Petrol dost mu düşman mı?

0
30

Son yıllarda petrol fiyatlarındaki düşük seyir Türkiye’nin yumuşak karnı olarak görülen cari açığın daralmasına destek olurken, girdi maliyetlerinden, enflasyona kadar birçok veriyi olumlu etkiliyordu. Ancak, petrol fiyatlarının yükseliş eğilimine girmesi cari açık için bir risk oluşturmaya başladı. Dünya petrol ticaretinin dolar üzerinden yapılması ve doların önümüzdeki dönemde güçlü seyrini koruyacak olması da kaygıları artırıyor. Ocak ayında 28 doları gören petrol fiyatlarının ekim sonu itibariyle yılbaşından bu yana yüzde 37 oranında değer kazandığı dikkati çekiyor. Eylül sonunda OPEC üyelerinin Cezayir’de yaptıkları toplantıda üretimin günlük 33 milyon varilden 32,5 milyon varile düşürüleceğine yönelik açıklamalarıyla fiyatlar yükseliş eğilimini sürdürdü. Şimdi 30 Kasım’da Viyana’da yapılacak toplantıda üretimin günlük 700 bin varil düşürülüp düşürülmeyeceğine yönelik bir karar bekleniyor. Bilindiği gibi son yıllarda ekonomilerdeki yavaşlamanın yanı sıra OPEC dışı ülkeler olan ABD ve Kanada’nın teknolojiye dayalı sondaj kule faaliyetleri petrolde arz fazlası yaratmış, talep de düşmüştü. Buna karşın OPEC üyeleri fiyatlardaki düşüşe rağmen üretimlerini artırmıştı. Düşük petrol fiyatları Suudi Arabistan, Rusya, Nijerya ve Venezüela gibi birçok ülkeyi olumsuz etkiliyor. Cezayir’deki toplantıda İran, Libya ve Nijerya’nın kısıtlama yapmadan petrol üretimine devam etmesi dile getirildi. Şimdi 30 Kasım’da gerçekleştirilecek toplantı bekleniyor.

“OPEC’in 30 Kasım’daki toplantısında arz kısıntısını kabul ettiğini varsayalım; bir defa İran kendi üretimiyle bu farkı fazlasıyla aşabilir” diyen KapitalFX Araştırma Uzmanı Enver Erkan, petrolde arz fazlası durumun devam edebileceğine dikkati çekiyor. Erkan, “Öte yandan, OPEC dışı üretim konusunda da arz kesintisini kompanse edebilecek bir üretim pompalanması durumu söz konusu olabilir. Burada da en önemli tehdit ABD olarak öne çıkıyor” diyor.

ABD’nin son dönemde artan petrol üretimi de petroldeki arz kısıntısının yetersiz kalmasına neden olabilir. Erkan, “Bu kapsamda 30 Kasım’da petrol üretiminin dondurulmasına veya kısılmasına yönelik bir karar petrol fiyatlarını sadece kısa dönem için yukarı doğru götürebilir. Küresel ekonomilerdeki düşük büyüme trendi, petrol fiyatlarının talep kanalından desteklenmesinin öngörüsü için de henüz erken olduğunu ortaya koyuyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Erkan, petrol fiyatlarında yılsonu için 50–55 dolar olan beklenti aralığını koruduklarını belirterek, “Petrol fiyatlarının 2017 yılında da bu belirttiğimiz aralığın bir kademe üzerinde gerçekleşmesini bekliyoruz” diyor.

