Mobil, işin ezberini bozdu

0
63

Yaklaşık 30 yıldır hayatımızda olan mobil teknolojiler, işimizin ve günlük hayatımızın olmazsa olmazı durumunda. 1990’lı yılların ortası Türk iş dünyası mobil ile tanıştı ve o günden bugüne çok şey değişti. İşyerine gitmeden müşteri bilgisine ulaşamayacağınız, telefon dahi edemeyeceğiniz günlerden yol üzerindeki bir müşterinizin pizza siparişini kabul edip 15 dakika içerisinde ulaştırabileceğimiz kimin aklına gelirdi. Birkaç ay önce dergimiz için yaptığımız bir toplantı sırasında bu örneği Yemeksepeti’nin CEO’su Nevzat Aydın verdi. Mobil sipariş uygulamasını kullanan bir müşterisi pizzayı şöyle istemiş:’Arnavutköy Işıklardayım. Kıyıda balık tutuyorum ve üzerimde sarı montum var.’ Akıllı telefon kullanımı arttıkça, GPS (global positioning system), LBS (locaiton based systems) ve navigasyon özellikleri geliştirildikçe mobil ile iş yapmanın sınırı yok. Dijitalleşmenin en önemli sonucu hareketlilik, her an online ve takipte olmak. Hayatımızın vazgeçilmez ve en önemli parçası olan mobilite dijital iş yaşamına yeni modeller kazandırmaya devam edecek. Mobil tabanlı uygulamaların iş dünyasına ve süreçlerine getirdiği yenilikler yaratıcılığın ve inovasyonun da sınırlarını zorluyor. İşletmeler tarafından bakıldığında mobil tabanlı dijital çözüm süreçlerinde yeni kazanımlar sağlandı, yeni platformlarda iş yapma potansiyeli yarattı, yeni iş grupları, meslekler, iş kolları ve ticarette yeni oluşumları beraberinde getirdi.

TAKİP VE İZLEME MOBİL İLE ÇOK KOLAY
Mobil teknolojilerin saha operasyonlarına getirdiği hız ve verimlilik, gelişen teknoloji çerçevesinde göz ardı edilemeyecek bir gerçek olarak ön plana çıkıyor. Özellikle saha operasyonlarının yoğun olarak yaşandığı sektörlerde mobil uygulama ve çözümler zaman tasarrufunun yanı sıra maliyet avantajını da beraberinde getiriyor. Çünkü son dönemde ortaya çıkan teknolojik gelişmeler sonrasında da mobil iş yapma taleplerinde artış gözlemleniyor. Şirketler küresel rekebet ortamında zaman ve performans verimliliği gereksinimi duyarken, hızlı iletişimin öncelikli yollarından biri olan mobilite, bu noktada öncelikli oluyor. Teknik özellikleri ve performansları her geçen gün artan cihazlarla birlikte de özellikle perakende, sağlık, üretim, lojistik, taşımacılık, finans gibi sektörlerde bu gereksinim daha da artıyor. Bilişim dünyasındaki çeşitliliğe paralel teknolojinin entegre hale gelmesi, kurumsal iş ihtiyaçlarını da mobil teknolojilere yöneltiyor. Şirketler bugün mobil teknolojileri sadece iş takibi yapmak ve veri toplamak için kullanmıyor. Aynı zamanda çalışanlarının performansını ve verimliliğini de takip edebiliyor. Büyük şirketler açısından farklı coğrafi yerlerde bulunan ekip üyelerinin hızlı koordinasyonlarını sağlama avantajı ve kaynakların verimli kullanımı ile kişi başına binlerce dolarlık maliyet tasarrufu imkânları oluşuyor. Takip ve izleme alanında yaşanan önemli bir başka gelişme de, gerçek zamanlı konum belirleme çözümleri. Bu çözümler sayesinde pazarlama, satış ve tedarik olanaklarını geliştirip müşteri memnuniyeti düzeyini artırmak olası. Mobil iş uygulamaları genellikle ekip takip, mobil imza ve konum tabanlı servislerde kullanılıyor. Hareket halindeki ekiplerin rotalarının takip edilmesi, gün içinde verilen iş planına uygun hareket etmelerinin sağlanmaları sayesinde kurumlar verimliliklerini artırıp, maliyetlerini düşürebiliyor. Konum tabanlı servisler kapsamında da kurumların mobil haritalar üzerinde konumlarını ve bilgilerini göstererek hedef müşterilerine daha rahat ulaşabilmeleri sağlanıyor.

