Index, 2 milyar doları mobil ile yakalayacak

0
30

Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, uzun süredir 2 milyar dolar ciroyu hedefliyor. Grup, akıllı telefon işi ile buna her zamankinden daha hızlı yaklaşırken grup şirketi Datagate yıldızlaşıyor. 
 
Akıllı telefon satışları dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir hızla artarken bu ürünlerin dağıtımı giderek büyüyen bir işe dönüşüyor. Yüzde 65’i operatörler altındaki distribütörler ve yüzde 35’i zincirler ve diğer mağazalar tarafında gerçekleşen 4,3 milyar dolarlık cihaz pazarı, akıllı telefonların toplam pazar içinde payının artması ve birkaç yıl içinde geleneksel telefonları ortadan kaldıracak noktaya getirmesi beklentisine bağlı olarak daha yüksek değer işareti veriyor. Bu, pazar tam anlamıyla doyana kadar herkesi kendisine çekecek büyülü bir dünya anlamına geliyor.

>> İşte Türkiye’nin en büyük şirketleri

Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik de bu büyülü dünyanın farkında ancak tünelin ucundaki ışığa doğru hesapsızca koşmayı düşünmüyor. Ancak Bilecik, grubunu bu pazarda önemli bir oyuncu olacak şekilde şimdiden konumlamış durumda. Grup şirketlerinden Datagate, bilgisayar parçaları ve OEM alanında güçlü bir konuma sahipken mobile doğru yönelerek kendisini yeniden yarattı. Şirket yılın yaklaşık yarısını kapsayan anlaşmaların ardından 2014’ü 207 milyon dolar ile tarihinin en yüksek satışıyla kapatırken şirketin hisseleri, yüzde 412,28 ile en fazla değerlenme konusunda ikinci sırada yer aldı. Bu, 2014’te 25’inci yaşını kutlayan Index’in 2,2 milyar liralık cirosunda önemli bir katkı.

>> Fortune 500 Türkiye’nin lideri Tüpraş

Bilecik bunlarla böbürlenmek yerine işindeki değişimin analizini yapıp uzun vadeli başarı için planlamayı öne çıkarıyor. Haziran ortasında Twitter’da “Taşıdığımız en değerli unvanımız -mühendis–İTÜ’lü, daha ötesi yok” mesajını atan Bilecik, bunda samimi olduğunu işini değerlendirmesiyle gösteriyor. Dağıtım işi hâlâ maliyetin yüzde 3’ün altında tutulması gereken bir iş ve akıllı telefon işinin güzelliği bu maliyeti daha aşağılara çekecek bir ölçek ve hacim oluşturması. Bu gelişmeler, Bilecik’in uzun süredir hedeflediği 2 milyar dolarlık ciro hedefine daha güvenle bakmasını ve daha hızlı ilerlemesini sağlıyor.

Bilecik, “Bugün ulusal ya da uluslararası bir teknoloji distribütörlüğü yapıyorsanız, temel olarak üç ana grubunuzu iyi çalıştırıyor hale gelmeniz gerekiyor. Bunlar katma değer yaratan ürünler, hacim yaratan ürünler ve mobil olarak sıralanıyor” diyor. Bu Index gibi dağıtım şirketleri açısından 10-15 sene içinde yaşanan değişimin dikkat çekici bir detayını oluşturuyor. Cep telefonlarının dağıtımı telekom şirketlerinin işi olarak görüldüğünden ve bilgi teknolojisi ürünlerini satan perakendeciler bu alana girmediğinden üçüncü kalem Index gibi şirketlerin gündeminde bulunmuyordu. Günümüzde tabletlerin mobilde yer alıp almadığı tartışması sürse de, BT ve mobil arasındaki bu muazzam uçurum ortadan kalkmış durumda. Bu, dağıtım tarafını da akıllı telefonların ciddi biçimde değiştirmesi anlamına geliyor.

Bu değiştirme sadece kavramlar bazında değil. Akıllı telefon satış adedinin 12 milyona dayanması, burada dönen cirolar için de “acayip” ifadesinin kullanılmaya başlamasını getiriyor.