Piramit Menkul Değerler Portföy Yönetim Müdürü Mehmet Ali Kalfa ise OPEC üyelerinin günlük 700 bin varillik kısıntının yetmemesi halinde petrol fiyatlarının yükselebilmesi için yüzde 1’lik ilave kısıntı yani günlük yaklaşık 330 bin varil daha kısıntı yapmaya hazır görünümde olduklarını söylüyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tahminlerine göre, bu yıl küresel petrol talebi geçen yıla göre günlük 1 milyon 400 bin varil artarak 96 milyon 300 bin varil olacak. 2017’de ise talep 97 milyon 500 bin varile yükselecek. Bu yıl OPEC dışı ülkelerin petrol arzı ise geçen yıla göre günlük ortalama 900 bin varil düşüşle 56 milyon 600 bin varil olacak. 2017’de ise günlük 300 bin varil artışla kabaca 56,9 milyon varil olacak. Dolayısıyla, küresel petrol arzının bu yıl 33,24 milyon varillik OPEC üretimi ile 96,4 milyon varil olarak gerçekleşmesi beklenirken gelecek yıl ise 32,5 milyon varillik günlük OPEC üretimi ile 95,7 milyon varil olması bekleniyor. “Sonuçta petrol arz ve talep piyasası kabaca bu yıl içinde dengelenmiş olacak; gelecek yıl ise arz talebin gerisinde kalacak” diyen Kalfa, 2017 yılı için beklenen küresel petrol talebi ve arzın da kısılması sonucunda ham petrol fiyatlarının bir miktar yükseleceğini belirtiyor. Kalfa, ABD’nin bazı yerlerde 12 dolar maliyet ile kaya petrolü üretiminden dolayı ham petrol piyasasının artık duopolistik rekabet piyasasından daha geniş ancak, tam rekabet piyasasından ise daha dar, yani bir nevi çoklu rekabetin olduğu bir pazara dönüştüğünü belirterek, fiyatları çok sert şekilde yükseltmenin eskisi kadar kolay olmadığını vurguluyor.
 
2017 İÇİN FİYAT BEKLENTİSİ 55 DOLAR
Mehmet Ali Kalfa, “2017 yılında ABD ekonomisinin ılımlı büyümeye devam ettiği ve doların güçlü seyrini koruduğu varsayımıyla, OPEC’in aldığı üretim kısıtlama kararının üye ülkeler ve Rusya gibi üye olmayan ülkelerce de uygulanması halinde petrol talebi, arzı sınırlı bir şekilde aşar. Fiyatlar ise zaman zaman 62,5 dolara kadar çıkar” diyor. OPEC ülkeleri 2017 için petrol fiyatlarının ortalama 55 dolar olmasını makul görüyor. Ancak, petrol üreticisi Irak ve Suriye’de jeopolitik risklerin 2017 yılında da devam etmesi bekleniyor. İran ise petrol üretimini günlük 4 milyon varile çıkarmak için çalışıyor. Suudi Arabistan ve Rusya gibi yaklaşık 10 milyon varilin üzerinde günlük petrol üreten ülkelerin üretiminde zaman zaman meydana gelebilecek aksaklıklar da fiyatlar üzerinde baskı yaratacak. Kalfa, bu gelişmeler nedeniyle önümüzdeki yıl petrol fiyatlarının 48 dolar ile 62,5 dolar arasında dalgalanmasını beklediğini dile getiriyor.

Dünya Bankası’nın “Emtia Piyasaları Görünüm Raporu”nda da ham petrol, doğalgaz ve kömürü kapsayan enerji emtialarının gelecek 12 ay içinde yüzde 25 değerleneceği beklentisine yer verildi. Raporda, ham petrol fiyatlarına yönelik 2017 beklentisi yukarı revize edilerek 55 dolara yükseltildi.

Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık artış Türkiye’nin petrol faturasını 4,4 milyar dolar yükseltiyor. Fiyatlardaki düşüş ise aynı şekilde faturayı aşağı çekiyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşün desteğiyle 2014 yılı başında cari açığın GSYH’ye oranı yüzde 7,45 seviyesindeyken, bu yıl yüzde 4,5 seviyesine kadar geriledi. Aynı şekilde yıllık cari açık da 2013’te 63,6 milyar dolar seviyesindeyken, 2014’te 43,6 milyar dolara, 2015’te 32,2 milyar dolara geriledi. Dünya Bankası’nın Emtia Raporu’nda ham petrolün varil fiyatının bu yıl ortalama 45 dolar olmasının beklendiği belirtiliyor. Mehmet Ali Kalfa, “Tahmini aynı ithalat düzeyinde bu yıl varil başına ortalama fiyat 45 dolar olması beklenen ham petrol yılsonunda cari açığa kabaca 3 milyar dolarlık katkı verecektir. Diğer bir deyişle petrol fiyatlarının bu seneki düşük seyri cari açığı geçen seneye göre yaklaşık 3 milyar dolar azaltabilir. 2017 yılında beklenen ortalama 55 dolarlık varil fiyatı ile 2017 yılında Türkiye’nin enerji ithalatının 2015 yılının yaklaşık 1,2 milyar dolar üzerine çıkacağını hesaplayabiliriz” diyor.

