Türkiye’de akaryakıt sektöründe pazar payında ikinci sırada bulunan OPET, Avrupa’da yatırım arayışında. Şirket, bu konudaki fırsatları değerlendirmek üzere çalışmalarda bulunuyor. OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, eşi Fikret Öztürk’le 1992 yılında kurdukları Öztürkler Petrol’ü uluslararası yapmak amacıyla OPET adını verdiklerini belirtiyor. “Kuruluşumuzdan bu yana uluslararası bir şirket olmak istiyoruz” diyen Öztürk, 22 ülkeye madeni yağ ihraç ettiklerini kaydediyor. OPET’in şimdiki hedefi ise akaryakıt konusunda yurtdışında yeni bir yatırım yapmak. Hatırlanacağı gibi OPET, 2003 yılında Bulgaristan’da 17 istasyon açmıştı. Ancak, bu istasyonların beklentiyi karşılamaması üzerine 2008 yılında Yunanlılar’a sattı. Şirket, şimdi tekrar yurtdışı yatırımlarını gündemine almış durumda. Diğer yandan, yenilenebilir enerji konusunda da yatırım planlanıyor. Nurten Öztürk, bu konuda kendilerine tekliflerin geldiğini söylüyor. Tekliflere baktıklarını ifade eden Öztürk, yenilenebilir enerjinin yaygınlaşması ve talep görmesinin zaman alacağını söylüyor.
2002 yılında Koç Holding Enerji Grubu’nun yüzde 50’sine ortak olduğu OPET, Türkiye genelinde 1.110, Sunpet markasıyla 443 istasyonda hizmet veriyor. Şirket, 2016 yılında net satışlarını yüzde 11 oranında artırarak 20.5 milyar TL’ye yükselterek Fortune 500 Türkiye listesinde de 6’ncı sırada yer aldı. Şirketin Türk Hava Yolları ile yüzde 50-50 ortaklıkla kurulan THY OPET Havacılık Yakıtları A.Ş. adlı şirketi, hava araçlarının ihtiyacı olan yakıtın depolanması ve uçağa ikmali alanlarında faaliyet gösteriyor. THY OPET de Fortune 500 Türkiye 2016 listesinde 4 milyar 245 milyon TL net satış rakamıyla 35’inci sırada bulunuyor. OPET ve Fuchs Petrolub SE şirketinin eşit paya sahip olduğu OPET Fuchs Madeni Yağ da otomotiv ve endüstriyel yağlayıcılar, oto bakım ürünlerinin üretimini, satışı ve satış sonrası hizmetlerini gerçekleştiriyor.
Akaryakıt dağıtım istasyonlarında yeni ürün ve hizmetleriyle müşterilerine ulaşan OPET, fark yaratan sosyal sorumluluk yaklaşımıyla da dikkat çekiyor. Türkiye’de kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin öncüsü Nurten Öztürk, bu çalışmalarıyla ödüllendiriliyor. Son olarak şirketin “Trafik Dedektifleri” projesi uluslararası Stevie Awards tarafından Avrupa’nın en başarılı kurumsal sosyal sorumluluk programı ve kamu güvenliği programı seçilerek iki altın ödül aldı. Stevie Awards’ta farklı projeleri ile daha önce de beş ödül kazanan OPET, böylece başarısını uluslararası alanda bir kez daha tescillemiş oldu.
Barselona’da düzenlenen ödül töreni öncesinde sohbet imkânı bulduğumuz OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, toplumsal fayda yaratan projeler gerçekleştirmeyi en önemli görev olarak değerlendirdiğini belirterek, projelerinin bu ödüllere layık görülmesinden duyduğu gururu şöyle dile getiriyor:
“Ülkemizin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hayata geçirdiğimiz istikrarlı sosyal sorumluluk projelerimizle topluma örnek oluyor, fark yaratıyor ve cesaret aşılıyoruz. Her şeyden önce ülkemizin ve ülkemiz insanının en iyiyi hak ettiğine inanıyorum ve ülkemize karşı sorumluluklarımız olduğunu düşünüyorum. Ticari faaliyet gösteren bir şirket olmamıza rağmen içinde bulunduğumuz hiçbir işte ticari düşünmedik. İmza attığımız tüm sosyal sorumluluk projeleri; toplumu kucaklayan, ihtiyaçların çözümüne yönelik, insanların yaşamını kolaylaştıran, hem geçmişe hem bugüne hem de geleceğe yönelik projeler oldu ve bugüne kadar 20 milyonu aşkın kişiye ulaştık.”
