Kent’ten sağlık turizmi hamlesi

0
110

Kent Sağlık Grubu CEO’su Dr. Ruşen Yıldırım, dünyada onkoloji alanında isim yapmış kliniklerden Houston Methodist Hospital ile yaptıkları anlaşmayla kanser tedavisinde bölgenin sayılı merkezlerinden biri haline geleceklerini söylüyor.

Kent Sağlık Grubu, dünyada onkoloji alanında isim yapmış kliniklerden Houston Methodist Hospital (HMH) ile bir işbirliği yaparak nisan ayında İzmir’de bir onkoloji merkezi açıyor. Kent Sağlık Grubu CEO’su Dr. Ruşen Yıldırım, bu merkezde hastaların HMH doktorlarından ikinci görüş ve tedavi planlaması alabileceklerini söylüyor. “Houston Methodist Hospital işbirliği sayesinde sadece Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden değil, çevre ülkelerden de talep oluşacağına ve yerli-yabancı hastaların başvuracağı bir referans merkezi olacağına inanıyoruz” diyen Yıldırım, özellikle Türkiye’nin komşu ülkelerindeki kanser hastalarının ABD’ye gitmek yerine Türkiye’ye gelebileceğini, bunun da sağlık turizmi açısından önemli bir potansiyel oluşturacağını belirtiyor. Her yıl en az yüzde 15 oranında artan hasta sayısı ile Kent Sağlık Grubu, geçtiğimiz yıl 250 binin üzerinde hastaya ayakta tedavi, 20 bin hastaya yatarak tedavi uygulamış ve 7 bin 500’ün üzerinde ameliyat gerçekleştirmiş. Yıldırım, Kent Sağlık Grubu’nun organ nakli ameliyatlarında da sayılı hastanelerden biri olduğunu belirtiyor. Geçtiğimiz yıl 220 milyon TL ciro gerçekleştiren Kent Sağlık Grubu’nun Houston Methodist Hospital ile gerçekleştirdiği işbirliği ile bu yıl cirosunu 300 milyon TL’ye çıkarmayı öngörüyor.

50’ye yakın Egeli işadamının biraraya gelerek kurduğu Kent Sağlık Grubu hisselerinin yüzde 90’ı 2011 yılında İngiliz Mid Europa Partners tarafından satın alındı. Bilindiği gibi fonların yatırım süreleri 6-7 yıl arasında değişiyor. Mid Europa Partners’ın da yatırımdan çıkışı ekonomideki gelişmelerin etkisiyle gecikmiş görünüyor. Ancak, Türkiye’ye güvenen Mid Europa Partnes, yaklaşık iki yıl önce İzmir’deki hastaneye 250 milyon euro’luk bir ek yatırım kararı alıyor ve böylece onkoloji merkezinin temelleri atılıyor. Kent Sağlık Grubu’nun geçtiğimiz yıllarda İstanbul’da bazı hastanelerle ortaklık yapabileceği konuşulmuş ancak, bu gerçekleşmemişti. Bu konuyu gündeme getirdiğimizde Yıldırım, şu anda böyle bir planları olmadığını, onkoloji konusunda bir merkez haline gelmeleri durumunda hastaların mesafeye bakmadan tedavi için geldiğini hatırlatıyor. Kent Sağlık Grubu’nun Houston Methodist Hospital ile anlaşması 5 yıllık. Her yıl Houston Methodist Hospital’e 350 bin dolarlık bir ödeme yapılması planlanıyor. Ancak, Houston Methodist Hospital’le önümüzdeki dönemde önleyici tıp konusunda ortak yatırımların yapılması da gündeme gelecek. Ruşen Yıldırım, bu yatırımı hayata geçirdiklerinde yurtdışında yapılan testlerin artık kendi hastanelerinde yapılabileceğini kaydediyor. “Amacımız Türkiye’de kanser konusunda referans merkezi olmak” diyen Dr. Ruşen Yıldırım sorularımızı yanıtladı. 

 

Huston Methodist ile işbirliği nasıl gelişti? Siz mi onlara ulaştınız, onlar mı sizi buldu?

Kent Sağlık Grubu olarak 2004 yılında ilk hastanemizi açtığımız günden beri zor işleri başaran hastane olma hedefiyle hareket ediyor ve üniversite hastanelerinden beklenen üst düzey tanı ve tedavi hizmetlerini sunmayı ilke ediniyoruz. Bu açıdan bakıldığında çağımızın sorunu olan kansere yönelik aynı felsefe ile sağlık hizmeti sunabileceğimiz bir onkoloji merkezi hayalimizde dünyanın en saygın onkoloji kliniklerinden biri olan Huston Methodist karşılık verdi. Türkiye’de İstanbul’da benzer işbirlikleri yapan bazı hastaneler var ancak bunların İstanbul ile sınırlı olması ve bizim birlikte ortaya koyduğumuz model dikkate alındığında İzmir’in bu konuda ciddi bir merkez olacağına inanıyoruz.