Petrol fiyatlarında 10 dolarlık değişimin Türkiye’nin yıllık enflasyonunu da yarım puan etkilediğini belirten Enver Erkan, “Yani petrol fiyatlarının 10 dolar düşmesi, diğer tüm faktörler sabit kalmak kaydıyla Türkiye’de de yıllık enflasyonu 50 baz puana kadar düşürebilir. Ancak, petrol ile enflasyon arasında tam olarak homojen bir dağılım olmamasına istinaden tam bir ters korelasyon kurulamıyor. Bunun nedeni akaryakıttan alınan verginin yüksekliği ve yüksek döviz kuru başta olmak üzere diğer faktörlerin bu avantajı absorbe etmesi. Yani petrol fiyatları ve enflasyon oranları karşılaştırıldığında sapmalar olabilir” değerlendirmesinde bulunuyor.

Mehmet Ali Kalfa da, 2017 yılı petrol fiyatlarındaki beklenen 55 dolarlık ortalamanın Türkiye’de ılımlı bir iç talep öngörüsüyle enflasyon üzerine ciddi bir etkisi olmasını öngörmüyor. Kalfa, “Bu anlamda orta vadeli programda 2017 yılı için öngörülen yüzde 4,2’lik cari denge/GSYH ve yüzde 6,5 olarak yer alan enflasyon hedeflemesini makul buluyorum” diyor.
 
DOĞALGAZDAKİ DÜŞÜŞ SANAYİYE YARAYACAK
Önümüzdeki dönemde petrol fiyatlarındaki yükseliş beklentileri ve fiyatlardaki dalgalanmalar kaygı verici olsa da olumlu haberler de söz konusu. Hatırlanacağı gibi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, doğalgaz fiyatlarında yüzde 10 indirim olacağını açıkladı. Bu indirimden hane halkının yararlanmasının yanı sıra sanayide maliyetleri düşürerek rekabet avantajı yaratması bekleniyor.

Doğalgaz fiyatlarındaki düşüşle ilgili olarak Mehmet Ali Kalfa, “Doğalgaz fiyatlarındaki indirim hane halkına yansıdığında harcanabilir gelirin artacağı ve hane halkına yansıyan indirim kadar ekonomide talep yaratıp göreceli olarak TÜFE’yi çok küçük miktarda yukarı çekeceği düşünülebilir. Diğer yandan doğalgazda yapılacak indirim sanayinin enerji maliyetlerini de düşürüp ÜFE’yi aşağı çekici etki yapacaktır” diyor.

Merkez Bankası’nın yayınladığı eylül ayı fiyat gelişmeleri raporunda, doğalgaz indiriminin enflasyona doğrudan etkisinin yaklaşık 0,16 puan olmasının öngörüldüğünü hatırlatan Enver Erkan da, “Bu durumun reel sektöre etkisi ise daha belirgin olur. Doğalgaz kaynağını üretim yaparken yoğunlukla kullanan sektörlerin enerji faturaları hafifleyecektir. Bu bağlamda cam, çimento, kimya, elektrik gibi enerji tüketimi yoğun sektörler olumlu etkilenir. Aynı zamanda doğalgaz tedarik eden şirketlerin maliyetlerinde de önemli bir azalma meydana gelecektir. Maliyetlerdeki azalma da tüketici fiyatlarına yansır” diyor.

Sonuç olarak, önümüzdeki dönemde piyasalar yurtdışında ABD Merkez Bankası’nın faiz konusundaki adımları kadar petrol fiyatlarına yönelik gelişmeleri de yakından takip edecek. Enerji fiyatları, geçtiğimiz iki yılda hem cari açığın düşüşünü destekledi hem de enflasyonun belli bir bantta istikrar kazanmasına katkıda bulundu. Ancak, 2017’de bu etkileri beklememek gerekirken, kurlardaki sert hareketler de gözardı edilmemeli.