Merkez daha sıkı para politikası sürdürebilir

0
53

Piyasa koşulları Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyon raporundaki ana senaryodan uzaklaşarak ek sıkılaştırma ve “sıkı para politikası” yerine “daha sıkı para politikasının daha uzun süre uygulandığı” ihtimalleri de içeren risklerin gerçekleştiği bir senaryoya doğru ilerliyor.

Reuters’ın haberine göre, enflasyon raporunun riskler bölümünde TCMB’nin politika tepkisi verebileceği risk senaryoları arasında fiyatlama davranışı ve beklenti oluşumunda bozulma, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının zayıflaması, finansal piyasalarda yurt içi kaynaklı oynaklıkların sürmesi de yer alıyor. Piyasalarda yaşananlar bu risklerin gerçekleşmeye başladığı şeklinde yorumlanıyor.

Dolar/TL ABD Türkiye ilişkilerinde artan gerilim ile ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının Türkiye ekonomisine etkilerine ilişkin endişeler ve bu süreçte para politikasına yönelik soru işaretleriyle dün illikit piyasada 5.4250 ile tarihi zirveyi gördükten test ettikten sonra bu sabah 5.20 civarında işlem görüyor.

Üst düzey bir bankacı, “Piyasalarda faiz artışı beklentisi kuvvetleniyor. TL’nin sert değer kayıplarının enflasyona etkisi TCMB’nin ‘sıkı para politikasının uzun bir müddet korunmasının gerekebileceği’ söyleminden ‘daha sıkı para politikasının uzun bir müddet korunmasının gerekebileceği’ söylemine geçilebileceği anlamına geliyor” dedi ve ekledi: “TCMB’nin bir sonraki rutin toplantısı 13 Eylül’de. Bankanın bu tarihten önce bir adım atmayı tercih etmesi ise Para Politikası Kurulu’nun (PPK) bu yıl ikinci kez rutin toplantı takvimi dışında toplanacak olması anlamına geliyor. Gelişmeler bu ihtimalin kuvvetlendiğini gösteriyor” dedi.

Yerli yatırımcının dün satış tarafından çekilmesi sonucu dolar/TL’de gözlenen sert yükselişe karşılık TCMB dün zorunlu karşılıklarda (ZK) rezerv opsiyonu mekanizması (ROM) kapsamında döviz imkânı oranı üst sınırının yüzde 45’ten yüzde 40’a düşürerek 2.2 milyar dolar tutarında dövizi bankaların kullanımına geçirmek üzere adım attı. Dolar/TL ilk etapta gerilese de Temmuz ayı PPK toplantısında 100-125 baz puan civarında artırım beklentilerine karşılık faizleri sabit tutmayı tercih eden TCMB’nin bu adımı sonrası illikit piyasada kur hızlı yükselişini sürdürdü.

TCMB TL’de sert değer kayıpları yaşandığı Mayıs ayında da benzer bir süreçte toplam 10 milyar dolar tutarında döviz likiditesi rahatlatıcı adımlar sadeleşme sözlü müdahale ve ardından 300 baz puanlık faiz sıkılaştırma gerçekleştirmişti. TCMB’nin Nisan başından beri yaptığı sıkılaştırma 500 baz puan, 2017 başından beri ise 950 baz puana ulaştı.

Çetinkaya: Gerekirese tereddüt etmeden sıkılaştırma yapılır
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya ise 31 Temmuz’daki son açıklamasında kısa süre önce 500 baz puan artışla yüzde 13.4’a enflasyon tahminlerden belirgin sapma olması halinde “tereddüt etmeden” ek sıkılaştırma yapılacağı sözü vermişti. Çetinkaya, “Hangi sebeple olursa olsun sizle paylaştığımız enflasyon tahmin patikasından belirgin ve kalıcı bir sapma olacağı kanısı kurulda oluşursa gerekli adımlar atılır, bunun karşılığı ilave bir parasal sıkılaştırmaysa bu gerçekleştirilir” demiş ve eklemişti:

“Zaten son kararımızda orta vadeli duruşumuza dair söylemimizi daha net bir hale getirdik. Uzunca bir süre para politikası sıkı duruşun korunacağını ifade ettik. Bu ilave sıkılaştırma gerekiyorsa ilave sıkılaştırmayı da kurul tereddüt etmeden gerçekleştirir.”