MOBİL İŞİN YENI ADI, IOT
Nesnelerin interneti (IoT) teknoloji ve uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte tamamen mobil bir iş ve yaşam ile karşı karşıya kalacağız. IoT bize dünya üzerinde kurulacak devasa bir dijital ekosistemi izleme ve takip etme olanağı sunacak. Elbette mobil elbette bağlı… Üretim tesisleri ve ürünler/bileşenler birbirlerine bağlanıp karşılıklı iletişim kurarak tamamıyla esnek bir üretim ve dağıtım ortamı yaratacak. Tüm ticaret ve bankacılık ağları, e-devlet uygulamalarına, sağlıktan eğitime ve perakendeden otomotive kadar her sektörde mobil ve bağlantılı işin hakim olması bekleniyor. Ericsson’un dünya çapında gerçekleştirdiği Mobilite Raporu çalışmasında IoT teknolojisine bağlı cihazların, 2018 yılına kadar cep telefonları kullanımının önüne geçeceğini ortaya koyuyor. 2021 yılına kadar nesnelerin interneti bağlantılı cihazların sayısının yıl bazında yüzde 23 büyümesi bekleniyor. Raporda toplam 28 milyar cihazın, 2021 yılına kadar bağlantılı hale geleceği ve bu cihazların 16 milyona yakınının da nesnelerin interneti cihazı olacağı öngörülüyor. Nesnelerin İnterneti cihaz sayısı 2021 yılına kadar yüzde 400 büyüme gösterecek. Bu trendi, 2018 yılında devreye alınacak Avrupa Birliği e-arama talimatını da içeren bağlantılı arabalara olan artan talep gibi düzenleyici gereksinimlerin yönlendireceği öngörülüyor. Yine raporda 2021 yılında, akıllı telefon aboneliklerinin neredeyse ikiye katlanarak 3.4 milyardan 6.3 milyara çıkacağına yer verilmiş. Haber incelemizde görüşlerine başvurduğumuz Zebra Technologies’in Ülke Direktörü Can Tolu, giyilebilir teknolojiler ve IoT’un, mobil iş pazarını nasıl geliştirip dönüştüreceğini şöyle açıklıyor: ‘Bu yeni teknolojilerle yarı robotlaşıyoruz diyebiliriz. Avantaj olarak kurumlar mobiliteden dolayı daha az alanda daha fazla iş üretebilecek ve alan maliyetlerinden tasarruf edecekler. Çalışan sayısı birbiriyle konuşan sistemler sayesinde azalacak ve artı bir kazanç da buradan gelecek. Anlık bilgi akışı hem lojistik hem de üretim maliyetleri üzerinde pozitif bir etki yaratacak. Fakat bu sistemlerin sürekli hazır ve çalışır durumda tutulmasının da elbette bir maliyeti olacak. Bu kısmen kurumsal/dayanıklı cihazların ilk yatırım maliyeti ve yine altyapı ve cihazların servis maliyetleri olarak karşımıza çıkıyor.’

MOBİL İŞ GÜVENLİ OLMAK ZORUNDA
Şirketlerde mobil ve uzaktan çalışanların sayısı, çalışanların kendi cihazlarını kullanma alışkanlığı giderek artarken bu artışa paralel olarak güvenli bağlantı unsuru da önemli olmaya başladı.  Şirketler gelecekleri için çalışanlarını ve kullandıkları cihazları güvenlik tehditlerinden ve korsanlardan koruyacak tedbirleri almak zorunda. Mobil iş tarafındaki bilgi alışverişini sağlayan e-posta uygulaması, siber korsanların sürekli hedefinde olan  bir alan. Şirketlerdeki tüm e-postalar için şifreleme altyapısı oluşturmak öncelikli güvenlik tedbiri olarak karşımıza çıkıyor. Bilgi güvenliği alanında tercih edilebilecek ve oldukça iyi sonuçlar veren, noktadan noktaya şifreleme başta olmak üzere tüm ihtiyaçları karşılayabilen çözümler mevcut. Mobil iş uygulamalarında güvenliğin tam olarak sağlanabilmesinin bir başka yolu, çift taraflı doğrulama sistemleri. Bu yöntem önemli uygulamalara ikinci bir güvenlik katmanı sağlıyor. Bu yöntemde tek seferlik şifre teknolojisi, sertifika tabanlı USB, akıllı kart ve daha gelişmiş güvenlik teknolojileri kullanılabiliyor. Kısacası mobil iş uygulamaları her sekörde maksimum verim ve rekabet avantajı sağlamada öne çıkıyor. Elbette ki güvenli olması şartıyla…

Univera Ürün Müdürü Demirhan İşbakan:
MOBİL TEKNOLOJİLER İŞİ AKILLI HALE GETİRİYOR 