“Temiz Tuvalet Kampanyası ile çıktığımız bu yolda yarattığımız değişimi, Trafik Dedektifleri Projesi ile trafiği güvenli bir ülke haline gelene kadar devam ettirmek amacındayız” diyen Öztürk, dört yıldan bu yana İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Polis Eşleri Derneği ile birlikte yürüttükleri ‘Trafik Dedektifleri Projesi” ile tüm Türkiye’de trafik bilinci oluşturmayı amaçladıklarını söylüyor.
Türkiye’nin 81 ilindeki okullarda, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı tüm Kuran Kursları’nda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Sevgi Evleri’nde, alışveriş merkezlerinde, trafik parklarında çocuk ve gençlere ulaşabilen her alanda eğitimler veriliyor. Proje kapsamında bugüne kadar 3,5 milyona yakın öğrenci trafik güvenliği konusunda bilinçlendirilmiş. Nurten Öztürk, trafik eğitimi alan çocukların ailelerini de eğittiğine dikkat çekiyor. Projenin başarısı trafik kazalarındaki can kayıplarının azalmasıyla da kendini gösteriyor. Projenin ilk uygulama dönemini kapsayan 2013 ile 2016 yılları arasında İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre 3-17 yaş arasındaki çocuk ve gençlerin karıştığı trafik kazalarında can kaybı yüzde 16,9 oranında azalırken, 2017 yılı Temmuz- Eylül aralığı ile 2016 yılının aynı dönemi kıyaslandığında can kaybı oranında yüzde 16,7, yaralı sayısında ise yüzde 3,6 düşüş gerçekleşti. Öztürk, “Bu olumlu veriler projenin dördüncü yılında hedeflerini aşarak 3.5 milyona yakın çocuğa ulaşılması dolaylı yoldan 9 milyona yakın ebeveynin de trafik güvenliği hakkında bilgi sahibi olması anlamına geliyor” diyor. Diğer yandan, bugünün çocukları geleceğin de sürücüleri olacağı düşünüldüğünde projenin gelecek nesiller için de önemi büyük.
Nurten Öztürk, Trafik Dedektifleri projesinin başarıyla sürdürüldüğü dönemde bir mektup aldığını belirtiyor. Mektubu yazan kişi geçirdiği kazada emniyet kemeri sayesinde hayatta kaldığını anlatıyor. Bunun üzerine Öztürk, “Yaşam Kemeri” uygulamasını başlattıklarını kaydediyor. Türkiye genelindeki tüm OPET istasyonlarında pompa görevlileri kanalıyla emniyet kemeri kullanımının hayati önemine dikkat çekildi ve istasyonlarda kemer takılmadan çıkılmamasına özen gösteriliyor. Öztürk, “Trafik Dedektifleri Projesi’nin alt açılımı olan “Yaşam Kemeri Projesi” ile tüm sürücü ve yolculara emniyet kemerinin önemini hatırlatmaya devam ediyoruz” diyor. OPET, bu projeyle çocuklar ve gençler kadar yetişkinleri de bilinçlendirmeyi hedefliyor. Şu anda emniyet kemeri kullanım oranı yüzde 47’lerde bulunuyor. Öztürk, hedeflerinin bu oranı yüzde 70’lere çıkarmak olduğunu söylüyor. Öztürk, yeni projelerinin de sürücülere “nezaket” kurallarını öğretmek olduğunu söylüyor. Trafikte saygı konusunun işleneceği proje için Sürücü Kursları Federasyonuyla görüşmeler sürdürülüyor.
OPET’in 2000 yılında başlattığı Temiz Tuvalet Kampanyası’nın sektörde de fark yarattığını kaydeden Öztürk, bu tarihten sonra sosyal sorumluluk projelerinde oyun kurucusu olduklarını belirtiyor. Temiz Tuvalet Kampanyası’na ilk başladığında kimsenin bu projeye inanmadığını anlatan Öztürk, Türkiye genelindeki tüm istasyonları tek tek gezdiğini ve böylece dönüşümün başladığını belirtiyor. Amaç, Türkiye’de tuvalet ve hijyen bilinci konusunda toplumsal bir duyarlılık ve değişim oluşturmaktı. Bu süreçte 9,5 milyon kişiye bire bir eğitimler verilmiş. Eğitimlerde insanlar istasyonlara sığmayınca spor salonları kullanılmış. Kampanya yurtdışında da ses getirmiş. Projenin yurtdışı açılımlarıyla Suudi Arabistan’da Mekke, Medine, Riyad ve Cidde’de, Makedonya Üsküp’teki okullarda binlerce kişiye tuvalet temizliğinin önemi ve hijyen eğitimleri verilmiş. Hatta Nurten Öztürk’e Dünya Tuvaletçiler Birliği tarafından da başkanlık teklifi bile yapılmış.
