İtalya’nın borcu Avrupa’da yeni bir deprem yaratabilir

    0
    40

    Avrupa kıtasında 2011 yılında yaşanan türbülansların hatırası ve borç krizinin domino etkisi yaratması kabusu yeniden hortlamış durumda.
    İtalya’da AB’ye mesafeli duran popülist 5 Yıldız Hareketi ve Kuzey Ligi’nin ortak programlarıyla (euro bölgesinin eleştiren, bütçenin gevşetilmesi vs…) hükümet kurmaya yakın olması da, finans piyasasındaki korkuları daha da artırıyor. Analistler İtalya ve Almanya arasındaki faiz oranları farkının geçen salıdan beri 60 baz puana ulaştığına dikkat çekiyorlar. Bu da bütçede bir yıllık kemer sıkmanın etkilerinin bir haftada silinmesi anlamına geliyor.  
    Ancak daha da kaygı verici olanı, bu meydan okumanın euro bölgesindeki diğer devletleri de olumsuz etkilemesi. Aynı dönemde, Almanya ve Portekiz arasındaki faiz oranı farkı 38 baz puana yükselirken, İspanya’nın prim riskinde ise yaklaşık 26 puanlık artış meydana geldi. Analistlere göre, aslında İtalyan hükümetinin projesinin İspanya ya da Portekiz’i etkilemesi için hiçbir neden yok. “Normal” bir para birliğinde de, İtalya’dan gelen akışın periferideki diğer ülkelere yeniden yatırıma dönüşmesi ve böylece faiz oranlarını düşürmesi beklenir. Ancak mevcut tabloda global bir risk iştahı söz konusu.
    Yunanistan da benzer şekilde, arayı çok açmış faiz oranlarıyla tehlike altında. Ancak volatilitenin borç piyasalarını vurduğu İtalya’ya göre daha az bir korelasyon söz konusu. Yatırımcılar, çok hızlı değer kaybedebileceği endişesiyle Yunanistan’ın borçlanma enstrümanlarına mesafeliler. Piyasa uzmanları, Yunanistan’ın tam da yardım planından çıkmaya hazırlandığı şu sıralarda, piyasalarda yaşanan bu gerginliğin zamanlamasının ülke için kötü olduğuna dikkat çekiyorlar.
    İtalya’da faiz oranlarındaki artış ülkedeki bankalar ve özellikle de Milano Borsası üzerinde hemen etkisini göstermeye başladı. İtalya’daki borçların büyük bir bölümünün yerli yatırımcıların elinde olması yabancı finans kurumlarının en azından şimdilik riskten muaf olmalarını sağlıyor.
    Bununla birlikte yine de İtalya’nın borçları halen Avrupa’da birinci sırada ve buradaki değişimler önemli bir etki yaratabilir. Bununla birlikte ne kadar çarpıcı olursa olsun, faiz oranlarındaki mevcut artış henüz göstergeleri sallayacak noktada değil. Analistler İtalya’daki faiz oranlarının şimdilik geçen yazın seviyesine ulaştığını kaydediyorlar.
    Ancak kredi derecelendirme kuruluşlarının zaten şu anda “spekülatif” kategorisinin iki derece altında olan İtalya’nın notunu kırması halinde, tablo kötüleşebilir. Bu kuruluşlar ülkenin notunu bu yaz ya da sonbaharda gözden geçirmeden önce hükümetin durumu toparlayabilmesi için çok sert bir ekonomik viraj alması gerekebilir. Notun düşürülmesi halinde de, yalnızca yatırım yapılabilir kategorisinde işlem yapan kurumsal yatırımcıları ellerindeki varlıkları satmaya zorlayabilir. 
    Öte yandan, olası zararın sınırlı kalması için Avrupa Merkez Bankası’na şimdiden çağrı yapılıyor. Ancak bankanın da manevra alanı sınırlı. Analistler, Avrupa Merkez Bankası’nın İtalya’nın borçlanma enstrümanlarının en çok yüzde 33’ünü elinde bulundurabileceğini ve bu tavan orana da zaten çoktan yaklaşıldığını ifade ediyorlar.
    Kuşkusuz, İtalya’daki gelecek hükümetin ekonomik programı henüz bilinmediğinden tehlikenin boyutu hakkında da şimdiden net bir şey söylenemez. Ancak şu bir gerçek ki, İtalyan riski patlama potansiyeli yüksek bir durum yaratmış bulunuyor.