BT ürünleri dağıtıcıları ile mobilciler arasındaki ayrım ortadan kalkarken Index’in 2012 yılında Apple ile distribütörlük anlaşması imzalayarak mobil oyuna adım atması grup açısından çok doğru zamanlama değerlendirmesini hak ediyor. Grup, anlaşmanın hemen ardından 2013’te Apple iPhone’ların dağıtımına başlıyor. Bu dönem aynı zamanda Apple’ın Türkiye’ye yatırım yapmaya hazır hale geldiği dönem olarak bir yükselişi tetikliyor.

Bilecik, “Bu bizim değer, hacim ve mobile dayanan üçlü yapımızın her üç ayağının da yere sağlam basmasını sağladı. Mobil hem Türkiye nüfusunun çok genç olması hem de artık her şeyin 100 gramın altındaki bir ürünle yapılabilir olması nedeniyle ayrıcalıklı bir yere sahip” diyor.

Mobil, eğitim, eğlence ve iş dünyasının eskiden birbirinden ayrı olan ekranlarını birleştirmesiyle de çok önemli bir değişimi yaşatıyor. Eskiden eğlence için televizyon ekranı, iş için dizüstü bilgisayarınki ve sadece haberleşme cep telefonu -o zaman ekran bile değildi- kullanılırken akıllı cep telefonu bu üç taraftaki liderliği -diğer grupların ortadan kalkmamasına karşın- ele geçirmiş durumda.

Bu, oyunun sadece şeklini değil oynama biçimini de değiştiriyor. Bilecik, “Bugün şirketler bile her şeylerini mobile taşımaya başladı çünkü insanlar günün herhangi bir anında herhangi bir yerden işlerini görüyor, videolarını seyrediyor, haberlerini takip ediyor. Bunun sonucunda bütün temel öğelerde bizim de yapımız değişti” diyor.
 
Bu değişim, klasik BT distribütörleri arasında ilk olurken -Index hâlâ bunu yapabilen tek distribütör- Index’e farklılaşmasını sağlayan çok önemli bir birikimi kazandırmış durumda. Bununla birlikte önceki bir örnek olmaması, grubun elinden başkalarının hatalarından öğrenme kozunu alıyor. Ağustos 2014’te grup şirketlerinden Datagate, bütün BT işlerini bırakıp Avea tarafından Avea telekom distribütörlüğü yapmak üzere atandığında grup mobil işini iyice öğrenmişti. Bu, mobil dünyanın yanı sıra mobilin en önemli parçası olduğu telekomünikasyon pazarına da bir girişi ifade ediyor.

Sunucu, depolama cihazları ve yazılım işlerinde katma değeri çok iyi öğrenmiş ve kuruluş yapısının ana özelliklerinden biri haline getirmiş olan Index, bugün mobilin ağırlığının arttığı büyük resme odaklanıyor. Bilecik, “Grubun resmini çektiğinizde mobil ağırlıklı bir oyuncunun ortaya çıktığını görüyorsunuz. Biz bilançoda Türk Lirası kullanıyoruz ama dolar bu kadar çıkmış olmasına karşın ben yine dolar konuşayım. Bu yıl 1,5 miyar doları geçeceğimizi ümit ediyorum. Bunun içinde en az yüzde 40 oranında telekom ürünleri de dahil olmak üzere mobil ürünlerin ciro payı aldığı bir tablo olacak” şeklinde konuşuyor.

Bu, yılın ikinci yarısında Türkiye’nin dinamikleri dikkate alınarak yapılmış temkinli bir değerlendirme. Telaffuz etmese de, Bilecik’in içinden daha iyi noktalara ve 2 milyar dolar hedefine daha hızlı ulaşmak geçiyor. Ancak hızla değişen ve büyüyen pazarda Bilecik’in odağının dilek ve temenniler değil, ciddi analizler olduğu da açıkça görülüyor.

Hem pazarda hem de bilançolarda yaşanan büyüme ise motivasyon tarafında önemli bir katkı sunuyor. Motivasyonun bir bölümü de Türkiye’nin büyümesine ve daha rekabetçi hale gelmesine yapılan katkıdan kaynaklanıyor.

Cansen Başaran Symes’ın başkanlığındaki yeni dönemde Erol Bilecik, TÜSİAD dijital ekonomi yuvarlak masa başkan yardımcısı olarak sorumluluk üstlenmeyi sürdürüyor. Bu birimin önceli bir önceki dönemde Türkiye’de bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) eğitiminin önemine dikkat çekmek için büyük çaba sarf etmişti. Bu, Türkiye’nin gelecekte daha rekabetçi hale gelebilmesi için kritik önem taşıyor. Bilecik kendi şirketinde de mikro düzeyde aynı hedefi listenin içine yerleştirmiş durumda.

