İşte yeni hükümetin ekonomi programı

0
31

64. Hükümet Programı’nda, İstanbul’un dünya küresel finans merkezi sıralamasında ilk 25 arasında, Türkiye’nin ise finansal gelişmişlik açısından ilk 30 ülke içerisinde yer almasının hedeflendiği bildirildi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından Meclis’e sunulan hükümet programının “İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi” başlığını taşıyan dördüncü bölümünde, mali piyasalar ve finansal hizmetler ile mali disiplin konusunda atılacak adımlara yer verildi. 

Ekonomideki başarılarda mali piyasalardaki temel reformlar ve mali istikrarın başlangıç noktası olarak görüldüğü ifade edilen programda, bu başarıları kaliteli biçimde sürdürebilmek için, reel ekonominin ihtiyaçlarını karşılayacak ve büyümeyi finanse edecek her türlü finansal aracın ihraç edilebildiği, işlem maliyetlerinin düşük olduğu, güçlü bir teknolojik ve beşeri altyapıya sahip, etkin biçimde denetlenen, yenilikçi ve daha şeffaf işleyen bir mali piyasa oluşturulmasının amaçlandığı kaydedildi. 

Yeni dönemde de finansal hizmetler alanında dinamik bir bakış açısıyla yenilikçi politikaların uygulanacağı aktarılan programda, bu kapsamda finansal piyasalarda derinliğin artırılmasına önem verileceği ve halka açık şirketlerin destekleneceği bildirildi. 

Özkaynak kullanımına vergi kolaylığı sağlanacağı belirtilen programda, şunlara yer verildi: 
“26 Mart 2015 tarihinde kabul edilen kanunla öz sermaye ile finansmana vergi kolaylıkları getirdik. Nakdi sermaye artırımı yapan şirketler için artırılan sermayenin belli bir kısmının her yıl kurum kazancından indirilebilmesini sağlayacağız. Hazine kaynaklarından kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek 1 milyar lira tutarındaki kaynağı 2 milyar liraya çıkardık. Kredi Garanti Fonu aracılığıyla 20 milyar lira tutarına kadar Hazine kefaleti verilebilmesinin önünü açıyoruz.” 

İstanbul Uluslararası Finans Merkezi 
Programda, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) Öncelikli Dönüşüm Programı’nın hayata geçirileceği ifade edilerek, program dönemi sonunda, İstanbul’un dünya küresel finans merkezi sıralamasında ilk 25 arasında, Türkiye’nin ise finansal gelişmişlik açısından ilk 30 ülke içerisinde yer almasının hedeflendiği bildirildi. 

Ayrıca, 2013 yılında yüzde 3,4 olan finansal hizmetler sektörünün GSYH içindeki payının, program dönemi sonunda yüzde 6’ya yükseltilmesinin hedeflendiği aktarılan programda, şunlar kaydedildi:

“Programla gayrimenkullerin elden çıkarılmasında değer artış kazançlarının vergilendirilmesine yönelik uygulamaları gözden geçireceğiz. Finansal araçlar ile bunların dayanak varlıklarına ilişkin vergi uygulamalarını uyumlu hale getireceğiz. Farklı finans kurumları arasında haksız rekabete yol açan vergi uygulamalarını ortadan kaldıracağız. Finans alanında ihtisas mahkemeleri kuracağız. İFM kümelenme bölgelerinde raylı sistemler başta olmak üzere, ulaşım imkanlarını ve iletişim altyapısını geliştireceğiz. Finans piyasalarında gereksinim duyulan bilişim teknolojileri ürünlerini geliştirmek üzere ‘Teknoloji Geliştirme Merkezi’ kuracağız. Faizsiz finans alanında koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma oluşturacak, bu alana uygun etik ilkeleri ve kurumsal yönetim ilkelerini belirleyeceğiz. 

Ürün ve hizmet çeşitliliğini artıracağız. Borsa İstanbul Ortak Veri Merkezini kurumsallaştıracağız. Borsa İstanbul bünyesinde Özel Sermaye Platformu kuracağız. İstanbul Tahkim Merkezi’ni faal hale getireceğiz. Finans sektöründeki tüketici ve yatırımcı haklarını, kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde şeffaf, adil ve teşvik edici uygulamalarla güçlendireceğiz. Yatırımlara uzun vadeli finansman sağlayan yatırım ve kalkınma bankacılığını geliştireceğiz. KOBİ’ler ve nitelikli altyapı yatırımları başta olmak üzere yatırımların finansmanına yönelik olarak erişimi kolaylaştırıcı ve maliyetleri düşürücü tedbirler alınacaktır.” 