TL’deki değer kaybı yılbaşından bu yana yüzde 30’a ulaşırken TCMB’nin güncel öngörülerinde ise “Türkiye’ye dair risk algılamalarında son dönemde gözlenen olumsuz ayrışmanın büyük ölçüde geri alınarak Türk lirası üzerindeki değer kaybı yönündeki baskıların azaldığı bir çerçeve”nin esas alındığı bir çerçeve yer alıyordu. Ancak son gelişmeler bu senaryodan uzaklaşıldığını gösteriyor.

Sıkı politikadan daha sıkı para politikasına geçiş
Enflasyon raporunda TCMB’nin daha sıkı bir para politikasını daha uzun süre sürdürülmesi şeklinde bir politika tepkisi verebileceği risk senaryoları bölümünde şu söylemler yer alıyor: 
“Önümüzdeki dönemde enflasyon görünümüne dair bir diğer önemli risk fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın devam etmesidir. Enflasyonun ve ülke risk priminin yüksek seviyelerde seyrettiği bir konjonktürde, makroekonomik dengelenme sürecinin hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçmemesi durumunda enflasyon ve döviz kurlarına dair beklentilerin birbirini besleyerek enflasyonla mücadeleyi güçleştirmesi söz konusu olabilecektir.

Böyle bir durumda fiyatlama davranışında ortaya çıkacak ilave bozulma enflasyonu düşürmek için öngörülenden daha sıkı bir para politikası duruşunun daha uzun süre sürdürülmesini gerektirebilecektir.”
Benzer şekilde raporun gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını azaltabilecek ve döviz kurundaki oynaklığı besleyecek riskler bölümünde ise ilave sıkılaştırma yapılabileceği belirtiliyor:

“Küresel likidite koşullarındaki dalgalanmalara bağlı olarak piyasalarda sağlıksız fiyat oluşumları ve aşırı oynaklık gözlenmesi durumunda, piyasanın ihtiyacı olan döviz likiditesinin zamanında, kontrollü ve etkili bir şekilde sağlanmasına yönelik likidite önlemleri kullanılmaya devam edilebileceği gibi, söz konusu risklerin enflasyon ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerini sınırlamak amacıyla para politikasında ilave sıkılaşmaya gidilebilecektir.”

TCMB’nin döviz likiditesi rahatlatıcı adımları sürebilir
TCMB’nin benzer süreçte uyguladığı geçmiş politikalara bakıldığında ise her hangi bir faiz adımı öncesi ROM, NDF gibi likidite rahatlatıcı adımların daha önce kullanıldığı görülüyor. Bu süreçte banka tarafından sözlü müdahaleler de zaman zaman gerçekleştirilebiliyor.Küresel ticaret savaşlarına ve yine küresel bazda daha sıkı para politikaları gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde sert baskılar yaratırken tüm bunlara ek olarak Türkiye’ye yönelik siyasi ve ekonomik riskler ise TL’de yaşanan satış baskının benzer para birimlerinden çok daha kuvvetli olmasına neden oluyor.

Ekonomist Mahfi Eğilmez dün Twitter hesabından yaptığı değerlendirmede, “Piyasanın faiz artışı beklediği bir ortamda TCMB, ROM değişikliğiyle yetindi. Bu durumda piyasalar TCMB’nin faizi artırmakta sorun yaşadığı izlenimine kapıldığı için dolar kuru aldı başını gitti. ROM değişikliği yapmasa daha iyiydi” dedi.

Enflasyon raporunun riskler bölümünde TCMB’nin politika tepkisi verebileceği risk senaryoları arasında fiyatlama davranışı ve beklenti oluşumunda bozulma, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının zayıflaması, finansal piyasalarda yurt içi kaynaklı oynaklıkların sürmesi ve banka kredilerindeki arz yönlü sıkılaşmanın belirginleşmesi gösteriliyor.