin, kilit parti konumunu korumasına yol açacaktır.
Türkiye’nin seçim sürecine girmesiyle birlikte gelişmekte olan ülkelerle başlayan negatif ayrışma yerini satış dalgasına bırakmış ve sonucunda borsa 92 binli seviyelere kadar gerilemişti.

Dolar kuru ise yukarı yönlü sert bir hareket sergilerken 4,92’lere kadar yükselmişti. Seçim sonuçlarının etkilerini değerlendirdiği raporunda, Gedik Yatırım Menkul Değerler, sonucun risk priminin düşmesine yardımcı olabileceğini belirtti. Değerlendirmesinde; “Cumhurbaşkanı ve meclisin aynı çizgide olması istikrarlı ve güvenilir bir ekonomi politikası uygulamak dışında çok fazla bir seçeneğinin olmadığı ortamda piyasalara destek verebilir”
diyor. Kurum, geçmiş dönemdeki seçim sonuçlarına ilişkin döngülerde görüldüğü gibi, piyasa ve ekonomi açısından olumlu sonucun genele yayılan bir yükselişi getireceğini düşünüyor. Borsada büyük kriz dalgalarında dahi işlem yaptığını dile getiren yatırımcı Engin Şahin ise, “güçlü hükümetlerin” piyasada alımları getiren dalgalar yarattığını düşünüyor. Seçim sonucunda parlamentoda MHP- AKP ittifakının kazanmasını aslında bir koalisyon olduğuna da değinen Şahin, önümüzdeki dönemde MHP’nin yaklaşımlarının önemli olacağını dile getiriyor. JP Morgan ise Cumhur İttifakı’nın parlamentoda çoğunlukta olması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçimleri kazanmasının politikalar cephesinde ve siyasi açıdan süreklilik anlamına geldiğini ancak diğer yandan Merkez Bankası üzerinde baskının sürmesi ve iktidarın tek bir elde yoğunlaşması anlamına geldiğini belirtiyor.

Seçim belirsizliğinin bitmesiyle birlikte nakdin hangi adrese yöneleceği merak edilen konuların başında geliyor. Türkiye’nin kendine özgü sorunları bir tarafa bırakıldığında küresel gelişmelerin gelişmekte olan piyasalar aleyhine işlediğini görmekteyiz. Bu anlamıyla seçim sonrası OHAL’in kalkması, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ve fiyat istikrarının sağlanması öne çıkarken enflasyon düşüşünü hedefleyen adımların atılması da takip edilecektir. Hâlihazırda FED faiz artış sürecinde. ABD ekonomisindeki iyileşme paranın gelişmekte olan ülkelere ve dolara akmasına neden oluyor. Kurdaki uzun vadeli yükselen trend dolar bazlı yatırım fonlarının, yabancı hisse senetlerine dayalı fonların ön plana çıkmasına neden olmakta. Borsada enerji, savunma, bilişim yeni dönemde öne çıkabilecek sektörler. Önümüzdeki dönemde yerel seçimler nedeniyle popülist politikalar görebilecek olsa da “güçlü yürütme” algısı piyasalar tarafından satın alınacaktır.