Mali disiplin
AK Parti hükümetleri olarak hazırlanan ve uygulanan bütçelerde güven oluşturmanın esas alındığı vurgulanan programda, bütçe disipline edilirken, sağlıklı kaynaklara dayalı artırılan gelirlerin en iyi biçimde değerlendirilerek, insana hizmet olarak geri dönüşünün sağlandığı bildirildi. 

Söz konusu hükümetler döneminde mali disiplinin, güçlü büyüme performansının ve enflasyondaki düşüşün eş zamanlı olarak gerçekleştirilebileceğinin ortaya konduğuna işaret edilen programda, şu ifadelere yer verildi: 
“Böylece geçmişte ülkemizde hakim olan büyüme için enflasyonun gerekli olduğu kanaatinin kırılmasını sağladık. Yıllarca enflasyon ortamında gelir kaybına uğrayan sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızın daha gerçekçi gelir artışlarına kavuşmalarını temin ettik. 64. hükümet döneminde de mali disiplinden taviz vermeyerek, ekonomide işletmelerimiz için belirsizlikleri en aza indirecek; müteşebbislerimiz için çok daha sağlıklı ve öngörülebilir, üretimi ve vergi gelirlerini artıracak bir ortam oluşturmayı hedefliyoruz. Mali disiplini sürdürmemizi ve daha fazla mali alan oluşturabilmemizi sağlayacak olan ‘Kamu Harcamalarının Rasyonelleştirilmesi Öncelikli Dönüşüm Programımız çerçevesinde, mevcut harcama programlarını gözden geçirerek, harcamaların verimliliğini artıracağız. Bu yolla oluşturulacak mali alanı öncelikli harcama alanlarına tahsis ederek, kamu faiz dışı harcama büyüklüğünün belirli bir seviyede tutulmasını sağlayacağız. Bu programla ayrıca, kamu harcama büyüklüğünün ve borçlanma gereğinin sınırlandırılmasının yanı sıra, esas olarak harcamaların kalitesinin artırılmasını hedefliyoruz.”

Sosyal yardımlar amaca uygun kullanılacak
Sosyal yardımların amaca uygun kullanılmasının sağlanacağı belirtilen programda, bu alanda hizmet veren kamu kurumlarının veri tabanlarının entegrasyonunun tamamlanacağı kaydedildi. 

Programda, tarımsal desteklerin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerinin değerlendirileceği belirtilerek, desteklemelerde etkinlik sağlanırken, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımının ve gıda güvenilirliğinin gözetileceği ifade edildi.

Kamu kurumlarının ihtiyaçlarının, “ortak alım” yöntemiyle tedarikinin yaygınlaştırılacağı aktarılan programda, yükseköğretim kurumlarına ödenek tahsisinin daha rasyonel hale getirileceği bildirildi.

Taşıt edinim ve kullanımında yerindelik ve etkinlik sağlanacak 
Programda, kamuda taşıt edinim ve kullanımında yerindelik ve etkinliğin sağlanmasına yönelik tedbirler alınacağı da belirtildi. 

Saydamlığın artırılması ve rekabetin sağlanması amacıyla, bütün ihale sonuçlarını yayımlama sürecinin iyileştirileceği aktarılan programda, hizmet alımlarında fayda-maliyet analizinin zorunlu hale getirileceği kaydedildi.

Programda, kamuda hizmet binası ediniminde uygulanacak yöntem, kriter, usul ve esasların belirleneceği ifade edilerek, kaynak tahsis sürecinin etkinliğini sağlamak için stratejik plan-bütçe bağlantısının güçlendirileceği belirtildi.

