‘Küresel zorlukları aşmak için ülkelerin birlikte çalışması gerek’

0
22

İstanbul Valisi Vasip Şahin, Asya ekonomileri ile Avrupa arasında artan ticaret yoğunluğunun Tarihi İpekyolu güzergahının canlandırılması için büyük fırsatlar sunduğunu belirterek, “Türkiye sadece coğrafi konumuyla değil, siyasi ve ekonomik istikrarı ve hızla gelişen ulaşım altyapısı ile Tarihi İpekyolu’nun canlandırılmasına yönelik yürütülen uluslararası büyük projelerin hayata geçirilmesinde kilit öneme sahiptir” dedi.
 
Marmara Grubu Vakfı’nın düzenlediği, İpek Yolu’nun enerji kavramıyla birlikte ele alındığı ve 40 ülkeden üst düzey yöneticilerin katıldığı “18. Avrasya Ekonomi Zirvesi”nin açılışında konuşan Şahin, Batı dünyası tarafından gerçekleştirilen coğrafi keşifler ve endüstri devrimiyle birlikte İpekyolu güzergahının önemini kaybetmesinin Osmanlı’nın ve bu coğrafyada yer alan diğer ülkelerin ekonomik gerilemesinde önemli bir paya sahip olduğunu anlattı.
 
Şahin, Tarihi İpekyolu’nun tekrar canlanması ile Türk Dünyası’nın İstanbul ve Bakü gibi kadim şehirlerinin birbirine daha yakın olacağını vurgulayarak, “Türkiye sadece coğrafi konumuyla değil, siyasi ve ekonomik istikrarı ve hızla gelişen ulaşım altyapısı ile Tarihi İpekyolu’nun canlandırılmasına yönelik yürütülen uluslararası büyük projelerin hayata geçirilmesinde kilit öneme sahiptir” diye konuştu.
 
Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, Ankara-İstanbul ve Ankara-Sivas hızlı tren projeleri, Marmaray ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi projelerle Avrupa-Çin arasında kesintisiz ve daha hızlı bir demiryolu bağlantısı sağlandığını dile getiren Şahin, bu önemli ulaşım bağlantılarının Türkiye’yi, Doğu ve Batı arasında vazgeçilmez bir köprü haline getirdiğini ifade etti.
 
Şahin, İstanbul’un köklü tarihinin yanı sıra ekonomik, sosyal, kültürel canlılığı ve erişim kolaylığı ile Avrasya’nın kalbi olacağını belirterek, şunları kaydetti:
 
“İstanbul coğrafi konumu itibarıyla bölgesel bir cazibe merkezi olarak öne çıkmakta ve özellikle yatırımcılar için önemli fırsatlar sunmaktadır. Dört saatlik bir uçuş mesafesinde Avrupa’nın tamamıyla, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın çoğu ülkesine ulaşılabilmekte; 1,5 milyar insanın barındığı, 24 trilyon Amerikan Doları büyüklüğünde bir pazara erişim olanağı sağlamaktadır. İstanbul, 301 milyar Amerikan Doları ile tek başına Türkiye GSYH’sının yaklaşık olarak üçte birini üretmekte ve bu meblağ Avrupa Birliğine üye 25 ülkeden daha fazla bir ekonomik büyüklüğü ifade etmektedir”.
 
Kalkınmanın sadece ekonomik büyüme olarak düşünülmemesi, sosyal, kültürel, çevresel ve mekansal boyutları ile ele alınması gerektiğini dile getiren Şahin, “Refahın tüm topluma yayılması, yoksulluk, eğitim ve sağlık sorunlarının çözülmesi, toplumsal eşitsizliğin giderilmesi, toplumsal barışın ve güvenliğin sağlanması ancak bu şekilde mümkün olacaktır” diye konuştu.
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Prof. Dr. Erman Tuncer de Avrupalı bazı yöneticilerin yaşanan terör olaylarından bütün Müslümanları sorumlu tuttuklarına işaret ederek, “Nasıl antisemitizm dünya tarafından kabul edilmişse, islamofobiye karşı da ortak bir tavır almalıyız” dedi.
 