Lojistik başta olmak üzere distribütörlük işindeki düşük maliyet koşulunu yerine getirecek inovatif sistemleri geliştiren Index, buradan aldığı güçle servis şirketi kurarak daha katma değerli alanlara hitap etmeyi de başarmıştı. Bilecik, “Bizim işimiz belki dünyadaki diğer örneklerde bir miktar farklı olmakla beraber, bu endüstride maliyetlerinizi yüzde 3’ün altında tutuyor olmanız gerekiyor. Yüksek hacimli düşük kâr marjlı bir iş yapıyorsunuz. Cironuz olağanüstü yüksek, kârınız da olağanüstü düşük. Bu, çok dikkatli bir yönetim gerektiriyor” diyor ve ekliyor: “Ancak maliyetleriniz yüzde 3’ün üzerindeyse hiç şansınız yok” diyor.
Bu, zaman zaman finansal mühendislik denen yapılar da dahil olmak üzere çok farklı yeteneklerin geliştirilmesini gerektiriyor. Index’in dikkati, maliyetleri bilanço yapısı itibariyle yüzde 2,38’e çekmiş durumda. Bilecik, mobilin katkısıyla bu katsayıyı yüzde 2’nin bile altına çekebildikleri çeyrek açıklamaları yapacakları günleri hayal ediyor. Tabii bu havada uçan değil mühendislerin kurduğu türden bir hayal. Bilecik, “3, BT dünyası için geçerliydi ama bu mobil dünya ile birlikte acaba 2’nin altına gidebilir mi iddiasını net olarak taşımaya başladım. Zaman zaman içeride bunu arkadaşlarımızla ayrı fikirlerde olarak da tartışıyoruz” diyor.

Elektrikli ev aletleri dışarıda tutulduğunda televizyondan telefona kadar dağıtımda kâr marjlarının tek haneli olması, bu yüzde 1’in değerini çok daha yukarıya taşıyor. Bu zaman zaman komik değerlere düşüyor ancak asla yüzde 10’u bulmuyor.

Sunucu, depolama ve yazılım tarafında katma değerli işlerde bile bu oranın yüzde 20’leri bulması zorken, bu alanda bulut bilişimin gelişmesiyle birlikte özellikle sunucu pazarının ciddi bir daralma yaşaması bilançoya toplam katkıyı aşağı çekiyor. Bilecik, “2015’te olmasa bile 2016 ve 2017’de artık şirketlerin kendi sunucuları diye bir kavram kalmayacak gibi gözüküyor. Sunucular veri merkezlerinde yoğunlaşacak ve kimse de bunu yadırgamayacak” diyor.
 
Son kullanıcıya dokunmayan, mağazası bulunmayan ve bunu arzu etmeyen Index, katma değerini firma organizasyonu ve kanalına sunduğu olanaklarla ifade ediyor. Bu, son kullanıcıya servis ya da onu daha iyi tanımaktan kaynaklanan bir katma değerle gitmeyi olanak dışına itiyor. Ancak Index kanalına lojistikte ve değişik ödeme türleri sunarak finansta katma değer yaratıyor. Bilecik “Neredeyse her dönem bir ödeme aracı çıkarır duruma geldik. Biz bir banka değiliz ama oradaki araçları zaman zaman birbiriyle birleştirerek ya da inovatif düşüncelerle bazı eklemeler yaparak kanallarımıza sunuyoruz” diyor.

Grubun, Türkiye’deki toplamın yüzde 90’ını oluşturan iş ortağı sayısı düşünüldüğünde, finansın yanında stok müsaitliği, ürün getirme, eğitimler ve bunun birikimini aktarma noktasında yarattığı katma değer dikkat çekici hale geliyor.

Lojistik tarafı aynı kalsa da tamamen B2B tarafında gerçekleşen e-ticaret önemli bir değişim alanı. Bilecik, “İş yapma biçimlerinde öyle keyifli değişiklikler var ki, herhangi bir iş ortağımız herhangi bir öğle ya da akşam yemeğindeyken veya sporunu bile yaparken kendi mobil cihazından siparişlerini girmesi, risk yapısına bakması bile mümkün. Bunun için ofisinde oturması gerekmiyor. Bu değişimin bir tarafı” diyor.

