İstanbul’dan Tokyo’ya uzanan lezzetler

0
31

Dünya üzerinde hemen her ülkenin kendine özgü bir mutfak ve yemek yeme kültürü bulunuyor. Sıkça karşılaştığımız Hint, İtalyan, Fransız gibi popüler mutfaklara alternatif olan dünyanın yeni ve yükselen yemek trendi Pan Asya mutfağı ise farklı bir deneyim yaşamak isteyenleri Isokyo’da karşılıyor. İstanbul’dan Tokyo’ya anlamına gelen Isokyo’daki Pan Asya mutfağına, Avrupa ve Ortadoğu’daki Raffles’lar içerisinde ilk İstanbul’da yer verildi. Zorlu Center içerisindeki Raffles İstanbul’un, birinci katında 2018 yılının şubat ayında açılan Isokyo, uzak ve yakın Doğu’nun çizgisindeki tüm ülke mutfaklarından lezzetlere menüsünde yer veriyor.
Mekandan içeriye adım attığınız andan itibaren mimarisi ve dekorasyonunu tamamlayan eserleriyle, yaratıcı sunum ve lezzetleriyle Asya’nın mistik havasını solumaya başlıyorsunuz.
Suşi ve kokteyl sunumları kuru buz hazneli özel bir tabakta geliyor. Bu sayede yemeğiniz sisler arasında sahneye çıkan bir yıldızı anımsatıyor ve gelenekselleşmiş suşi sunumuna yenilikçi bir bakış açısı kazandırıyor. Sunumda kullanılan özel yapım tabaklar ise Belçika, İsviçre gibi dünyanın pek çok ülkesinden getiriliyor.
Öney Showroom/Tasarım Danışmanlığı İç Mimar Handan Öney tarafından gerçekleştirilen dekorasyonda kullanılan aynalar, ferah bir ortam yaratıyor. Teras bölümünde kullanılan yeşillikler ise muson esintisini mekana taşıyor. Isokyo’da bir yemek, girişinde bulunan Asya taşları, 300 yıllık Tibet kapıları ve modernize edilmiş deniz ürünleri sayesinde Asya’daymış hissi veriyor. Tibet kapıları, üzerindeki kaplan ve ejderha figürleriyle, Asya toplumunun bir yansıması olarak gücü sembolize ediyor. Mekanda ayrıca sanatçı Beril Ateş’in “Golden Boy”, “Voyage” ve “Hunter” isimli çalışmaları da yer alıyor.
Isokyo’nun deneyimsel ve eğlenceli menüsü, özenle seçilmiş bir ekip ile birlikte Yeni Zellandalı Executive Şef Clinton Cooper’a emanet. Cooper; Dubai, Çin, Tayland, Hindistan ve Shangai’daki kariyeri boyunca Doğu ve Uzakdoğu mutfaklarında büyük deneyimler tecrübe eden bir isim. Kariyerinde yemek bu kadar önemli bir yer kaplamasaydı avukatlığı seçmeyi düşünen Cooper, mutfak serüvenine 18 yaşında başlıyor. Cooper mekanda yaratmak istedikleri konsept ile ilgili fine-dining yerine paylaşımlık bir konsept hazırladıklarını söylüyor. Mekan 90 kişilik kapasiteye sahip. Sekiz kişilik mutfak ekibinde suşi şefi Filipinler’den geliyor. Bir mutfağın olmazsa olmaz malzemelerini soğan ve sarımsak olarak belirten şefin Türkiye’deki favori restoranları arasında Mürver, Mikla ve Zuma yer alıyor.
Doğu’nun mistik lezzet sırlarını modern Batı’nın pişirme teknikleri ile sunan Isokyo, menüsünde Çin, Japonya, Tayland, Vietnam, Kore gibi Uzakdoğu mutfaklarının Batı kültürüyle sentezlenen örneklerine yer veriyor. Japonya’dan “hoşa giden tat” anlamına gelen Umami çeşnileri; tatlı ve baharat tatlarını dengeleyen Thai lezzetleri, ekşi ve acılar, Kore’den fermente ve salamura ürünler ve Çin yemekleri ile mekan şehrin karmaşasından uzaklaşarak keyifli bir Asya tadım yolculuğuna çıkarıyor. Kişniş, lemongrass, soya, zencefil, chili, kurutulmuş deniz yosunu gibi detaylar ise Isokyo mutfağının vazgeçilmezlerinden birkaçı. Suşi’nin pirinçleri Japonya’dan, meyvelerin bazıları ve baharatlar ise Tayland’dan geliyor.
Paylaşıma uygun şekilde tasarlanan ve vegan, glutensiz gibi seçenekleri içeren menü de öne çıkan lezzetler ise şöyle: Bao Bun ekmeğinin arasında asya lahana salatası, karabiber sos ve dana kaburga (60 TL), Miso ile glaze edilmiş morina balığı (125 TL), Tom yum usulü ağır ateşte pişmiş ve kavrulmuş kök sebzelerle servis edilen ıspanağa benzeyen bir Asya sebzesi olan bok choy ve asya mantarları ile servis edilen kuzu incik (110 TL), Oshi sushi (52 TL), yeşil çaylı tiramisu (40 TL), Isokyo tatlı tadım tabağı (105 TL). Yeşil fasulye pancar püreli kuzu pirzola (120 TL) ve 24 saatte pişirilen Asya usulü lahana salatasıyla takdim edilen dana kaburga (115 TL) ise denemeye değer.
Isokyo’nun şampanya odasında limon otu, kaffir misket limonu ve kulunç otu gibi Asya tatlarıyla şekillendirilen içecek menüsünden kokteyllerin yanı sıra Japon viskileri, sake ve Asya biralarını da deneyebilirsiniz. Şampanya odası sekiz kişilik davetler için de özel olarak kullanılabiliyor. Fleur D’Isokyo Asyalı çaylar ile infuze edilmiş, kuru buz içinde servis edilen imza kokteyllerinden bir tanesi. Mekanda şefin özel olarak hizmet sunacağı, “chef table”ın yer alacağı 12 kişiye kadar konukların ağırlanabileceği bir oda da bulunuyor. Türkiye’nin seçkin DJ’leriyle iş birliği yapılan mekanda, akşam saatlerinde müzik keyfi Asya lezzetlerine eşlik ediyor. Mekanın genel müzik konsepti; Chillout, Lounge, Deep House ve Ethnic House. Isokyo’nun lezzet yolunun geçtiği coğrafyalardan esinlenerek etnik melodilere de yer veren bu müzik tarzı, Asya melodileri ve özel enstrümanların tınılarını içeren Chill-out ve ağırlıklı olarak World Lounge parçalarından oluşuyor.