Mobil teknolojiler, kullanılmaya başladığı ilk andan itibaren çok ciddi bir gelişim göstererek iş ve özel hayatımızın merkezine yerleşmiş durumda. Özellikle son 10 yılda, mobil teknolojiler ve internet altyapısının sağladığı yüksek hız ve yaygın erişim avantajları ile birleşince, katlanarak artan bir kullanım ve buna paralel üretilen uygulama olduğunu görüyoruz. Demirhan İşbakan ile mobil teknolojilerin iş yaşamını ne yönde değiştirdiğini ve gelecekteki eğilimleri konuştuk: 

Mobil teknolojiler yıllar itibarıyla nasıl bir değişim ve gelişim gösterdi?
IDC’nin açıkladığı son rakamalarda 2018 yılına kadar dünyada 3,71 milyar mobil çalışan kullanıcı olacağı öngörülüyor. Bugün itibari ile kurumsal şirketlerin yüzde 70’i mobil iş çözümlerinin sağladığı hız, esneklik, düşük maliyet, yüksek rekabet ve takip edilebilirlik gibi avantajlardan faydalanıyor. Bu da gelecek dönem stratejilerinde mobilitenin ön planda olduğu yatırım planlarını beraberinde getiriyor. 

Belli başlı mobil takip ve kontrol sistemleri neler; bu alanda önümüzdeki dönemde nasıl bir gelişim olacak?
Mobil takip ve kontrol sistemlerinin genel olarak kullanıcıların ihtiyaçlarına çözüm üretecek şekilde gelişim gösterdiğini söyleyebiliriz. İlk dönemlerde araç, depo, personel vb. takip sistemleri çok ön plandaydı. Fakat artık, işletmelerin ihtiyaçlarına yönelik birçok farklı mobil takip ve denetim yöntemi geliştirebilecek şekilde esnek uygulamalar üretiyoruz. Burada bir fabrika içerisindeki iş makinelerinin denetlenmesinden, bir markette gördüğünüz buzdolabının takibine, ya da bir servis şirketinin sahada görevli ekiplerinin tamamladığı işlerin izlenmesinden, saha satış yöneticisine ekibinin cirosunu anlık izlemesine kadar çok geniş bir yelpazeden bahsediyoruz. Bu noktada gelişimin ihtiyaçlar ile paralel olarak devam edeceği görüşündeyim.

Mobil saha çözümleri şirketlerin hangi gereksinimlerine yanıt veriyor; hangi avantajları sağlıyor?
Burada anahtar kelimenin verimlilik olduğunu düşünüyorum. Zamanın daha efektif kullanılması, Lokasyon bağımsız çalışabilme esnekliği, artırılmış veri güvenliği, İstenen zamanda gereken doğru verilere erişim, modern iş yapma şekillerine bağlı olarak personel motivasyonundaki artış ilk akla gelen avantajlar olarak sayılabilir. Tüm iş süreçlerinizi mobilite çatısı altında yeniden yapılandırmak, verimliliği üst seviyeye çıkartmak için en doğru adım olacaktır.    
 
Mobil saha ve takip çözümlerinde yatırımın geri dönüşü nasıl sağlanabilir?
İhtiyaçların doğru bir şekilde profesyonel ekiplerce analiz edilmesinden sonra hayata geçirilmiş mobil iş uygulaması projelerinde; 6-12 ay gibi kısa bir sürede, çalışan ve iş verimliliğindeki artışın genel etkinliklerinin ölçümlenebildiğini söyleyebiliriz. Üretkenlik veya satışlarda artış, işletme masraflarında azalma, hata çözümüne daha az kaynak ayırma, daha yüksek müşteri memnuniyeti, artan işletme kapasitesi, hızlı geri dönüş ve çözüm üretebilme kabiliyeti kazanma başlıca metrikler olarak sayılabilir.

Giyilebilir teknolojiler ve IoT, mobil iş pazarını nasıl geliştirip dönüştürecek?
Dünyada en büyük teknoloji üreticileri giyilebilir akıllı teknolojiler konusunda rekabet içerisinde. Şu an için en yaygın kullanım alanları arasında akıllı saatler, bileklikler ve gözlükler sayılabilir. Bu tarz akıllı donanımların iş yapma metotlarımıza direkt olarak etki etmesi kaçınılmaz. Özellikle akıllı donanımlar ile giydirilmiş bir çalışan üzerinden anlık olarak istenilen kriterlerde verilerin toplanabilmesi ve izlenebilmesi mümkün. Ayrıca akıllı gözlükler ile erişilen sanal ve artırılmış gerçeklik birçok iş alanında farklı çözümler üretebiliyor. IoT ise Univera olarak bizim de kendi yazılım ve ürün geliştirme stratejilerimiz içinde çok önemli bir yer almış durumda. Birçok farklı amaca hizmet eden sensörler (mekanik, elektriksel, termal, manyetik, kimyasal, ışıma sensörleri) ile donatılmış cihazlar sayesinde istenilen veriye sürekli olarak ulaşabilmek mümkün. IoT teknolojileri ile topladığımız verilerin izlenmesi ve analiz edilmesi akıllı şehir, akıllı ofisler, enerji, güvenlik, lojistik, sağlık, perakende ve üretim alanlarında pek çok farklı ihtiyaca yönelik projeler üretmemizi sağlıyor. 