Değişimin diğer tarafı, kurumsal çözümlerin ezelden beri var olduğu düşünülmesine karşın üç operatörün de katkısıyla burada farklı bir olgunluğun yaratılmış olması. Bu yolun başında olunmadığı gibi çok mesafe de kat edilmediğini düşünen Bilecik, e-ticaretin toplam ticaret hacminin sadece yüzde 1,7’si olduğuna işaret ediyor. Bunu nüfusun yüzde 60’ının sosyal medya kullanması ile karşılaştırdığında kat edilecek mesafenin uzunluğu ortaya çıkıyor. Bilecik, “Bu iyi; güzel bir problemimiz var. Bunları inşallah kendi teknolojimizi üreten bir şekilde yaparız. Sadece tipik tüketici ortamı olmaktan çıkarırız bu oyunu” diyor.

Günümüzde memory stick’ten sunucuya kadar 25 milyon kutu dağıtımı yapan Index’in işinin merkezindeki lojistik alanında yaptığı geliştirmeler, bu yorumun arka planı. Bu sistemde, deponun kendi içindeki yönetim sistemleri, atölye hizmetleri ve lojistik servis hizmetleri önemli bir üçgen oluşturuyor. 25 yıllık deneyim, geçen sene Şekerpınar’da kurulan lojistik merkezine yansımış durumda. 350 kişinin çalıştığı 2 bin 500 metrekarelik tesis, kendi içinde ofisten sosyal tesislere kadar bütün imkanları ile grubun olgunluk çalışmalarından biri.

Bilecik’in terminolojisi burada sözcük bulmayı biraz güçleştiriyor. Bir yandan şirketin sürekli öğrenen ve kendisini geliştiren yapısını “Biz usta olmayacağız” diye; öte yandan da müşterilerinin iş alanlarına girmeyeceğini “Çırak çıkarmayacağız” diye ifade eden Bilecik, Türkçe’nin kapasitesini zorluyor.

Şekerpınar, lojistikteki raf sistemini üçüncü kata çıkıp verimlilik konusunda yeni bir dönemin kapısını açıyor. Cendere yolundaki eski deponun yüksekliğinin yedi metre olmasının yarattığı kısıtın da aşılması anlamına geliyor. Şekerpınar lojistik üssü, geleceğe uzanan Index’in bir yandan simgesel bir göstergesi ve diğer yandan da işin merkezindeki lojistik alanında yarattığı inovasyonla en önemli payandalarından biri. Yıllar önce eski depoda fotoğrafladığımız Bilecik ile yeni depoda fotoğraf çekimi için sözleşiyoruz ve randevu saatini 2 milyar dolara ulaşılması olarak belirliyoruz. Grup, mobilin de kattığı hızla bu yönde emin adımlarla ilerliyor.

Kendi kırmızı çizgileri çok net olan Index’in bu konudaki hızını, şu anda çok net olan bir başka kırmızı çizgi ile ilgili gelişmeler belirleyecek. Index’in BT tarafında büyümesini IBM distribütörü iken bu firmayı ikna ederek HP’nin de dağıtımını yapmaya başlaması ve buradan çoklu marka dağıtımına ilerlemesi sağlamıştı. Bu, o dönemde alışık olunmayan bir durumdu. Günümüzde kırmızı çizgi mobilde operatör ve zincir/mağaza tarafını kesin bir biçimde ayırıyor. Yüzde 65/35 şeklinde pazarı bölen bu kırmızı çizginin zincir/mağaza tarafında üreticilerle satıcılar arasında distribütörsüz bir çalışma modeli var. Kırmızı çizginin her iki yanında faaliyet gösterebilmenin ve yüzde 100’üne hitap etmenin çok daha hızlı gelişme anlamına geleceği kesin. Bilecik, bu konuda en ufak bir ipucu vermekten kaçınıyor ama hızla gelişen pazarda böyle bir gelişme beklemek çok büyük bir kehanet değil. Kapitalizmin kuralları, ticaret geliştikçe sınırların belirsizleştiğini söylüyor.