Saat tasarımının yeni yüzleri

0
135

Farklı olmayı seçen saat düşkünleri için mikro markalar tarihsel önemi olan bir sektörde iz bırakıyor.

Stacy Perman

SAAT YAPIMCISI derken genellikle, gözüne büyüteç yerleştirmiş, İsviçre’nin ünlü saat üssü Vallée de Joux’da bir dizi incecik dişli çarkla meşgul adamlar hayalinizde canlanır. Ancak bu konuda biraz daha düşünmenizde yarar var.

Şimdi artık zaman göstergesi dünyasını sallayan, hem gözünü dört açmış yeni gelenler hem de eski, paralı koleksiyonerler nezdinde önem kazanan yeni bir bağımsız saat üreticisi dalgası var. Tüm dünyaya yayılan bu saat üreticileri ve tasarımcılar son derece geleneksel bir endüstriye geleneksel olmayan bir boyut katıyorlar. Roger W.Smith, MB&F, Kari Voutilainen, Greubel Forsey ve Christophe Claret gibi yakın zamandaki bağımsız saat tasarımcılarından farklı olarak, bu yeni kesim mutlaka saatçilikte değil, sanattan fiziğe bir dizi alanda eğitimi almış isimlerden oluşuyor.

Florida merkezli saatçi Eric Wind bu yeni mikro marka üreticilerinin epey zaman önce görünmeye başladıklarını ancak asıl patlamanın geçen yıl yaşandığını söylüyor. Yerleşik markaların altı rakamlı fiyatlardan satılan saatlerinin müdavimi olan müşterilerin büyük bir bölümünün bu yeni dalga tasarımları da koleksiyonlarına kattıklarını fark eden Wind, “Bunlardan çok var, muhteşem saatler üretiyorlar ve üretim becerileri de gittikçe gelişiyor” diyor. “Ben de son iki yılda birkaçını aldım.”

Cin gibi olan saat tutkunu her zaman nadir ve özel olanı bulmaya çalıştı. Bu bağımsız saatçilerin cazibesi, kısmen sınırlı sayıda üretmeleri, ayırt edici estetik perspektifler ortaya koymada bir numara olmaları, nitelikli komponentlerden yararlanmaları ve geleneksel dağıtım zincirlerinden kaçınmalarından kaynaklanıyor. Daha da önemlisi, fiyatlar 250 dolar gibi makul bir rakamla başlayıp daha da tırmanabiliyor.

Rolex, Patek Philippe, Panerai and IWC gibi markalar dahil 70 kadar saati olan, uzun zamandır vintage koleksiyonla ilgili Kevin O’Dell “Beni heyecanlandıran tek modern saat, bu bağımsız modern üreticilerin markaları” diyor. “Yerleşik saat markalarının esinlenmeden yoksun olduğunu düşünüyorum”; ona göre, bağımsız saatçiler “yalnızca bir isim değil marka inşa ediyorlar.

Krüger’in Skull’ı İskoçya Kraliçesi Mary’nin ve Meksikalıların Ölüler Günü festivalinde kullandıkları Dia de los Muertos’un kafatası şeklindeki saatinden esinlenmiş.

SAAT ÜRETİMİNDE DÖRT YENİ İSİM

FIONA KRÜGER

FIONA KRÜGER TIMEPIECES

FRANSA VE İSVİÇRE

İSKOÇYA DOĞUMLU KRÜGER’İN saat dünyasına girişi tamamen tesadüftü. Lozan’daki Ecole Cantonale d’Art’da öğretim görürken, saat markası Audemars Piguet’nin sponsor olduğu bir derse katıldı; bu derste ondan bir saat tasarlaması istendi. “Bu benim becerilerimin üzerinde bir şey diye düşündüm. Saatler benim radarımda değildi” diyor. Ancak AP’nin fabrikasına ve Patek Philippe Müzesi’ne yaptığı ziyaretler fikrini değiştirdi. “Saatin içine dahil edilen hareketleri ve bu kadar mikro ölçekte hassas çalışabilme yeteneğini ilk kez gördüğümde ‘vayy, bu muhteşem bir şey’ diye düşündüm.” Patek’in tarihi koleksiyonunu “tasarımcılar için Willy Wonka’nın çikolata fabrikası” olarak tanımlıyor. Master projesi olarak, çocukluğunu geçirdiği Meksika’dan esinlendiği kafatası biçiminde bir saat tasarladı. 2011 yılında prototipi internete koyduktan sonra 100’ün üzerinde talep geldi. 2013 yılında Krüger eşi Michael’le beraber Skull Collection’ı kurdu. Aynı zamanda sipariş üzerine saat tasarlayan Krüger, termodinamik yasalarından ve Roy Lichtenstein’ın tablolarından esinlenilen ikinci koleksiyonu Chaos’u sundu. Saatlerin fiyatları 12,900 ila 28,550 dolar arasında değişiyor; “saatlerin dünyasına tamamen dışarıdan geldim ve hikâye anlatımıyla muhteşem zanaatkârlığın karışımı olan bu  bütünüyle sihirli dünyayı keşfettim.”

BRADLEY PRICE

AUTODROMO

DOBBS FERRY, N.Y.