 

Türkiye’de farklı yurtdışı kliniklerle işbirliği yapılan benzer modeller var. Huston Methodist Kent Onkoloji Merkezinde farklı hangi uygulamalar olacak? 

Huston Methodist Kent Onkoloji Merkezinde tüm hastalarımızın tedavileri, Huston hekimleri ve Kent hekimlerince ayda bir kez ortak düzenlenecek konsey toplantılarında planlanacak. Ayrıca dileyen hastalar, Houston Methodist doktorlarından ikinci görüş alabilecek. Eş zamanlı olarak merkezimizde Türkiye için çok yeni bir sistem olan ‘navigatör’ uygulamasını başlatacağız. Navigatör sistemi, kanser tanısı almış hastalarımızı hastane kapısından içeri girer girmez prosedürle uğraştırmadan ilgili birimlere yönlendirerek zaman ve enerji kaybını önleyecek farklı bir uygulama olacaktır. Hastalarımıza sunacağımız bu ayrıcalık, kapsamı bakımından Türkiye’de bir ilk olacak. 

 

Siz sadece Türkiye’ye değil, bölgeye de hizmet vermek istiyorsunuz. Bu anlamda sağlık turizmi alanında Türkiye’nin sahip olduğu potansiyel nedir?

Türkiye ucuz ilaç politikası, kaliteli ve güvenilir hastanecilik anlayışı, işinde ehil uzman hekimlerle Avrupa’dan hasta almaya çok elverişli. Bazı estetik operasyonlar, diş, göz gibi tıbbi müdahaleler için Türkiye’ye yoğun bir şekilde hasta geliyor. Özel hastaneler, bu hastaları buraya getirebilmek için yurt dışında çok ciddi tanıtımlar yapıyor. Bakanlığın da bizlere bu konuda destek vermesi Türkiye’yi kısa zamanda sağlık üssü haline getirebilir. 

 

Kent Grubu olarak sağlık turizmi gelirine nasıl katkı sağlayabileceğinizi düşünüyorsunuz?

Kent Grubu olarak bir hastane, iki tıp merkezi ile şimdilik Ege Bölgesine hizmet veriyoruz. Huston Methodist Hospital işbirliği ile hayata geçirdiğimiz onkoloji merkezimizin açılmasıyla birlikte Türkiye genelinden olduğu gibi, Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler, Orta ve Doğu Avrupa’dan da hasta çekeceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca komşu ülkelerden kanser hastaları Amerika’ya gitmeden Huston Methodist Hospital’den ikinci görüş alma olanağına kavuşacak. Bunun da sağlık turizmi açısından önemli potansiyel oluşturacağını düşünüyoruz.

 

Sağlık ekonomisinin büyümesi hangi dinamiklere bağlı?

Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde sağlık harcamaları hızla artıyor. Bu alandaki teknolojik gelişmeler, daha fazla bilgiye sahip hastalar ve satın alma gücünün artmasına paralel olarak sağlık hizmetlerinin büyüklüğü ve kapsamını genişletiyor. Ülkemizde sağlık hizmeti kullanımda neredeyse her hangi bir sınır, yönlendirme ve filtreleme sistemi yer almamaktadır. Hastalar kendilerini istedikleri sıklıkta istedikleri hastanenin istedikleri kliniklerine sevk edip randevu alabiliyorlar. Bu yolla kaynakların akıllıca kullanılması ortadan kalkmaktadır. Hastayı hastaneye gitmesi konusunda teşvik eden, sağlık sunucularını performans adı altında daha fazla hizmet sunmaya iten bir sistemde doğal olarak kaliteden söz etmek mümkün değil. Devlet sağlık hizmeti taleplerini koordine etmeli, seviyelendirmeli ve doğru kaynaklara yatırım yapmalı. Aksi takdirde kanser hücreleri gibi büyüyen ama işe yaramayan bir organizasyona dönüştürürüz tüm sağlık sistemimizi.

 

Sağlık ekonomisinin önümüzdeki dönemde izleyeceği seyre ilişkin öngörüleriniz nedir?

Sağlık sistemimizdeki arz talep dinamikleri yanlış kurgular üzerine şekillendirilmiş durumda. Plansız olarak yapılan hastanelerin talepleri karşılamakta yetersiz kalacağını öngörüyoruz. 80 milyon insanın sağlık ihtiyacı taleplerini seviyelendirme yapmadan karşılayacak bir sistem kurulması imkânsız. Kısa zaman sonra bu çarpık sistemi sürdürecek finansal kaynak bulma zorluğu ile karşılaşılacak ve bu sistem sürdürülemeyecektir. İhtiyaçların belirlenmesi, önceliklendirilmesi ve eldeki imkânlara göre optimize edilmesi gerekiyor. Binlerce yatak kapasiteli büyük hastaneler bu sorunlara çare olmayacak.