Avrupa Birliği’nin (AB) kamu alımları direktiflerine uygun olarak, kamu ihale sistemini reforme edileceği vurgulanan programda, “Bu çerçevede istisna hükümlerinin daraltılması, yeni ihale yöntemlerinin sisteme dahil edilmesi, elektrik, gaz, su ve telekomünikasyon gibi alanlara özgü sektörler ihale kanununun çıkarılması, e-ihale, e-şikayet, e-tebligat, ürün sayısallaştırılması, sertifikasyon sistemlerinin kurulması sağlanacaktır” denildi. 

Programda, akılcı ilaç kullanımının yaygınlaştırılacağı, koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerinin geliştirileceği de ifade edildi.

Büyüme ve makroekonomik istikrar 
Hükümet Programında uzun vadeli kalkınma amacının, yapısal dönüşümlerle Türkiye’nin uluslararası konumunu yükseltmek ve halkın refahını artırmak olduğu belirtildi.

 Dışa açık ve dünyayla entegre bir ekonomik yapıyla yatırım ortamının daha da iyileştirilmesinin ekonomik kalkınma anlayışının vazgeçilmezi olduğuna dikkat çekilen programda, şunlar kaydedildi:

“Günümüzün rekabetçi dünyasında insana, insanın niteliklerine, sağlıklı bir sosyal ortama yapılan yatırımların, aynı zamanda ekonomik potansiyelimize yapılan bir yatırım olduğunu bilerek, ekonomi politikalarımızı güçlü sosyal politikalar ile bütünleştirmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde yurtiçi üretimi artırma ve ithalata bağımlılığı azaltma perspektifiyle, imalat sanayiinin GSYH içindeki payının artırılması, yapısal dönüşüm açısından önem arz etmektedir. 

AK Parti, bu yapının oluşturulması için verimlilik artışının ve sanayileşmenin hızlandırılması gerektiğinin farkındadır. Özel sektör öncülüğünde, Ar-Ge’ye daha fazla ağırlık vererek, ihracata dayalı ve rekabetçi bir üretim yapısıyla bunu gerçekleştirmekte kararlıyız.”

Programda, makroekonomik ve finansal istikrarın öneminin altı çizilerek, “2023 vizyonumuz ile katılımcı bir yaklaşımla hazırladığımız planlarımız ve dönüşüm programlarımız yol haritamız olacak. Yüksek ve istikrarlı büyümeye yönelik temel stratejimiz, özel sektör öncülüğünde, dışa açık ve rekabetçi üretim yapımızın geliştirilmesidir. Verimlilik artışı ve sanayileşme sürecinin güçlendirilmesi, bu stratejimizin temel yapı taşlarını oluşturmaktadır” denildi. 

İmalat sanayinin GSYH içindeki payının yükseltilmesi ve iş gücü verimliliğinin geliştirilmesiyle istikrarlı büyümeye devam edileceği kaydedilen programda, “Büyüme stratejimiz makroekonomik istikrarın güçlendirilmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi ve iş gücü piyasasının etkinleştirilmesi, teknoloji ve yenilik geliştirme kapasitesinin artırılması, fiziki altyapının güçlendirilmesi ve kurumsal kalitenin iyileştirilmesi şeklinde 5 temel eksen üzerine oturmaktadır” ifadelerine yer verildi. 

Programda, kamu gelir ve harcamalarında kalitenin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılacağı da bildirilerek, şunlar kaydedildi:

“Kamu harcamalarının toplam hasıla içerisindeki payının artırılmamasına ve böylelikle kamunun özel sektörü dışlayıcı etkisinin en aza indirilmesine dikkat edeceğiz. Verginin tabana yayılması gibi gelir artırıcı çalışmalarla oluşturulacak mali alan ile yeni politikaların uygulanmasına imkan sağlayacağız. Fiyat istikrarını güçlendirecek para politikası çerçevesini koruyacağız. Cari açığın kalıcı çözümüne yönelik politika ve önlemleri hayata geçireceğiz. Bu kapsamda yurtiçi tasarrufların artırılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

Gelecek dönemde iş gücüne katılımın artırılacağına dikkat çekilen programda, eğitimin nitelik yapısının da geliştirileceği belirtildi. 