OTOMOBİLLERE DÜŞKÜN endüstriyel bir tasarımcı olan Price arabalardan esinlenmiş saatlerini 2011 yılında tasarlamaya başladı: “Ben her zaman araba sevdalısı oldum ama pazarda bana uygun hiçbir şey yoktu. Hem zevkli hem de fiyatı uygun, otomotivden esinlenmiş bir saat istiyordum.” Bu konuda çok fazla fikri olduğunu söyleyen Price için asıl zorluk bu fikirleri saate çevirmekti. Bunun üzerine saat fuarlarına gitti ve çizimlerini imalatçılara gösterdi. “Günün sonunda dönüp, baştan başlamam gerektiğini anladım. Yapmak istediklerimin çoğunu sınırlamalar yüzünden gerçekleştirmek mümkün değildi ama imalathanelerdeki mühendislerden çok şey öğrendim” diyor. Price Ford’la işbirliği yaparak iki saat lanse etti: Birincisi Le Mans yarışını kutlayan, 695 dolar değerindeki vintage esinlenmeli kronograf, diğeri ise, geçen yıl piyasaya çıkan ve yalnıza Ford GT sahipleri için sipariş üzerine hazırlanan bir parçaydı. Saat şasi numarasıyla eşleşmesi için seri haline getirildi ve 11,500 dolarlık fiyat biçildi. “Her defasında yapmaya çalıştığım insanları yine heyecanlandıran ve aşık olmalarını sağlayan yeni bir saatle ortaya çıkmak.”

Autodromo’nun Ford GT kronografı otomobilin Le Mans’taki yarışından esinlendi.

MING THEIN

MING

İSVİÇRE ve MALEZYA

ÇOK YÖNLÜ BİRİSİ olan Thein -fotoğrafçı, Hasselblad’ın baş strateji sorumlusu, marka tasarımcısı ve teorik fizikçi-zevklerinin cüzdanını aştığını görünce, saat tasarlamaya başladı. Yaklaşık dört yıl önce, Hong Kong’taki bir saat fuarından dönerken, altı arkadaşıyla şakalaştı. “Hadi kendi saatlerimizi yapalım.” Böylece saat dünyasındaki tanıdıklarıyla bağ kuran ve tedarikçilerle bir araya gelen Thein yıllarca süren tasarlama ve yeniden tasarlama sürecinin başladığını söylüyor. 2017 yılında sınırlı sayıda üretilen Ming 1.701’i pazara çıkardı; bu model, kadranın renginin ve derinliğinin ortamın ışığına göre değiştiği minimalist bir parçaydı. 300 parça hemen satıldı. 2018 yılında, Ming 19.01 saat dünyasının Oscar’ı sayılan Cenevre Saat Grand Prix’sinde finalist oldu. Thein giriş seviyesindeki alıcıyla paralı kadim müşteri arasında bir yerleri hedeflediğini söylüyor (fiyatlar 1,290 -7,850 dolar arası). “Koleksiyoner olan bizler için ilginç saatler yapmak istiyoruz” diyor. “Hem sürekli olarak saatlerin güncele uygun olmasını sağlamak hem de tasarım DNA’mızdan sapmamak ciddi bir zorlu sınav.”

Ming 19.01 gradyan safir kadranıyla 2018 yılı Cenevre Saat Grand Prix’sinde finale kaldı.  

ALDIS HODGE

BASIL TIME

LOS ANGELES

PEK ÇOKLARI İÇİN Hodge aktör olarak tanıdık bir yüz; Hidden Series, Straight Outta Compton ve Showtime’da yakında başlayacak olan dizisi City on a Hill’in oyuncusu. Kameraların önünde olmadığı zamanlarda ise kendini saatçiliğe adamış bir saat koleksiyoneri . Gerald Genta ve Greubel Forsey’nin tasarımlarından etkilenen Hodge yıllardır sessizce saat üretiyor ve bir prototip de üretme sürecinde. Kendisi işbirliği için on yıl önce Hamilton’la temas kurduğunu ama Hamilton’un konseptini çok karışık bulduğunu söylüyor; bunun üzerine tek başına yola devam etmeye karar vermiş. Ciddi bir mühendislik, tasarım ve saatçilik öğrencisi olan Hodge tasarımları ve notlarıyla dolu bir deftere sahip ve başkalarının sanat veya şarap hakkında söylev vermeleri gibi saatin tarihçesi ve teknik özellikleri hakkında uzun uzun konuşabiliyor. “Biyokimya mühendisliği ve otomotiv mühendisliği okudum” diyor. “Ben tasarımı seviyorum. Bir şeyleri hayal etmeyi ve daha sonra bunları nasıl farklı şekillerde ortaya koyabileceğimiz hakkında düşünmeyi seviyorum.” Halen vizyonunu gerçeğe dönüştürmek için ortaklarıyla çalışan Hodge önümüzdeki iki yılda kendi serisini lanse etmeyi planlıyor. Hedefi ise, geriye bir miras bırakmak: “Önemli bir şeye katkıda bulunabilmek istiyorum.”

Aktör ve saat tasarımcısı Aldis Hodge yanında ayırmadığı taslak çizim defteriyle.