Nihat Zeybekci dolarda düşüş için tarih verdi

0
37

Bir gazetecinin dolardaki kur artışının ardından İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar’ın İTO Meclis ayı toplantısında kısa vadeli döviz borcu olan iş adamına devletin 2,70’den döviz satışı gerçekleştirilmesi önerisiyle ilgili düşüncesini sorması üzerine Bakan Zeybekci, ‘Türk Lirası’nın bizim öngörülerimizin dışında aşırı değer kaybetmesi veya Haziran’dan bugüne kadar dolar endekisini oluşturan diğer 6 para birimiyle kıyasladığımızda dolar karşısında yüzde 7-8 oranında daha fazla değer kaybetmesi tabi ki ekonomimizin ve özel sektörümüzün üzerinde ekstra bir maliyet yaratıyor. Bu maliyetin telafisiyle ilgili İstanbul Ticaret Odası Başkanımızın talebini reel ekonomi ve serbest rekabet anlamında pek uygulanabilir olarak görmüyorum. Bu, dövize müdahale olur zaten. Piyasaya müdahale anlamı taşır. Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değer kaybını zaman zaman yanlış anlaşılsa dahi söylemeye devam ettiğimiz şekilde müdahale etmememiz lazım’ dedi.

ÇAĞLAR: DEVLET BORÇLU İŞ ADAMINA 2,70’DEN DÖVİZ SATSIN

‘DOLARIN YÜKSELMESİNİN MALİYETLER VE ENFLASYON ÜZERİNDE MUTLAKA ETKİSİ VAR’
Nihat Zeybekci, döviz kurlarındaki artışın piyasanın kendi dinamikleri içerisinde mutlaka dengeye oturacağını ifade etti. Doların yükselmesinin maliyetler ve enflasyon üzerinde mutlaka etkilerinin olduğunu belirten Bakan Zeybekci, ‘Firmaların yıl sonu itibariyle bilançolarında zarar anlamında bazı sonuçlar elde edebilirler. Ama 
bundan sonraki süreçte şunu yaşayacağımıza inanıyorum. 7 Haziran seçimlerinin hükümetin kurularak sonuçlandırılmamasından kaynaklanan bu belirsizlik bu süreçte 1 Kasım seçimleriyle artık daha belirgin 
hedefe doğru gidecektir. Kurun üzerindeki dolar endeksini oluşturan 6 para biriminden  ayrışan yüzde 7-8’lik bölümün önümüzdeki süreçte kendiliğinden eriyeceğini düşünüyorum’ ifadesini kullandı.

”EKİM BAŞINDAN İTİBAREN DOLARDA DÜŞÜŞ HİSSEDİLMEYE BAŞLANIR”
NTV/CNBC-e ortak yayınında NTV Ekonomi Müdürü Gökay Otyam’ın sorularını yanıtlayan Zeybekci şunları söyledi:

“Kurla ilgili yaratılan bir algı var. Ekonomi konuşurken hemen dönüp kurla ilgili konulara giriyoruz. Türk Lirası Haziran ayına kadar dolar endeksiyle paralel değer kaybetti. Ama Haziran’dan sonra olumsuz bir süreç yaşıyoruz. Bu sadece sterlin ve yenden, Kanada dolarından yüzde 7,5 oranında ayrıştırdı. Bu son derece geçici. 1 Kasım seçimleriyle ilgili net resim ortaya çıkmaya başladığı andan itibaren, Ekim başından itibaren hissedilmeye başlanacağına inanıyorum. TL’deki spekülatif marjın kendiliğinden kalkacağını düşünüyorum. TL’nin euro, yene kıyasla fazladan yüzde 7,5 değer kaybı var.”

Zeybekci, değerli doların ABD ekonomisi için sürdürülebilir olmadığını da söyledi.

”REEL SEKTÖR İÇİN FAİZ YÜZDE 14”
Faizle ilgili konuşan Zeybekci, “Türkiye’de reel sektörün katlandığı faiz yüzde 14 seviyesinde; bu yüksek maliyetli bir faiz bunun geçici olduğuna inanıyorum. Merkez Bankası’nın kura müdahalesi kesinlikle gerekli değil. Faiz tartışması yukarı yönlü değil aşağı yönlü olmalı” dedi.

”MERKEZ BANKASI POLİTİK ANLAMDA BAĞIMSIZ DEĞİL”
Zeybekci, Merkez Bankası bağımsızlığıyla ilgili olarak ise, “Merkez Bankası’nın bağımsızlığının araç bağımsızlığıdır, politik anlamda değildir” diye konuştu.

BÜYÜME RAKAMLARININ İHRACATA KATKISI
Nihat Zeybekci, dün açıklanan büyüme rakamlarının ihracata katkısının ne zaman görüleceğiyle ilgili bir soruya ise  ‘Şu anda ihracatın büyümeye etkisi negatiftir. Yaklaşık olarak yüzde 2 eksi katkısı vardır. 3. çeyrekte bu eksi katkı hemen hemen 0’a doğru yaklaşacaktır. 4. çeyrekte beklentimiz ihracatın da büyümeye katkı vermeye başlamasıyla inşallah Türkiye yüzde 4’lerin üzerinde bir noktaya doğru yönelecektir’ diye yanıt verdi.

‘TÜRKİYE’DE ÖZEL SEKTÖRÜ, SANAYİCİYİ BORÇ BATAĞINDA DEMEK SON DERECE YANLIŞ OLUR’
Öte yandan bir başka gazetecinin, ‘Türkiye’nin gücünü ortaya koyan rakamlar verdiniz. Ancak şu bir gerçek ki sanayiciler borç batağı altında. Ülkenin kaynakları güçlü olabilir ancak bireysel olarak var olan borçlar nasıl giderilecek’ şeklindeki bir soruya ise şu şekilde yanıt verdi: 

‘Türkiye’de özel sektörü, sanayiciyi  borç batağında demek son derece yanlış olur. Ancak firmalarımızın döviz bazında borçları vardır. Kullanmış oldukları borçlar vardır. Bunu ikiye ayırmak lazım. Gelirleri döviz bazında olup döviz bazında borçlanan firmalarımız varsa bunlar için bir problem yaratmıyor.  Ancak gelirleri TL ve borçları döviz ise bu problem yaratıyor. Türkiye’de kişilerin ve firmaların döviz tevdiat hesaplarında 190 milyar doların üzerinde rezervi olması, Merkez Bankası’nın rezervi olmasının Türkiye’ye genel itibariyle bir kriz yaşamasını engeller. Türkiye’nin bu varlıkları, zenginlikleri bu güçlülüğü, Türkiye’nin sağlam duruşunun dalgalanmalardan yere düşmeden fazla etkilenmeden dalganın altında kalmadan bir geçişini sağlar. Ancak doğrudan vatandaşlara dövizden kaynaklanan kayıplarını telafi edici bir yaklaşımı İTO Başkanımıza söylediğim gibi böyle bir şey beklememek lazım. Genel itibariyle bir iyileşme kendiliğinden olur’