Programda, gelecek dönemde Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin özel sektör odaklı bir şekilde artırılacağı belirtilirken, “Kamu altyapı yatırımlarımızı, ekonomide üretimin sağlıklı olarak gelişmesini destekleyecek, ancak kaynak israfına yol açmayacak biçimde planlayacağız. Kamu eliyle yapacağımız nitelikli altyapı yatırımları, özel sektör yatırımlarını güdüleyerek üretim kapasitesini artıracak, bir taraftan da verimlilik bazlı büyüme dinamiğine katkı sağlayacak” ifadelerine yer verildi. 

Programda, vergi düzenlemelerinde öngörülebilirlik ve istikrarı gözetileceği, fikri mülkiyet ve patent haklarının korunacağı ve yatırım ortamının güçlendirileceği de belirtildi.

Üretken alanlara yeni uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin artırılması hedeflenen programda, bu doğrultuda hem teknoloji transferi yoluyla verimliliği artırıcı hem de doğrudan istihdam yaratıcı sonuçlar elde ederek, büyümeye katkı sunmanın hedeflendiği belirtildi. 

Ödemeler Dengesi
Hükümet Programında, bu alandaki ekonomi politikalarının esasının, cari açığı düşürmeye devam ederken, büyümeyi daha iyi bir ödemeler dengesi bilançosuyla gerçekleştirmek olduğu bildirildi.

Artan kaynakları üretken alanlara yönlendirerek daha fazla gelire dönüştürmenin hedeflendiği programda, “Yeni yatırımlar ve imalat sanayimizde yaşanacak dönüşümlerle mal ihracatımızda uzun dönemli hedefimiz, dünya ihracatından yüzde 1,5 pay almaktır. İthalata Olan Bağımlılığın Azaltılması Öncelikli Dönüşüm Programımızla dış ticaret açığının GSYH’ye oranını azaltmayı hedeflemekteyiz. Ayrıca, ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 70’e ulaştırmayı ve ihracatın kalitesini artırarak, orta ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içerisindeki payını yaklaşık yüzde 40’a çıkarmayı hedefliyoruz” değerlendirmesine yer verildi.

Program kapsamında Türkiye’nin girdi tedarik ihtiyacı envanteri dikkate alınarak Girdi Tedarik Stratejisini’nin (GİTES) de güncelleneceği belirtilirken, büyük ölçekli yatırımları ve stratejik sektörleri teşvik etmeye devam edileceği kaydedildi. 

Geleneksel ihracat pazarlardaki payını düşürmeden, AB dışındaki ülkelere mal ve hizmet ihracatını artırmak gerekli düzenlemelerin yapılacağı ifade edilen programda, “İhracat desteklerinde etkililik esas alınacak, gelişme potansiyeli olan sektörlere öncelik vereceğiz. Türkiye’nin ikili ve çok taraflı yükümlülükleri dikkate alınarak yurtiçi üretimde yerli ara malı kullanımının ve katma değerin artırılmasını sağlayacağız” denildi.

Programda, rüzgar, güneş, hidroelektrik gibi alternatif enerji kaynakları üreten tesislerde kullanılan, makine ve teçhizatın yurtiçi üretiminin payının artırılacağı belirtilerek, “Maden Tetkik Arama’nın (MTA) yurtdışında da madencilik faaliyeti yapabilmesini sağlayacağız… Elektrikli araçlar için prototip batarya üretimini gerçekleştireceğiz. Yüksek teknolojili ürünlere yönelik yatırımları ülkemize çekmek üzere serbest bölgelerin cazibesini artıracağız. Başta finansal ortamı iyileştirmeye yönelik olmak üzere yerli makine üreticilerinin rekabet gücünü artıracak mekanizmalar oluşturacağız” ifadeleri kullanıldı. 

Atıkların ekonomiye kazandırılmasına önem verileceği belirtilen programda, ihracatçıların yeni pazarlara erişmesine yönelik mevcut imkanların iyileştirileceği bildirildi.

Enflasyon ve Para Politikası
Programda, enflasyon ve para politikası alanındaki ekonomi politikalarının esasının, enflasyonun kalıcı bir biçimde düşük tek haneli oranlara çekilmesi olduğu belirtildi. Gelecek dönemde de para politikasının, finansal istikrarı da gözeteceğine yer verilen programda, bu politikaların büyüme ve istihdam politikalarını da destekleyeceği kaydedildi. 