Zebra Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan Ülke Direktörü Can Tolu:
MOBİL ÇÖZÜMLER VERİMLİLİK ARTIŞI SAĞLIYOR 

Bugün hemen her şirketin teknoloji çözümlerinden en önemli beklentisi, kolaylık, hız ve verimliliği sağlamak. Bu noktada mobil iş çözümleri uçtan uca her alanda şirketlerin bu ihtiyaçlarını giderebiliyor. Gerek takip ve izleme, gerek bilgi toplama, gerekse yönetim alanında mobil teknolojiler şirketlere sayısız fayda sağlıyor. Can Tolu ile mobil iş çözümlerinin şirketlerdeki rolü ve önemi; bu alandaki yeni eğilimleri konuştuk:

Mobil teknolojiler yıllar itibarıyla nasıl bir değişim ve gelişim gösterdi?
Genel olarak hem kablosuz network teknolojisindeki gelişmelere hem de nano teknolojiye paralel olarak piyasada daha hızlı, güvenli ve çeşitli bağlantı teknolojilerini içeren ürünleri, artık en yeni nesil işletim sistemleri ile üstelik çok ergonomik olarak yani küçük ve hafif olarak görebiliyoruz. Ayrıca gelişen ekran teknolojisi de hem daha yüksek çözünürlük hem de tablet vb. daha büyük ekranların yaygın olarak kullanılmasına artık izin veriyor. Yine bu gelişmelerin paralelinde özellikle bulut sistemleri üzerinden kullanım ve nesnelerin interneti (IoT) ile entegre olan sistemler de hayatı oldukça kolaylaştırıp mobil bilgiyi anında kullanılabilir halde sunuyor. Bununla beraber giyilebilir cihazlar ve ses komutları ile yönetilen çözümlerin kullanımı da artıyor.

Belli başlı mobil takip ve kontrol sistemleri neler; bu alanda önümüzdeki dönemde nasıl bir gelişim olacak?
Şu anda özellikle sahada farklı standartları da destekleyen GPS entegre edilmiş cihazlar kullanıcının lokasyon bilgisini zaman bilgisi ile beraber istenilen sıklıkta toplayabiliyor. İç ortamlarda ise hem Wi-Fi hem de BLE (Bluetooth Low Energy) teknolojisini kullanan sistemlerle lokasyon bilgisi toplanabiliyor. Elbette bunun üzerine Geo-fencing tabir edilen uygulamalar yardımı ile istenilen konumdaki kullanıcılara özellikle perakende sektöründe vb. çeşitli promosyonları veya reklam bilgilendirmelerini yapmak mümkün olabiliyor. 

Mobil saha çözümleri şirketlerin hangi gereksinimlerine yanıt veriyor; hangi avantajları sağlıyor?
Mobil saha çözümleri sayesinde şirketler süreçleri aynen izleyebiliyor, takip edebiliyor. Bunun avantajları ise anında müdahale edilmesini ve hataların önüne geçilmesini sağlıyor. Bu da verimlilik artışı, müşteri memnuniyeti gibi şirkete artı sağlayacak şekilde dönüyor. Sahada müşteri beklentilerinin üzerine çıkmak Zebra’nın uzmanlık alanıdır. Zebra, saha operasyonlarınızın üstün hizmet sunmasına olanak sağlayacak araçları sunar.  Üreticilere saha çalışanları, müşteriler, ürünler ve varlıklar konusunda izlenebilirlik sağlar.

Mobil saha ve takip çözümlerinde yatırımın geri dönüşü nasıl sağlanabilir?
Aslında artık şirketler yatırımın geri dönüp dönmediğinden çok hangi teknolojide ne kadar hızlı dönüş alabilirim sorusuna cevap arıyor. Bunun için Zebra olarak kullanılacak teknoloji ve ürünler ile ilgili detayları ve kurumun işletim senaryosu ile kullanabileceğimiz çeşitli araçlarla bu süreleri yaklaşık olarak hesaplayabiliyoruz. Bu konuda aslında tüm yeni sistem geçişlerinde olduğu gibi pilot sürecinde detaylı ölçümler ve gerekiyorsa iş akışında vb. değişimler yaparak bu süreyi veya ilk yatırım maliyetini minimuma indirmek mümkün. İş ortaklarımız bu konuda müşterilerimize yardımcı oluyorlar.