Sosyal sorumluk projelerini bir elin beş parmağı gibi gördüğünü belirten Öztürk, hepsinin birbiriyle bağlı olduğuna dikkati çekiyor. Temiz Tuvalet Kampanyası’nı sürdürürken istasyonlarının çevresinin neden yeşil alan olmasın diye düşündüklerini ve böylece Yeşil Yol projesine başladıklarını söylüyor. İstasyonlardan dört tam depo satın alan müşterileri adına ağaç diken OPET, böylece istasyonların bulunduğu 1.5 kilometrelik alanları ağaçlandırıyor. Bu konuda OPET’te çalışan iki peyzaj mimarı bulunuyor. İstasyon sahiplerinin eşleri bu yeşil alanların bakımıyla ilgileniyor. 2004 yılından bu yana OPET istasyonlarında, çevrelerinde ve belediyelerce belirlenen ağaçsız alanlarda, iklim koşullarına uygun yaklaşık 700 bin adet bitki dikimi yapıldı.
Nurten Öztürk, ağaçlandırma projesi için gittikleri köylerin durumunu görünce bu kez Örnek Köy projesine başladıklarını belirtiyor. Bir değişim ve kalkınma projesi olan Örnek Köy Projesi kapsamında bugüne kadar altı köyde restorasyon, rehabilitasyon ve eğitim çalışmaları yapıldı. Mardin Dara, Gaziantep Yesemek, Bolu Pazarköy, Fethiye Saklıkent, Kekova Üçağız ve Isparta İncesu köylerinde köy halkını destekleyici kurslar gerçekleştirildi. Köylerin fiziki özellikleri iyileştirildi, çevre düzenlemesi yapıldı. Köylere özel kültür merkezleri, satış stantları oluşturuldu, kahvehane binaları yenilendi ve köy meydanlarına OPET standartlarına uygun tuvaletler yapılarak hijyen eğitimleri verildi. Tüm köylerde okuma-yazma, biçki-dikiş, bilgisayar, ilkyardım, girişimcilik eğitimleri verilirken, yöreye özgü meslek edindirme özelliği taşıyan kurslar devam ediyor. OPET, 2006 yılında başlattığı “Tarihe Saygı Projesi” kapsamında da Tarihi Gelibolu Yarımadası’nın doğal dokusunu koruyarak, çağdaş bir görünüme kavuşması çalışmalarında bulundu. Bu kapsamda, Alçıtepe, Seddülbahir, Bigalı, Kilitbahir, Kocadere, Behramlı, Küçük ve Büyük Anafarta köyleri ile Eceaabat ilçesi proje kapsamında yeni bir çehreye kavuşturuldu. Bu yıl da Çanakkale’nin Tevfikiye köyünde çalışmalar yapılacak. Bilindiği gibi Truva Antik kenti Tevfikiye’de bulunuyor. 2018 yılı da Truva Yılı ilan edildi. Nurten Öztürk, uluslararası düzeyde Truva’yı hakettiği yere getirmek istediklerini söylüyor.
“Geleceğimizi geçmişin tozlu yollarında değil evrenin sonsuzluğunda arayalım. Ve gelecek için bir şeyler yapalım” diyen Nurten Öztürk, bu nedenle “Kusursuza Yolculuk” sloganını benimsediklerini belirtiyor. Öztürk şöyle devam ediyor: “Kusursuzluk mümkün değil ama kusursuz olmaya çalışmak mümkün. Bu sosyal sorumluluk projelerine başlarken beş büyük projemiz olsun dedik. Nasıl ki bir elin beş parmağı varsa bizim de beş projemizin sürdürülebilir, sonuç odaklı, ekonomiyi destekleyen, fayda ve fark yaratmasını istedik.”
Sosyal sorumluluk projelerine ticari bakmadıklarının altını çizen Öztürk, “Odağı insanı koyunca kalplerde yer kazanıyor” diyor. Öztürk, “Temiz Tuvalet” kampanyasına bugüne kadar 100 milyon doların üzerinde yatırım yaptıkları bilgisini paylaşıyor. “Tarihe Saygı” projesi kapsamında bugüne kadar 30 milyon dolar harcanmış. “Trafik Dedektifleri” projesi ise 3 milyon dolar bütçeyi aşmış.