Programda, enflasyon hedeflemesinin temel para politikası rejimi olmaya devam edeceği bildirilirken, şu görüşlere yer verildi:

“Enflasyon hedefleri, hükümetimiz ve Merkez Bankası tarafından üçer yıllık vadeler için belirlenecektir. Dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülecektir. Merkez Bankasının, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirlemesi, esas olmaya devam edecektir.

Finansal İstikrar Komitesi, ilgili kurumların katkılarıyla finans piyasalarının gelişimine ve istikrarın sürdürülmesine destek verecektir. Gıda Komitesi yeniden yapılandırılarak, tüketici fiyatları üzerinde önemli etkiye sahip gıda fiyatlarını yukarıya çeken yapısal nedenleri analiz eden ve bu alandaki mücadelenin kurumsal, yasal ve piyasa mekanizmasına ilişkin araçlarını geliştiren bir komiteye dönüştürülecektir.”

Vergi mevzuatı sadeleştirilecek 
64. Hükümet Programı’nda, vergi mevzuatının sadeleştirilmesi çalışmalarına devam edileceği de bildirildi. Vergi mevzuatına ilişkin düzenlemelerin, toplumun ve ilgili tarafların katkılarının alındığı bir süreç içinde gerçekleştirileceği aktarılan programda, yerel yönetimlerin öz gelirlerinin de artırılacağı kaydedildi. 

Yatırımların üretken alanlara yönlendirilmesi ve tasarrufların artırılması temel amacı kapsamında, gayrimenkul rantlarından kamunun pay almasına yönelik çalışma yapılacağı belirtilen programda, istisna, muafiyet ve indirimlerin kapsamlı bir analize tabi tutulacağı ifade edildi. 

Programda, vergileme alanında vatandaşa hizmet sunulurken teknolojiden daha fazla yararlanılacağı ve vergi idaresinin beşeri ve teknik kapasitesinin artırılacağı da bildirildi.

Kayıtdışılığın azaltılması 
Adaletli bir yönetimin temel esaslarından biri olarak herkese eşit koşullarda çalışma ve kazanma hakkı tanımak ile herkesten adil bir vergi sistemi ile katkı istenmesinin benimsendiği vurgulanan programda, ekonomide etkinliği sağlayacak kayıtlı çalışmanın, istihdam etmenin ve vergide gönüllülüğü artıracak uygulamaların özendirilmesinin temel ilke olarak kabul edildiği kaydedildi. 

Gelecek dönemde uygulamaya konacak “Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılması Öncelikli Dönüşüm Programı” kapsamında kayıtdışı ekonominin boyutunun ölçüleceği ve bunun yol açtığı etkilerin araştırılarak, bir envanter çalışması yapılacağı aktarılan programda, “Denetim kapasitesini güçlendireceğiz. Eğitici ve kapsayıcı yöntemlerle toplumun tüm kesimlerinde farkındalığı artıracağız. Vergilendirme kapasitesini ölçen yöntemler geliştirecek, kayıtdışı istihdamın boyutunu analiz edecek ve yol açtığı sorunları gidereceğiz. Vergiye gönüllü uyumu etkileyen faktörleri analiz edeceğiz ve mükelleflerin vergiye uyum seviyelerini artırıcı uygulamaları hayata geçireceğiz” denildi. 

64. Hükümet Programı’nda, gümrük kapıları ve gümrüklerin modernize edilerek, yenileneceğine de yer verildi.
Sosyal yardım alanların gelirlerinin, kayıtlı işe başlar başlamaz kesilmemesi ve belirli bir süre veya geliri yeterli bir noktaya erişinceye kadar devam ettirilmesinin sağlanacağı belirtilen programda, özellikle kısmi süreli çalışanların Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile ilgili ek ödeme sorunlarının çözülerek, kayıtdışı çalışmalarının engellenmesinin sağlanacağı ifade edildi. 

Kamu sermayeli şirketler ve özelleştirme
AK Parti hükümetlerinin, piyasa ekonomisinin kuralları çerçevesinde kamu işletmeciliğinden mümkün olduğunca çekilmeyi hedeflediğine işaret edilen programda, bu hedef doğrultusunda büyük miktarda özelleştirmeler gerçekleştirildiği hatırlatıldı.