Çağdaş ülkelerde Müslümanlara karşı ciddi bir ayrımcılık yapıldığını dile getiren Tuncer, “Karşılaştığımız felaketlerden birisi bölgemizde kan akıntısı kesilmemiştir. Cinayetler arka arkaya gelmektedir ve bunların sorumlusu çoğu zaman büyük devletler olmaktadır. Birleşmiş Milletler üyesi pek çok devlet bu insanlık faciasına seyirci kalmaktadır. Suriye’de 200 bin insan ölmüş, kimsenin kılı kıpırdamamıştır. Biz kendi ülkemizde 2 milyon Suriyeliyi barındırdık. Koskoca Avrupa’nınki 100 bini bulmamıştır” şeklinde konuştu.
 
Konuşmaların ardından Marmara Grubu Vakfı’nda on yılını dolduran üyelere onur madalyaları verildi.
 
Bosna-Hersek Federasyonu Cumhurbaşkanı Marinko Cavara, çalışma ve üretim olmadan yeni bir değer oluşturulamayacağını, yeni değer oluşturulmadan da refahın olmayacağını söyledi.
 
Cavara, Marmara Grubu Vakfı’nın düzenlediği, İpek Yolu’nun enerji kavramıyla birlikte ele alındığı ve 40 ülkeden üst düzey yöneticilerin katıldığı “18. Avrasya Ekonomi Zirvesi”ndeki konuşmasında, bugün içinde yaşanılan dünyada gerilimlerin, krizlerin ve savaşların arttığını, bunun da ülkeler ve örgütler arasındaki iş birliğini zorunlu kıldığını söyledi.
 
İnsanlığın şu anda zor bir dönemden geçtiğine işaret eden Cavara, “Çeşitli çatışmaların başka yerlerde cereyan ediyor olması diğer insanları bu konuda duyarsız kılmamalı” dedi.
 
Doğu, batı, kuzey ve güneyde hiçbir ön yargıları olmadan müttefik ve partner arayışı içinde olduklarını bildiren Cavara, Bosna-Hersek’in halihazırda AB’ye üyelik için aday statüsünde olduğunu anımsattı.
 
Türkiye ile Bosna-Hersek arasında yüzyıllardır süren bir ilişki geçmişi olduğunu bildiren Cavara, iki ülke arasında büyük bir ekonomik potansiyel bulunduğunu dile getirdi.
 
Yıllarca önce yaşanan savaşın ülkesindeki birçok kaynağın atıl kalmasına sebep olduğunu anlatan Cavara, artık bunların geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
 
Cavara, “Çalışma ve üretim olmadan yeni bir değer oluşturulamaz. Bu olmadan da refah olmaz” diye konuştu..

“Küresel zorlukları aşmak için ülkelerin birlikte çalışması gerek”
Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov da herkesin dünyanın değiştiğini söylediğini belirterek, “Hayır yanlış, dünya değişiyor değil, dünya değişti bile. Değişen ne? Yeni dünyanın gerçeklerini algılamamız değişiyor” dedi.
 
Ekonomik küreselleşmenin sınırları etkilediğini bildiren Ivanov, uluslararası siyasi düzenin egemen ülkeler nedeniyle değiştiğini ifade etti.
 
Siyasi süreçte büyük hiper bağlantı içinde olan dünyada öngörülemeyen belirsizliklerin çok olduğunu vurgulayan Ivanov, İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesinin 70. yılının kutlandığını, bu savaşın tüm savaşların sonu olması gerektiğini, ancak yine de hoşgörüsüzlüğün, fanatik davranışın bütün dünyada arttığını söyledi.
 
Karadağ Cumhurbaşkanı Filip Vujanoviç ise küresel sorunların kendi bölgelerine de yansıdığını, bu nedenle küresel zorlukları aşmak için ülkelerin birlikte çalışması gerektiğini anlattı.
 
BM’nin çok taraflı çalışmalarının devam ettiğine işaret eden Vujanoviç, “Ama bölgesel kuruluşlar da kendi misyonlarını sürdürmeliler. İyi komşuluk ilişkileri, bölgesel iş birliği, küresel güvenlik ve emniyet, her ülkenin üstlenmesi gereken misyonlardır” şeklinde konuştu.