Yeni dönemde ise bir taraftan özelleştirme uygulamalarına devam edilirken, diğer taraftan kamunun işletmeci olduğu alanlarda etkinliğin artırılacağı belirtilen programda, şunlar kaydedildi:

“Kamu sermayeli kuruluşların açık, şeffaf ve hesap verebilir bir yapıda çalışmalarını sağlayacak yönetim sistemlerinin, rekabet edebilir ve iyi yönetişim ilkelerine uygun bir yapıda oluşmasını temin edecek yönetişim reformunu gerçekleştireceğiz. Kamu döner sermaye kuruluşlarının açık, şeffaf ve hesap verebilir bir idari ve mali yapıda çalışmalarını sağlayacak döner sermaye reformunu gerçekleştireceğiz. KİT’lerin faaliyetlerini, piyasa mekanizmasını bozucu etkiye neden olmayacak şekilde sürdüreceğiz. Stratejik yönetim anlayışını yaygınlaştıracak, KİT faaliyetlerinin stratejik planlar ve performans programlarına uyumunun artırılmasına yönelik uygulamaları gerçekleştireceğiz. Özelleştirme uygulamalarını, uzun vadeli sektörel öncelikler çerçevesinde belirlenmiş bir program dahilinde sürdüreceğiz.” 

Tasarruflar
Yurtiçi tasarrufların, ekonomik büyümenin önemli dinamiklerinden biri olarak görüldüğü belirtilen programda, “Ekonomi politikalarımızın temelini oluşturan üretken yatırımlarımızı, uluslararası sermayenin yanı sıra, yurtiçi tasarruflarla da finanse ederek sağlıklı bir büyüme yapısı oluşturmak temel amacımızdır” denildi. 

Yurtiçi tasarrufların sadece artırmakla kalınmayacağı, bunların üretken alanlarda Türkiye’nin hızlı biçimde büyümesini sağlayacak katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirileceği vurgulanan programda, şu ifadelere yer verildi: 

“Uygulayacağımız para ve maliye politikalarının yanı sıra hanehalkı ve firmalara sağlayacağımız teşviklerle yurtiçi tasarruf oranlarını, büyüme ve cari açık hedeflerimizle uyumlu bir şekilde yükseltmeyi hedeflemekteyiz. ‘Yurtiçi Tasarrufların Artırılması ve İsrafın Önlenmesi Öncelikli Dönüşüm Programı’yla, yüksek ve istikrarlı bir büyüme dinamiği sağlamak üzere, en güvenilir ve kalıcı finansman kaynağı olan yurtiçi tasarrufların artırılması, artan yurtiçi tasarrufların üretken yatırımlara yönlendirilmesi ve israfın azaltılmasını amaçlamaktayız.
Programla, gayrimenkullerin elden çıkarılmasında değer artış kazançlarının vergilendirilmesine yönelik uygulamaları gözden geçireceğiz. Taşınmaz alımlarının finansmanında kullandırılan kredilere ilişkin vergi istisna ve muafiyetlerini, sosyal ve ekonomik amaçları dikkate alarak, gözden geçireceğiz.

Kapasite ve verimlilik artışı sağlamak amacıyla, imalat sanayi makine-teçhizat yatırımlarının finansmanında Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) istisnası getireceğiz. Uluslararası yükümlülükleri gözeterek, lüks ve/veya ithalat yoğunluğu yüksek tüketim mallarını caydırıcı vergilendirme yapacağız. Uzun vadeli tasarrufları teşvik etmek üzere, özel amaçlı tasarruf mekanizmaları geliştireceğiz. Altın bankacılığı başta olmak üzere, altın şeklinde tutulan tasarrufların sisteme çekilmesi için çeşitli mekanizmalar geliştireceğiz. Bireysel emeklilik sisteminde kesinti oranlarını uluslararası düzeylere yaklaştıracağız ve sistemde ‘otomatik katılım sistemi’ pilot çalışması yapacağız. Hayat sigortalarının ve uzun süreli (bir yılı aşan) özel sağlık sigortalarının geliştirilmesini sağlayacağız. Kamuoyuna yönelik genel bir tasarruf çağrısı kampanyası yürüteceğiz. Türkiye’de finansal konularda farkındalığın artırılması için çeşitli kesimlere yönelik eğitim ve tanıtım faaliyetleri düzenleyeceğiz.”